Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/2 E. 2021/218 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/2 Esas
KARAR NO: 2021/218
DAVA: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 17/06/2015
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin —, davalı şirketin ise —– tescil edildiğini, müvekkilinin eskiden beri —- ibaresini —-markalarında kullandığını, müvekkili adına tescilli ——- yapıldığını, bu durumun müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının internet alan adındaki kullanımının bu alan adının internet sayfasında satış pazarlama yapılmasının ve ticaret unvanında kullanılmasının ve diğer tecavüzlerin tespitine, men’ine ve ref’ine, —- ibaresinin ticaret unvanında terkini ya da değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı taraf verilen süre içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmemiş, yargılama sırasındaki beyanlarında; davacının markalarının —–emtiası üzerinde tescilli olduğunu, müvekkilinin ——uğraşmadığını, ayrıca —— müvekkili adına kayıtlı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve ticaret unvanının terkini davasıdır.
Davacı tarafından davalı —-aleyhine, davacıya ait —- marka ile iltibas oluşturacak şekilde davalı tarafından kullanılması nedeniyle açılan marka hakkına tecavüz ve —– terkini davasında Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, ——- Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine; ” Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, işbu davanın açılmasından önce davalı şirketin —— ibareli marka başvurusunda bulunduğu ve yargılama sırasında davalı adına marka tescilinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. 556 sayılı KHK’nin 9/2-e maddesi gereğince, marka sahibinin, işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ———- kullanılmasının önlenmesini talep edebileceği düzenlenmiş, ancak marka sahibine tanınan bu hak işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluna bağlanmıştır. Bu durumda, davalının ———-davalı adına tescilli —-markasının kapsamında olup olmadığı hususu ile bu kullanımın davacı markasına tecavüz oluşturup oluşturmayacağı tartışılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bahse konu —- ibareli alan adlarının kullanılmasının engellenmesi ile birlikte infazda tereddüt yaratacak şekilde—- ibaresinin kullanımının da engellenmesine şeklinde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, Mahkememizce bozmaya uyularak —- numarası üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Dosyaya —- getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacının—- Sınıfta tescilli olduğu, —- markasının ise yargılama sırasında ——emtiasını da kapsayacak şekilde tescil edildiği, davalının —- markasının —- yevmiye numaralı —- devredildiği tespit edilmiştir.
Taraflara ait ——-dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde davacı şirketin—-tarihinde ——–kayıt edildikleri tespit edilmiştir.
Davacının—– tarihinde davalı adına —– edildiği tespit edilmiştir.
Davacı vekili sözlü ve yazılı beyanları ile, yargılama sırasında davalı adına tescil edilen —- markasının dava dışı —- nedeniyle bu markayla ilgili davalıya karşı açtıkları davadan vazgeçtiklerini, davayı —— istediklerini beyan ederek, HMK’nun 125/1-a maddesi uyarınca taraf değişikliği yapılmasını talep etmişse de, davanın, dava tarihi olan —- tarihinden önceki davalının marka kullanımlarıyla ilgili marka hakkına tecavüz edildiğinin tespiti ve önlenmesi davası olduğu, dava açıldıktan sonra tescil edilen ve dava dışı şirkete devredilen —-tescil numaralı markayla ilgili açılmış bir dava bulunmadığı, dava açıldıktan sonra davayı devralan dava dışı ——- kullanımlarının da bu davanın konusu olmadığı, bu nedenle HMK’nun 125/1. maddesi anlamında dava konusunun devrinin söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davacının taraf değişikliği talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin davalı şirket hakkındaki davasından vazgeçtiklerine dair beyanının davada taraf değişikliği talebi uyarınca yapılmış olması ve taraf değişikliği talebinin reddedilmesi nedeniyle sonuç doğurmayacağı kanaatine varılarak, davaya davalı —— karşı devam olunmuştur.
Dava açıldığında delil tespiti amacıyla bilirkişi—- bilirkişi raporunda;—- tarafından sunulan davacıya ait olduğu anlaşılan —– tescilli marka kayıtlarının —–markasının henüz tescilinin —tamamlanmadığı, —- internet sitesinde yapılan incelemede davacının ayrıca—–devam ettiği — nezdinde henüz tescil kararı verilmediğinin anlaşıldığı, davalı ile ilgili —- nezdinde marka tescil sorgulaması yapıldığını, —-tescilli olduğu, ancak davalıya ait tescilli kabul edilmiş markalarda —- markasının henüz tescilinin tamamlanmadığı, davacının —- yaptıktan sonra davalının—-kapsamında tescili için müracaat etmiş olduğunun görüldüğü, — nezdinde yapılan incelemede ilk olarak davacının —– müracaatı ile kendi adına tescil ettirdiği ve —– bu markanın davacı—— adına tescilli olduğunun tespit edildiği, dosyaya —- gönderilen —- kayıtlarına göre de, davalının——- tarihinde sermaye artışı ile ilgili —— kayıt olduğu, bu ilana göre davacı |şirketin bu tarihten önce kurulmuş ve faaliyette olduğu kanaatine varıldığı, dava dilekçesinde geçen, tespit konusu—– davalıya ait olduğu bildirilen —-ortamında erişime açık olduğu,——olmayıp, bir internet sitesi barındırmadığı, ama davalıya rezerve edilmiş olduğunun tespit edildiği, dava konusu; davacının dilekçesinde izinsiz kullanıldığı belirtilen———- kullanılmış olduğu, hatta ana sayfada dahi bariz olarak var olduğunun görüldüğü, ayrıca internet ortamında kullanılan alan adının da —-içerdiğinin tespit edildiği, ancak davalının faaliyet alanının yer zemin döşemesi parke olduğu,—– sınıf olarak kayıtlı olduğu, davalının faaliyet alanının ise —yoğunlaştığı, davalıya ait internet sitesi içeriğindeki görsellerde doğrudan —- anlaşıldığını, site ile ilgili görsellerin alınarak rapor ekinde sunulduğu, dava konusu diğer alan adının, davalıya ait olduğu belirtilen —- adının kullanımda olmadığı, bu sebeple altında çalışan site olmadığından davalının belirtiği —-markası ile ilgili içerikleri ve görsel barındırmadığı, ama internet ortamında kullanılan alan adının içeriğinde dava konusu —-marka içeriğini barındırdığının tespit edildiği, ancak davalının bu markayı—- nezdinde başka sınıflar için kendi adına tescil ettiği marka içeriklerinde kullandığı, bu nedenle marka tecavüzü konusunda takdirin —olduğuna dair görüş bildirmiştir.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler —–bilirkişi raporunda; taraf beyanları ve dosyaya ibraz edilen belgelerden, tarafların aynı —- faaliyet gösterdikleri hususunun dosya kapsamında ihtilafsız olduğu; taraf markalarının ticaret unvanlarında kullanılan ek unsurunun —-yılında —– tescil edilmiş olmakla, davacının ticaret unvanında—- ibaresini kullanmada tescilde önceye dayalı hak sahibi olduğu; —–ibaresini ticaret unvanında ek unsur olarak kullanmada öncelik hakkının davacıya ait olmasından dolayı davalının ticari unvanının —– terkini talep hakkı doğduğu; davalı şirketin —tarihinde kurulmuş olduğu; ticaret unvanının terkini davası için herhangi bir zamanaşımı süresi veya hak düşürücü sürenin düzenlenmemiş olduğu; ancak dava açma hakkının hiçbir zaman sona ermeyeceğini kabul etmenin hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği; davalının, dava tarihine kadar —– —- boyunca ticaret unvanını bu şekilde kullanmış olduğu; davalı unvanının terkini hakkında sessiz kalmak suretiyle hak kaybının söz konusu olup olmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğu; davalı şirketin unvanı ticaret sicilinde tescilli olduğu —– unvanının davalı tarafından kullanımının haksız rekabete sebebiyet vermeyeceği ve buna bağlı taleplerde bulunulamayacağı;——- ibaresi üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahipliği beyanın ve bunu ispat eder bir delilin dosyada mevcut olmadığı; davacının tescil ettirdiği/kullandığı markası ile davalının tescil ettirmeksizin kullandığı markanın esas unsurunun —– ibaresi olduğu; markaların esas unsurlarının —- olmakla, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu; davacının markasının ayırt edilemeyecek kadar benzerinin davalı tarafından ticari etki yaratacak şekilde markasal olarak kullanıldığı tespit edildiğinden, bu kullanımın “marka hakkına tecavüz” kapsamında değerlendirileceğine dair görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce —- ilamı doğrultusunda davalı adına yargılama sırasında tescil edilen —-tescil numaralı marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, bu markanın tescil edildiği mal ve hizmetler incelenerek, davalının marka kullanımının tescilli markası kapsamında olup olmadığına dair önceki bilirkişi heyetinden ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti — tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı ve davalının aynı ——– dahil olmak üzere muhtelif emtialarda davacı adına tescil edilmiş olduğu; davalının dava konusu — ibaresini parke ticareti alanında kullandığı; davalının, —- olduğu ve Mahkeme huzurundaki dava devam ederken —– markanın tesciline karar verilmiş olduğu; davalının —— markasının tescilli olduğu sınıfların dışında kullanıyor olmasının tescilli markanın kullanımı kapsamında değerlendirilemeyeceği; ayrıca davalının —tescil no.lu markasını———iş olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. KHK’nin 61/1-b. maddesine göre, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek marka hakkına tecavüz fiilidir. Yine 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde ise, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde; davacıya ait marka tescil kayıtları, davalı adına tescilli markalar, taraflara ait internet siteleri ve bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; ——-için davacı adına tescilli ve —- markanın hukuki koruma altında olduğu, ——- sınıflarda tescil edildiği, bu markanın tescili kapsamında da—- yer almadığı, davalının kullandığı —— ibaresi olduğu, davacının markalarının da esas unsurunun aynı olduğu, her ne kadar davalı taraf parke ürününün üretimini ve satışını yapmadıklarını, yalnızca —-hizmeti sunduklarını savunmuşlarsa da, davacı vekili tarafından —-tarihli dilekçesi ekinde dosyaya sunulan —–tarihli bir adet sevk irsaliyesi ile —-sitesinde parke ürünü tanıtıldığına dair —- tarihinde ————-ibaresinin kullanıldığının görüldüğü, tarafların markalarının hitap ettikleri ortalama tüketici kitlesi arasında markalar arasındaki yüksek benzerlik oranı nedeniyle karışıklığa neden olabileceği, en azından tüketicilerin markalar arasında bağlantı olduğu zannına kapılabilecekleri, davalının —— markasını kullanmasını haklı kılacak bir marka veya başkaca yasal bir hakkının mevcut olmadığı, bu marka kullanımlarının davacının tescilli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği,——– adının içeriğinde marka kullanımının mevcut olmadığı kanaatine varılmakla, davalının ——- terkini davasının reddine dair verilen karar —- geçerek kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı hakkında marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının kısmen kabulüne—– içeriğiyle ilgili fazla taleplerin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davalı —— unvanının terkini davası ile ilgili karar kesinleşmiş olduğundan bu konuda YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davalı —– markasını —– —– faturalarında kullanmak suretiyle davacıya ait —- esas unsurlu markalara TECAVÜZ ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
Davalı ———– —- kullanmasının YASAKLANMASINA,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Davacı tarafından ——hakkında açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gereken —harçtan peşin alınan —– harcın mahsubu ile bakiye —harcın davalı —— tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline marka tecavüzün tespiti davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalı ——- davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline marka tecavüzün tespiti davasının reddedilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan —- vekalet ücretinin davacı—tahsili ile davalı —–ödenmesine,
Davalı —– unvanının terkini davası ile ilgili karar kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, yeniden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 55,4‬0 TL harç giderinin davalı —— tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 404,1‬0 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 3.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.654,1‬0 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 1.827,05 TL’nin davalı —— tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%50) 1.827,05 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı ——- tarafından yapılan 43,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre, (%50) 21,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%50) 21,50 TL’nin davalı üzerine bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
—- açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, —- vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair; davacı vekili ile davalı ————— karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 günlük süre içersinde —– yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2021