Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/490 E. 2020/175 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/490 Esas
KARAR NO : 2020/175

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti ve Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/02/2015
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla;——- markasının kullanım hakkına sahip olduğunu, davalının, anılan markayı aleni bir şekilde, tescilsiz, izinsiz, lisanssız olarak tabelada, kapı girişlerinde, giydirilen reklamlarda, kartvizitlerde kullanarak bir haksız fiile sebebiyet verdiğini, durumun tüketicilerde lisanslı bir kullanıcıdan gelmekte olduğunu, marka haklarının hem maddi, hem de manevi anlamda zarara uğramakta olduğunu, davacının ——- adresinde uzun yıllardır——-adresinde yine————– markayı aleni bir şekilde kullanarak haksız fiile sebebiyet verdiğini, herhangi bir hakkı ve hukuki dayanağı olmadığını, marka hakkına MarKHK md. 9/b hükmü kapsamında tecavüz edildiğini belirterek, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak marka kullanımının öncelikle tedbirin durdurulması, tespiti, marka hakkına tecavüzün önlenmesini, bununla beraber maddi tazminat ve markanın yıpranmasına sebebiyet verilmesinden hareketle, fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, uğradığı maddi zararların giderilmesi amacıyla, yoksun kalınan kazancın bilirkişi marifeti ile tespit edilerek, ihlal tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte şimdilik 30.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini, söz konusu ihlalin davacının sektördeki itibarı üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin giderilmesi amacıyla ihlal tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama sonucunda, el konulacak tabela, reklam görselleri, kartvizit v.b. materyallerin imhasını, kesinleşecek ilamın, masrafı davalı tarafça karşılanmak üzere, en az bir ——- sektörel süreli yayında ilanını talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, davalı asil ——- tarihli celsede; davayı kabul etmediğini, eşinin—– olduğu için bu ismi kullandıklarını, şu anda ———– adı altında marka tescilinin mevcut olduğunu, tabeladan da davaya konu olan markayı kaldırdıklarını, bu nedenle iddiaları kabul etmediklerini beyan etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli ———-markasının davalı tarafından kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
TPMK’dan marka tescil kayıtları istenmiş, incelendiğinde davacıya ait———-tarihinden itibaren ——– süreyle koruma sağlayacak şekilde 40. sınıfta “terzilik hizmetleri, giysi dikim hizmetleri (terzilik) giysi kesim hizmetleri, overlokçuluk hizmetleri, giysilerin modellerinin değiştirilmesi hizmetleri, deri ve kürk işleme hizmetleri, kumaş işleme hizmetleri, yün işleme hizmetleri” için tescil edildiği, dava dışı ——— ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar, giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, toplu iğneler, iğneler, dikiş iğneleri, dikiş makinesi iğneleri, tığlar ve örgü şişleri, iğne kutuları ve iğnelikler, yapma çiçekler, yapma meyveler, takma saçlar ve saç aksesuarları, —— tarihinden itibaren 10 yıl için tescil edildiği tespit edilmiştir.
Davalının nüfus kayıtları incelendiğinde;n davacı ile ———- çocuklarının bulunduğu görülmüştür
Davacı tarafından davalı aleyhine markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişki olarak açılan Mahkememizin —— sayılı dosyada yapılan yargılama sonucunda Mahkememizce “davacının markasının terzilik hizmetlerini kapsayan ——.sınıfta kayıtlı olduğu davalının da —— benzer faaliyette bulunulduğu anlaşılmışsa da , davacının tescilli”———- markasının baskın unsuru —— formunda —- olarak yazıldığı , davalının işyerinin tabelasında da —– —- ibaresinin yazıldığı anlaşılmışsa —– isminin yaygın olarak kullanılan bir kadın ismi olduğu , davacının markasının baskın unsurunun —— ibaresinin moda alanında sıkça kullanılan bir terim olduğu, davacının kendisine yaygın olarak kullanılan bir kadın ismini baskın unsurlu ve yanında ayırtedicilik sağlamayan ——–marka olarak seçtiği, davalının tabelasındaki işletme adı olarak kullanımının farklı renkte ——- ( her ne kadar el yazısı konumunda ve italik olarak yazılmışsa da yazı —- aynı olmadığı ) yazıldığı , aynı sektörde faaliyette bulunsalar da davacının işletmesinin ——, davalının işletmesinin ise —- bulunduğu , davacının markasının geniş çapta tanınmış olduğunun ve davalı tarafça bilinerek tanınmışlığından istifa etmek üzere “———işletme adı ile faaliyette bulunulduğunun ispatlanamadığı,davacı markası ile davalı kullanımının faaliyet alanının hitap ettiği müşteri kitlesi üzerinde karışıklığa yol açmayacağı ,kaldı ki davalının dosya içine alınan nüfus kayıtlarından , çocuğunun annesi ve gayri resmi ——ismini işletme adı olarak kullandığı , davacının tescilli markasını bildiği – bilmesi gerektiğinin ve davacı markasının tanınmışlığından