Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/491 E. 2020/136 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/491 Esas
KARAR NO : 2020/136

DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti ve Men’i ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/08/2015
KARAR TARİHİ : 24/09/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili ..——— 132 sayılı Kanun ile kurulmuş olan bir kamu kurumu olduğunu, davalı şirkete ait ———” alan adlı ———–marka ve logolarının ve geçerliliği bulunmayan ——- belgelerinin haksız olarak kullanıldığını, bunun üzerine, davalıya ait———internet sitesi üzerinde İstanbul Anadolu ——–. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin———— İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını,——— İş sayılı dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, ——– adlı web sitesindeki her internet sayfasının alt bölümünde ———– marka ve logosunun kullanılmakta olduğunu, ayrıca aynı internet sitesinin ——— başlığı altındaki menüde,——– başlıkları altında davalı şirket adına düzenlenmiş (geçerliliği bulunmayan) 2 ayrı ——– fotoğrafının yer aldığının tespit edildiğini, raporda, internet sitesinde görseli yayınlanan bu ———- tarihinden itibaren yayında olduğunun tespit edildiğini; müvekkili enstitüye ait tescilli ———marka ve logolarının davalı şirketin internet sitesinde izinsiz olarak kullanıldığını, üzerinde ——— markası kullanılacak malların ticari markası, cinsi, sınıfı ve tipini belirten ve geçerlilik süresi 1 yıl olan “————— düzenlendiğini, davalı ———-adına düzenlenmiş ———- geçerliliğinin bulunmadığını, davalının müvekkili ——– marka ve logolarını, adına düzenlenmiş geçerliliği olmayan (veya geçerliliği sona ermiş) ——-Belgelerinin fotoğraflarını internet sayfalarında yayınlayarak marka hakkına tecavüz ettiğini, davalı şirketin bu fiilinin aynı zamanda müvekkilinin manevi yönden de zarar görmesine sebep olduğunu, zira——– marka ve logosunun, kamuya karşı bir malın belli standartlara ve teknik özelliklere uygunluğunu belirten garanti markası olduğunu—- markalarının haksız kullanılması halinde talep edilecek tazminat tutarlarının, 556 Sayılı KHK’nın 56. maddesi gereğince çıkarılmış garanti markası yönetmeliği niteliğindeki —— düzenlendiğini, bu yönergenin 45. maddesinin —— ait marka/markaları sözleşme akdetmeksizin kullanan ya da sözleşmesi herhangi bir nedenle sona erdiği halde, marka/markaları ve/veya belge/belgeleri kullanmaya devam edenler aleyhine; sözleşme akdetmeyerek —- maddi, manevi zarara sokmaları sebebiyle, hukuki işlem başlatılmak üzere belgelendirme faaliyeti yürüten birim tarafından Genel Sekreterlik’ten alınan olur ile birlikte tüm ilgili dokümanlar Hukuk Müşavirliği’ne yazıyla bildirilir. Söz konusu bildirimde, tazminat hesaplamasına esas alınacak olan ve ihlal edilen markayla ilişkili ürünün/hizmetin/sistemin belge kullanma tavan ücreti de belirtilir. (2)Hukuk Müşavirliği’ne, ihlale konu ürün/hizmet/sistem ile ilgili bir yıllık emsal belge kullanma tavan ücreti tutarının iki (2) katından az olmamak üzere maddi tazminat, kamuoyunu yanıltmak ve haksız rekabete sebep olmak yoluyla—- kamu ve tüketici nezdinde güven kaybına uğratmaktan dolayı belge kullanma tavan ücreti tutarının üç (3) katı tutarında, manevi tazminat talep edilmesi için ve gerekli cezai kovuşturmaların icrasına yönelik hukuki işlemler başlatılır. ” şeklinde olduğunu ifade etmiş— markasına vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine ve men’ine karar verilmesini ve ayrıca yönergeye göre 15.812,00 TL maddi ve 23.718,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği 16/01/2011 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; taraflar arasında halen ayakta bulunan bir lisans sözleşmesi bulunması sebebi ile, davacı tarafın 556 sayılı KHK kapsamındaki marka tecavüzü iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu; “——–” markasının kullanımına ilişkin bir sözleşme bulunduğunu, bu çerçevede sözleşmenin sürekli olarak yenilenegeldiğini; şayet davacı taraf sözleşme kapsamındaki lisans bedelini tahsil edemediği iddiasında ise, bu hususu dava konusu yapması gerektiğini, müvekkilinin aktif bir markasal kullanımının, herhangi bir marka tecavüzü eyleminin bulunmadığım ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli —— markasının davalı tarafça kullanılması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine Mahkememizin ———- Karar sayılı dosyası ile açılan davada Mahkememizce “davacı kurumun fesih bildiriminin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği yönünden yapılan incelemede; davalı vekilinin 01/12/2016 tarihli dilekçesinde, ——- davalı şirket nezdinde çalıştığı kabul edilmişse de, Tebligat