Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/487 E. 2019/224 K. 02.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/487
KARAR NO : 2019/224

DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/09/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ un ————– nda — yılları arasında– eğitimini tamamlayarak 24.06.2015 tarihinde diplomasını aldığını, müvekkilinin aldığı lisans eğitimi gereği—. Sınıfta iki ay süre çalışarak hazırladığı ———- ——— konumlarını belirleyen;—– hazırlanmasını sağlayan alet olan — çalışması ile “————- olarak mezun olduğunu, 31.10.2018 tarihinde müvekkilinin arkadaşı —- hesabında şikâyete konu firmanın müvekkilinin eserini kendi eseriymiş gibi ürettiklerini ve kolye ucu olarak satışa 13.000,00 TL tutar üzerinden sunduklarını tesadüfen öğrendiklerini ve müvekkiline haber verdiğini, arkadaşından ilgili sayfaların bilgilerini temin ettikten sonra firmayı incelemeye alan müvekkilinin, eğitim aldığı dönemde hazırladığı bitirme projesi ile firmanın instagram sayfasındaki ürünün birebir aynı olduğunu tespit ettiğini, bunun üzerine ilgili firmanın internet sitesini ayrıntılı bir şekilde incelediğinde “—- olarak telif hakkı müvekkiline ait olan eserin bilgisi ve izni dâhilinde olmadan kullanıldığını, kaynak belirtmeden üretiminin yapılarak ticaretinin yapıldığını ve eserden kar elde edildiğini anladığını belirterek, davalının hukuka aykırı fiilleri sebebiyle müvekkilinin uğradığı net zararın FSEK’nun 68 ve 70.maddeleri çerçevesinde ayrı ayrı tespitine, müvekkilinin iki ay süre ile hazırladığı telif hakkı kendisinde bulunan davaya konu çizimin, müvekkilinin izni, bilgisi ve rızası alınmadan kullanılması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları mahfuz kalmak kaydı ile; FSEK’nun 68.maddesi gereğince müvekkilinin uğradığı zararın üç katı tutarında ve FSEK’nun 70. maddesi gereğince hesaplanacak tazminata mahsuben, şimdilik 5.000,00-TL(beşbintürklirası) maddi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline; FSEK. ve Borçlar Kanunu’ ndan doğan manevi haklarının ihlal edilmesi sebebiyle, mağduriyetinin giderilmesi için ——–manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, devam eden tecavüzün ref’ i ve muhtemel tecavüzün men’ ine dair ihtiyati tedbir verilerek, davalının telif hakkı müvekkiline ait çizimin kullanımının durdurulmasına, eserin çoğaltılmasının, yaymasının önlenmesine ve telif hakkı müvekkiline ait olan çizimin izinsiz olarak kullanılarak oluşturulan eserin satışının ülke genelinde durdurularak toplatılmasına, davalıca üretiminin yapılmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mezkur davanın haklı ve makul bir dayanağının bulunmadığını, davacı tarafından dava dilekçesinde ————-davacı tarafından tespit edilmiş gibi bir izlenim verilmeye çalışıldığını, oysaki———- üstünden geçiş anını saptamaya yarayan aygıt olduğunu, ilk olarak ———– tarafından, —-konum ve yüksekliklerini gözlemlemek üzere —-yüzyılda kullanıldığını, sonrasında, İslam devrinde aktif olarak gök bilimleri üzerinde kullanılan —- bilimsel birçok deneyde kullanıldığını, bugün bilinen çokça bilginin öğrenilmesine katkı sağladığını, yani —fikrinin çok eski tarihlere dayandığını, müvekkili şirketin— tarihi ve kültürünü işleyen,—–aktaran bir firma olduğunu, —– tarihi ve kültürünün ayrılmaz bir parçası ve objesi haline gelmiş bir buluş olduğunu, mezkur buluşun şeklinin genel itibari ile aynı olduğunu, yani davacı tarafından tasarlandığı iddia edilen —- iç içe geçen halkalardan meydana geldiğini, bu nedenle hem davacı tarafından iddia edilen, hem de bilirkişi raporunda belirtilen bu özelliğin davacıya ait olan ve davacı tarafından tasarlanmış bir durum olmadığını, aksine — kendi özelliğinden ve işlevinin gereğinden kaynaklanan bir durum olduğunu, —- kendi şekli ile ilgili davacının bir tasarım hakkının mevcut olmadığını, çünkü mezkur — kullanış amacı gereği tasarımının çok eskilere—-yıllara dayandığını, bu nedenle dosyada alınan bilirkişi raporunda sanki bu tasarım da davacıya ait gibi bir karşılaştırma yapılmış olup, bunu kabul etmediklerini—– kendine has olan bu yuvarlak ve iç içe olan 2 ayrı halka oluşunun —– kendi tasarım özelliği ve kullanım amacına yönelik olan çok eski bir tasarım olduğunu belirterek, öncelikle müvekkilin telafisi güç ve imkansız zararlarının oluşmaması ve artmaması için tedbir kararının kaldırılmasını, davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesini, husumet ve diğer nedenlere davanın usulden reddine, dayanaktan yoksun davanın esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davaya konu çizimle ilgili olarak FSEK’nun 68. maddesi gereğince açılan tazminat, tecavüzün ref’i ve ve muhtemel tecavüzün men’ ine ilişkindir.
Dosyamız içerisine alınan —- tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; dosya ve internet üzerinde yapılan araştırmalar bütünlük oluşturacak şekilde değerlendirildiğinde; dosyaya sunulan davalı taraf internet sitesine ait olduğu anlaşılan ekran görüntülerine benzer içeriğin hali hazırda yayında olmadığının tespit edildiği, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen ve internet arama motorları üzerinden yapılan sorgulama neticesinde davalı tarafa ait olduğu anlaşılan 4 adet sosyal medya hesabında davacı tarafa ait olduğu anlaşılan tasarım ürünü kullanılarak tanıtımı yapılan herhangi bir ürün tespit edilemediğini, tespite konu ——— internet sitesi arşiv kayıtları arasında davacı tarafa ait olduğu anlaşılan tezhip sanatına ait çalışma öğesi ile aynı olma derecesinde benzer figürler kullanılarak hazırlanan “—- isimli ürün tespit edildiği” beyan edilmiştir.
Davacı vekili 19.08.2019 tarihli dilekçesi ile; davalı tarafa karşı açmış oldukları davadan, davalı tarafla anlaşmaları nedeniyle feragat ettiklerini, feragate ilişkin işbu beyanın kabulü ile davalı tarafa tebliğine karar verilmesini, davadan feragat etmeleri nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, kararın kesinleştirilmesini ve kullanılmayan yargılama giderleri ile teminat tutarının iadesini talep etmiştir.
Davalı vekili 19.08.2019 tarihli dilekçesi ile; davacının davadan feragat etmesi nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama taleplerinin bulunmadığını, işbu nedenle feragat nedeniyle dosyanın kapatılmasını talep etmiştir.
Dosyada mevcut davacı vekiline ait Üsküdar —–. Noterliği’nce düzenlenen —-tarihli ve — yevmiye numaralı vekaletname incelendiğinde, davacı vekiline davadan feragate ilişkin özel yetkinin verilmiş olduğu, davalı vekiline ait Bakırköy —-. Noterliği’nce düzenlenmiş olan — tarihli ve— yevmiye numaralı vekaletname incelendiğinde, davalı vekiline alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurma yetkisi verildiği tespit edilmiştir.
HMK’nun 311. maddesi uyarınca, feragat davayı sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğundan; feragat nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-FERAGAT nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile 8,50 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
3-Talep olmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yargılama gideri talep edilmediğinden davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan 10.000,00 TL teminatın kararın kesinleşmesinden 1 ay sonra, istek halinde davacı tarafa İADESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının da karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı