Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/58 E. 2022/9 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/58 Esas
KARAR NO : 2022/9

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada ——-” markasının– olduğunu, müvekkili şirket ——– taşıyan ———- tescil edilerek —–altına alındığını, davalı —- kullandığını ve bu şekilde— markası başta olmak üzere —– markalarına tecavüz etmekte olduğunu , bu durumun —— tarihinde tespit edildiğini ve —- devam ettiğini, davalı tarafından kullanılan şekillerin müvekkiline ait markalara —– benzediğini, ortalama bir tüketici tarafından karıştırılacağı ve iltibas kastı ile kullanıldığını, müvekkiline ait markaların alışılmışlığın üstünde tanınırlığa sahip olduğunu, müvekkili tarafından—-markasının yanlışlıkla kullanılmasının mümkün olmadığı gibi, ——— aykırı olduğunu,—— hizmet verdiğini, bunun herkes tarafından bilindiğini, ——– hemen yanında bulunan ve müvekkilinin markasının kullanıldığı —–girişini ——işletmesi olduğunu düşüneceklerini, davalının —— ———– olduğunun ortada olduğunu, müvekkilinin markasının 556 sayılı KHK’nin 9. madde çerçevesinde taklit edildiğini ve müvekkilinin marka hakkına tecavüz edildiğinin açıkça orta olduğunu belirterek, davalının müvekkilinin marka hakkına ilişkin tecavüz fiillerinin durdurulmasına, belirsiz alacak davası olarak Markaların Korunması Hakkında KHK ‘nın 66/2-c maddesine göre marka hakkına tecavüz eden davalının markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanılmış olması halinde ödemesi gereken—— manevi tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacıya ait marka ile benzer olduğu belirtilen———- kullandığını, bir marka ihlali yapılmışsa bunun ———- ihtarnamesi uyarınca 2 gün içerisinde — kaldırdığını, burada —-durumun bulunmadığını, — 1 hafta içerisinde kaldırdığına — tutanaklarının bulunduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya —- davalının izinsiz şekilde kullanılması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen marka haklarına tecavüzün tespiti ve men’ i ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili—— maddi tazminat talebini arttırarak,—— maddi tazminatın davalıdan tahsiline, maddi ve manevi tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacıya ait marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde—-sınıflarda tescilli olduğu tespit eidlmiştir.
Davacı tarafından Mahkememize açılan marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda,—— kararı ile Mahkememizce, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, davacıya ait markanın aynısını — — veren davacıya ait “—. sınıfta tescilli olduğu, davalının ise fatura ödeme —- ——- benzeri ürünlerin satışı ile iştigal ettiği, — arasında genel olarak bağlantı bulunmamakla birlikte, davalının— nedeniyle karıştırılabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, — manevi tazminatın— tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine,— ilamı ile; “Dava, markaya tecavüzün giderilmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. 556 sayılı KHK’nın 12. maddesi uyarınca, — kullanılmaları koşuluyla — kullanım amacı, değer, ——veya diğer niteliklere ilişkin açıklamaları kullanmaları marka sahibi tarafından engellenemez”. Davalının, davacı — ibareli—-olarak —- kullandığı sabit ise de, bu işyerinde — yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının, davacı adına tescilli—–markayı kullanım şeklinin 556 sayılı KHK’nın 12. maddesine göre dürüst kullanım kapsamında kalıp kalmadığı tartışılıp değerlendirilerek ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönden değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulmasını gerektirmiştir. Kabule göre de, HMK’nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı, 183. maddesinde tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki — hesap hatalarının, karar verilinceye kadar düzeltilebileceği, 304. maddesinde de hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği belirtilmiştir. Somut olayda, mahkemece, hükmün tefhim edildiği—- tarihli celsede — davalıdan tahsiline dair karar verilmiş, gerekçeli kararda ise, kısa kararda 62.182 TL’nin tahsiline karar verilmesinin —— hatası niteliğinde olduğu belirtilerek 63.182 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline dair hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece, kısa kararda 62.182 TL’nin tahsiline dair verilen hüküm HMK’nın 183. ve 304. maddelerinde belirtilen maddi hata niteliğinde olmadığından HMK’nın 198/2. maddesine aykırı olarak tefhim edilen kısa karara aykırı olarak gerekçeli kararın hüküm fıkrasında değişiklik yapılması da doğru görülmemiş, kararın bu yönden de bozulmasını gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun– Esas numarası alınarak yargılamaya devam edilmiş, yapılan yargılama sonucunda– sayılı kararı ile davalının marka kullanımının 556 sayılı KHK 12.maddedeki dürüst kullanım kapsamında bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine,—“davalının, ——- bulunan— —-olmadığı halde oldukça ——- —– birlikte kullandığı, söz konusu ——- yer verilmediği, esasen davalının bu kullanımı nedeniyle, sanki davalıya—– davacı şirkete—- — — ——– davacıya ait tanınmış markanın kullanılmasının markaya tecavüz niteliğinde olduğu kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken —- değerlendirmelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, Mahkememizce verilen bu karara uyularak, yargılamaya devam olunmuştur.
