Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/1 E. 2020/141 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/69 Esas
KARAR NO: 2020/133
DAVA : Marka ve Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
BİRL. DAVA: Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 05/02/2018
BİRL. DAVA TARİHİ: 05/02/2018
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Davacı-birleşen davacı vekili tarafından davalı ve davalı-birleşen davalı aleyhine açılan hükümsüzlük davalarının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili asıl davada, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ———– yılında ——– ve işsizliğin önlenmesi amacıyla üretim bölgesinde özel yetiştirilen —— üretmek üzere —— tarafından kurulduğunu, müvekkilinin sektöre —— markasıyla giriş yaptığını,——– olarak adlandırılan ——— ——- bölgesinde müvekkilinin——— markasının atıştırmalık markalar arasında birinci sırada yer aldığını, müvekkilinin ürünlerinin, ——- ülkelerinde en çok bilinen — markası olarak satışa sunulduğunu, müvekkilinin uluslararası faaliyetlerini —— sürdürdüğünü, ——markasının Paris Sözleşmesi ve 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin birçok uluslararası marka tescili bulunduğunu ve birçok ülkeye ihracat gerçekleştirdiğini, — arama motoruna ——- yazıldığında öncelikle müvekkiline ait marka kullanımlarının yer aldığını, müvekkilinin üretim kapasitesini arttırarak büyük bir pazar elde ettiğini, —— haberinde müvekkiline ait marka ve şirketinin ekonomik yatırımlarına yer verildiğini, davalının ———- markasının davacının markası ile benzer olduğu, —Sınıfta benzer mal ve hizmetler için tescil edildiği, ayrıca davalıya ait —-numaralı tasarımlarda da ———- ibaresinin yer aldığı, davalının hayatın olağan akışına göre uzun yıllardır sektörde bulunan müvekkiline ait markadan haberdar olması gerektiğini, müvekkiline ait markanın aynı/benzer ve tüketici nezdinde iltibas uyandıracak şekilde bir marka tescilinin ve kullanımının iyiniyetle bağdaşmadığını, müvekkili şirketin ticari faaliyetleri ve markasının tanınmışlığı göz önüne alındığında, davalı şirketin marka olarak seçmiş olduğu ibarenin tesadüfi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davalıların müvekkiline ait markanın ününden ve dünya piyasasından edindiği tanınmışlıktan haksız bir biçimde istifade etmek maksadıyla hareket ettiğini, davalının müvekkiline ait marka ile birebir aynı olan ibareyi kendi adına tescil ettirmek istediğini, davalıya, müvekkiline ait olan ——— ibareli markalardan ve başvurulardan feragat edilmesi talebiyle — tarihinde noter kanalıyla ihtarname çekildiğini, davalılardan —– cevabi ihtarnamesinde, markaların benzer olmadığını, markalar benzer olsa dahi müvekkilinin ———– taraf olmadığını belirttiğini, müvekkili şirketin menşe ülkesi olan ——- taraf olduğunu, sözleşmeye taraf olduğuna dair——– adresinden alınan ve uluslararası sözleşmelere taraf olan ülkelerin listesine dava dilekçesi ekinde yer verdiklerini, müvekkiline ait marka ile davalıya ait markanın aynı ve ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğunu ve bu nedenle davalı markasının hükümsüz kılınması gerektiğini, müvekkiline ait tanınmış marka olan —— markasının ——— ile tanınan bir marka olması nedeniyle söz konusu emtialar ile karıştırılmaya elverişli bulunan ve ——– de tüketilebilen yiyecekler için ————— dahil olmak üzere —–ile ——– imal edilmiş ————– işlemden geçirilmiş ————– yönünden yer alan alt sınıflar bakımından davalılar markasının hükümsüzlüğü talep edildiğini, davalı markası her ne kadar ——- olarak üç kelimeden oluşsa da —- markasının bir çatı markası olduğunu, — ibaresinin ise ürünün cinsini ihtiva ettiğini, bu anlamda —- ibaresinin ayırt edici unsur olarak yer aldığını, davalı kullanımlarında yalnızca———ibaresini barındırdığını ve çatı markasına yer vermediğini, çatı marka olan ——–ibaresinin bir başkasına ait olan markanın önüne getirilerek kullanılmasına imkan tanınması halinde herkesin bir başkasının markasının önüne —— markası ekleyerek