Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/478 E. 2021/67 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/410 Esas
KARAR NO : 2021/57

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i ve Sona Erdirilmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat, İtibar Tazminatı
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ : 18/03/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün tespiti, men’i ve sona erdirilmesi ile maddi ve manevi tazminat, itibar tazminatı davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının dünyaca———- markalarının sahibi olduğunu, davacının hak sahibi olduğu ——— tescil numaraları ile davacı adına kayıtlı olduğunu, bunun yanı sıra söz konusu karakterin bir çok farklı ülkede eser olarak da tescilli olduğunu, ayrıca ———— numaralı markanın tanınmış marka olduğuna karar verdiğini, davacının tescil koruması altında olan haklarının davalı tarafından —–üzerinde kullanılmak suretiyle ihlal edildiğini, bu durumun İstanbul Anadolu——- sayılı dosyasında yapılan tespit neticesinde düzenlenmiş olan —— sabit olduğunu, davalı tarafın davacı şirkete ait olan ——–kullandığını, sattığını veya satışını teklif ettiğini, bunun —- niteliğinde olduğunu, ——- uyarınca marka hakkına tecavüzü oluşturan işareti taşıyan ürünlerin — kullanılmasının marka hakkına tecavüz sayılan hallerden olduğunu, davacıya ait markaların——————- marka kriterlerini taşıdığını, dolayısıyla davacı şirketin davalının haksız fiili dolayısıyla zarara uğradığının açık olduğunu, ayrıca tanınmış bir marka ihtiva eden ürünlerin müşteriler tarafından talep edilebilirliğinin daha yüksek olduğunu, bu noktada davacı lehine maddi tazminata hükmedilmesi durumunda SMK md. 151/4 uyarınca makul bir payın talep edilen miktara eklenilmesini talep ettiklerini, öte yandan bilindiği üzere marka hakkının ihlali durumlarında tecavüzün boyutunun kusur ve zararın belirlenmesinin güç olduğunun, bu hususların ancak mahkemece yapılacak olan inceleme neticesinde netleşeceğini, somut olayda da davacının bu haksız fiiller neticesinde uğramış olduğu zararın yapılacak tahkikat neticesinde kesinleşeceğini, bu sebeple talep miktarını daha sonra arttırmak üzere davayı HMK. Madde 107 gereğince belirsiz alacak davası olarak açarak; davalının eylemlerinin davacı şirketin marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, men’ine ve sona erdirilmesine, davanın niteliği itibari ile belirsiz alacak davası olması sebebi ile dosyanın durumuna göre arttırılmak üzere davacı lehine 100,00 TL maddi tazminata, markanın tanınmış marka olması ve satışlara etkisi de göz önüne alınarak davacı lehine 4.000,00 TL manevi tazminata, davacıya ait markanın kötü ve uygun olmayan şekilde kullanılması sebebiyle 4.000,00 TL itibar tazminatına, İstanbul Anadolu FSHHM’nin———- sayılı dosyasında yapılan masraflar ile birlikte bu davadaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline yönelik karar verilmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; işbu tazminat davasının kötü niyetle haksız şekilde açıldığını, bu sebeplerle açılmış olan davaya itiraz ettiklerini, ——– markalı olan ürünlerin davalı müvekkili tarafından izinsiz olarak kullanıldığı, sattığı veya satışını teklif edildiğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafın dava dilekçesinde sattığını ileri sürdüğü ürünleri ————- firmasından satın aldığını, davaya cevap dilekçesinin ekinde sunulmuş olan——– iş bu ürünün ———- tarafından lisanslı bir şekilde kullanıldığının beyan edildiğini, davalı firmanın———— aldığı ileri sürülen ürünlerin tamamının ——– firmasından satın alındığını, bu sebeple davacı tarafın açmış olduğu işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine yönelik karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli ——— markalarını taşıyan ve ——ürünlerin davalı tarafça satışa sunulduğu iddiasıyla, markaya tecavüzün tespiti, men’i ve sona erdirilmesi ile maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatına ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında mahkememizce uyuşmazlık konusu tespit edilirken——– numaralı markalara davalının tecavüz edip etmediği şeklinde uyuşmazlık tespit edilmiş, duruşmada hazır olan taraf vekilleri uyuşmazlık konusunun tespitine itirazları olmadığını beyan ettikleri ve davalı tarafça itiraz edilmediği halde, davalı vekili daha sonra yalnızca dava dilekçesinin başlangıç kısmında belirtilen —- numaralı markaların dava konusu edildiğini, diğer markaların dava konusu edilmediğini belirterek, uyuşmazlık konusuna itiraz etmiştir Ancak, uyuşmazlık konusuna süresinde itiraz edilmediğinden, dava ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlık konusuna göre yürütülüp, sonuçlandırılmıştır.
——- numaralı “—— markasının —–sınıflarda, ——-Sınıflarda davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalı aleyhine Mahkememizin ———- sayılı dosyası ile açılan delil tespiti talebinde Mahkememizce marka ——— alınan bilirkişi raporunda özetle; —– tarihinde—- tespit talep eden vekiliyle tespite konu ———adresinde yapılan tespitte; tespite konu işyerinde bulunan ——- tespit talep edenin tescilli ——– bulunduğu, arka kısımlarında —— bulunmadığı, tespit talep eden ——- numaralı ———— olarak kullanıldığının tespit edildiği beyan edilmiştir.
Bu rapor davalıya tebliğ edildiği halde, yasal süresi içinde rapora itiraz etmemiştir. .
