Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/5 E. 2019/332 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/5
KARAR NO : 2019/332

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/07/2011
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
T A L E P / : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketi—- sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacı şirket adına — sınıflarda ticaret markaları,—–. sınıfta hizmet markalarının tescilli olduğunu, davalının ‘—– ibareli ——- sayılı tanınmış markalar ile iltibasa sebebiyet verecek şekilde kullanıldığını belirterek, davacının —– oluşturacak şekilde davalının ürün ambalajında kullanılması neticesinde ortaya çıkan marka tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespitine, tespit edilen marka tecavüzü ve haksız rekabet durumlarının önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına, bu cümleden olmak üzere; davacının —— ihtiva eden ürün —— ihracının, yurt içinde ve yurt dışında satışa sunulmasının önlenmesine,—- kutuları ve tanıtım malzemelerinin bulundukları yerlerden toplanarak emin bir yerde muhafaza altına alınmasına ve imhasına, davacı markası ile iltibas oluşturan davalı yan ürün ambalajı, birebir kullanılarak meydana getirilen her türlü ilan, reklam ve tanıtım yapılmasının ve bunların basılı kağıtlarda, faturalarda kullanılmasının önlenmesine ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin dahi bulundukları yerlerden toplanarak emin bir yerde muhafaza altına alınmasına ve imhasına, dava sonucunda verilecek hükmün kesinleşmesini müteakip masrafları davalıdan alınarak Türkiye çapında yayınlanan tirajı yüksek bir gazetede yayınlanmasına, davalı yanın, davacın şirket adına tescilli iki dağ arasından doğan güneş şeklindeki markası aynen taklit etmesi 556 sayılı KHK gereğince davacının marka hakkına tecavüz teşkil etmesi nedeniyle —–manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davacının yoksun kaldığı kazançtan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– maddi tazminatın, davacının markasına tecavüz eden davalının rekabeti olmasaydı, davacının elde edebileceği muhtemel gelire göre hesaplanarak ve bu hesaba 556 sayılı KHK’nin 67. maddesi gereği makul bir payın da eklenerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P / : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu “——numara ile—— sınıfta hizmet markası olarak tescilli olduğunu; müvekkili şirket tarafından satılan çayların ambalajında kullanılan şekilde markasının kendine özgü bir marka olduğunu, davacı şirket adına—— ihtimalinin bulunmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, haksız davanın reddini talep etmiştir.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü / :Mahkememize açılan dava; davacı taraf adına tescilli şekil markası ile iltibasa neden olacak şekilde davalıya ait ——-ürünlerin ambalajında kullanıldığı iddiasıyla açılan marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacıya ait marka tescil kayıtları ile davalının kullandığı marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; —- markasının —– tarihinden itibaren koruma sağlayacak şekilde ——–sınıflarda, —- numaralı —- markasının — sınıflarda davacı adına tescilli oldukları tespit edilmiştir.
Davalı taraf kullanımına ilişkin ————ait tasarım tescil başvurusunun itiraz üzerine iptaline karar verildiği görülmüştür.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler mahkememize sundukları raporlarında özetle, davalının markasını ————- kullanmakta olduğu ——- arasında doğan —– davacının tescilli markalarına —– davalı tarafın davacı markalarının benzerleri ile ürün ————— kendi ürünleri üzerinde kullanmak suretiyle davacının marklarına ——- ve bu suretle marka haklarını ihlal ettiğini, eylemin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini belirtmiş, hesap uzmanı bilirkişi mahkememize sunduğu raporunda, davacı şirket tarafından sunulan——– tablolarının incelenmesinde ——-tutarında kar kaybı ve ferilerinin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini , davalı şirketin mahvına sebep olunup olunmayacağı konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğunu belirtmişlerdir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırarak,—— maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda; ——-tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı eylemlerinin davacı taraf tescilli markası ile iltibas oluşturacak şekilde davalının ürün ambalajında kullanılması sonucunda ortaya çıkan marka tecavüzü ve bu suretle haksız rekabet durumunun tespitine, tecavüz teşkil eden ürün ambalajları ve kutuları ile sair tanıtım malzemeleri imalinin, satışının, dağıtımının yapmalarının, ithalinin ve ihracının, yurt içinde ve yurt dışında satışa sunulmasının önlenmesine, imal edilmiş ,———- faturalarda kullanılmasının önlenmesine, toplatılmasına, muhafaza altına alınmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak imhasına,——- maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay —–. Hukuk Dairesi’nin——–sayılı kararı ile “6100 sayılı HMK’nın 177. maddesine göre, ”Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. ————-Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir.”