Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/17 E. 2020/124 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/17
KARAR NO : 2020/124

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/07/2015
KARAR TARİHİ : 14/07/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılama sonucunda;
T A L E P / : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, —— bünyesindeki şirketleri ifade etmek için “————–ibaresinin kullanıldığını, müvekkilinin bu ibareli çeşitli markalarının olduğunu, davalı kullanımının müvekkilinin hakkına tecavüz teşkil ettiğini belirterek, davalının ticaret unvanı ile marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini ve—–nezdinde tescil edilen unvanından “——-” ibaresinin çıkartılması suretiyle sicilden terkinini, davalının müvekkilinin tescilli ve tanınmış “————————– alan adında kullanmak suretiyle yarattığı marka tecavüzü ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet durumu nedeniyle ve iş bu esas davanın etkinliğini sağlamak, daha sonra tazmini mümkün olmayan zararların önüne geçmek amacıyla teminat mukabilinde veya takdiren teminatsız olarak HMK. M.389 ve 390 uyarınca karşı tarafa tebligat yapılmaksızın ihtiyati tedbir karar verilmesini, davalının tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet durumlarının önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalının —– ibarelerinin kullanıldığı —— tanıtım malzemesinin basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin dahi bulundukları yerlerden toplanarak emin bir yerde muhafaza altına alınmasını, marka hakkına tecavüz eden müvekkili aleyhine haksız rekabet sebebiyet veren davalı aleyhine verilen mahkeme kararının masrafları davalıya ait olmak üzere ——— gazetelerinden herhangi birinde ilanını, maddi ve manevi tazminat hakkının saklı tutulmasını talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davaya cevap vermemiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, marka tecavüzü ve haksız rekabetin tespiti ile internet sitesine erişimin engellenmesi ve ticaret unvanından ——- ibaresinin terkinine ilişkindir.
Davacıya ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; — tarihinden itibaren,—-tarihinden itibaren tescil edildiği, ayrıca ——– tarihinde tanınmış marka statüsü için başvuruda bulunulduğu, özel korunan markalar arasında —–kayıtlarında yer aldığı görülmüştür.
Taraflara ait ——- dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde davacı şirketin —- tarihinde, davalı şirketin ise —– tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden taraflar delillerini sunduktan sonra dosya üzerinde ve davalıya ait internet sitesi üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporunda; “————– sitesinin erişime kapalı ve kullanımda olmadığı——– sitenin daha önce yayında olup olmadığı konusunda arşiv kayıtlarına bakıldığında, arşiv kayıtlarında da bu alan adı altında bir sitenin daha önce yayında olduğuna dair bir kayda——– alan adının arşiv kaydının olmadığı, dava konusu ——— altında yayında site olmadığından belirtilen site içinde dava konusu marka içeriklerinin bulunup bulunmadığı konusunda inceleme yapmanın mümkün olmadığı, ancak alan adının davacı adına tescilli ve tanınmış marka tescili de bulunan dava konusu—- alan adının sahip, sorumlularının tespitine yönelik yapılan incelemede, dava dilekçesinde belirtilen —-kaydedilmiş olduğunun tespit edildiği, ——–” ibaresinin davacının tescilli ve tanınmış markaları ile iltibasa neden olacak kadar benzer olduğu, bu nedenle davacıya ait markanın devamı gibi algılanacağı ve davacının markasının tanınmışlığından yararlanacağı ” şeklinde görüş beyan edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davacı markalarının tanınmış ve tüm sektörlerde hizmet veren —- olduğu, davalıya ait —— ibaresinin tanınmış markanın devamı gibi algılanacağı ve karıştırılma ihtimalinin olduğu, anılan ibarenin alan adında kullanılmasının da markasal kullanım olarak nitelendirilme ihtimalinden dolayı haksız rekabete yol açacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı eylemlerinin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ve menine, davalı ticaret unvanından anılan ibarenin terkinine, davalının alan adını kullanarak yaptığı haksız rekabetin tespiti, meni ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, alan adına erişimin engellenmesine, davalının tespit edilecek markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının tescilsiz kullanımının engellenmesine ve ilgili materyalin imhasına karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararı davalı tarafça temyiz edilmiş, Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin —— Karar sayılı bozma ilamı ile; “1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 556 sayılı KHK’nın 9/1-c bendi uyarınca alan adına yönelik erişimin engellenmesi kararının yerinde olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- TTK’nin 54. maddesi uyarınca davacı iltibasa neden olan ticaret unvanının terkinini isteyebilme hakkına sahip ise de Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre böyle bir davanın makul sürede açılması gerekir. Ticaret unvanları tescil ve ilana tabi bulunduğundan makul sürenin hesabında bunun da nazara alınması icap eder. Makul sürenin geçirilmesi halinde sessiz kalma nedeni ile hak kaybı oluşur. Somut uyuşmazlıkta, davalı —— tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş olup, ticaret ünvanının terkini talebini de içeren işbu —-tarihinde açılmıştır. Davacının uzun bir süre geçtikten sonra, davalının ticaret unvanının terkini talebiyle bu davayı açmasının TMK 2. maddesine aykırılık oluşturacağı halde mahkemece yazılı gerekçeyle ticaret unvanı terkini talebinin kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 61/1-a maddesinde markanın 556 sayılı KHK’nin 9. Maddesinde belirtilen biçimde kullanmanın marka hakkına tecavüz olduğu belirtilmiştir. Markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması 556 sayılı KHK’nin 9. Maddesi kapsamında kalan marka hakkının ihlali ve marka sahibinin marka hakkına tecavüz niteliği taşımaktadır.
