Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/12 E. 2019/234 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/12
KARAR NO : 2019/234
DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/01/2017
KARAR TARİHİ: 17/09/2019
Mahkememizin ——– Esas ———- Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın bu davadan ayrılarak mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verilmiş, dosyada tefrik işlemi yapılarak dosyanın mahkememizin ———– esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından iş bu dava konusu eserler ile ilgili gerek sosyal medya hesaplarında gerekse de —– ve basında olmak üzere—————– vb.hakaretamiz, kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun iddialarda bulunulmuş olup, müvekkilinin ——-ile suçlanarak haksız iddia ve beyanlarla davacı tarafından karalanmaya çalışıldığındığı, bu durumun müvekkilinin kişilik haklarına ağır saldırı oluşturduğunu, iş bu davayı ikame etmeden, herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı olmaksızın medyaya hukuka aykırı, gerçek dışı ve hakaret içerikli açıklamaların yapılması, yine iş bu açıklamaların sosyal paylaşım sitelerinden yapılmasının müvekkilinin kişilik haklarının ihlaline sebep olduğunu, müvekkilinin küçük düşmesinin amaçlandığını, davalı şirkete ve şirket yetkilisi ———-.Noterliğince ——– tarihinden,——– yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, müvekkili hakkında haksız hukuka aykırı iddia ve beyanlarına son vermelerini, haksız iddialar içeren paylaşımlarını kaldırmalarını ihtaren bildirmelerine rağmen davalı tarafından paylaşımların kaldırılmadığı gibi haksız iddia ve beyanların devam ettiğini, bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——– soruşturma numarası ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——- soruşturma numarası ile TCK.125 ve 267 maddelerini ihlal eden şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, dava konusu iddiaya konu eser sahibinin dahi ılımlı yaklaştığı, müvekkiline saygı ve sevgi beslediğini milyonlar önünde beyan ettiği sabitken, davacının aldığı muvafakatnameyi kötüye kullanarak gerkçek dışı iddia ve beyanlarda bulunduğunu, müvekkilini toplum önünde küçük düşürmeyi amaçladığını, müvekkilinin ismini medya yolu ile lekeleme, şahsını aşağılama amacı taşıdığını, kötü niyetli olduğu hususlarının sabit olduğunu, kişilik hakkı ve özel hayatın gizliliği ilkesinin Anayasa ve kanunlar tarafından korunmakta olup, ihlali halinde hukuki ve cezai müeyyideler doğurduğunu, bu nedenle davalarının kabulü ile —— TL.manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal fazili birlikte davlıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK’nun 1. maddesi uyarınca göreve ilişkin kurallar, kamu düzeninden olup Mahkemelerin görev konusunda re’sen hareket etmesi gerektiğini, karşı davaya konu yargılamanın HMK’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemelerinin görevi dahilinde olduğunu, bununla birlikte, karşı dava açılabilmesinin şartlarından birinin HMK m.132/1-b uyarınca; “Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması” olarak düzenlendiğini, bu anlamda her iki dava arasında bir bağlantı bulunmadığını, davacıların da belirttiği üzere müvekkil şirketin yetkilisinin yaptığı paylaşımlar nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda soruşturmanın sürdüğünü, ancak işbu davada müvekkil şirket yetkilisinin davacı sıfatına haiz bulunmayıp davalının karşı davasının sıfat (husumet) yokluğundan reddolunduğunu, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerektiğini, bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğini, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddedildiğini, taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için defi değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınmasının zorunlu bir itiraz niteliğinde olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; davacıların kişilik haklarına basın yoluyla saldırı yapıldığı iddiasıyla açılan manevi tazminat davasıdır.
Her ne kadar dava mahkememizin ——– Esas sayılı davasına karşı dava olarak açılmışsa da, davacılar; davalı tarafça ——– Esas sayılı davanın konusun oluşturan eseri izinsiz olarak kullandıkları iddiasıyla sosyal medyada ve televizyonda ————— gibi rencide edici ifadeler kullanıldığını belirterek manevi tazminat davası açmış olup, dava konusu eylemin bu haliyle TMK’nun 24. ve 25. maddelerinde düzenlenen kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde olduğu, bu davaya bakma görevinin HMK’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, mahkememizin görev alanında olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş bulunup, görev konusu kamu düzenine ilişkindir ve yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınmalıdır. HMK’nun 114/1-c maddesinde davanın görevli mahkemede açılmış olması dava şartı olarak sayılmış olup, davanın mahkememizin görev alanı içinde olmaması ve görevli mahkemede açılmaması nedeniyle, dava şartının bulunmadığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca GÖREVSİZLİK NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize müracaatı halinde dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama harç ve giderlerinin HMK’nun 331/2.maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2. maddesi gereği vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2019