————-olarak ıslah ettiğini beyan etmiş ve beyanını imzası ile tasdik ederek ıslah harcını yatırmıştır. Islahın sözlü olarak yapıldığı celse davalı duruşmada hazır bulunmadığına göre, HMK’nın 177/2 maddesine göre duruşma tutanağının davalı vekiline tebliği ile diyeceklerini bildirmek üzere kendisine mehil verilmesi ve bundan sonra davacının ıslah talebi konusunda bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle kararın bu yönden taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce—– edilmiş, yeniden yapılan yargılama sonucunda,——— tarihli karar ile; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı eylemlerinin davacı tarafın tescilli markası ile iltibas oluşturacak şekilde davalının ürün ambalajında kullanılması sonucunda ortaya çıkan marka tecavüzü ve bu suretle haksız rekabet durumunun tespitine, tecavüz teşkil eden ürün ambalajları ve kutuları ile sair tanıtım malzemeleri imalinin, satışının, dağıtımının yapmalarının, ithalinin ve ihracının, yurt içinde ve yurt dışında satışa sunulmasının önlenmesine, imal edilmiş , tecavüze konu ürün ambalajı kutuları ve her türlü ilan, reklam ve tanıtım yapılmasının, bunların basılı kağıtlarda faturalarda kullanılmasının önlenmesine, toplatılmasına, muhafaza altına alınmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak imhasına, —————— maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, verilen kararın —— yayın yapan —————– birisinde ilanına karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararının da davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay ———.Hukuk Dairesi’nin—————– tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma gerekçesi de; “Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı 556 sayılı KHK’nin 66/1-a maddesine göre tazminat talep etmiş olup, bu madde hükmüne göre “marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı marka sahibinin markanın kullanılması ile elde edeceği muhtemel gelire göre” yoksun kalınan kazancın hesaplanması gerekir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu uyarınca davacının ——– yıllarına ait ticari defterlerindeki veriler nazara alınarak ticari faaliyetleri sonucu elde ettiği kârların ortalaması hesaplanarak tazminata hükmedilmiştir. Ancak, yapılan tazminat hesabı yukarıda belirtilen madde hükmüne uygun bulunmamaktadır. Bu durumda, 556 sayılı KHK 66/1-(a) bendi hükmü uyarınca inceleme yapılması,——- kullanımı nedeniyle davacının elde edebileceği muhtemel gelirinin belirlenememesi halinde ise TBK/50. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun bir maddi tazminatın ve buna göre takdir edilecek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İkinci bozma sonrası dosyamız içerisine alınan 06.02.2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; “davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin HMK 222 uyarınca sahibi lehine delil niteliklerinin bulunduğu, davalı tarafça herhangi bir defter ve belge ibraz edilmediği, davalı tarafça dava konusu ürünlerin satış tutarları ile ilgili herhangi bir vesaik sunulmadığı nazara alındığında, davacının; davalının satışları olmasaydı ne kadar kar elde edebileceği hususunda herhangi bir hesaplama yapılamadığı, diğer taraftan davacının —–tarihleri arasında elde etmiş olduğu faaliyet kâr tutarının —- si olduğu, Yargıtay bozma kararındaki hüküm dikkate alındığında; davacının mali verileri üzerinden hesaplanan—–maddi tazminat ile ilgili takdirin TBK/50 maddesi uyarınca değerlendirmenin ve hukuki takdirin Mahkemeye ait olduğu” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 61. maddesinde, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek eylemi marka haklarına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine 556 sayılı KHK’ nin 61.maddesinin 9.maddeye yaptığı yollama nedeniyle, marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibi, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının önlenmesini talep edebilir.
Bu madde genel olarak ,marka sahibinin tescilli markası ile iltibasa neden olacak işaretlerin kullanılmasını yasaklamaktadır.Madde metninden de anlaşılacağı üzere, marka ile aynı veya benzer olan işaretin tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerde kullanılarak halk tarafından karıştırılma ihtimaline yol açılması, marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.Ayrıca işaret ile tescilli marka arasında halk nazarında—– kavramına dahil sayılmıştır.Karıştırılma ihtimalinde, halkın iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bağlantı kurması yeterlidir.Alıcıların aldıkları ürünlerin başka bir işletmeye ait olduğunu bilmelerine rağmen, iki işletme arasında ekonomik veya organik bir bağlantı olduğu yanılgısına düşmeleri halinde, karıştırılma ihtimali vardır ve markalar arsında iltibasın mevcut olduğu kabul edilmektedir.
Davalı markasının esas unsurunu ——” ibaresi oluşturmaktadır. Ancak davada, davalı tarafın ürünlerinin ambalajlarında davacıya ait ambalaj markalarını kullanmak suretiyle markaları taklit ettiği ve marka haklarına tecavüz ettiği ileri sürülmüştür. Davacı markaları—— meydana gelmektedir. Davacının davaya dayanak olarak gösterdiği tüm markaları bu şekilde olup, sadece renklerde farklılıklar bulunmaktadır. Markalara bir bütün olarak bakıldığında şekil ve—– ibarelerinin birlikte esas unsuru oluşturduğu görülmektedir. Davalı ambalajında ise yapraklar arasından doğan güneş ve kırmızı zemin üzerine oturtulmuş “—– ibaresi bulunmaktadır——– Ancak her iki ibareye toplu olarak bakıldığında ———-davacının markalarına oldukça benzemekte olduğu görülmektedir—– tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimalinin oldukça yüksek olduğu ortaya çıkmaktadır. Markaların kullanıldığı ürün ambalajları incelendiğinde——- markaların ürün üzerinde konumlandırılması ve yine markaların ürün tabanında geniş bir şekilde kullanılmasında oldukça yakın benzerlikler bulunmaktadır. İki ürüne de toplu olarak bakıldığında ortalama düzeydeki tüketicileri yanıltacağı, —–markalı ürün yerine yanlışlıkla davalı ürününü de alabilecekleri gibi, yanılgı bu düzeyde olmasa bile, bir an yanılgıya düşmeleri ve sonrasında bunu fark etmeleri iltibas açısından yeterlidir.
