Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/467 E. 2022/100 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/467 Esas
KARAR NO : 2022/100

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili —- olduğunu, müvekkili şirketin —- bulunduğunu, davacı şirketin—- markalarının sahibi olduğunu, davalıların —- bulunan iş yerlerinde —- markasını izinsiz olarak kullandıklarını, davalılar arasında —- bulunduğunu, davalı şirkete gönderilen ihtarnameye davalı ..— cevap verdiğini belirterek, davalıların kullanımının davacının tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve tecavüzün meni ve refine, davalıların bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olmaları halinde ödemesi gereken lisans bedeli üzerinden hesaplanacak şimdilik kaydıyla —- numaralı ihtarnamesinin davalılara tebliğ edildiği 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, 3.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davalının —- —- hesabına erişimin engellenmesine, masrafı davalılardan alınmak suretiyle SMK 149/1-g uyarınca—-tamamen veya özet olarak ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar adına çıkartılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Davalılar daha sonra sunduğu dilekçeleri ile, davalı ….——davacının marka başvuru tarihinden önce —–kullanmaya başladığını, —— tarihli—- durumun tespit edilebileceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıların —- davacı adına tescilli —-” markaları ile iltibas yaratacak şekilde “— markasının kullanıldığı iddiasıyla açılan marka hakkına tecavüzün ve haksız reakbetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dosyaya — getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacının —-markasının —- tarihinde tescil edildiği, —-numaralı “— tarihinde tescil edildiği tespit eidlmiştir.
Davacı ve davalı şirkete ait —- dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacı ——edildiği, davalı şirketin —– tarihinde tescil edildiği,—– davalı —– —– olduğu, yargılama sırasında davalı şirketin — sürecine girdiği,— —- olarak da —- atandığı tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı … ile davalı şirketin bağlantılı olduğu iddia edilmişse de, davalı şirketin ortağının davalı ….——- olmasının ayrı bir tüzel kişiliği olan davalı şirketin iş ve haksız eylemelerinden davalı …–sorumlu tutmak için yeterli olmayacağı,—– ve davalı şirketin iki ayrı iş yerini işlettikleri tespit edilmekle, her iki davalının durumu ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
Davalı …— tespit delil tespiti sırasında görseli rapora eklenen—tarafından verilen —————- sicile — tarihinde tescil edildiğinin belirtildiği, işyeri unvanının —- davalı vekilinin yargılama sırasında — — sunduğu, buna göre davalının—- tarihinde kaydının yapıldığının belirtildiği, davalı .—– tespit edilmiştir.
Mahkememizce ihtiyati tedbirin talebinin değerlendirilmesi yönünde —-talimat yazılmak suretiyle delil tespiti yapılması talep edilmiş, marka uzmanı bilirkişi —-” ibarelerinin tescilli marka olduğu, söz konusu markaların —- firması adına tescil edildiği, tescil edilen markaların kullanım haklarının herhangi bir şekilde kimseye devredilmediği, buna bağlı olarak da tespit isteyen firmanın tescil edilen markalar ile ilgili şikâyet haklarını bulunduğu, markanın koruma sürelerinin tespit tarihi itibariyle devam ettiği, görsellerde de görüldüğü üzere dava konusu; ———, dolayısıyla her iki iş yerinin faaliyetinin, davacı —– firmasının tescil başvurusu yaptığı sınıflarda ve faaliyet alanıyla benzer ve aynı olduğu, davacı —” markasının; keşif yapılan işyerlerinin—— kullanılan —ile ——– kullanıldığı yönünde görüş bildirmiştir.
Dava konusu —- gerektirdiğinden tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, — raporu ile, davalıların işyerlerindeki—– dosyasında hazırlanan bilirkişi raporuyla tespit edildiği, bu bilirkişi raporunda yer verilen görsellere göre, davacının ——— davalılardan ..—- olduğu, davalılarca dosyaya sunulan belgelerin gerek içerik, gerekse düzenlenme tarihleri itibariyle önceye dayalı hak sahipliğinin ispatına elverişli olmadığı, davalıların “—- ibareli marka kullanımlarının, -SMK m.29 ve SMK m.7/2-b uyarınca- davacının—– —- kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği, davalıların, davacının iş ürünü niteliğindeki markasıyla karışıklığa yol açan — kullanımlarının TTK m.55 uyarınca haksız rekabete sebebiyet verdiği yönünde görüş bildirmiştir.
