Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/31 E. 2022/93 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/31 Esas
KARAR NO : 2022/93

DAVA : Endüstriyel Tasarıma Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 20/11/2020
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin (eski unvanı ile——–ileri —- bilinen firmalardan biri olup,—–tasarımlarını gerçekleştirdiğini ve ——- ————sattığını, davacının tescil belgesinde “——” olarak isimlendirdiği —– üzerinde uzun zaman çalıştığını ve 01/03/2018 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle korunmak üzere —————numarası ile “———verdiği tasarımı kendi adına tescil ettirdiğini, bu ürünü tasarlamak, geliştirmek, üretmek ve piyasada saygın hale getirebilmek için ——–anlamda gelir elde ettiğini, ancak zamanla bu tasarım üzerinden kazandığı gelirinin azaldığını, bu tasarımın —- tarafından taklit edildiğine ilişkin duyum aldıklarını, davalı şirket tarafından ——olarak hukuka aykırı şekilde bu tasarım kapsamında kalan ürünün piyasaya sürüldüğü bilgisine ulaştıklarını, davalı şirketin, davacı şirketin bu ürünü tescil ettirdiğini ve sattığını bilmesine rağmen halen daha bu ürünü kendi bünyesinde satarak haksız fiiline, tecavüzüne devam ettiğini, buna ilişkin fatura örneklerini sunduklarını, davacının ——” markasının bulunmasına rağmen, davalının ürününde herhangi bir ibarenin mevcut olmadığını, bu durumun —– açısından kafa karışıklığı yarattığı ve davalı şirketin haksız kazanç elde etmesine neden olduğunu, davacı şirketin ticari itibarına sekte vuran bu eylemlerinin 554 sayılı KHK m.48/1-a ve devamı maddeleri uyarınca “tasarım hakkına tecavüz” fiilini oluşturduğunun bilirkişi incelemesi sonucunda görüleceğini, davalı şirketçe gerçekleştirilen bu fillerin aynı zamanda TTK m.57/3-5 ve 8. maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat davası açma hakları saklı tutularak, öncelikle davalı şirketin “——- davacı şirketin —– taklidi olduğunun atanacak bilirkişi ile tespitine, akabinde davalı şirketin piyasadaki diğer firmalara da bu ürünü faturalandırarak sattığının, bu faturalandırmanın ve ürünlerin taraflarınca dosyaya sunularak delillendirildiği gözetilerek bu eyleminin 554 sayılı KHK m.48/1-a uyarınca ——- fiilini oluşturduğunun tespitine, davalı şirketin —–doğan haklara tecavüz fillerinin durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüz teşkil eden ürünlerin ve üretimde kullanılan araçların şekillerinin değiştirilmesi veya tasarımdan doğan haklara tecavüzün önlenmesi kaçınılmaz ise tecavüze konu ürünlere el konularak imhasına, fazlaya ilişkin haklarının, maddi manevi tazminat talebi ve cezai takibata dair şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirket hakkında verilecek kararın masraflarının davalı şirket tarafından ödenmesine, kararın ilgililere tebliği ile ülkemizdeki en yüksek—– —- paylaşılarak ilanına, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve sair tüm masrafların davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, ancak 29/01/2021 tarihli dilekçesinde özetle; raporda aynı olduğu ifade edilen ürünlerin davalı şirket tarafından üretilmediğini, dava neticesinde ürünlerin uyuşmazlık konusu olduğunun öğrenildiğini, dava dilekçesi ve bilirkişi raporunda yazılı aleyhe olan hiçbir hususu kabul etmediklerini, bununla birlikte konu hakkında davacının, davalı şirketle temasa geçmeden, önceden uyarmadan bu yola başvurmasının da dürüst bir davranış olmadığını, davalı şirkette aynı olduğu iddia edilen ürünlerden 5 adet bulunmakta olup, işbu ürünlerin de tamamının bilirkişi raporu nedeniyle imha edildiğini, davalı şirket tarafından satışının yapılmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili—- tarihli dilekçesi ile, dava konusu ——– üretmediğini beyan ederek, davanın ——edilmesini talep etmiş, dava bu şirkete ihbar edilmiştir.