Davalı taraf markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmamıştır. Davalının markası ——— ibaresinden oluştuğu halde ürünler üzerinde söz konusu marka davacıya ait tescilli marka şeklinin bir benzeri ile yine davacının ambalajında kullandığı zemin rengi ve ambalaj komposizyonuna oldukça benzer bir şekilde kullanılmıştır. Bu durum davacı marka ve ürün ambalajlarına tecavüz teşkil etmektedir. Davalı tarafın davacı taraf tescilli markasını ve kullandığı ürün ambalajına iltibas oluşturacak nitelikte ibarelerin ticari faaliyetlerinde marka olarak kullanması aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil etmektedir. Davalı tarafın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine ilişkin mahkememizce verilen karara karşı yaptığı temyiz talepleri de reddedilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda maddi ve manevi tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Somut olayda yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında davalı tarafın haksız işaretleri taşıyan ürünlerden ne kadar satış yaptığının tespit edilmesi ve buna yönelik bir hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda davalı tarafın defter ve faturalarının incelenmesi ile tecavüzün başlama tarihinin belirlenmesi ve bilinmesi gerekmektedir. Davacı taraf ticari defter ve faturaları incelenmiş, ancak davalı taraf kendisine verilen kesin süreye rağmen, ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmamıştır. Bu nedenle, maddi tazminat miktarının kesin olarak tespit edilmesi mümkün olmadığından, TBK’nun 50. maddesi uyarınca mahkememizce resen takdir edilmesi gerekmiştir. Alınan bilirkişi raporu ile davacının davalının faaliyet gösterdiği Van ilindeki —– gelir elde ettiğinin tespit edildiği, davalının gelirinin ise hesaplanamadığı, davacı şirketin iş hacmi, davacının markalarına benzer ambalajların kullanıldığı süre, bu ürünlerin satış fiyatları, olayın özelliği, kusurun ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre 4.000,00 TL maddi ve 4.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olacağı, her ne kadar davacı tarafça 556 sayılı KHK’nin 67. maddesi uyarınca maddi tazminata ekleme yapılması da talep edilmişse de, davalının ürünlerinin satışında davacının markasının önemli bir katkısının bulunduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
a-Davalının “—–” markalı ürünlerinde davacı adına tescilli —— sayılı markalar ile iltibas oluşturacak şekilde ürün ambalajı kullanmak suretiyle davacının marka haklarına TECAVÜZ ETTİĞİNİN VE HAKSIZ REKABETTE BULUNDUĞUNUN TESPİTİNE,
b-Davalının tecavüz teşkil eden ürün ambalajları ve kutuları ile sair tanıtım malzemeleri imalinin, satışının, dağıtımını yapmalarının, ithalinin ve ihracının, yurt içinde ve yurt dışında satışa sunulmasının ÖNLENMESİNE,
c-İmal edilmiş, tecavüze konu ürün ambalajı kutuları ve her türlü ilan, reklam ve tanıtım malzemelerinin kullanılmasının, ayrıca bunların basılı kağıtlarda ve faturalarda kullanılmasının ÖNLENMESİNE,
d-Ambalajların ürünlerden ayrılması mümkünse yalnızca ambalajların, aksi takdirde ürünlerle birlikte ambalajların, kutuların, her türlü tanıtım malzemesi ve basılı evrakın muhafaza altına alınmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak İMHASINA,
e- —— manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f- Davacının fazlaya ilişkin—– manevi tazminat ve —- maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
2- —— karar ve ilam harcı tayini ile; —– peşin harç olmak üzere ödenen toplam —– harç, alınması gereken karar ve ilam harcını karşıladığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Fazla alınan —- harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı yararına “—– tarihinde yürürlükte bulunan —- Tarifesi gereğince —— vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
-Davacı yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan ——– vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
-Davacı yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —— vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
-Davalı yararına red olunan “—-” karar tarihinde yürürlükte bulunan ——gereğince ——— vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
-Davalı yararına red olunan “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan—– vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından bozmalar öncesi yapıldığı anlaşılan toplam — yargılama gideri ile bozmalar sonrası yapıldığı anlaşılan toplam—– davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından bozmalar öncesi yapıldığı anlaşılan toplam — yargılama giderinin ( —- davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜNLÜK süre içersinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.