Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/11 E. 2020/165 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/11 Esas
KARAR NO : 2020/165

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/02/2014
KARAR TARİHİ : 08/10/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin —–olan davalı ile olan ticaret ilişkilerini ——- tarihli ihtarname ile sona erdiğini, davalının işyeri ve internet siteleri üzerinde tespit yaptırdıklarını, davalıya yeterli süre verilmesine rağmen müvekkil markaların geçtiği alan adlarını müvekkile devir edilmediğini ve web sitelerinin kullanımına devam edildiğini belirterek, marka hakkına yapılan tecavüz nedeniyle tecavüz fiillerinin durdurulmasına, tecavüze konu eylemlerin ortadan kaldırılmasına, 6.000,00 TL manevi tazminat ile KHK 62/b ve TTK haksız rekabet hükümleri uyarınca 7.471,25 TL maddi tazminatın tahsili ve gazetede ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili maddi tazminat istemini 01/10/2014 tarihli dilekçesi ile açıklamış, buna göre 556 sayılı KHK’nın 62/b maddesi uyarınca tecavüzün giderilmesi için yaptığı masrafları talep ettiğini belirtilmiş ve (170,80 TL değişik iş dosyasındaki keşif harca, 300,00 TL değişik iş gider avansı, 68,05 TL harç, 756,50 TL değişik iş gider avansı, 6.125,00 TL———–değişik iş için kesilen serbest meslek makbuzu 15,00 TL taksi fişi, 36,00 TL Baro pulu tahsili olmak üzere )KHK 62/b ve TTK haksız rekabet hükümleri uyarınca TTK haksız rekabet hükümleri uyarınca 7.471,25 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı vekilinin maddi tazminat talebine dayanak yaptığı İstanbul Anadolu —. FSHHM’sinin —-. İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararı davacılar tarafından yasal bir haftalık süre içinde uygulanması talep edilmediğinden HMK’nun 303/1. maddesi gereğince kendiliğinden ortadan kalktığını, bu nedenle bunun istenemeyeceğini, ayrıca 6.125,00 TL tutarındaki avukatlık ücreti serbest meslek makbuzu dahi maddi tazminata konu edilmiş olup, istemin haksız olduğunu ileri sürmüştür. Müvekkilinin, ————— uzun yıllardan beri bayisi iken, hukuka aykırı kısıtlamaların başladığını, 10/05/2013 tarihinde haksız bir intarname keşide edilerek bayiliği sona erdirdiğini, buna rağmen bayilik elinde kalan “———– markalı hiçbir malı geri alma cihetine gidilmediğini, 13 yıldır ana şirketin markasına hizmet verdiklerini, yapılan yatırımlar görmezden gelinerek, öteden beri teşvik edilen ve malların reklam ve tanıtımı için gerekli olan internet ortamını ani bir ihtarla yasaklanmasının, bayilerin hak ve hukukunu yok eden onları zarara sürükleyen bir davranış olduğunu, müvekkiline ait işyerinde yepılan keşifte 2 adet “————– kasanın, satışı yapılmak üzere —————-faturalı olarak alının ————- olduğunu, bayiliğin feshi üzerine şirketçe geri alınmayan elde kalan ürünlerin satılmasında hukuki bir engel olmadığı gibi ürünlerin —- olması nedeniyle markaya tecavüz oluşturmayacağını, internet sitelerinde —– kapalı olduğunun belirlendiğini, diğer internet sitelerinin tamamının bayilik süresince davacının bilgi ve desteğiyle açıldığını, İstanbul —. Asliye Ticaret Mahkesi —Esas sayılı davası ile haksız fesih ile bayiliğin sona erdirilmesinden kaynaklanan dava açtıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacılar adına tescilli “—-” ibareli markanın davalı tarafça iltibasa neden olacak şekilde kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün tespiti ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Davacılar tarafından davalı aleyhine Mahkememizin ———–Karar sayılı dosyası ile açılan davada Mahkememizce; 556 sayılı KHK’nın 12. maddesinde marka tescilinden doğan hakların kapsamında istisna başlığı altında “dürüstçe ve ticari veya sanayi konularıyla ilgili olarak kullanılmaları koşuluyla üçüncü kişilerin, ad ve adreslerini, mal veya hizmetlerle ilgili cins, kalite, miktar, kullanım amacı, değer, coğrafya kaynak üretim veya sunulmuş zamanı veya diğer niteliklerle ilişkin açıklamaları marka sahibi tarafından engellenemez” hükmünü içerdiği, davalı şirketin 11 yıldan fazla davacının bayiliğini yaptığı ve ürünlerini sattığı, bu dönemde internet sitelerinin davacıların bilgisi ve rızası ile kullanıldığı, bayilik ilişkisi sona erince elinde kalan ürünlerin satışını yapmak için internet alan adlarının kullanılmasına devam edilmesinin elde kalan ürünlerin tanıtımının yapılmasının ticari hayatın bir zorunluğu olduğu, davalının sattığı ürünlerin elde kalan orjinal ürünler olduğu, bu haliyle davalı eyleminin ticari dürüstlüğe uygun kullanım olduğu vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacıların davasının reddine karar verildiği, kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay —.Hukuk Dairesinin ———– sayılı ilamı ile “Taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin yürürlükte olduğu sırada oluşturulan ve adlarında davacı adına marka olarak tescilli ————- web sitelerinin erişime kapalı olduğu, ancak bu sitelerin davalının kullanımında olan web sitesine yönlendirildiği tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Bu durumda, adı geçen web sitelerinin yönlendirici kod olarak kullanılmasıyla marka hakkına tecavüz eyleminin oluştuğunun kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilerek bozulmuştur.