marka sahibi olabileceğini, müvekkiline ait ———- markasının, davalıya ait tescilli tasarım belgesinde kullanılması sebebiyle, ilgili markaların hükümsüz kılınması halinde de müvekkilinin haklarını ihlal eden kullanımlara devam edileceğini, —— sayılı çoklu tasarım tescilinde — farklı tasarımın bulunduğunu ve söz konusu tasarımların her birinde —— ibaresinin yer aldığını belirterek, davalı adına tescilli —- numaralı — markasının ———— dahil olmak üzere ————————– yönünden, davalı adına tescilli ——— numaralı — markalarının —————yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, — numaralı tasarım tescilinde yer alan her bir desen için ———- ibaresi barındıran kısmı yönünden kısmen hükümsüzlüğüne
karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, birleşen ——- sayılı dosya kapsamında sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı ———– adına ———— sayılı ve ——- ibareli markalar yönünden de hükümsüzlük davası ikame ettiklerini, aynı zamanda—— ibaresini barındıran tasarımlar yönünden de yine aynı mahkeme nezdinde bulunan ———sayılı davası ile kısmen hükümsüzlük davası açıldığını, söz konusu davada hükümsüzlüğü talep edilen markalar arasında yer alan ——— sayılı ———— marka tescilinin bu davada hükümsüzlüğü talep edilen ——– sayılı ———– marka tescilinden daha önce tescil edildiğini, tüm uyuşmazlıkların ———- ibaresinin tescilinden kaynaklanması ve bu davada da yine aynı marka ibaresinin hükümsüzlüğünün talep edilmiş olması sebebiyle, uyuşmazlık konusu markanın iki sahibi bulunması ve zorunlu dava arkadaşlığının mevcudiyeti ile diğer davadan ayrı olarak ikame zorunluluğu doğduğunu, ancak —— sayılı dosyada verilecek karar ile bu davada verilecek karar bakımından her biri diğerinin sonucunu etkileyeceği ve uyuşmazlık konusu bakımından da aynı olan ——- sayılı dosya ile aralarındaki irtibat ve usul ekonomisi gereğince birleştirilmesini ve davalılar adına tescilli — numaralı ———- markasının ———————– dahil olmak üzere ——————– yönünden hükümsüzlüğün ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce ———-sayılı kararla, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle her iki davanın birleştirilmesine ve yargılamanın ——– sayılı dava üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin eski unvanının ——olduğunu, — yılından beri özellikle ———– sektöründe faaliyet gösteren ———- tarafından —- yılında tüm hisselerinin devralındığını, ilgili hisselerin satın alınmasından sonra şirketin ticaret unvanının değiştirildiğini ve yeni ticaret unvanının ——–olduğunu, müvekkili şirketin hisseleri sahibi ——– en büyük—- kuruluşu sıralamasında — sırada yer aldığını, müvekkili şirketin faaliyet alanı itibariyle — büyük bir pazar payına sahip olduğunu, ————- markasının tanınmış markalar arasında yer aldığını, müvekkili şirketin ilk olarak ——numarası ile —— markasının tescilini gerçekleştirdiğini ve büyük reklam kampanyaları ile dava konusu ——— markasını — tanınır hale getirdiğini, davacı şirketin, müvekkiline ait markanın tescilinden —– yıl sonra haksız ve mesnetsiz iddialar ile bu davayı açtığını, davacı şirketin, —– yılında kurulduğunu ve ——— markası ile —– sektörüne giriş yaptığının iddia edildiğini ancak davacının dosyada bu iddiasına ilişkin hiçbir belge sunmadığını, davacı tarafın bu iddiasını kabul etmediklerini, davacının——- olarak adlandırılan—- —- — bölgesinde ——– markası atıştırmalık markalar arasında birinci sırada yer aldığını ve ——– en çok bilinen —– markası olarak satışa sunulduğunu, davacının markaların birçok ülkede tescilli olduğunu ve uluslararası faaliyetlerini distribütör ağı ile sürdürdüğü yönündeki davacı iddialarını ispata yarayan hiçbir belgenin dosyada yer almadığını, davacıya ait markaların nerede tescilli olduğuna dair dosyada veri bulunmadığı gibi dava konusu markanın tescilli olup olmadığı hususunun da anlaşılamadığını, davacının —- markasının Paris Sözleşmesi ve 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca tanınmış marka olmadığını, —- davacıya ait tescilli —- markası