Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/55 E. 2020/215 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/55 Esas
KARAR NO : 2020/215
DAVA : Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
DAVA TARİHİ: 23/12/2010
KARAR TARİHİ: 24/11/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine Mahkememizin——sayılı dosyası ile açılan marka davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin tescilli markasının —– olduğunu, markanın — tarihinden itibaren tescilli olduğunu, davacı şirketin — tarihinden itibaren yatak ve mobilya üretimi yaptığını, davalı şirketin aynı alanda faaliyet gösterdiğini, davalı tarafından—– markasının — tarihinde tescil ettirildiğini, davalının tescil sürecine davacı tarafından itiraz edildiğini, — tarafından itirazın reddedildiğini, davalının —-kelimesi ile davacıya, —- ibaresi ile de yatak sektöründe ünlü —markasına tecavüz ettiğini, davalının ———- kelimesinin yanına tek başına tescil edilemeyecek olan —— kelimesini eklediğini, müşteriler tarafından davacının İstanbul’da yeni şube açtığının zannedildiğini, bunun üzerine davalı tarafa ihtarname gönderildiğini, davalı tarafından ihtarın dikkate alınmadığını, söz konusu kullanımının TTK 56 vd. anlamında haksız rekabet oluşturduğunu, davalı tarafından üretilen —- markalı ürünlerin davacı markası ve şirketi ile iltibas oluşturduğunu iddia ederek markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, — maddi, —- manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde —üzerinden ikame olunan maddi tazminat taleplerini — artırdıklarını ve toplam —– alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP-KARŞI DAVA / Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı markasının yatak başlıkları, yatak bazaları ve tıbbi yataklar için tescilli olduğunu, davalı kullanımının bu tescile dayandığını, davalı-karşı davacının marka başvurusunun bazı sınıflar için reddedildiğini, bu karar karşı itiraz edildiğini, sürecin devam ettiğini, davalı-karşı davacı tarafından —————- şirketi ile lisans sözleşmesi imzalandığını, bu şirketin tescilli markasının —— olduğunu, davalı-karşı davacı tarafından ——–markasının bu yüzden tercih edildiğini, davalı-karşı davacı şirketin kurulduğu dönemden beri markaya yatırım yaptığını, bununla birlikte birçok alt grupta tescil başvurusunda bulunduğunu, — nezdinde ———- unsurlu markalarının bulunduğunu, ——————-gibi markaların tescilli olduğunu, taraf markalarının benzerlik taşımadığını iddia ederek asıl davanın reddini talep etmiş, ayrıca ——-ibaresinin ergonomik kelimesinin kısaltılmış şekli olup, KHK’nın 7/1-c m. anlamında tasviri işaretlerden olduğunu, bu nedenle tescil edilemeyeceğini ileri sürerek, davacı-karşı davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Asıl dava markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi ve manevi tazminat davası, karşı dava ise marka hükümsüzlüğü davasıdır.
Taraflara ait marka tescil kayıtları — getirtilmiş, incelendiğinde; davacı-karşı davalıya ait———– markasının —- Sınıflarda ——- tarihinden itibaren koruma sağlayacak şekilde,—- tarihinde tescil edildiği, davalı-karşı davacıya ait —–numaralı —– markasının —sınıfta ————— için —- tarihinden itibaren koruma sağlayacak şekilde —– tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan ——— sayılı dava dosyasında yer alan bilirkişi raporunda;————- adresinde ————ibaresinin kullanıldığının tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizce dosyaya iddia ve savunmalar doğrultusunda bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, —— havale tarihli bilirkişi raporunda;—- kelimesinin —- anlamına geldiği, —– kelimesinin bu ibarenin kısaltması olduğu, kimsenin tekeline verilemeyeceği, kullanımın kısıtlanamayacağı, KHK 7/c bendi gereğince marka olarak tescilinin mümkün olmadığı, ancak hukukçu bilirkişi tarafından, davacı markasının —– yılından itibaren kullanıldığı, KHK 7/son bendinin c bendine istisna teşkil ettiği ve markanın hükümsüz kılınamayacağı kanaatine ulaşıldığı, sektör bilirkişisi tarafından ————— kelimelerinin iltibas oluşturmayacağı, tüketicinin ufak bir araştırma ile farklılığı anlayabileceği, davalı eyleminin markaya tecavüz oluşturmayacağı kanaatine ulaştığı, Hukukçu bilirkişinin ise davalı markasının tescil edildiği şekilde kullanılmadığı, söz konusu kullanımının ortalama tüketici nezdinde iltibas yarattığı ve davalı eyleminin markaya tecavüz oluşturduğu kanaatine ulaştığı , mahkeme tarafından da markaya tecavüzün oluştuğu kanaatine ulaşılması ihtimaline binaen tazminata ilişkin incelemenin yapıldığı, maddi tazminat talebinin 66/c maddesi gereğince hesaplanmasının talep edildiği, ancak, dosyaya mübrez belgeler arasında davacı şirkete ait lisans sözleşmesi örneği bulunmadığı gibi, ———-bu konuya ilişkin yazılmış bir müzekkerenin de bulunmadığı, bu nedenle maddi tazminat hesabının yapılamadığı, Manevi tazminat şartlarının oluştuğu, ancak manevi tazminat miktarının takdirinin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce ikinci bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmış, bilirkişiler raporlarında; davacı markasının KHK madde 7 / son uyarınca hükümsüzlük şartlarını taşımadığı, davalı kullanımının davacı yanın markasına tecavüz teşkil ettiği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