Kanunu 12 ve 13.maddeleri ile Tüzüğün 17 ve 18.maddelerindeki prosedüre riayet edilmediği, tebliği almaya yetkili olmadığı beyan edilmekle 7201 sayılı T.K 12 ve 13.maddeleri ile T.K. Uygulama Yönetmeliği’nin 20 ve 21.maddelerine göre tebligatın tüzel kişinin yetkili mümessillerinden birine, tüzel kişinin tebligata almaya yetkililerinin herhangi bir nedenle mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmamaları yada o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde görev itibari ile tüzel kişinin bu kişilerden sonra gelen yetkili memur ve müstahdemine veya evrak memuru gibi esasen bu işlerle görevli bir kişiye, bunların da bulunmaması halinde bu hususun mazbatada belirtilmesi koşulu ile tebligatın tüzel kişinin orada hazır bulunan diğer memur veya müstahdemine yapılması gerektiği, adreste tüzel kişinin tebligatın almaya yetkilisinin bulunmadığı ya da görev itibari ile bu kişilerden sonra gelen yetkili memur veya müstahdeminin bulunmadığı tebligat mazbatasına yazılmadığından tebliğinin geçersiz olduğu, sözleşmenin 5/2. maddesi gereğince sözleşmenin kendiliğinden bir yıl daha uzadığı, KHK 9/2-e maddesi gereğince haksız kullanımının değil sözleşmeye dayalı kullanımın bulunduğu, sözleşme bedelinin ödenip ödenmediğinin dava konusu ihtilafın çözümünde etkisinin bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine” karar verildiği, karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——.Hukuk Dairesinin ——- Karar sayılı ilamı ile “her ne kadar mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davacıya ait —— markalarının davalı tarafından kullanımına imkân sağlayan sözleşmenin davacı kurum tarafından feshedildiği ve fesih bildiriminin davalı şirkete ulaştığı, andan itibaren sözleşmenin sona erdiği, bu tarihten sonraki kullanımın, davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, fesih bildiriminin iadeli-taahhütlü mektupla yapılmasının mümkün olduğu ve bu fesih bildirimini, davalı şirkete ulaştığı ve alan kişinin de şirket çalışanı olduğu noktasında da herhangi bir çekişmenin bulunmadığı, dolayısıyla mahkemece davacıya —– markanın kullanıma dair lisans ücreti hesabı için ek bilirkişi incelemesi yaptırılarak, tazminat talepleri hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilerek, bu husustaki esaslı eksikliğin giderilmesi bakımından, karar kaldırılarak, dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi yönünde karar verilmesi gerekmiştir. ” denilerek kararın kaldırıldığı anlaşılmıştır.
——İş sayılı dosyada bilgisayar uzmanı akademisyen bilirkişi tarafından düzenlenmiş olan bilirkişi raporunda, ————- sitesinin erişime açık ve kullanımda olduğu, web sitesinde sayfaların ———marka logosunun bulunduğu ve “—– başlığı altında ——— belgesinin yer aldığı, internet sitesinin arşiv kayıtlarının da incelendiği ve ——————– tarihinden beri yayında olduğunun tespit edildiği,—————-göre alan adı sahip ve sorumluların isim, adres bilgilerinin raporda gösterildiği belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporunda; takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, ilgili web sitesinde davalı ürünlerinin de tanıtıldığı göz önünde bulundurulduğunda, davalı tarafından, davacı kurum adına tescilli ———–niteliğindeki —– markasının ticari etki doğuracak biçimde kullanıldığı ve davalının, davacı kuruma ait ——– markasını,—- tarihinden ——— dosyasında tespitin yapıldığı gün) tarihine kadar ticari etki doğuracak nitelikteki kullanımlarının meşru bir bağlantıyı ihtiva etmediği; o halde internet ortamında, —————— tarihleri arasında, davacıya ait —– markasını meşru bir bağlantı bulunmaksızın, ticari etki doğuracak şekilde kullanan davalının bu eyleminin, 556 sayılı KHK’nin 9/2-e anlamında davacı kurum adına tescilli ———– markasına tecavüz niteliğinde olduğu, 132 sayılı ——– verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan —————— hükümlerine göre maddi tazminat hesabı yapılacağı, fakat heyette mali bilirkişi yer almadığından bu hesaplamanın yapılamadığı,Yargıtay kararlarına göre, —– kurumunun kendi iç düzenlemelerine göre belirleyerek talep ettiği manevi tazminat rakamların aynen kabulünün mümkün olmadığı; manevi tazminat miktarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak, makul ve hakkaniyete uygun biçimde belirlenmesi gerektiği, her ne kadar davacı, TTK hükümleri uyarınca haksız rekabete dayalı olarak ayrıca tazminat talebinde bulunmuşsa da, derdest davada taleplerin yığılmasından değil, yarışmasından söz edilebileceği, bu nedenle Belgelendirme Yönergesi hükümlerine göre tazminat talebinin yanında ayrıca haksız rekabetten kaynaklı tazminat talep edemeyeceği, sonuç ve kanaatinde olduklarını beyan etmişlerdir.