— sayılı dosyası kapsamında bulunan — tarihli tutanak ve ekli fotoğraflarda; davalının adresine gidildiğinde — olduğu,——– —sökülerek —“———– bulunduğu, davalının, davacı——– verdiği iş nedeniyle ve— yapılan sözleşme üzerine——- zamanda—- yaptığının tespit edildiği, yapılan soruşturma sonucunda şikayetçinin markasının — sınıflarda tescilli olduğu, davalının faaliyetinin—- kapsamında kaldığı gerekçesiyle— tarihinde —- olmadığına karar verildiği, karara————– reddedilerek, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Alınan 20/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafın — kullanım hali ile davacıya—ortalama tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu,————” ibaresini kullanım halinin, 556 s. KHK m. 9/1-b kapsamında davacı tarafın marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğu, davalının mali kayıtları üzerinde yapılan incelemeler doğrultusunda yıllık ortalama cirosunun—– olduğu, bu cironun %15’i kadar lisans bedeli ödemesi halinde 62.182.00 TL maddi tazminata hükmedilebileceği, manevi tazminat taktirinin Mahkemeye ait olduğuna dair görüş bildirmişlerdir.
Davacının bu– ne kadar süreden beri kullandığının— davalıya—- istenilmiş, incelendiğinde — tarafından davacıya verilen iş yeri açma ve————– adına yer verilmediği tespit edilmiştir.
Davalının —olduğu,——— iş yeri açma ve çalışma ———— yer verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekiline— —- ait ————— davalının iş yerinde— tarihinden bir ay öncesine—- belgelerini sunması için kesin süre verilerek, maddi tazminat hesabına yapılan itirazların incelenmesi ve tarafların—– arasındaki döneme ait ticari defter ve belgeleri incelenerek elde ettikleri gelire, tarafların —-, davalının—- bedeli üzerinden maddi tazminat hesabı yaptırılması için — tarihli raporunda, davacı tarafın –yılı ticari defter ve belgelerinin yerinde , davalı tarafın ise dosyadaki belgeler üzerinden incelenmesi neticesinde davacının — bir piyasaya sahip olması ile davalı işletme karşısında çok yüksek tutarlarda ciro -kar elde —–sahip olduğu, davalı tarafın davacının tescilli markalarından— sınıfta geçen “—– yönünden marka tecavüzünü gerçekleştirdiği, bu ——— olduğu, davacı tarafın dosyaya —- sunmaması nedeniyle—— — gelen cevap yazısındaki % 15 emsal lisans bedeli olabileceği görüşü üzerine cironun % 15‘ i üzerinden—— hesaplandığı yönünde görüş bildirmiştir.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda heyete dahil edilen bir marka uzmanı bilirkişi ve önceki muhasip bilirkişiden oluşacak iki kişilik bilirkişi heyetinden davalının cirosunun yanı sıra davacıya ait markaların bilinirliği ve bu hususun davalının cirosuna etkisi ve davacının cirosu da dikkate alınarak lisans bedeline göre tazminat hesabı yapılması için yeniden rapor istenilmiş, bilirkişi heyeti 11/10/2021 tarihli bilirkişi raporda; davacı ve davalı marka kullanımının —.sınıfta yer alan— — hizmetleri…– davalı marka kullanımı —– ilgili değil, — konusu olan —– kullanıldığı, davacı ve davalı— kullanıldığı — aynı olmamakla beraber ortalama tüketicinin davacı markasının bilinirliği sebebi ile davacı markasının yakınında——– —- kullanımının benzerlikten kaynaklı iltibas ve faydalanma yaratacağı, bu iltibas ve benzerlikten kaynaklı faydanın gelirin bütününe etkisi olacağı, tazminat bedeli hesaplamasında — belirlemiş olduğu %15’lik lisans bedelinin davalının bütün geliri üzerinden hesaplanması gerektiği, önceki heyet bilirkişi raporunda davalının— döneme —cirosu üzerinden ortalama 12 aylık kısmına düşen cironun %15’i olan 62.182,00 TL. lisans bedeline göre tazminat hesaplanması yapıldığı, davacının — iken davalının cirosunun davacının— arasında davacının cirosu— iken davalının cirosunun — ile davacının on binde 8,5’i olarak gerçekleştiği, davalının tüm cirosunun — olup bu ciroya %15 lisans bedeli uygulanması ile maddi tazminatın 11.994,56 TL hesaplandığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle —— tarafından,—- arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir —– kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Markaların karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin—- olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş—– ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu ——— uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında — benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada — belirlenmesinde, benzerliğin ———– hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak —–olan —- somut olayda nazara alınabilir.