İhbar olunan şirket vekili dosyaya sunduğu dilekçesi ile davaya feri müdahil olarak katılmalarına karar verilmesini, davanın haksız olduğunu, davalının dav konusu aparatı piyasaya sürmesinin tasarım hakkına tecavüz oluşturmadığını, zira davacının tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunmadığını, uzun zamandır piyasada kullanılan aparatların görünümü ile aynı olduğunu, bu benzerliğin —– ve teknik zorunluluktan kaynaklandığı, bu nedenle tasarım olarak korunamayacağını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Mahkememizce 02/11/2011 tarihli ara kararı ile davaya feri müdahil olarak davalı yanında katılmalarına karar verilmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli—— numaralı —— kapsamında kalan ürünlerin davalı tarafından satıldığı iddiasıyla açılan ——–hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi davasıdır.
Dosyaya —–, incelendiğinde; davacıya ——tasarımım başvuru ve———-olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi yönünde ——— bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi —- tarihli raporda; davacı tarafa ait dava dosyasına sunulan ürün örneği —- ibaresinin yer aldığı, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen ürünler üzerinde herhangi bir ibare yer almadığı, davacı tarafa ait ——- tescili ile davalı tarafa ait olduğu iddia edilen ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile ayniyet derecesinde benzer olarak algılandıkları yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, deliller toplandıktan sonra Mahkememizce davalıya ait ürünler ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, —— —- ve sektör uzmanı —–raporda; davacı tarafa ait —- numaralı tasarım ile davalı tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, görsellerine de yer verilerek farklı şekilde üretilmiş ——mevcut olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
SMK’nun 55. maddesinde tasarım “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki —- kaynaklanan—— olarak tanımlanmış, bu kanun uyarınca tescil edilmiş olması halinde tasarımın tescilli tasarım olarak korunacağı düzenlenmiştir. Yine SMK’nun 56. maddesinde, tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı, 58. maddesinde ise — sahibinin, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabileceği düzenlenmiştir. SMK’nun 81. maddesinde de ——-sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için önerilerde bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde—–alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak tasarım hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.
Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilen hak sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut —- davacı adına tescilli——- benzerinin davalı tarafça satışa sunulduğu iddiasıyla dava açılmıştır. Davalıdan satın alınan ürünler delil olarak dosyaya sunulmuş, davalı tarafça da bu ürünlerin kendilerine ait olmadığına dair bir itirazda bulunulmamış, bu ürünleri feri müdahil —— aldıklarını savunmuşlardır. Her ne kadar feri müdahil tarafından davacının tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliklerinin mevcut olmadığı ve ürünlerin benzerliğinin —–kaynaklandığı savunulmuşsa da, davacının ——– hükümsüzlüğü için dava açılmadığı, —– tescilli olduğu sürece davacının hak sahibi olduğu, alınan bilirkişi raporu ile farklı——- ———- ——–piyasada mevcut olduğu anlaşılmakla, bu savunmalara itibar edilmemiştir.
Davaya konu—–, ——malzemenin, benzer biçimde kesilmesi, delinmesi ve bükülmesi ile oluşturulduğu, —– —– birbirleri ile ilişkilerinin benzer olduğu,—- ———- kısa şekilde büküldüğü, diğer kenarının—– kısa, —– şekilde büküldüğü ve benzer bölümlerinde —açıldığı, tasarımların bütün ögelerinin benzer biçim, oran ve yerleşimde oldukları, tasarımlar arasında bulunan farkların küçük ayrıntılarda olup, tasarımlara ayırt edici nitelik kazandırmadığı, tasarımların benzer olarak algılandıkları uzman bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir. Davalının davacıya ait tescilli tasarımın koruma kapsamında kalan ürünlerin satışını yapması tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiğinden ve bu benzerlik teknik zorunluluktan kaynaklanmadığından, tasarımcının seçenek özgürlüğü sınırları içinde ——– yapılması mümkün olduğundan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalının —- isimli—- ürününün satışını yapmasının davacının—- tescil numaralı tasarımdan kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin TESPİTİNE,
Davalı şirketin tecavüz teşkil eden eylemlerinin DURDURULMASINA VE ÖNLENMESİNE,
Tecavüz teşkil eden ürünlerin ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılan araçların TOPLATILMASINA, karar kesinleştiğinde ürünlerin şekillerinin değiştirilmesi veya tasarımdan doğan haklara tecavüzün önlenmesi kaçınılmaz ise münhasıran bu ürünler için kullanılan araçlar ile birlikte ürünlerinde İMHASINA,
Karar kesinleştiğinde masrafları davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin ————yayınlanmasına,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline —– gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 108,80 TL harç, 113,60 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 3.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.822,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili, davalı vekili ile ihbar olunanın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.