Dosyamız daha sonra ek rapor düzenlenmek üzere yeniden bilirkişilere tevdi edilmiş ve bilirkişiler tarafından 03.08.2016 tarihli ek rapor ibraz edilmiştir.
Bilirkişiler ek raporlarında özetle; davacı kurum adına tescilli —— markasının ticari etki doğuracak biçimde kullanıldığı kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Mahkememizce —– kaldırma kararı uyarınca yeniden——- belgelendirme yönergesine göre sözleşme yapılmadan ——– markasının kullanılması hükümleri uyarınca maddi tazminat hesabı yapılması için dosyanın mali bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi ———-tarihli raporda; davacı markasının davalı tarafından internet sitesinde ticari etki yaratacak derecede kullanıldığı, ————-olduğunu, bu bedellerin toplamının iki katının ve %18 KDV bedeli toplamının 15.812,00 TL, haksız marka kullanımı tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faizin ise 13.068,94 TL olduğunu, buna göre yapılan hesaplamalar sonucunda ———- standartlarının davalının internet sitesinde kullanımından dolayı davacıya izinsiz marka kullanımından dolayı toplam 28.880,94 TL ödemesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı tarafça marka kullanım ücretlerinin ödendiğine dair banka dekont örnekleri dosyaya sunulmuş, incelendiğinde; ———bedeli açıklamalı banka dekontu ile ———————– fatura ödemesi açıklamalı banka dekontu örnekleri olduğu, davaya konu izinsiz marka kullanımının 16/01/2011 tarihinde gerçekleştiği, bu tarihten yaklaşık üç yıl sonrasının tarihini taşımakta olan sunulan banka dekontlarının davaya konu marka kullanımına ait ödemelere ilişkin olduğuna dair bir açıklama içermedikleri anlaşılmıştır.
Davacı, davalının —–markasını kendileri ile sözleşme yapmadan ve izinsiz olarak kullandığını iddia etmiştir. Bir markanın —— siciline tescili zorunlu olmamakla beraber, markanın dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK çerçevesince tescil edilmesi, marka sahibine, markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasını önlemeyi talep etme hakkı verir.Tescilli marka sahibinin tescilden doğan haklarının ihlâli, marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilir. Marka hakkına tecavüz oluşturan fiiller 556 sayılı KHK’nin 9/l. maddesinde sayılmıştır. Buna göre, marka sahibinin izni olmaksızın markayı kullanmak marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilir.
Davacının “—–ibareli tescilli markası bir —- markasıdır. ——— marka sahibinin kontrolü altında birçok işletme tarafından o işletmelerin ortak özelliklerini, üretim usullerini, —- ve kalitesini —-, diğer markalarda olduğu üzere, bir kişi adına tescillidir. Ancak, teknik yönetmelikte belirtilen şartları yerine getiren ve gerekli izni alan herkes bu markayı kullanabilir. ..—- markası ———— bir örnektir. 132 sayılı … —– ile ——- amacı, her türlü madde ve mamulleri ile usul ve hizmet standartlarını yapmaktır. Yalnızca … tarafından kabul edilen standartlar “———-adını alır.
… Belgelendirme Yönergesi’nin 30. maddesi 7 ve 8. bentleri uyarınca, belge sahibi, belge/marka kullanma hakkını aldığı marka ve belgesini, sadece belge üzerinde yazılı ürüne, hizmete, sisteme ait ürün veya ambalajı üzerinde ve bu örüne/hizmete/sisteme ilişkin reklam amaçlı veya firmasına ait doküman ve medya üzerinde kullanabilir. Belge sahibi,——— tarafından açıkça yazılı bir muafiyet tanınmadığı ve/veya belgelendirmeye esas doküman ve ek belgelendirme usul ve esaslarında aksi öngörülmediği sürece, kullanma hakkı verilen marka veya markaları ile birlikte, belgelendirmeye esas olan dokümana ait işaretlemeleri, ticari markasını, varsa ticari ————- üzerinde görülebilir şekilde belirtmekle yükümlüdür. Bu düzenlemeye göre, ——– markalarını kullanım hakkı belge sahiplerine verilmiştir. Davacı tarafça İstanbul Anadolu ———-. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ————- sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırılmış,——– sayılı dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, ————–sitesindeki her internet sayfasının alt bölümünde————–marka ve logosunun kullanılmakta olduğu tespit edilmiştir. Davalının davacıya ait ———– markasını ticari etki yaratacak şekilde internet üzerinde kullanması eylemi, marka sahibinin izin veya icazeti olmaksızın markanın kullanılması nedeniyle, marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir ve davacının tazminat isteme hakkı mevcuttur.