istifade etmek üzere tabela ,kartvizitde kullanıldığının ispatlanamadığı, davalının eşinin adına tescilli markayı tescil edildiği şekilde kullanmamasının davacı markasına tecavüz olarak değerlendirilemeyeceği ve markaya tecavüz bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——Hukuk Dairesi’nin ——— Karar sayılı ilamı ile “her ne kadar ilk derece mahkemesi’nce yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, İstanbul Anadolu FSH Ceza Mahkemesi’nce verilen—–sayılı beraat kararının, “sanığın suçun unsurlarında hataya düştüğü ve markayı bilmediği, tabelayı indir diyen herkesin söylediklerine uyma zorunluluğunun bulunmadığı” gibi bir gerekçeye dayalı olduğu ve bu kararın gerekçesi ve niteliği itibariyle hukuk hakimini bağlamadığı, davalının gayri resmi eşinin adının da —— olmasının davalıya, davacının tescilli markasının asli unsuru olan ———- yazım şekli dahi benzeterek kullanma hakkı vermediği, dava dışı —–markasının davalıya bir hak sağlamaması bir yana, gerek bu markanın danteller, nakışlar, fistolar, düğmeler, fermuarlar, yapma çiçekler, takma saçlar gibi dava konusu kullanımla ilgili olmayan bir kısım emtiayı içermesi, gerekse dava konusu kullanımın da bu markanın kullanımı olarak görülemeyecek olması karşısında, kullanımın hukuka uygun kullanım olarak görülemeyeceği, davalının sonradan ihlale son vermesinin de sonuca bir etkisinin bulunmadığı, bu durumda davalının kullanımının, davacı marka hakkına tecavüz oluşturduğu yönündeki davacı iddiası nedeniyle maddi zarar hesabı yönünden davacının rapora itirazda bulunduğu da dikkate alınarak, iddia olunun maddi zarar konusunda ilk derece mahkemesi’nce ek araştırma yapılması gerektiği, dosyada mevcut bilirkişi raporunun, davacının, “tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin, markanın kullanılması ile elde edebileceği gelir” biçimindeki yoksun kalınan kazanç hesaplama tercihine uygun olmadığı, bu hususun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi anlamında bir eksiklik olduğu gözetilerek, Mahkeme kararının kaldırılmasına” karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda ——–Esas numaralı dosya üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin ——— esas sayılı dosyasının örneği UYAP üzerinden celp edilerek incelenmiş; müşteki —– …—- marka hakkına tecavüz suçundan şikayet ettiği, davalı sanık hakkında dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda , sanığın beraatine karar verildiği, sanığın savunmasında 6 yıldır iddianamede belirtilen yerde —– tasarımlarını yaparak sattıklarını, eşinin adının ——– olduğu için işyerinin ismini bu şekilde koyduğunu, davacıyı tanımadığını, adına kayıtlı marka olduğunu ve ————- dükkanı olduğunu bilmediğini , kayden tabela ve ürünleri değiştirdiğini ,—— gösterdiğini beyan ettiği, dosya içerisinde bulunan 14/01/2015 tarihli tutanaktan polis memurları ile müşteki vekillerinin sanığın işyerine giderek tutanak tuttuğu, işyeri çalışanı olarak——— hazır bulunduğu, yapılan yargılama sonucunda davalı sanığın şikayetçi davacının markasından haberdar olmaması nedeniyle hataya düştüğü gerekçesiyle sanığın beraatine karar verildiği görülmüştür
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden tarafların dle,lleri toplandıktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosya kapsamında alınan 07/09/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalının —. sınıfta marka hakkının olduğu, kullanımının tescilli marka kapsamında olmaksızın kullanım teşkil ettiği, tarafların sektörel ticaret merkezlerinin aynı mahalde bulunmadığı, kaldı ki davacının markasının ancak aynı veya benzer ürünlerde kullanılması ve davacının markasının bir tanınmışlık düzeyine erişmiş olması halinde, tüm sınıflarda sunulan geniş bir koruma kapsamında karışıklığa meydan verebileceği, —- isminin ve cins isimler ile moda alanında bir terim olan — ————– meslek icrasına yönelik olarak tek başına kullanılmasının marka hakkını ihlal etmediği, davacıya ait şekil markasına biçimsel yönden benzerlik bulunmadığı, davalının 2012, 2013 ve 2014 yılındaki ticari işlemlerine göre davacının 2.282,60 TL kardan mahrum kaldığı beyan edilmiştir.
Bilirkişi raporuna davacı tarafça itiraz edilmesi üzerine aynı heyetten ek rapor alınmış 11/02/2016 tarihli ek raporda ;kök raporun marka tescil belgeleri ve davalının internetteki kullanımı incelenerek yapıldığı, bu sefer ceza dosyasından alınan fotoğrafta davalıya ait işyerinin tabelası incelendiğinde , davalı markasının tescil ettirdiği şekilde kullanılmadığı , farklı olarak kullanıldığı, ——- taraf markalarının esas unsurunu oluşturduğu, davacının markasına benzer oluşturulduğu ,——– fontta davalının tabelasında kullanıldığı, bu durumun karıştırma ihtamali yarattığı ve markayı tecavüz edecek kullanımın bulunduğu, maddi tazminat için yapılan hesaplamanın davalının yasal mali kayıtları incelenerek yapıldığı beyan edilmiştir.