Toplanan deliller, davacıya ait ———- bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; davalının————, ayrıca davacı adına tescilli ——- markasına da iş ——-yer verdiği,—- bağlı — olan davacı şirketin——— içeren markasının ve adına tescilli bir çok markanın — tanınmış markalar olduğu, bu marka görüldüğünde herkes tarafından —, dolaysıyla davacı şirket ile irtibat kurulacağı, davalının, — — hemen girişinde bulunan iş yerinde hiçbir gereklilik olmadığı ——- ve markada yer alan şekil unsurunun yanında herhangi bir tanımlayıcı ibareye yer vermeden kullanmasının, davalıya ait işletmenin davacı şirkete bağlı bir —– bu haliyle davacıya ait tanınmış markaların kullanılmasının markaya tecavüz niteliğinde olduğu, davalının bu kullanımıyla ilgili davacı tarafça–tarihinde şikayette bulunulduğu, davalının– bu — kullandığını, Mahkememiz dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde ise yalnızca bir hafta kullandığını beyan ettiği, davalıya ait iş yeri ruhsatı ve vergi kayıtları da incelendiği halde davalının— tarihinden önceki bir aylık süre dışında markayı kullandığına dair bir delil bulunamadığı, maddi tazminatın da bu süreye göre hesaplanması gerektiği, davacı şirketin ticari faaliyet alanı düşünüldüğünde, ticari kapasitesi ve cirosunun davalınınkinden çok fazla olduğu, bu nedenle lisans bedeli hesaplanırken davalının bu dönemdeki cirosunun dikkate alınmasının hakkaniyete uygun olacağı, buna göre hesaplanan 11.994,56 TL maddi tazminatın ve talep edilen 1.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu, davacının dava dilekçesinde faiz talebi olmamasına rağmen, 15/07/2015 tarihli bedel artırım dilekçesi ile maddi ve manevi tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini de talep ettiği, dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından bedel artırım dilekçesi ile faiz talep edilemeyeceği, faiz talebiyle ilgili usulüne uygun bir ıslah da bulunmadığı halde —- tarihinden itibaren faize hükmedildiği, davalının faize ilişkin bir temyiz talebinde bulunmadığı, ayrıca eylemin haksız fiil olması nedeniyle dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceği, ancak davacı tarafın da bu kararı temyiz etmemesi nedeniyle faiz talebiyle ilgili davacı lehine, faizin başlangıç tarihiyle ilgili davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davalının —— — markalarını kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği marka hakkına tecavüzün TESPİTİNE ve MEN’ine,
11.994,56 TL maddi tazminatın — itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
— manevi tazminatın 15/07/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 887,66 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL peşin harç, 1.044,84 TL ıslah harcı mahsup edilerek, fazla alınan toplam 182,38‬ TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden— vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden —gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden—– gereğince takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 887,66 TL nispi harç ve 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 912,86 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 440,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.740‬,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%90) 4.266‬,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%10) 474,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 79,05 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%90) 71,14 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%10) 7,91‬ TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.