Mahkememizce bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ——- Karar sayılı karar ile davanın kabulüne, davalının, davacı adına tescilli “————–” ibareli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, davalı adına tescilli ————- alan adlı web sitelerinin davalı adına tescilli —————————– adlı internet sitelerine yönlendirmelerin kaldırılmasına, 7.471,25 TL maddi tazminat ve 6.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay —.Hukuk Dairesinin ———————- Karar sayılı ilamı ile “Dava, markaya tecavüzün men’i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, delil tespiti amacıyla yapılan yargılama giderlerini maddi tazminat istemine konu etmiş olup, mahkemece tespit giderlerinin fiili zarar kapsamında talep edilebileceği gerekçesiyle maddi tazminat istemi yönünden kabul kararı verilmişse de, delil tespiti amacıyla yapılan yargılama giderleri HMK 323. madde çerçevesinde aynı dava içinde mahkemece re’sen hüküm altına alınabilecek nitelikte olup, bağımsız bir zarar kalemi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu itibarla, mahkemece, delil tespiti amacıyla yapılan giderlerin HMK 323. maddesi çerçevesinde yargılama giderleri olarak değerlendirilerek hüküm altına alınması ve maddi tazminat isteminin esası hakkında da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
———- gelen kayıtlardan davacılar adına tescilli —– tarihinde,———– tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sicile kayıt edildiği, —– nolu markanın —–. sınıfta henüz tescil edilmemiş olduğu görülmüştür.
İddia, savunma ve tüm toplanan delillere göre davacılar ile davalı şirket arasında 2001 yılında bayilik ilişkisinin kurulduğu, 2005 yılında ise münhasır yetkili dağıtıcılık sözleşmesi yapıldığı, dosyadaki sözleşme örneklerinden anlaşılmıştır. Taraflar arasında da bu konu çekişmeli değildir. Davacılar 10/05/2013 tarihli ihtarname ile bayilik ilişkisini tek yanlı irade ile sona erdirmiş ve davalının elinde bulunan ürünlerin hiçbirini iade almamış, davalının elinde mahkememize sunduğu ——- değerinde kasanın bulunduğu bildirilmiş, değişik iş dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde dava konusu internet sitelerinin tamamının davalının bayilik ilişkisinin olduğu dönemde kurulduğu, davalı işyerinde bulunan ürünlerin orjinal olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin —— sayılı dosyasına ibraz edilen 19/12/2013 tarihli bilişim uzmanı bilirkişinin raporundan —————————web sitelerinin davalı adına tescilli————- adlı internet sitelerine yönlendirildiği ve web sitelerinin yönlendirici olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK 9/2-e maddesinde “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasının” marka sahibi tarafından önlenebileceği düzenlenmiştir.
KHK 61/1-a maddesinde “Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9. maddede belirtilen biçimlerde kullanılmasının” marka hakkına tecavüz teşkil ettiği düzenlenmiştir.