… Belgelendirme Yönergesinin ——– ait marka/markalann sözleşme akdedilmeksizin kullanılması” başlıklı 45. maddesi 1. ve 2. fıkrasında, bir yıllık emsal belge kullanma tavan ücreti tutarının iki (2) katından az olmamak üzere maddi tazminat, kamuoyunu yanıltmak ve haksız rekabete sebep olmak yoluyla————kamu ve tüketici nezdınde güven kaybına uğratmaktan dolayı belge kullanma tavan ücrcti tutarının üç (3) katı tutarında, manevi tazminat talep edilebileceği belirtilmiştir. Bilirkişi bu düzenlemeye göre denetime açık şekilde maddi tazminat hesabı yapmış ve ——Kullanım ücretlerinin toplamının iki katı ve %18 KDV toplamı olan 15.812,00 TL. tazminat talep edilebileceğini tespit etmiştir. Her ne kadar davacı taraf, manevi tazminat istemini Belgelendirme Talimatı ‘nın 29. maddesinde yer alan marka ve belge kullandırma ücreti taban miktarından az olmamak üzere tavan miktarının on katına kadar manevi tazminat istenebileceğine ilişkin düzenlemeye dayandırarak üç katı kadar manevi tazminat talep etmişse de, bu düzenlemenin manevi tazminatın tayin ve takdiri yönünden mahkemeyi bağlayıcı bir yanı bulunmamaktadır. Davacı istemini 556 sayılı KHK hükümlerine dayandırmıştır. 556 sayılı KHK’nin 62. maddesi uyarınca marka hakkı tecavüz uğrayan marka sahibi maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Ticari şirket olan davalının davacıya ———– —-sözleşme yapmadan izinsiz olarak kullanamayacağını bilebilecek durumda olduğundan, olayda kusurludur. Ancak manevi tazminat miktarının, eylemin işleniş şekli, davalının konumu, haksız kullanımın niteliği ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek mahkemece tespit edilmesi gerekir.
Davacıya ait ——- markalarının davalı tarafından kullanımına imkân sağlayan sözleşmenin davacı kurum tarafından feshedildiği ve fesih bildiriminin davalı şirkete ulaştığı andan itibaren sözleşmenin sona erdiği, bu tarihten sonraki kullanımın, davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, fesih bildiriminin iadeli-taahhütlü mektupla yapılmasının mümkün olduğu ve bu fesih bildirimini, davalı şirkete ulaştığı ve alan kişinin de şirket çalışanı olduğu tespit edilmiştir.
Toplanan deliller, marka tescil kayıtları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile, davalının davacıya ait markaya ve hiç bir geçerliği bulunmayan—–kullanım belgesi fotoğrafına davalıya ait ——– alan adlı web sitesinde yer verdiği, davalının bu şekilde davacıya ait markayı izinsiz ve sözleşme yapmaksızın kullandığı, bu şekilde davacının marka hakkına tecavüz ettiği, eylemin aynı zamanda TTK’nda düzenlenen haksız rekabet niteliğinde olduğu, davacının talep ettiği ——— maddi tazminatın … Belgelendirme Yönergesinin 45. maddesine uygun olduğu, davalının manevi zararları için talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğu, eylemin işleniş şekli, davalının konumu, haksız kullanımın niteliği, sayısı, davalı şirketin ticaret hacmi ve tüm dosya kapsamına göre —— manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalının davacıya ait ———sitesinde kullanmak suretiyle davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunu tespitine, marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin men’ine, 15.812,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği 16.01.2011 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 13.718,00 TL manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının “——— alan adlı web sitesinde haksız olarak kullanmak suretiyle davanın MARKA HAKLARINA TECAVÜZ ETTİĞİNİN VE HAKSIZ REKABETTE BULUNDUĞUNUN TESPİTİNE,
MARKA HAKLARINA TECAVÜZÜN VE HAKSIZ REKABETİN MEN’İNE,
15.812,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği 16.01.2011 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin 13.718,00 TL manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Alınması gereken 1.763,21 TL harçtan peşin alınan 675,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.088,13 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline kabul edilen markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden —— gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline kabul edilen maddi tazminat davası üzerinden —— gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden —— gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden —– gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 675,08 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 702,78 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 2.919,20 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%83) 2.422,95 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%17) 496,25 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.