bulunmadığını, davacı tarafın — —- markası adı altında herhangi bir satışının da olmadığını, —— hükümlerinden faydalanabilmesi için öncelikli olarak ülkesinin —— taraf olduğunu kanıtlaması gerektiğini, davacı tarafın ülkesinin —— taraf olduğu varsayılsa dahi davacı tarafın markasının tanınmış marka olduğu ile —- de bilinirliğini ispatlamasının zorunlu olduğunu, davacı tarafın markasının —– de bilinirliğinin bulunmadığını, —- arama motoruna ——- yazıldığı takdirde öncelikli olarak müvekkilleri adına tescilli dava konusu ——ürünlerinin çıktığını ve ilgili tüm haberlerin de müvekkili şirketlerle ilgili olduğunun tespit edileceğini, —- arama motoruna —- yazıldığında davacı şirketlerle ilgili hiçbir veri tespit edilemediğini, davacının —- faaliyet gösterdiğini ve — dili kullanılması sebebiyle müvekkillerinin davacı şirketten ve iddia edilen —- markasından haberdar olma imkanlarının bulunmadığını, müvekkillerinin, — üzerine tescilli olan ve sonrasında diğer davalı ——–adına devredilen —— tescilli markalarına dayanarak — markasını türettiklerini, müvekkilleri adına tescilli ——markasının — karşılığının ——- olduğunu ve söz konusu markanın uzun bir çalışmanın sonucunda oluşturularak ———kampanyaları sonucu ————tanınır hale getirildiğini, davacının müvekkili markaların tanınmışlığından haksız olarak yararlanmaya çalışma gayreti içerisine olduğunu, davacı adına tescilli olduğu iddia edilen——– kelimesinin tek başına —————– anlamlarına geldiğini, müvekkili şirketlerin ———— markası ile davacı markasının aynı olmadığını, tescilin kötü niyetle yapıldığını iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafın müvekkili şirket adına ——– başvuru numaralı —– markalarına yönelik itirazının ——-tarafından reddedildiğini ve bu ret kararına karşı davacı tarafın herhangi bir yola başvurmadığını, davacının tescilden yaklaşık —— yıl sonra müvekkillerine ait marka tanınmış hale geldiğinde, kötüniyetli olarak huzurdaki davayı açtığını, müvekkilinin dava konusu markayı başka ülkelerde de kendi adına tescil ettirdiğini ve söz konusu tescil belgelerinin ibraz edileceğini, davacı tarafın tescil belgesini ibraz etmediği için ——- markasının kendi adına tescilli olup olmadığı ve tescilli ise hangi mal ve hizmetleri kapsadığının tespit edilemediğini, tescilli olduğu iddia edilen—- markası ile müvekkilleri adına tescilli olan —— markaları ile tasarım benzerliği olmadığı gibi ambalaj görseli olarak da benzerlik bulunmadığını, dava konusu tasarımın müvekkilleri tarafından uzun süren çalışmalar sonucunda tescil edildiğini, —markasının tanınmış bir marka olduğunu, tüketicilerin ürünleri tercih etme noktasında ———markasının etkili olduğunu, —ibaresinin bir bütün olarak markayı ifade ettiğini, marka ve tasarım ambalajları incelendiğinde———ibaresindeki her iki kelimenin de aynı boyutta yer aldığını ve her iki kelimenin bir bütün olarak anlam ifade ettiğini, dava dilekçesinde tasarımlara yönelik olan iddialarının tasarımda yalnızca ——— ibaresinin yer almasına dayandığını, bu anlamda markaya ilişkin itirazlarını tasarım bakımından da tekrar ettiklerini belirterek asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Asıl dava, davalıya ait ——– sayılı çoklu tasarım tescilindeki ——– ibaresinin yer aldığı tasarımların kısmen hükümsüzlüğü, davalı adına tescilli ——— markasının ————————dahil olmak üzere———————- yönünden,————- sayılı — ibareli marka tescillerinin ise ——– yönünden kısmen hükümsüzlüğü davası olup, birleşen dava ise davalılara ait — numaralı ————– markasının ——————–dahil olmak üzere ———————emtiaları yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Her ne kadar davacı vekili ön inceleme duruşmasında ayrıca, davalıların —– markasının — anlamına geldiğini, SMK’nun 5. maddesi uyarınca da hükümsüzlük istediklerini beyan etmişse de, dava dilekçesinde bu nedenle bir hükümsüzlük talepleri mevcut olmadığından ve iddianın genişletilmesi niteliğindeki bu talebe davalı tarafça açıkça muvafakat edilmediğinden, bu talep uyuşmazlık konusuna dahil edilmemiştir.