KHK 64.maddede “Marka sahibinin izni olmaksızın, marka taklit edilerek üretilen ürünü üreten, satan, dağıtan veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkaran veya bu amaçlar için ithal eden veya ticari amaçla elde bulunduran kişi, hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu, taklit markayı herhangi bir şekilde kullanmakta olan kişi, marka sahibinin markanın varlığından ve tecavüzden kendisini haberdar etmesi ve tecavüzü durdurmasını talep etmesi halinde veya kullanmanın kusurlu bir davranış teşkil etmesi halinde, sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu” düzenlenmiştir.
Davalı şirketin taraflar arasında yürürlükte olan sözleşmenin ifası sırasında oluşturduğu ve davacı adına tescilli “————–” markasını taşıyan internet sitelerini erişime kapattığı, ancak bu web sitelerini kendisine ait internet sitelerine yönlendirdiği, bu şekilde KHK 9/2-e bendinde düzenlenen meşru bir bağlantısı kalmamasına rağmen davacının tescilli “—————” markasını taşıyan internet siteleri, alan adlarını kullanarak kendi internet sitelerine yönlendirme yapması ve bu yönlendirmenin ticari etki yaratacak biçimde kullanılmasının davacının markasından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği, davacının tecavüzün men’ini talep edebileceği kanaatine varılarak davalının, davacı adına tescilli “—————- ibareli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine ve alan adlarına yönlendirmenin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın maddi zararı kapsamında tespit giderlerinin davalıdan tahsilini talep etmiş, ayrıca manevi tazminat talebinde bulunduğu görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalının davacı markalarından haberdar olduğu, sözleşme ilişkisinin sona ermesine rağmen davacının markalarını kendi internet siteleri için yönlendirici kod olarak kullandığı, bu nedenle kusurlu olduğu, davalının eyleminin marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğu, davacının 556 Sayılı KHK’nun 64. maddesi gereğince mütecavizden sebep olduğu zararı isteyebileceği, markanın korunması yönünden delillerin toplanması ve kanıtlanması için yapılan 7.471,25 TL masrafı maddi tazminat olarak talep etmişse de, davacının maddi tazminat olarak talep ettiği 170,80 TL Değişik iş dosyasındaki keşif harcı, 300,00 TL Değişik iş gider avansı, 68,05 TL harç, 756,40 TL değişik iş gider avansı, 6.125,00 TL Değişik iş için ——— tahsili olmak üzere toplam 7.471,25 TL’nin—.125,00 TL avukatlık ücreti hariç tamamının Değişik İş dosyasında yapılan yargılama gideri olduğu, delil tespiti amacıyla yapılan yargılama giderlerinin HMK’nun 323. maddesi çerçevesinde dava içinde mahkemece re’sen hüküm altına alınabilecek nitelikte olup, bağımsız bir zarar kalemi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, delil tespiti amacıyla yapılan giderlerin HMK’nun 323. maddesi çerçevesinde yargılama giderleri olarak değerlendirilerek hüküm altına alınması ve maddi tazminat isteminin esası hakkında da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, serbest meslek makbuzu ile 6.125,00 TL avukatlık ücreti ödendiği belirtilmişse de, ancak ——–gereğince delil tespiti tarihindeki vekalet ücretinin yargılama gideri olarak davalıya yüklenebileceği, talep edilen 6.000,00 TL manevi tazminatın davalının kusur durumuna, davacının markasının ticari değerine ve davalının markayı kullanma şekline göre hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının davacılar adına tescilli “———-” ibareli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin TESPİTİNE,
Davalı adına tescilli ——————– adlı web sitelerine davalı adına tescili ———— adlı internet sitelerine yönlendirmelerinin KALDIRILMASINA,
6.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kararın özetinin karar kesinleştiğinde—-gazeteden biri ile ilanına,
Davacının 7.471,25-TL’lik maddi tazminat talebi ile ilgili KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gereken 409,85 TL harçtan peşin alınan 436,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,95 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacılar vekiline markaya tecavüzün tespiti davası üzerinden —-gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar vekiline manevi tazminat davası üzerinden —— gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Mahkememizin —–sayılı delil tespiti dosyası nedeniyle delil tespiti tarihinde yürürlükte olan —– göre davacılar vekiline takdir edilen 245,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yatırılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 409,85 TL peşin harç ve 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 435,05 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 438,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından Mahkememizin———- sayılı delil tespiti dosyasında yapılan— dosyasındaki keşif harcı, 300,00 TL Değişik iş gider avansı, 68,05 TL harç, 756,40 TL değişik iş gider avansı, 15,00 TL taksi ücreti, 36,00 TL Baro pulu tahsili olmak üzere toplam 1.346,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içersinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.