Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/43 Esas
KARAR NO: 2020/78
DAVA : Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ: 04/02/2016
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markanın kullanmama nedeniyle iptali davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirket adına tescilli ve son derece tanınmış olan ——– markasının öyküsünün ———— yıllara dayandığını ve şirketin ——– markalarının büyük çoğunluğunu bünyesine kattığını, yapılan araştırmada davalı tarafa ait ve dava konusu edilen ———- esas unsurlu markaların bir kısmının tescilli oldukları emtialar bakımından kısmen ve bir kısmının da tamamen kullanılmadığının tespit edildiğini belirterek, davalı adına tescilli —– numaralı —- numaralı ———numaralı ——- numaralı —- numaralı ———numaralı —— numaralı ——- numaralı ————numaralı ———– numaralı —— numaralı——–numaralı ———- numaralı ————-numaralı ——–numaralı —– numaralı ————- numaralı ——— numaralı——– numaralı ———– numaralı———- numaralı ———- numaralı ————- numaralı ———-numaralı ———- markalarının ——– kullanıldığı, buna rağmen davalının kullanmadığı onlarca markayı —— sınıftaki emtialar bakımından tescil ettirdiğini, bu markaların dava dilekçesinin ekinde Ek-3 olarak sunulan emtialar bakımından hiç kullanılmadığını belirterek, 556 sayılı KHK’nin 14/1. maddesi uyarınca — yıldır kullanılmamaları nedeniyle dava konusu —– tescil numaralı ————- markasının tamamen iptaline, diğer dava konusu markaların dava dilekçesinin ekinde Ek-3 olarak sunulan listedeki emtialar bakımından kısmen iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce, her bir markanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden ——– tarihli tensip kararı ile her bir marka için açılan davanın asıl davadan tefriki ile mahkememizin ayrı esasına kaydedilmesine, bu davada yalnızca ——- numaralı —————– markasıyla ilgili yargılamaya devam olunmasına karar verilmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı şirketin ———-yer alan şirketlerden biri olarak faaliyetini ——– en köklü markaları olan ———– markasının sahibi olduğunu ve markanın ———–özdeşleştiğini, ancak————- markasının müvekkili şirketin yanı sıra —– yer alan kozmetik ve kişisel bakım ürünleri üzerinde davacı adına da tescilli olduğunu, bu durumun uzun yıllar öncesinde yapılan birtakım anlaşmalara dayandığını, markanın kişisel temizlik ürün grubu bakımından davacı tarafça kullanıyor olmasının ne davacı şirkete ne de diğer başka şirketlere——— markasını diğer her türlü mal üzerinde de kullanma hakkı vermediğini, davacı şirketin markanın iptalini talep etmede hukuki menfaatinin bulunmadığını ve zarar gören kişi niteliğine sahip olmadığını, dava konusu markanın müvekkili tarafından halen kullanılmakta olduğunu belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, ——– numaralı ——– markasının “et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri, kuru bakliyat, hazır çorbalar, bulyonlar, tereyağı, kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, kuru yemişler, fındık, fıstık ezmeleri, tahin, yumurtalar, yumurta tozları, tıbbi amaçlı olmayan ve tamamlayıcı gıda maddeleri (polen, proteinler, karbonhidratlar dahil), patates cipsleri” emtiaları bakımından kullanılmadıkları iddiasıyla 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi gereğince açılan kısmi iptal davasıdır.
Davacı tarafından davalı aleyhine Mahkememizin ————- sayılı dosyası ile açılan iptal davasında Mahkememizce ———Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kaldığı, bu nedenle usul ekonomisi açısından yargılamaya devam edilmeyerek, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, aynı konuda seri olarak açılan ———- dava mevcut olduğundan ve duruşmaları mahkememizde aynı gün yapıldığından, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22/1. maddesi uyarınca davalı vekili için vekalet ücretinin %70’i kadar vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ——– Adliye Mahkemesi ——Hukuk Dairesinin ———-numaralı kararı ile ———– Mahkemesi kararıyla davanın dayanağını oluşturan yasa hükmünün iptali nedeniyle dayanağı kalmayan davanın reddi şeklinde hüküm kurulmak ve Yargılama gideri ile vekalet ücreti bakımından tarafların tüm delilleri toplanarak hasıl olacak sonucu göre karar verilmek üzere HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine” karar verilmiştir.