Dosyaya —— kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; — numaralı ————– ibareli markanın —- tarihinde davalı——— adına, —– numaralı ——– ibareli markanın—sınıfta — tarihinde davalı ———- adına, — numaralı ——– markasının —sınıfta —– tarihinde davalı ———– adına, —- numaralı —– markasının —sınıfta — tarihinde davalı ————- adına, — numaralı ——– markasının —sınıfta — tarihinde davalı———— adına,——–numaralı ——- markasının —-sınıflarda —- tarihinde her iki davalı adına, —-numaralı —– isimli çoklu —– — tarihinde davalı ————- adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekiline davacıya ait marka tescillerine ve davacının markasının tanınmış marka olduğuna dair yabancı dilde hazırlanmış belgelerin onaylı ——– tercümelerini dosyaya sunması, aksi takdirde bu delillerden vazgeçmiş sayılacağına dair ihtarda bulunularak kesin süre verilmesine rağmen, davacı vekili delillerinin tamamının tercümelerini dosyaya sunmamıştır. Taraflar delillerini sunduktan sonra, davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, gıda sektörü uzmanı —– tasarım uzmanı —— ve marka uzmanı —- oluşan bilirkişi heyetinden alınan — tarihli raporda; Mahkememizin —— tarihli celsesinde tesis edilen — no’lu ara karar ile, davacı vekiline, dosyaya sunduğu yabancı dilde yazılı belgelerin ——— çevirilerini sunması için iki haftalık süre verilmişse de davacını vekilinin yalnızca, davacının kendi ————– ve ——— yer alan tanıtım ve bilgilendirme yazılarının bir kısmının onaylı tercümelerini dosyaya sunduğu, bir klasör halinde dosyada bulunan fatura ve marka tescil bilgilerinin —— çevirilerinin dosyaya sunulmadığı, Sayın Mahkemenizce tesis edilen ———–tarihli ara karar gereğince, davacının, çevirilerini sunmadığı delillerden vazgeçtiği sonucunun ortaya çıktığı, bu nedenle de bilirkişi raporu hazırlanırken yalnızca, davacının onaylı tercümelerini sunduğu belgelerin dikkate alındığı, davacı vekilince onaylı tercümesi sunulan belgelerde, — yılda —- —– işletmektedir. Yeni fabrika üretim kapasitesini –çıkaracaktır.”,———– pazarının favorisidir hele ki söz konusu — ———- gibi tanıtıcı ifadelerin bulunduğu, davacının onaylı tercümesini sunduğu bu belgelerin, davacının markasının tanınmışlığını göstermediği, heyette bulunan gıda mühendisi bilirkişinin de davacıya ait markanın ——– herhangi bir bilinirliğe sahip olmadığını mütalaa ettiği, davacı tarafın, dosyaya sunduğu onaylı çeviri metinleriyle,———-korunan herhangi bir fikri mülkiyet hakkının varlığını ortaya koyamadığından, SMK m.6/VI hükmünden hareketle hükümsüzlük isteminin dayanaktan yoksun olduğu, dosyada mevcut onaylı çeviri metinlerine göre, davacının marka tescilinin kötüniyetli olduğu yönünde bir tespitte bulunulamadığı, davacının endüstriyel tasarım belgesinin hükümsüzlüğü talebini, —markasından kaynaklı haklarına dayandırdığı, ancak somut olayda, davacının—- markasından kaynaklı olarak——— korunmaya değer bir hakkının varlığı tespit edilemediğinden, endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğü isteminin de dayanaksız kaldığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı taraf marka ve tasarım hükümsüzlük talebini SMK’nun 6/4, 6/6 ve 6/9. maddeleri ile SMK’nun 77/2. maddesine dayandırmış, davacının markasının Paris Sözleşmesi ve SMK uyarınca tanınmış marka olduğu ve davalıların marka ve tasarımlarının davacının markası ile benzer olduğunu, davalının marka tescilinin kötü niyetli olduğunu iddia etmiştir.
