Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/84 E. 2022/168 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/84 Esas
KARAR NO : 2022/168

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla;—– Esas sayılı davada, iş bu davanın davalıları tarafından marka hakkına tecavüz iddiasında bulunulmuş olup, Mahkemece verilen 24/03/2017 tarihli kararla, iş bu davanın davalılarının ihtiyati tedbire yönelik taleplerinin 20.000,00 TL teminat karşılığında kabul edildiğini, bu teminat bedelinin, 28/03/2017 tarihinde—— tarafından yatırıldığını, müvekkili tarafından bu karara karşı yapılan itiraz üzerine 04/05/2017 tarihinde yapılan mürafaada, teminat miktarının değiştirildiğini ve 200.000,00 TL olarak belirlendiğini ve bu teminat bedelinin, 15/05/2017 tarihinde ——-. tarafından yatırılmış olduğunu, karara karşı müvekkili tarafından istinaf yoluna başvurulduğunu ve —–Hukuk Dairesi’nin 27/12/2017 tarihinde verdiği kararla, Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararını kaldırdığını ve yeniden verilen kararla, bu kez 500.000,00 TL teminatın yatırılmasına karar verdiğini, karar davalılardan ——-vekiline tebliğ edilmiş ise de, kendilerine verilen 1 haftalık süre içerisinde söz konusu teminat bedeli yatırılmadığından tedbirin kendiliğinden kalktığının kabulünün gerektiğini, ihtiyati tedbir kararının, davacı tarafından icra takibi yoluyla uygulandığını, müvekkilinin acentelerine, işyerine, şubelerine gidilmek suretiyle icra edildiğini, müvekkilinin araçlarının, —— garajlarında hem rakiplerinin ve hem de müşterilerin önünde durdurularak üzerlerinden, isim bantlarının söküldüğünü ve bunun gibi çok sayıda işlem yapıldığını, ihtiyati tedbir kararının, davalı yana tebliğinden itibaren bir ay geçmeksizin dava açılmış olup, 200.000,00 TL tutarındaki teminat bedelinin, karşı yana iade edilmeksizin, müvekkilinin belirlenecek zararının karşılanması için mahkeme veznesinde tutulmasının yasal gereklilik olduğunu, müvekkilinin elinde bulunan kayıtlarının değil, davalıların, müvekkilinin markasını kullanmasının engellenmesi nedeniyle elde ettiği kazancın da incelenmesi gerektiğini ve bu nedenlerle müvekkilinin uğradığı zararın tam ve doğru olarak hesaplanabilmesi için, elinde bulunan veriler yeterli olmadığından, zararın tam ve doğru olarak tespitini, müvekkili açısından tedbir kararınının uygulanmasının, son derece yüksek maliyetleri gerektirdiğini, tüm—- çapındaki—— ve bayilerinde tabelaların tamamının değiştirildiğini, araçlarının üzerindeki bantların değiştirildiğini, tüm bunları yaparken önceki tabelaların sökülmesi, kaldırılması işlemleri için ayrıca maliyetlere katlanıldığını, isim değişikliğinin müşteri nezdinde kabul ettirilmesi için katlanılan maliyet olduğunu, bunun için de ayrıca reklam ve tanıtım harcamaları yapıldığını, yine online yapılan satışlar yönünden müşterilerin arama motorlarına girdiklerinde ulaşımlarının engellenmiş olduğunu ve tüm bu hususların müvekkilinin hem maddi zararlarına ve hem de itibarına zarar vermiş olduğunu, müvekkilinin uğradığı maddi zararın yanı sıra, manevi zararının da oluştuğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak 100.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline ve davacıya ödenmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline ve davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar adına usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap vermemişler ve duruşmalara da katılmadıklarından, yargılamaya yokluklarında devam olunmuştur.