Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/23 E. 2021/79 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/23 Esas
KARAR NO : 2021/79

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2014
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Davacı vekili tarafından Mahkememizin —- tarih, —- Esas—— Karar sayılı dosyası ile davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğünden kaynaklanan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili İstanbul —— Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili —– ——- tarihinde —– kayıt —— kullanmaya başladığını, özellikle ——- alanında isminin kullanıldığını, ———-tanınır hale getirdiğini, davalı şirketin ———- makinelerinin kiralanması” ———— hizmetler bakımından tescilini gerçekleştirdiğini,——- tarihinde ——kayıtlı olan müvekkilinin “——- ibaresini özellikle ———- ile ilgili olarak ——– kullandığını, bu kullanım ———– ——- olduğunu, tanınmış ———— geldiğini, dava konusu —————– davalı —— tarafından herhangi bir kullanımın söz konusu ——— ibaresinin müvekkili firma tarafından marka ve aynı zamanda —– olarak ————– itibaren ——– olarak kullandığını, davalı ——-eden firma olmadığından markanın gerçek hak sahibi olmadığını ve ————- olarak tescil edildiğini, markaların esas unsurlarını oluşturmamakla birlikte markaların her birinin——– bulunduğunu, marka hakkının tescille ———— getirildiğini, 556 sayılı MarkaKHK’nın 7.ve 8.maddelerinde tescilden önce kullanılan ve bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmış ———— —- olan sahibine itiraz etme hakkı tanıyan düzenlemenin ——— ———-müvekkili firmanın ————– edici unsuru olduğunu ————alanını teşkil eden —— alanında aralıksız olarak ——-, davalının adına tescil ettirdiği markaların esas ———- olduğunu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın kabulü ile davalı ———- adına ———— ——– markalarının ————.sınıfta yer alan “————– ——– bakımından kısmen hükümsüzlüğüne ve ———- terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul ——–. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce davalı tarafın yetki itirazı kabul edilerek, yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya Mahkememize gönderilmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada ———– ————- tanınan ———- markalarla tanınmış ———– firmanın ———— bilinirliği olduğunu, ———————-tanınırlığı ———————- dayanarak kullandığını, ————– nezdinde———– marka olarak da kullanmaya başladığını,———————- — tescil ettirdiğini ve müvekkili ————————– sahip olan müvekkilinin markasını tanınır hale getirdiğini, —— unvanının —————— unvanı olarak kullanıldığını, davacı ——— —- söylediğini, ——— gerçekleştirilen ——————- tarihinde ——– kaydedildiğinin görüldüğünü, davacı yanın bu dönemden önceye ilişkin bir delili ibrazında bulunmadığını, müvekkili firmanın ———– anlaşılacağı üzere ——— faaliyet gösterdiğini, davacı———– faaliyetlerine başlamasının nihai tüketici nezdinde davacı yanın, müvekkili firma ile ———-göstermesi neticesinde müvekkili —– nihai ———tanınırlığından istifade etme amacında bulunduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen markaların gerçek sahibinin müvekkili firma olduğunu, müvekkili firmanın—– seçilmesinin nedeninin kurucularının tamamının —— olmasından kaynaklandığını, davacı yanın varlığından müvekkili firmanın iş bu dava ile haberdar olduğunu, taraflarınca yapılan araştırmada davacı yanın ——— gösterildiğini, ——-” ibareli markasal kullanım içeren——, davacı yanın anılan markaları müvekkili firmanın başvuru tarihinden önce kullanmakta olduğunu iddia etmesine rağmen, bu husus ispat eden bir delil sunmadığını ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacının, 556 sayılı KHK 8/3 maddesi 42/1-b maddesi gereğince ——” ibaresi üzerinde önceye dayalık hak iddiası ile davalının——-” ibareli markalarının ——–.sınıfta yer alan ———– ———- kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davacı şirket ——-markasının———- tarihli başvuru—– ———– Sınıflarda davacı ——————- başvurusunun ise davalı tarafın itirazı nedeniyle, başvurunun reddedildiği, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
————– celp edilen marka tescil kayıtlarından davalının, davaya konu ———sayılı “————— ibareli markalarının hükümsüzlüğü istenen ————-yer alan “———- —- ve ——- anlaşılmıştır.
————–kayıtlarından davacı ———– tarihinde tescil edildiği, şirket——————– —— işleri ile iştigal etmek olarak tescil edildiği görülmüştür.
Davalı ——— tarihinde ——, şirketin amaç ve konusunun ——-. olarak belirtildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin————- ibareli markalarının ————– hizmetleri —— hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, davalı tarafça karar karşı istinaf yargı yoluna başvurulması üzerine, İstanbul —– Karar sayılı ilamıyla “HMK 281. Maddeye göre ; hakim olayı —– gerek görürse yeni bir bilirkişi raporu alabilir. Birbiri ile farklı sonuca ulaşan raporlar bulunmakla ; mahkeme raporlar arasındaki çelişkiyi gidermeli ya da raporlardan birini üstün tuttuğunda ise gerekçeli kararında hangi raporu diğerinden —– açıklamalıdır. Verilen karara göre ikinci rapora itibar edildiği anlaşılmakta ise de; bu raporun niçin ——– ve ilk rapora niçin itibar edilmediği konusunda gerekçeli kararda bir açıklamanın bulunmadığı görülmekle öncelikle raporlardaki çelişkili durumun giderilmemiş olması nedeni ile davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiş ve hükmün kaldırılış şekline—– davalı yanın diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ; Yargılamaya devam olunması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ” dair karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin ——- tarihli ara kararı ile daha önce alınan her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmişse de, verilen kesin süre içinde davacı tarafça bilirkişi ücreti yatırılmadığından ve davalı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılması için davacı tarafa yeniden süre verilmesine muvafakat edilmediğinden, yeniden bilirkişi raporu alınamamıştır.