SMK’nun 3. maddesi uyarınca markaların korunmasında markaların ülkeselliği ilkesi geçerli olup, bir hak sahibi markasını hangi ülkede korumak istiyorsa o ülkede tescil başvurusunda bulunması gerekir. Aynı işaretlerin, bir ülkede başka, diğer bir ülkede ise daha başka bir kişi adına tescilli olması mümkündür. Her bir marka tescili kural olarak tescilli olduğu ülkenin coğrafi hudutlarıyla sınırlı olarak korunacaktır. Ancak yurtdışında tescilli, ülkemizde tescilli olmayan tanınmış markalar yönünden, SMK’nun 6/4. maddesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesindeki düzenlemeden yola çıkılarak, Ülkemizin de taraf olduğu 1883 tarihli Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6. maddesi uyarınca, genişletilmiş koruma sağlanmaktadır. Korumanın kapsamı ise, Paris Sözleşmesinin devamı olarak imzalanan yine ——- de taraf olduğu —— Sözleşmesinin 16. maddesinde gösterilmiştir.
Markanın tanınmışlığı Paris Sözleşmesi’nde ve SMK’da tanımlanmamıştır. Bir markanın tanınmışlığı, kullanıldığı malın —- ihraç olunmasına veya hizmetin —- görülmesine, hatta markanın ——- bilinmesine, tesciline ve kullanılmasına bağlı olmayıp, önemli olan, markanın— tanınabilir olmasıdır. Aksi halde, Paris Sözleşmesinin markaları uluslararası açıdan koruyan hükümlerinin bir anlamı kalmayacaktır. Nitekim, Paris Sözleşmesinde de bir markanın herkesçe fiilen bilinmesinden değil, bilinebilir olmasından söz edilmiştir.Bir marka Paris Sözleşmesine taraf tek bir ülkede tanınmışsa, —– tescili olmasa ve kullanılmasa dahi tanınmış marka olarak sayılmasına engel hukuki durum yoktur. Önemli olan, ——- ilgili sektörde yer alanların bu markanın tanınmış bir marka olduğunu bilmelerinin beklenip beklenmediğidir.
———— tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, davalının marka başvuru tarihinden önce —– ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya davacı tarafça sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. Söz konusu deliller değerlendirilirken, tanınmış marka iddiasında bulunan tarafın, hükümsüzlüğünü talep ettiği markanın başvuru tarihinden önce, markayı ülke içinde her hangi bir tanıtım faaliyetinin bulunup bulunmadığı, reklam harcamaları, markanın ayırt ediciliği yüksek olup olmadığı, aldığı yurtiçi ve yurtdışı kalite ödülleri vs. özellikle dikkate alınmalıdır. Tek başına bir markanın yurtdışındaki ülkelerde tanınmış olması veya çok sayıda ülkede tescilli olması, o markanın —- de Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olduğu anlamına gelmeyecektir.
Somut olayda davacı tarafın —— tescilli bir markası ve endüstriyel tasarımı mevcut olmadığı gibi, davacının yurt dışında tescilli olduğu markaların ——-ve Paris Sözleşme’sinin 1 mükerrer 6. maddesine göre tanınmış bir marka olarak bilindiğine dair dosyaya hiç bir delil sunulmamıştır. Sunulan deliller —– ticari tanıtım ve faaliyetlerine ilişkin internet ortamından alınan görseller olup, davacının markalarının —— veya başkaca Paris Sözleşmesi’ne taraf ülkelerde tanınan ve bilinen bir marka olduğu da ispatlanamamıştır. SMK’nun 6/6. maddesinde ise başkasına ait kişi ismi, ticaret unvanı, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkının marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiş olup, davacı şirket —— kayıtlı olmadığı gibi, —- tescilli bir markası da mevcut değildir. Yine SMK’nun 6/9. maddesi ise kötü niyetle marka tescil edilmesi halini hükümsüzlük nedeni olarak saymış olup, kötü niyet iddiasının davacı tarafça ispatlanması gerekir. Somut olayda davacının —– tescilli veya Paris Sözleşmesi uyarınca tanınmış bir markası mevcut olmadığından, davalı tarafça davalının markasına benzer marka ve tasarımları tescil ettirdiği kanıtlanamamıştır. Yine davacı, davalıya ait endüstriyel tasarımlarda yer alan —— ibaresi nedeniyle bu tasarımların hükümsüzlüklerini talep etmişse de,——–korunması gereken —-ibaresiyle ilgili bir sınai mülkiyet hakkı bulunduğunu da ispatlayamamıştır. Tüm bu nedenlerle, her iki davanın da reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Asıl davanın REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalılar vekiline endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davalılar vekiline markaların hükümsüzlüğü davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Birleşen davanın REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalılar vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; davacı-birleşen davacı vekili ile davalı-birleşen davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 22/09/2020