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, Mahkememizin—— Esas sayılı davasında davacı aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararının haksız olduğu iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.Mahkememizin —— Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacıların—–olduğu, davacı —– ülke genelinde —— işletmeciliği ve ——- sektöründe öncü bir firma olduğunu,—— markalarının—– ait bulunduğunu, ancak hissedarlar arasında yapılan protokol gereği bu markaların 1986 yılından bu yana——- firması tarafından kullanıldığını, her iki davacı arasında akdedilen 01/04/2016 tarihli sözleşme gereği —–” marka, logo ve alan adlarının 5 yıl süreyle——- kiralandığını, davalının izinsiz olarak—— markasını kullandığını, davalının ——” markasının itiraz nedeniyle henüz tescilinin yapılmadığını belirterek, haksız rekabetin menine, haksız rekabete yol açan davalı şirkete ait ve —— genelindeki tüm ——, yazıhane,—–ve —— amblemlerden——-ibaresinin kaldırılmasına ve kullanımının engellenmesine, haksız rekabete yol açan —– ibareli marka ve logoların kaldırılmasına, haksız rekabet teşkil eden davalı ve—– tarafından kullanılan “——-” ibareli tabela, broşür, afiş vs. emtianın toplatılarak imha edilmesine, kararın —— birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava ettikleri, ihtiyati tedbir de talep etmeleri nedeniyle Mahkemenin 24/03/2017 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 20.000,00 TL teminat yatırıldığında; “—–” ibaresinin——tarafından —– genelinde —– ve ——- kullanımın önlenmesine, —–” ibareli tabelaların kaldırılması, broşür, afiş ve emtiaların toplatılarak yeddiemine teslimine, karar verilmiş olup, davalı vekilinin itirazları doğrultusunda 04/05/2017 tarihli ara kararı ile teminat miktarına yönelik itirazlarının kabulüne, teminatın 200.000,00 TL olarak tespitine karar verildiği, karara karşı davalı tarafça istinaf yargı yoluna başvurulması sonucunda—— Esas——Karar sayılı kararı ile davalının istinaf talebinin kabulü ile teminatın 500.000,00 TL ‘ye çıkartılmasına karar verildiği, ancak süresinde teminat yatırılmadığından ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayıldığı,——Karar sayılı kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 11/03/2021 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
——Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklıların —–olduğu, takip konusunun—— FSHHM’nin —— Esas sayılı ve 24/03/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının uygulanması olduğu, ihtiyati tedbir kararının icra edildiği tespit edilmiştir.Davalılardan —— iflasına karar verildiği bildirildiğinden bu konunun araştırılması için —— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyası incelendiğinde; ——- Karar sayılı kararı ile davalının iflasına karar verildiği, karara karşı istinaf yargı yoluna başvurulması üzerine kararın kaldırıldığı, ——-Esas sayılı dosyası ile yargılamaya devam edildiği, bu kez feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, karar karşı yargılamanın iadesi talep edilmekle, —— Esas,——- Karar sayılı kararla yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.Davalı——Hakkındaki iflas kararı kaldırıldığından tebligatlar davalı asile yapılmıştır.Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış,Mahkemece bir inceleme günü tespit edilip taraflara inceleme günü tarihi ve saatinin tebliği ile davacı vekiline 29/03/2016 tarihinden 29/03/2018 tarihine kadar olan döneme ilişkin ticari defter ve belgelerini inceleme gününe kadar sunması, eğer yerinde inceleme talep edecekse inceleme gününden 1 hafta öncesine kadar bu konuda dilekçe sunması için kesin süre verilerek, davacının bu döneme ait ticari kayıtları incelenmek suretiyle ihtiyati tedbir kararının icra edildiği ilk tarih olan 29/03/2017 tarihinden ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayıldığı 01/04/2018 tarihine kadar olan dönemde dosyaya sunulan deliller de dikkate alınmak suretiyle ihtiyati tedbir kararının uygulanması nedeniyle davacının uğradığı maddi zararın tespiti konusunda tabelaların değiştirilmesi, araçlar üzerindeki isimlerin silinmesi ve tanıtım harcamaları yapılmışsa bunlara ilişkin faturalar da incelenerek örneklerinin rapora eklenmesi, bu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadıklarının tespiti, bu dönemde önceki döneme göre bir gelir kaybının bulunup bulunmadığın hususunda —— Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmş, —— Talimat