Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/27 E. 2020/239 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/27 Esas
KARAR NO: 2020/239
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
Davalı hakkında açılan kullanmama nedeniyle marka iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —- yurtdışına ihracat olarak çocuk giyim ve aksesuar üretim, dağıtım ve pazarlama alanında bilinen ——- gibi birçok büyük ve tanınmış markanın sahibi olduğunu, müvekkili davacıya ait markaların —– giyim ve aksesuar alanında annelerce en bilinir markalar arasında olduğunu, ayrıca müvekkilinin —- isimli markasının ise; logosu ——— —-başvuru numarası ile bugün nerdeyse —– yıldır piyasada var olan çok yoğun üretilen, pazar payı çok büyük, ——sektörünün en bilinir markalarından biri olduğunu, müvekkili davacının markası olan —- isim olarak bilinirliği yüksek bir marka olup, aynı zamanda çeşitli görsellerle de marka tescil belgesi olduğunu, işbu dilekçe ile hükümsüzlüğü ve iptali talep edilen dava konusu —- ibareli markanın davalı adına —–tescil no ile —-şeklinde davalı adına belirtilen emtia ve hizmetler için tescil edildiğini, ancak huzurdaki dava konusu——– ibareli mezkûr markanın davalı tarafından tescil edildiği emtia ve hizmetlerin hiçbiri için 6769 Sayılı Sinai Mülkiyet Kanunu’nun markayı kullanma olarak kabul ettiği şekilde bugüne kadar kullanılmamış olup, davalı yan tarafından tescil tarihinden beri kullanılmamasına rağmen, davalı yan adına kayıtlı olması nedeniyle müvekkili şirketin marka hukukuna ilişkin haklarının haksız olarak kısıtlandığını, bu nedenle davalı adına kayıtlı bulunan ve davalı yanca yaklaşık 7 yıldan bugüne kadar hiç kullanılmayan —– markasının tescilinin belirtilen sınıflar açısından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, öncelikle, mevcut durumun korunması ve davanın etkinliğini temin etmek amacı ile —– başvuru kod numarası ile davalı yan adına tescilli bulunan — ibareli markanın —-nezdinde tutulan sicil kaydına, dava sonuçlanıncaya dek 3. kişilere devrini önleyecek şekilde teminatsız olarak tedbir konulmasına, —– tescil no ile davalı adına kayıtlı, ancak tescil tarihinden itibaren —- şeklinde belirtilen emtia ve hizmetlerde hiçbir şekilde ve surette kullanılmayan, — ibareli markanın, tescil edildiği —— sınıfa bağlı tüm emtia ve hizmetler yönünden kanunun ilgili maddelerine istinaden hükümsüz sayılmasına, iptaline ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Mahkeme tarafından işbu davanın konusu ile aynı nitelikte olan, davacı tarafından kendilerine ait markanın kullanımı nedeniyle davacıya karşı —– tecavüz ve tazminat davası ile birleştirilmesine, birleştirme taleplerinin kabul edilmemesi halinde, işbu davanın sonucuna direk etkili olması nedeni ile —— dava dosyasının bekletici mesele yapılmasına, müvekkilinin hak sahibi olduğu mevcut logoyu ve markasını —- sınıfları kapsayacak şekilde—- başvuru —— bülten numarası ile tescil ettirdiğini, müvekkilinin söz konusu markayı süreç içerisinde kullandığını veya kiraya verdiğini, halen de kullanımın devam ettiğini, müvekkilinin hak sahibi olduğu markanın adına tescilli ve tanınmış marka olduğunu, çok uzun bir süredir müvekkilinin varlığına ait olarak gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında tanınmış marka olduğunu belirterek, hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; davalı adına kayıtlı —-numaralı—- markasının tescilli olduğu,—– etkin olarak kullanılmadığı iddiasıyla açılan marka iptali davasıdır.
Dosyaya —–getirtilmiş olup, incelendiğinde; davalıya ait— numaralı —- markasının davalı adına —-sınıflarda tescilli olduğu, koruma tarihinin —- tescil tarihinin ise — olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin —-Karar sayılı kararı ile SMK’nun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren —- yıllık süre dolmadan kullanmama nedeniyle iptal davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından —- edilmesi üzerine;——kararı ile “SMK’nın yürürlüğünden önce tescil edilmiş olan markalar hakkında SMK’nın yürürlüğünden sonra açılan kullanmama nedeniyle iptal davalarında, —— yasa boşluğu süresi, yasal—yıllık süreye eklenerek ve böylece bu gibi davalarda marka iptal için gerekli en az kullanmama süresi —– kabul edilerek, buna göre tüm deliller toplanarak bir inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur” gerekçesiyle Mahkememizin —— sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek, dosya Mahkememize iade edilmiş, —–numarasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Her ne kadar davalı taraf, davacı aleyhine haksız marka kullanımı nedeniyle açtıklarını bildirdikleri———— davası ile bu davanın birleştirilmesini talep etmişlerse de, her iki davanın konusu farklı olduğundan ve davalar arasında konuları itibariyle bağlantı bulunmadığından birleştirme talebi kabul edilmemiştir.