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden taraflar delillerini sunduktan sonra Mahkememizce davacının lisans bedeline göre tazminat talep etmesi nedeniyle bir marka uzmanı, bir —– bilirkişi ve—- sektöründen seçilecek bilirkişi heyetinden tarafların ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılarak dosya kapsamına göre rapor düzenlemelerine karar verilmiş, ancak her iki taraf da verilen kesin süreye rağmen ticari kayıtlarını sunmadıklarından muhasip bilirkişiden rapor alınmasından vazgeçilmiştir.
Diğer bilirkişilere dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka ——– adresinde yapılan tespitte, davalı tarafın iş yerinde satışa arz edilen ve bulunan ——– sayılar ile tescilli ve tanınmış marka olarak kabul edilmiş olan ———-derecesinde benzerinin kullanıldığı, bu nedenle tescil kapsamlarında —- sınıfta yer alan aynı veya benzer emtialar için ortalama tüketici nezdinde iltibas ihtimalinin mevcut olduğu, davalı tarafın söz konusu şeklin ürünleri üzerinde kullanmak üzere davacı şirketle her hangi bir lisans anlaşması sunmadığı, davalının dava konusu ürünlerde davacıya ait markayı izinsiz olarak kullandığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davalıya ait ürünlerin orijinal olup olmadığı, davacının markasının itibar tazminatını gerektirecek şekilde kullanılıp kullanılmadığına dair aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti —— havale tarihli ek raporda; davacı tarafından ibraz edilmiş olan — ürün ile davalı tarafından satışa arz edilmiş olan ——— mukayeseli olarak incelendiğinde; davalı tarafından satılan ——- davacı adına tescilli——— sayılı tescilli ve tanınmış marka olarak kabul edilmiş olan şekil unsurunun ayniyet derecesinde benzerlerinin kullanıldığı, davacının üreterek satışa arz ettiği —– ayniyet derecesinde benzerlik olduğu, bu durumun tüketici nezdinde iltibasa düşmesine neden olacağı, marka hakkına tecavüz eyleminin koşullarının oluştuğu, dava konusu ——– ürünlerden olduğu, kalitesiz olmadığı ve davacının markasının itibarını zedelediğine dair herhangi bir tespitin yapılamadığı, davacı lehine itibar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Davacı vekili 17/11/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, 4.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve 4.000,00 TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. ettiklerini bildirmiş.
Dosya incelendiğinde, davacı vekilinin dava dilekçesi ile talep ettiği tazminatlar için faiz talebinde—— bulunmadığı, ancak belirsiz alacak davası olarak açılan davada, talep artırım dilekçesi ile faiz talep ettiği, dava dilekçesinde hiç talep edilmeyen faizin, talep artırım dilekçesi ile istenemeyeceği, usulüne uygun bir ıslah yapılmadığı göz önüne alınarak faiz talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elinde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat ve itibar tazminatı talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Tüm bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı şirket adına———- başlamak suretiyle davacı adına ülkemizde tescilli oldukları, aynı zamanda —–tescillerinin mevcut olduğu ve bilinirlik düzeyinin yüksek, tanınmış bir marka olduğu, —— dahil pek çok sektörde markalarda kelime unsuruyla birlikte veya tek başına yer alan şekil unsurunun kullanıldığı, davalıya ait iş yerinde yapılan delil tespiti sırasında ——— kullanıldığının tespit edildiği, bu ürünlerin davacı şirkete —– olduklarına dair bir tespit yapılamadığı gibi, davalının bu markayı lisans yoluyla ya da başkaca bir haklı nedenle kullandığına dair delil de bulunmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı bu ürünleri dava dışı bir şirketten aldığını iddia etmişse de, davacıya ait tanınmış markanın kime ait olduğunun —————–sektöründe faaliyet gösteren davalı tarafından bilinmesi gerektiği, bu markayı taşıyan ve —–satmasının davacının markadan kayaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğu kanaatine varılmış, davacının maddi ve manevi tazminat talep edebileceği, ancak davaya konu taklit ürünlerin altından yapılmış —– olmaları ve davacının markasını kötü gösterecek şekilde ve kalitesiz üretilmediklerinden itibar tazminatı koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Tarafların ticari kayıtları incelemeye sunulmadığından davalının — bedeline göre ödemesi gereken tazminat tutarı tam ve kesin olarak tespit edilemememiş, maddi tazminat, TBK’nun 50. maddesi uyarınca mahkememizce takdir edilmiştir. Davaya —- yapılmış— olmaları, davacının markasının tanınmışlığı dikkate alınarak talep edilen 5.000,00 TL maddi tazminatın uygun olacağı, davalının kusur derecesi, davacının markasının tanınmışlığı, davaya konu markaların kullanıldığı ürünlerin niteliklerine göre 4.000,00 TL manevi tazminatın da hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının davacı adına tescilli—– numaralı markaları ile iltibas yaratacak derecede benzer ürünlerin satışını yapmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine,
Davalının marka haklarına tecavüzünün men’ine ve sona erdirilmesine,
5.000,00 TL maddi ve 4.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının 4.000,00 TL’lik itibar tazminatı talebinin reddine,
Davacının faiz talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 614,79 TL harçtan peşin alınan 248,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 366,46 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüzün tespiti, men’i ve sona erdirilmesi davası üzerinden— gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden ——-gereğince takdir olunan 5.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden —– ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen itibar tazminatı davası üzerinden ———- gereğince takdir olunan 4.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 248,33 TL peşin harç (ıslah harcı dahil) ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 284,23 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından Mahkememizin —- sayılı dosyasında yatırılan 95,00 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 200,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.200,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%85) 1.870,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%15) 330,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından Mahkememizin —-sayılı dosyasında yapılan toplam 1.028,00 TL tespit giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%85) 873,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%15) 154,20 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 22,50 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%15) 3,40 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%85) 19,10 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.