556 sayılı KHK’nin 9/1-b maddesine göre tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve bu tescilli markanın kapsadığı hizmetlerin aynı veya benzeri hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk üzerinde, işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dâhil, karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılması marka sahibi tarafından yasaklanabilir. Maddede marka sahibinin yasaklayabileceği faaliyetler sayılmış olsa da, bu sayım tahdidi nitelikte değildir. Genel kabul gören kanaate göre, başkasına ait bir markanın aynısı veya benzerinin aynı veya benzer hizmetler için ticari bir amaçla iş evrakları ve tabelalarda kullanması marka sahibinin hakkına tecavüz niteliği taşımaktadır. Ayrıca işaret ile tescilli marka arasında ——-olduğu ihtimali de —- kavramına dâhil sayılmıştır. Karıştırılma ihtimalinde, halkın iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bağlantı kurması yeterlidir. Alıcıların aldıkları ürünlerin başka bir işletmeye ait olduğunu bilmelerine rağmen, iki işletme arasında ekonomik veya organik bir bağlantı olduğu yanılgısına düşmeleri halinde, karıştırılma ihtimali vardır ve işaretler arasında iltibasın mevcut olduğu kabul edilmektedir.
Bir kelimenin veya ———olarak kullanılması, bu işaretin belirli bir işletme tarafından piyasaya sunulan mal veya hizmetlerle doğrudan ilişkili olarak, söz konusu mal veya hizmetleri, diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt edecek şekilde kullanılması anlamına gelmektedir. Bir işaretin —–olarak kullanımından söz edebilmek için, mal veya hizmetle doğrudan bağlantılı olarak, ilgili çevrenin ürün ile markayı ilişkilendirmesine olanak verecek şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu çerçevede ibarenin internet sitesinde ilgili ürün veya hizmeti nitelemek için kullanımı da, markasal bir kullanım olarak değerlendirilmektedir.
Alınan bilirkişi raporu, davacıya ait marka tescil kayıtları, taraflara ait ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile, —–unsurlu —- yılından bu yana —- tescilli oldukları, ayrıca davacının markasının tanınmış marka olarak da tescilli olduğu, —– tarihinde kendi adına ——- davacının markalarında yer almadığı, davalının kullandığı —– ibaresinin —yazılmış hali olduğu, bu nedenle işitsel, görsel ve anlamsal olarak karıştırılmaya neden olacak derecede benzer oldukları, markaların hitap ettikleri ortalama tüketicilerin her iki markanın aynı olduğunu sanabilecekleri gibi, farklı markalar olduklarını anlasalar dahi iki şirket arasında bağlantı kurabilecekleri, ayrıca davalının davacıya ait markanın tanınmışlığından haksız olarak yaralanabileceği, bu nedenlerle davalının internet alan adında “——————— ibaresini kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz niteliğinde olup, bu alan adını taşıyan internet sitesine erişimin engellenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf, davalıya ait ticaret unvanında “——- ibaresinin yer alması nedeniyle ticaret unvanının terkinini de talep etmişse de; davacı iltibasa neden olan ticaret unvanının terkinini TTK’nin 54. maddesi uyarınca isteyebilme hakkına sahip ise de, bu davanın makul sürede açılması gerekir. Ticaret unvanları tescil ve ilana tabi bulunduğundan makul sürenin hesabında bunun da nazara alınması icap eder. Makul sürenin geçirilmesi halinde sessiz kalma nedeni ile hak kaybı oluşur. Somut uyuşmazlıkta, davalı ticaret unvanı —- tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş olup, ticaret ünvanının terkini talebini de içeren işbu dava ise — tarihinde açılmıştır. Davacının yaklaşık 12 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra, davalının ticaret unvanının terkini talebiyle bu davayı açması TMK’nun 2. maddesine göre iyi niyetli kabul edilemeyeceğinden ve davalının —- unvanını kullanması markaya tecavüz teşkil etmeyeceğinden, ticaret unvanının terkini talebinin ve ticaret unvanı ile ilgili kullanımından kaynaklanan markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve men’i davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
-Davalının davacıya ——markası ile karışıklığa neden olacak şekilde “——— davacının MARKA HAKLARINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABET TEŞKİL ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
-Davalının ————————-ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE,
-Davalının ticaret unvanından kaynaklanan kullanım hakları saklı kalmak şartıyla tescilsiz olarak ————————— ibaresini tüketiciyi yanıltacak, ürünler arasında ilişki kurulmasına neden olabilecek ve / veya haksız rekabet yaratacak surette marka olarak her türlü yayınlar, hizmetler, mallar, ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrak ile alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde ve tüm ——- ve yurt dışında kullanmasının ÖNLENMESİNE,
-Davalının tescilsiz——ibarelerini markasal olarak kullandığı ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin bulundukları yerlerden toplanarak MUHAFAZA ALTINA ALINMASINA, hüküm kesinleştiğinde İMHASINA,
-Davalının ticaret unvanının terkini talebinin REDDİNE,
-Davacının ticaret unvanı ile ilgili kullanımından kaynaklanan markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve men’i davasının REDDİNE,
2- 54,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,70 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı yararına “tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan ——gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına —– karar tarihinde yürürlükte bulunan ——– gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı yararına reddedilen “—– karar tarihinde yürürlükte bulunan —- gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Davalı yararına reddedilen “ticaret ünvanı ile ilgili kullanımdan kaynaklı tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —- gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Davacı tarafından bozma öncesi yapıldığı anlaşılan toplam 1.705,15 TL ve bozma sonrası yapıldığı anlaşılan 24,50 TL olmak üzere toplam 1.729,65 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 864,83 TL sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapıldığı anlaşılan toplam 19,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 9,50 TL sinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜNLÜK süre içersinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.