Mahkememizce yeni esas numarası alınarak yargılamaya devam edilmiş olup, Mahkememizin ———sayılı ilamı ile davanın reddine, davanın, ——— Mahkemesi’nin dayanak Kararname hükmünü iptal etmesi nedeniyle reddine karar verildiğinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine —— Adliye Mahkemesi —Hukuk Dairesinin —————– sayılı kararı ile “yasal düzenleme ortadan kalktığından iptal talebi hakkında red kararı verilmişse de; mahkemenin iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi bulunmadığını gerekçe göstererek, inceleme yapmaktan kaçınamayacağı, kaldı ki Dairemizin önceki kararıyla; tarafların delillerinin toplanarak dava tarihindeki haklılık durumunun belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi yönünden dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verildiği, davalı vekilinin markanın tescil kapsamındaki ürün ve sınıflarda kullanıldığını savunduğu ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği, bu kez mahkemenin farklı gerekçelerle ve inceleme yapmaksızın “karşılıklı olarak yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmesinin yerinde olmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılama gideri ile vekalet ücreti bakımından tarafların tüm delilleri toplanarak hasıl olacak sonucu göre karar verilmek üzere HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.” denilerek karar kaldırılmıştır.
Mahkememizce——– Adliye Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda——— tarihli duruşmada; “davalı vekiline dava tarihinden geriye doğru —- yıllık ticari defter ve belgeleri ile tüm kayıt ve delillerini Mahkememize sunması için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine, yerinde inceleme talep edeceklerse bu konuda dilekçe sunması için inceleme gününden bir hafta öncesine kadar kesin süre verilmesine, aksi takdirde bu delillerden vazgeçmiş sayılacağının ihtarına, dosyanın —marka uzman ve — muhasip bilirkişiye tevdi edilerek, davaya konu olan markanın dava tarihinden geriye doğru—- yıldan bu yana dava dilekçesinde yazılı olan ve iptal talep edilen mal ve hizmetler için kullanılıp kullanılmadığına dair rapor istenilmesine” karar verilmiş ise de, davalı vekili ——- tarihli dilekçe ile dosyaya hiç bir delil sunmayacaklarını beyan etmiş, bunun üzerine Mahkememizin —— tarihli ara kararı ile “her ne kadar Mahkememizin —— tarihli duruşma ara kararı ile davalıya ait ticari defter ve belgelerin dava tarihinden geriye doğru —yıllık dönem için incelenmesine karar verilmiş ise de, dava konusu markanın kullanıldığına ilişkin ispat yükü üzerinde olan davalı tarafın —— tarihli dilekçesi ile herhangi bir belge sunmayacağını beyan ederek, bilirkişi incelemesine ilişkin ara karardan dönülmesini talep ettiği anlaşıldığından, Mahkememizin ——– tarihli duruşma ara kararından dönülerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin karardan vazgeçilmesine” karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi ile, markanın kullanılması zorunluluğu getirilmiştir. KHK’da öngörülen —- yıllık kesintisiz kullanmama hali söz konusu olduğunda, markanın iptaline mahkeme tarafından karar verilebileceği ve marka korumasının sona ereceği düzenlenmiştir. Ancak bu hüküm ——Mahkemesi’nin ———– sayılı kararı ile iptal edilmiştir. İptal gerekçesinde; tescilden önce kullanımla yahut kullanım olmaksızın tescille kazanılan marka hakkının mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, bu sebeple marka üzerindeki hakkın temel haklardan olduğu, sadece kanunla sınırlandırılabileceği, 556 sayılı KHK’nin 14. maddesiyle getirilen kullanma külfetinin mülkiyet hakkı kapsamında bulunan bir sınırlandırma olduğu, mülkiyet hakkına ancak kanunla sınırlandırma getirilebileceği, Kanun Hükmünde Kararname ile sınırlandırma getirilemeyeceği, bu durumun Anayasanın 91. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olduğu belirtilmiştir.
Her ne kadar ————- taraf olduğu TRIPs’nin 19. maddesinde de benzer bir hüküm mevcutsa da, bu hükmün markanın kullanma zorunluluğunun mevcut olması halinde uygulanabileceği, 556 sayılı KHK’nin 14.maddesinin iptali ile iç hukukumuzda markanın kullanılması zorunluluğunun kalmadığı, bu nedenle TRİPs hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, iptal kararından sonra yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 9. maddesinde de benzer bir hüküm yer almaktaysa da bu hüküm ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için uygulanabileceğinden ———– Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle, ——— benzer davalarda verdiği kararlarda da belirttiği gibi davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile davalının dava konusu edilen—————- markasını tescil edildiği tarihten bu yana tescilli olduğu ve kullanmama nedeniyle iptali istenilen emtialarda kullanıldığına dair dosyaya hiç bir delil sunmadığı, markanın kullanıldığını ispat yükünün davalı üzerinde olmasına rağmen markanın bu emtia için kullanıldığını ispatlayamadığı, bu nedenle davacının dava açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu, HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi gerektiği anlaşılmakla, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, aynı konuda seri olarak açılan ———- dava mevcut olduğundan ve duruşmaları mahkememizde aynı gün yapıldığından, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22/1. maddesi uyarınca davacı vekili için vekalet ücretinin %50’si kadar vekalet ücretine hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22/1.maddesi uyarınca gereğince takdir olunan 2.455,00 TL (tam vekalet ücretinin %50’si oranında) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 58,40 TL harç, 345,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 403,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/06/2020