Yapılan ilk yargılamda Mahkememizin ——– Karar sayılı ilamı ile karşı davada hükümsüzlüğü talep edilen markanın —- tarihinde tescil ettirildiği ve——— tarihinde yenilendiği, davalının anılan ibareyi sektörde nizasız, fasılasız ve esas unsur olarak kullandığı, dolayısıyla kullanımla artık ayırt edici hale geldiğinden hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, taraf markalarının esas unsurlarının —— ibareleri olduğu ve markalar arasında benzerlik bulunduğu, davalının —- markasının —emtia sınıfında ———- markasını kullanabileceği anlamına da geldiği, —— ibaresi zayıf marka olsa dahi, iki markanın benzer olması, tüketici nezdinde her iki şirket arasında bağlantı olduğu düşüncesinden hareketle markalar arasında bağlantı kurulma ihtimali mevcut olduğu için davalı kullanımının, davacı markasına tecavüz oluşturduğu, davacının maddi ve manevi tazminat talebine hak kazandığı, bilirkişi heyetince emsal lisans bedelinin —- olarak hesaplandığı, ıslah dilekçesindeki miktar da göz önünde bulundurularak KHK ve BK hükümleri uyarınca takdiren —-maddi ve —- manevi tazminata hükmedildiği gerekçesiyle, karşı davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulü ile, markaya tecavüzün tespiti, markanın davalı tarafça üretilen ve satılan ürünlerde, internet ortamında, tüm basılı, görsel ilam ve reklamlarda, tabela, fatura, kağıt, antent ve zarflarda kullanılmasının önlenmesine,— maddi, –manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine ————- sayılı kararı ile “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin karşı davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin, asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacı tarafça markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemi ile açılan asıl davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davalı tarafça asıl dava açılmadan önce —- tarihinde yapılan, —————- ibareli marka başvurusu ve işbu markanın tescili nedeniyle açılan hükümsüzlük davası sonucunun da eldeki davaya etkisinin değerlendirilmesi gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. “Tüm bu nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin karşı davaya yönelik yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile karşı davada verilen hükmün ONANMASINA, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada verilen kararın, asıl davada davalı-karşı davada davacı yararına BOZULMASINA” gerekçesiyle asıl davayla ilgili kararın bozulmasına karar verilmiştir. ———–sayılı ilamı ile davacı-karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun —- ilamına uyularak —–numarası üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
— ilamı doğrultusunda mahkememizin—-sayılı dosyası dosyamız içine alınmış, incelendiğinde davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacı aleyhine————- numaralı markasının hükümsüzlüğü için dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli —-nolu markanın —sınıftaki ——————-hizmetleri açısından kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği, kararın —— tarihinde kesinleştiği tespit eidlmiştir.
Davalı-karşı davacıya ait — tescil numaralı —-marka tescil kaydı — istenilmiş, incelendiğinde; —-ınıflarda davalı adına —–tarihinden itibaren koruma sağlayacak şekilde,——–tarihinde tescil edildiği tespit edilmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenleme ışığında somut olaya bakıldığında, davalı-karşı davacı tarafça kullanılan —-markasının davacı-karşı davalıya ait ———– markası ile iltibasa neden olduğu, bu durumun davacı-karşı davalının markadan kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği iddia edilmiştir. Davalı-karşı davacı adına tescilli ——–numaralı —- markasının davacı-karşı davalının markasının tescilli olduğu —emtiası için tescilli olmadığı, ancak davalı-karşı davacı tarafça bu dava açılmadan önce —-tarihinde başvurusu yapılan– tescil numaralı —- markasının ——————– müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri , tıbbı amaçlı olan olmayan———————- sınıfta tescilli olduğu, alınan bilirkişi raporu ve toplanan delillerle davalı-karşı davacının markayı bu emtia ve hizmetler için kullandığının tespit edildiğ, her ne kadar daha sonra açılan ——- sayılı dava ile bu mal ve hizmetler için davalı-karşı davacının markasının kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmişse de, dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK uyarınca markadan kaynaklanan hakların korumasının marka başvuru tarihinden itibaren başlayacağı, davalı-karşı davacının marka kullanımının da bu markadan kaynaklanan yasal hakkının kapsamında kaldığı, davalı-karşı davacının dava dışı ——-şirketi ile yaptığı distribütörlük sözleşmesi uyarınca bu markayı kullandığı, kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, bu nedenle marka hakkına dayanarak marka kullanımının davacı-karşı davalının marka haklarına tecavüz teşkil etmeyeceği anlaşılmakla, asıl davanın reddine, karşı davayla ilgili karar onanarak kesinleşmiş olduğundan, karşı dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Asıl davanın REDDİNE,
Karşı dava hakkında verilen karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Asıl davada alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 9.333,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.279,10 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacı-karşı davalıya iadesine,
Davalı-karşı davacı vekiline markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 22.450,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davacı – Karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Karşı dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderleri yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı şirket temsilcisi ve vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜNLÜK süre içersinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2020