Markanın kullanıldığını ispat yükü davalı marka sahibi üzerinde olduğundan, davalıya markasının tescil tarihinden dava tarihine kadar etkin ve ciddi şekilde kullanıldığına dair tüm ticari kayıt ve belgelerini sunması için kesin süre verilmiş, davalı tarafça bir kısım deliller sunulduktan sonra dosya üzerinde Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Marka Vekili —-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi —– düzenledikleri —- tarihli raporda özetle;—–başvuru numaralı— ibareli marka için —- tarihinde —-sınıflarda marka tescil başvurusunda bulunduğunu, — tarihinde –nolu marka yayın bülteninde, — nolu tescil yayın bülteninde yayınlandığını, — tarihinde tescil edildiğini, —- tarihine kadar tescilli ve koruma altında olduğunu, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediğini, dosyaya sunduğu hesap dökümü, fatura ve irsaliyelerin —— yönünden resmi belge niteliği taşımadığını, markayı kullandırttığına dair sözleşmelerin geçerli olduğuna dair ödeme makbuz/dekontları sunmadığını, dolayısıyla defterler üzerinden tespit yapılamadığını, bu sebeplerle davalının dava konusu— tescil numaralı—- markasını tüm sınıflardaki mal ve hizmetler yönünden tescil tarihinden dava tarihine kadar ciddi ve etkin şekilde kullanmadığını, davacı tarafın menfaatine ve iş kollarında olan davalı tarafa ait —-markanın kullanım ispatı yapılamayan; —- olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış——— sınıflarında hükümsüzlük şartlarının oluştuğunu beyan etmişlerdir.
Her ne kadar davalı tarafça dosyaya markayı lisans sözleşmesi ile başka firmaların kullandığına dair dava dışı —– yapıldığını iddia ettiği iki adet sözleşmenin örnekleri ve bir kısım fotoğraf ve irsaliyeler sunulmuşsa ve bu konuda tanık dinlenmesi talep edilmişse de, resmi şekilde yapılmayan marka kullanım sözleşmelerinin her zaman düzenlenebilecek nitelikte oldukları, kaldı ki davalı tarafça kendisine verilen kesin süre içinde markayı lisans sözleşmesi ile kullandığı iddia edilen firmaların ticari kayıtlarının incelenmesi yönünde bir talepte bulunulmadığı, bu firmaların markayı ciddi ve etkin bir şekilde kullandıklarına dair hiç bir delil ve belge sunmadığı, markanın kullanılıp kullanılmadığının tanık anlatımları ile ispatının mümkün olmadığı, sunulan fotoğraf ve sevk irsaliyelerinin de markanın ciddi ve etkin şekilde kullanıldığını ispata yarayan belgeler olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin tanık dinlenmesi talebi ile yeniden bilirkişi raporu alınması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9/1.maddesinde yer alan “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından—–ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına ——— verilen markanın iptaline karar verilir” şeklindeki düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme ile —–kullanılmayan markalardan arındırma amaçlanmıştır. SMK yürürlüğe girmeden önce, mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinde de en az beş yıldır kullanılmayan markalarla ilgili iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi 14.12.2016 tarih ve —- sayılı kararıyla iptal edilmiş, karar 06/01/2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Bu tarih itibariyle kullanmama nedeniyle hükümsüzlük/iptal davalarına ilişkin mülga KHK’da yer alan yasal dayanak ortadan kalkmış ise de markanın son beş yıllık süre içerisinde kullanılmaması bu tarihten önce TBMM tarafından kabul edilen —- tarihli 6769 sayılı SMK’nın 9, ——.maddelerinde, iptal ve def’i sebebi olarak kabul edilmiştir.
Kural olarak kanunlar geriye yürümez ve ileriye etkili olarak sonuç doğurur ise de, —-geçmişe etkili olacak şekilde kanun çıkarmasına da bir engel bulunmamaktadır. Her ne kadar 6769 sayılı SMK’da kullanmama nedeniyle iptal ve def’i haklarını düzenleyen Kanun maddelerinin yürürlük tarihi konusunda özel bir düzenleme yapılmadığı için Resmi Gazetede yayını tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği anlaşılmakta ise de, Kanunun Resmi Gazetede yayın tarihinin 10/01/2017, kabul tarihinin ise 22/12/2016 olduğu dikkate alındığında, mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin iptaline dair —- tarihinde— yayınlanması ve bu tarihte yürürlüğe girmesi nedeniyle, 14.maddenin bu tarihe kadar hukuki varlığını sürdürüyor olması karşısında, —- kabul tarihi konusunda kanun koyucunun iradesi 22/16/2016 tarihinde ortaya çıktığından, Kanun Koyucunun asıl amacının geçmişe etkili olacak şekilde kullanmama sebebiyle markanın iptalini öngördüğünün kabulünün gerektiği, Kanunun kabulünden sonra ve henüz yürürlüğe girmesinden önce, yürürlük konusunda öngörülemeyen AYM kararı ile ortaya çıkan kanun boşluğunun bu şekilde doldurulması ve — tarihinde açılan davada, 6769 sayılı SMK’nın yürürlük tarihinden önceki dönemi de kapsayacak şekilde kullanmama değerlendirmesi yapılarak, markanın tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından dava tarihinden geriye doğru beş yıllık süre içerisinde —— ciddi biçimde kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalıya ait—– markasının tescilli olduğu sınıflarda tescil tarihi olan —– tarihinden dava tarihi olan —–tarihine kadar ciddi ve etkin bir şekilde kullandığının ispatlanamadığı, davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, SMK’nun 26/1 ve 9/1. maddelerinde sayılan kullanmama nedeniyle iptal koşullarının mevcut olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli——-markasının SMK’nun 26/1 ve 9/1 maddeleri uyarınca tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için kullanılmaması nedeniyle İPTALİNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline —-gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından ilk kararın kaldırılmasından önce yapılan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 158,13 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile yeniden yapılan yargılama sırasında yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 33,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları olmak üzere toplam 2.262,93 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan 18,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.