Dosya kapsamına alınan ———————— ve ———– beyanları ile ilgili ————- imza attığının bildirildiği, davalı ————- arasında ———– dava konusu ——– bulunmadığı tespit edilmiş, raporun ——— kısmında ise davacının——— taraftan önce kullanmaya başladığı, ancak davalıya ait markalarda ———–kelimesinin ait olduğu———-bütün olarak düşünüldüğünde, tescilli markaların ———- olması sebebiyle orta düzeydeki tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinden söz edilemeyeceği beyan edilmiştir.
Davacı vekili——-dilekçesi ile rapora ——– tarihli dilekçesi ile davasını kısmen ıslah ettiğini beyan ederek ——–yıllarına ait faturalar ———tarihli dilekçesi ile ıslah yolu ile yeni delil sunulmasına karşı çıkmıştır.
Davanın ıslah suretiyle yeni delil sunulması usule uygun değilse de, dava dilekçesinin deliller kısmı —.bendinde taraflara ait ticari kayıtlar, defter ve belgeler, —-.bendinde her türlü tanıtım evrakı, ————-delillerine dayanmakla, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan——–tarihli faturaların incelenebileceği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ——- tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacının ——– itibaren —— önceki kullanımı sebebiyle markanın gerçek hak sahibi olduğunu, markalar arasında hem —————– gerekçesi ile karıştırılma ihtimalinin olduğunu, bu sebepler dolayısıyla ————- markalarının kısmi hükümsülüğüne karar verilmesi ——- bakımından sicilden terkin edilmesi gerektiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği, markaların tescil tarihi olan ———— sonraki ——davacı yanın ——— ——— raporunda dayanak yapıldığı, davacının markanın —— olan ————yalnızca——,———- geldiği sonucuna varılamayacağı, müvekkili————————– kötü niyetli olduğunun kabulünün mümkün bulunmadığı,———“——– olan —— esas unsurundan türetiltiği beyan etmiştir.
—————-” geçerlidir. Yasa koyucu bu yolla piyasada aynı veya benzer mal ve hizmetler için mükerrer markanın varlığını önleyerek; bir yandan, önceki markaya yapılan —- diğer yandan da nihai alıcı olan tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır. Öte yandan Türk Marka Hukukunda “gerçek hak sahipliği ilkesi” de benimsenmiştir. Buna göre, bir markayı, —— —— maruf hale getiren kişi, marka üzerinde gerçek hak sahibidir. Bu ilke uyarınca; 556 sayılı KHK’nın 8/3. maddesine göre, ——- sahibi olanların itirazı üzerine, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla,—————- başkası adına ——– olarak —————- karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır. Bununla birlikte önceye dayalı gerçek hak sahipliği, tescil edilmiş bir markayı hükümsüz kıldırmadan, hak sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkı vermeyecektir.
Markaların karıştırılma (iltibas) tehlikesi iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, —————edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş veya tescilsiz kullanılmış bir marka ile ——— sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için aynı marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ——- sonra mal ve/veya hizmetler arasında ——- olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin — tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak —– olan — olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemelere göre somut olay incelendiğinde; taraflara ait ———- taraflara ait marka —- tarafların marka kullanımlarına dair sundukları deliller ve bilirkişi raporları ile, davacı ———– bu yana ————— marka olarak kullandığı, davacı şirkete ———– kullanıldığı, faturaların içeriğinin —————-beyanları ile ilgili ———— tescil başvurusunun yapıldığı —— tarihinde davacının———- sektöründe tanınır hale getirdiği, ancak davalının marka başvurusundan ———–marka başvurusunun davalının itirazı nedeniyle reddedildiği, davacının markasının yalnızca ——–. sınıflarda tescil edildiği, davacının “————-.
Davalı şirketin ise —— tarihinde yaptığı başvurular sonucunda davaya konu olan———–.sınıfta yer alan “————dahil çeşitli mal ve hizmetler için tescil ettirdiği, her iki tarafın da —- —- gösterdikleri, bu nedenle davacının markasını kullandığı mal ve hizmetler ile davalının markalarının ——— sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin aynı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı ve davalının markalarının ortalama tüketiciye hitap etmesi nedeniyle benzerlik incelemesi yapılırken ortalama tüketicinin dikkate alınması gerekmiştir. Her iki tarafın markalarında ortak unsurun ———olduğu, davacının kullanımında—- ——- alanını gösteren tanımlayıcı bir işaret olması nedeniyle, ——-dikkate alınamayacağı anlaşılmıştır. Davalının markalarında———- gibi ——————- ibaresinin ——————- markalarda —– şekilde ——– bulunduğu tespit edilmiştir. Markaların benzer olup olmadığı incelenirken, markaların bütün olarak dikkate alınması zorunludur. Buna göre davalının markalarının —– olarak davacının marka kullanımından farklı oldukları, markaların—- tescilsiz kullanımla hak elde ettiği ——— karıştırılmaya neden olacak derecede benzer olmadıkları kanaatine varılmıştır. Her ne kadar iki bilirkişi raporunda da farklı görüşler bildirilmişse de, davasını ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın verilen kesin süre içinde bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi raporu alınması konusunda yargılama giderlerini yatırmadığından, bu delilden vazgeçmiş sayılmasına karar verilerek, mevcut dosya kapsamına göre değerlendirme yapılmış, davacının davasını ispat edemediği, 556 sayılı KHK’nin 42/1-b ve 8/3. maddesindeki hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, davalının marka tescillerini kötü niyetle yaptırdığının da davacı tarafça kanıtlanamadığı, davalı şirket ortaklarının—– ibaresini tescil ettirdikleri anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,10 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı vekiline ——— gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 32,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.