Davacının maddi tazminatın hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporlarına yaptığı itirazlar nedeniyle, Mahkememizin 11.04.2019 tarihli duruşma ara kararı ile tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmek suretiyle maddi tazminat hesabı yapılması için dosyanın muhasip bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, muhasip bilirkişi ——— tarihli raporunda; davalının davacının marka hakkına tecavüz ettiği yönünde kanaat oluşması halinde davacının 2.111,63 TL daha az kar elde etmiş olacağı belirtilmiştir.
Mahkememizin 30.10.2019 tarihli ara kararı ile davacı taraf 556 sayılı KHK’nun 66/2-a maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunduğundan, davacının ticari kayıtları incelenmek suretiyle davacının orijinal ürünlerini müşterisine satması halinde ne miktarda kar elde edebileceğinin tespiti ile elde edilecek kardan işletme giderleri ve markasının ürünlere kattığı değer düşülerek (vergi ödemeleri düşülmeksizin) davacının markası sebebiyle ürün başına elde edebileceği net kar miktarının belirlenmesi ve bu şekilde davalı tarafından satılan ürün miktarına göre davaya konu ürünler davacı tarafından üretilip satılmış olsaydı elde edilebilecek karın talep edilebilecek zarar olarak belirlenmesi suretiyle hesaplama yapılması için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi ———————- tarihli ek raporunda; davalının davacının marka hakkına tecavüz ettiği yönünde kanaat oluşması halinde davacının 2.111,63 TL daha az kar elde etmiş olacağı yönünde görüş bildirilmiş, davacı tarafça ek bilirkişi raporuna süresinde itiraz edilmemiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Markaların benzerliği ve karıştırılma ihtimali değerlendirilirken, davacı markasının tescilli olduğu emtialar ve davalı markasında benzerlik bulunan emtia ve hizmetler yönünden ortalama tüketicinin nazara alınması gerekir. Ortalama tüketici, daha çok markaları, hafızasında tutabildiği kadar görüntüsüne göre değerlendirme yapar. Tüketiciler genellikle markayı bir bütün olarak algılar ve detaylarını analize girmezler. Davacı adına tescilli ——– markalarının davalıya ait iş yerinin tabelasında ve iş evrakında aynen kullanıldığı, davalının —- satımı hizmetleri konusunda faaliyet gösterdiği, davacının markasının da bu hizmetler için tescilli olduğu, bu nedenle her iki tarafın da hitap ettiği ortalama tüketicinin markaları karıştırma ihtimali bulunduğu, davalının bu marka üzerinde hiç bir yasal hakkının mevcut olmadığı, dava dışı ——–adına tescilli markaya dayanarak hak iddia edemeyeceği gibi,———-olarak tescilli olduğu, davalının kullanımının bu markadan farklı olduğu,———- markasının —— hizmetleri için tescilli de olmadığı, bu nedenle davalının eyleminin davacıya ait markaya tecavüz niteliğinde olduğu, ceza mahkemesinin davalı hakkında verdiği beraat kararının gerekçesine göre bu kararın mahkememizi bağlamayacağı anlaşılmıştır.
Davacı tarafı marka hakkına tecavüz edilmesi nedeniyle 556 sayılı KHK’nin 62. maddesi uyarınca tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün giderilmesini, maddi ve manevi zararının tazminini, kararın ilan yoluyla kamuya duyurulmasını talep edebilir. Davacı bu madde kapsamında talep ettiği maddi tazminatın 556 sayılı KHK’nin 66/2-a maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanılması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre hesaplanmasını talep etmiş, bu talep uyarınca her iki tarafın ticari kayıtları incelenerek düzenlenen ikinci bilirkişi raporu ile ek raporda davacının 2.111,63 TL daha az kar elde etmiş olduğu yönünde görüş bildirilmiş, davacı tarafça en son alınan ek rapora itiraz edilmediğinden, davalı yararına kazanılmış hak doğmuştur. Tüm bu nedenlerle, davacının maddi zararının 2.111,63 TL olduğu, davalının kastının yoğunluğu, tarafların ticari hacimleri ve cirolarına göre 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin de hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının davacıya ait ——tescil numaralı “——-” markasının davalı tarafından —– evrakında izinsiz kullanılmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine,
Markaya tecavüzün önlenmesine,
Davalıya ait davaya konu markayı içeren tabela, reklam görselleri, kartvizit vb materyallere el konulmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imha edilmelerine,
2.111,63 TL maddi tazminatın 13/01/2015 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafça karşılanmak üzere hüküm özetinin en az bir ———– süreli bir yayında ilanına,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 485,80 TL harçtan peşin alınan 1.195,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 709,63 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden —– gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden ———gereğince takdir olunan 2.111,63 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden ——- gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden —–13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden —–10/2.maddesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 485,80 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 513,50 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 3.548,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%55) 1.951,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%45) 1.596,60 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.