sayılı dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda,—- bilirkişi——03/02/2022 tarihli raporunda; ihtiyati tedbir kararının icra edildiği ilk tarih olan 29/03/2017 tarihinden ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayıldığı 01/04/2018 tarihine kadar olan dönemde tedbir kararının uygulanması nedeniyle davacının tabelaların değiştirilmesi, araçlar üzerindeki isimlerin silinmesi ve tanıtım harcamalarına yönelik faturalar toplamının 76.333,24 TL (41.251,24 * 35.082,00) tutarında olduğu, faturaların tamamının davalının ticari defterlerine kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davacı şirketin hasılat gelirinin 2016 yılı için 45.990.224,98 TL, 2017 yılı için 43.264.717,01 TL ve 2018 yılı için 8.561.000,81 TL olduğunu, yukarıda yıllar itibariyle verilen tutarların, davacı şirket nezdinde uygulanan ihtiyati tedbir kararına ilişkin tarih aralığı (29.03.2017-01.04.2018) dikkate alınarak ilgili yıllara ait Mizanlar (ticari defter kayıtlarına uygunolarak hazırlanmış olan) üzerinden —–kodlu —– olan—–kodlu —– gelirleri,——- gelirleri, —– kodlu —— ——— hizmetleri ——kodlu ——- malzemeleri ve ——Yurtdışı gelirlere ilişkin tutarlar esas alınarak elde edildiklerini, yukarıdaki tablo üzerinden de ayrıntıları görülebileceği üzere, dava konusu 2017 ve 2018 yılları kapsamındaki tarih aralığına (29.03.2017-01.04.2018) ait gelir tutarlarının ortalaması olan 25.912.858,91 TL (43.264.717,01 * 8.561.000.81 /2) tutarını mahkeme gereklerinde belirtilen önceki dönem/yıl olan 2016 yılı gelirleri ile kıyaslandığında ortalama 20.077,366,07 TL (45.990.224 98 – 25.912.858,91) tutarında gelir kaybının gerçekleşmiş olduğunun tespit edildiği, ancak, bu şekilde (mahkeme gereklerine uygun) gelir kaybına ilişkin hesaplama yapmanın çok doğru bir sonuç vermeyeceği düşüncesiyle, aşağıda ortalaması alınacak yılların kıyaslama yapılacak yıla eşit hale getirilerek (son yılın gelirinin tedbir kararının bittiği tarihle sınırlandırılmayıp, bütün yıla oranlanması yoluyla) ortalama gelir kaybının bulunmasının daha doğru sonuç vereceği yaklaşımıyla bu yönden yeniden hesaplama yapıldığı, buna göre; 2018 yılı gelirlerinin 01/04/2018 tarihine kadar olan kısmı dikkate alındığında (tedbir kararı nedeniyle), elde edilen gelir kaybı tutarının daha gerçekçi olması açısından 2018 yılının ilk 3 aylık geliri yılın tamamına oranlandığında toplam gelirin yaklaşık olarak 34.244 003,24 TL (8.561.000,81 x 4) olacağı, bu tutarın 2017 geliri dikkate alınarak ortalaması alındığında bulunan 38.754.360,13 TL (43.264717,01 * 34.244.003,24 /2) tutarın bir önceki dönem/yıl olan 2016 yılı geliri (45.990.224,98 TL) ile karşılaştırıldığında davacı şirketin ortalama gelir kaybının 7.235.864,85 TL (45.990,224,98 -38.754.360,13) tutarında olduğunun tespit edilmiş olduğu, tespit edilen gelir kaybının belirtilen tarihler arasında uygulanan tedbir kararından kaynaklanmış olabileceğine dair görüş bildirmiştir.Davacı vekili 28/06/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, maddi tazminat taleplerini 100.000,00 TL artırmak suretiyle toplam 200.000,00 TL maddi tazminat talebinin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davacının davası Mahkememizin ——Esas sayılı dava dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararları nedeniyle uğranılan zararların tazminine ilişkindir. HMK’nun 399 maddesinde düzenlenen haksız ihtiyati tedbirden doğan maddi tazminat sorumluluğu kusursuz sorumluluk hallerindendir. İhtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkması halinde ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararların tazmini talep edilebilir. Bu itibarla ilk davayla ilgili esasa ilişkin yargılama yapılmamış ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmasının, yani——- Esas sayılı davada davacıların dava açmakta veya ihtiyati tedbir talep etmekte haklı olup olmadıklarının sonuca etkisi yoktur. Dava HMK’nun 399. maddesinde belirlenen yasal süre içinde açılmıştır.
Alınan bilirkişi raporu ile davacıya ait faturalar incelendiğinde; yalnızca tedbir kararının uygulanması nedeniyle davacının tabelaların değiştirilmesi, araçlar üzerindeki isimlerin silinmesi ve tanıtım harcamalarına yönelik faturalar toplamının 76.333,24 TL olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça bazı faturaların bu tarihten sonraki dönemde düzenlendiği iddia edilerek, tarihine bakılmaksızın bu faturaların da hesaplamaya dahil edilmesi talep edilmişse de, bu faturaların ihtiyati tedbir kararının uygulanmasıyla ilgili olduğu kanıtlanamadığından, incelenen dönemden sonraki faturalar dikkate alınmamıştır. Davacının ihtiyati tedbir kararının uygulandığı dönemde ayrıca 7.235.864,45 TL ortalama gelir kaybına uğradığı tespit edilmişse de, bu gelir kaybının tamamının davaya konu ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından kaynaklandığının kesin olarak ispatlanamadığı, ancak davalının bu nedenle bir kısım gelir kaybına uğramış olmasının da kaçınılmaz olduğu, ihtiyati tedbir kararının uygulanması nedeniyle davalının uğradığı gelir kaybı kesin olarak tespit edilemediğinden TBK’nun 50 ve 51. maddeleri uyarınca Mahkememizce takdir edilmesi gerektiği, davalıların kusur durumuna, davacının yaptığı işin özelliğine ve davacının ticari hacmine göre ihtiyati tedbir kararı nedeniyle yapmış olduğu 76.333,24 TL harcamayla birlikte toplam 200.000,00 TL maddi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmakla, maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı manevi tazminat da talep etmişse de, —— Esas sayılı davada davacıların tescilli marka haklarına yönelik bir talepte bulundukları, alınan bilirkişi raporu ile davalı——- kullandığı markanın davacıların hak sahibi olduğu markalar ile benzer olduklarına dair görüş bildirildiği, mahkemece bu tescillerden kaynaklanan hakların korunmasına yönelik bir ihtiyati tedbir kararı verilmesi söz konusu olduğundan, davacıların Anayasada yer alan hak arama hürriyeti kapsamında dava açmış ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş olmaları nedeniyle, manevi tazminat koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmakla, manevi tazminat yönünden yerinde olmayan taleplerin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
200.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının 50.000,00 TL manevi tazminat talebinin reddine,
Alınması gereken 13.662,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.561,63 TL peşin harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden —— davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,Davacı vekiline reddedilen manevi tazminat davası üzerinden—— davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 2.561,63 TL peşin harç, 35,90 TL ıslah harcı ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.977,84 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,Davacı tarafından yapılan 412,50TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.412,50 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%80) 1.130,00 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%20) 282,50 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.