Davacının lisans bedeline göre tazminat talep etmesi nedeniyle, davalıların —- gelirlerinin tespiti —- incelemesi yapılması ————– Talimat sayılı dosya üzerinden alınan ve mali müşavir bilirkişi —– tarafından düzenlenen —– tarihli bilirkişi raporunda, davalı ….——- elde ettiği, davalı — kazanç elde ettiğine dair görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davacının aynı döneme ait ticari kayıtlarının incelenerek bu dönemde elde ettiği cirosu ile davalıların daha önce incelenen cirolarına ilişkin bilirkişi raporu da dikkate alınarak; hakkaniyete uygun şekilde lisans bedeline göre tazminat hesabı yapılması için — bilirkişi —– rapor istenilmiş, —- tarihli raporu ile, dava dosyası incelendiğinde dava dosyasında dava konusu olay ile ilgili lisans bedelinin hangi oranda olması gerektiği konusunda—– yazının mevcut olmadığı, dava konusu sektör ve karlılık oranı, davacı ve davalıların başka illerde olması dikkate alındığın da, lisans bedelinin davalıların elde ettiği hasılatın %5’i olabileceği kararına varıldığı, dava konusu olayda davalılara—– üzerinde yapılan inceleme sonuçları da dikkate alınarak marka hakkı sahibinin cirosu, elde ettiği kazanç ile davalının—, satabileceği ürün miktarları da nazara alınarak, davalının ticari iş ve işlem hacmine uygun şekilde lisans bedelinin tespiti yapılması istenmiş olup, lisans bedelinin hesaplanabilmesi için davalıların —–arasındaki dönemde elde etmiş olduğu gelir ve faaliyet karları kontrol edildiğinde—— dönemde brüt satış karının bulunduğunun görüldüğü,
davalı ..—–. ünvanı ile faaliyete
başladığının —- tarihli yazı ile bildirildiği, davalının unvanının — Tarihi itibari ile …—-
düzelttiğinin tespit edildiği, bu kapsamda davalının davacıya ödemesi gereken lisans bedeli tutarı —-olacağı, davalı …——-dosya da
mevcut belgeler incelendiğinde şirketin 11/09/2019 tarihi itibari ile tasfiyeye girdiği, —— olduğunun —- göndermiş —-yazısında görüldüğü, bu kapsam da davalının davacıya ödemesi gereken lisans bedeli tutarının—– olacağı, bilirkişi olarak davalıların “—- markalarını kullanarak elde ettikleri gelir ve bilirkişi olarak yapmış
olduğu hesaplamalar neticesinde oluşan tazminat tutarının Mahkeme tarafından değerlendirilirken sebepsiz zenginleşmenin de değerlendirilmesi gerektiği, fiili zararın ispat yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu, davacının bu hususta bir kayıt veya belge dosyaya sunmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine, maddi tazminat hesaplanması için davacıdan örnek lisans sözleşmelerini dosyaya sunması istenilmiş, ancak örnek sözleşme sunulmamış, ayrıca —- bedelinin ne kadar olabileceği sorulmuş,—- gelen cevapta cironun %15’i kadar lisans bedeli talep edilebileceği belirtilmiştir.
Mali bilirkişiden 13/12/2018 tarihli keşifte davalıların marka kullanımları tespit edilmiş olduğundan, her iki davalı için 09/07/2013 tarihinden dava tarihi olan —- cevabi yazı, tarafların önceki raporlara yaptıkları itirazlar incelenerek, davalıların satışını yaptıkları mal ve ürünlerin nitelikleri, davacı tarafın lisans sözleşmesinin mevcut olmaması ve tarafların ciroları da dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir lisans bedeli hesaplanması için ek rapor istenilmiş, —- dosya da mevcut bilirkişi raporlarında davalıların dava konusu markayı kullandıkları ve davalıların “——-marka kullanımlarının, SMK m.29 ve SMK m.7/2-b uyarınca davacının — numaralı —- haklarına tecavüz teşkil ettiği,
davalıların, davacının iş ürünü niteliğindeki markasıyla karışıklığa yol açan —— ibareli marka
kullanımlarının TTK m.55 uyarınca haksız rekabete sebebiyet verdiği sonucuna vardıklarını, bilirkişi olarak dava dosyası incelendiğinde, dava dosyasında dava konusu olay ile ilgili lisans bedelinin hangi oranda olması gerektiği konusun da —–dosya da mevcut olan —– “eğer davaya konu marka ile tüm cirosunu elde etmiş ise, toplam cironun %15’i lisans bedeli belirlenmesinin uygun olacağı’’ şeklinde görüş bildirildiği, ayrıca dosyada marka hakkı ihlal edilenin daha önce akdetmiş olduğu lisans
sözleşmelerinin mevcut olmadığı, dava konusu olayda davalılara ait gelir , kurumlar ve geçici vergi beyanı üzerinde yapılan inceleme
sonuçları da dikkate alınarak marka hakkı sahibinin cirosu, elde ettiği kazanç ile davalının —
——, satabileceği ürün miktarları da nazara alınarak, davalının ticari iş ve işlem hacmine uygun
şekilde lisans bedelinin tespiti yapılması istenmiş olup. lisans bedelinin hesaplanabilmesi için davalıların —-dönemde elde
etmiş olduğu gelir —-arasındaki dönemde ——- bulunduğunun görüldüğü, davalı …———–
başladığının ———–yazı ile davalının unvanının—— tarihi itibari ile .—–
düzelttiğinin tespit edildiği, bu kapsamda davalının davacıya ödemesi gereken lisans bedeli———–
TL olacağı yönünde görüş bildirmiştir.
Davacı vekili dosyaya sunduğu —–tarihli bedel artırım dilekçesi ile; maddi tazminat taleplerini —— olarak artırdıklarını, ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini bildirmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir —— kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalı——– müşterilerin malları elverişli bir şekilde bir arada görmesi için——— satışını —– evrakında, ——- davacı şirket adına tescilli—– markasını aynen kullandığı, bu kullanımının —– tüketici nezdinde karışıklığa neden olabileceği, tüketicilerin davacı şirket ile davalı şirket arasında bağlantı olduğunu düşünebilecekleri, bu nedenle davalı —- tescil numaralı ——- markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacının bu nedenle maddi ve manevi tazminat talep edebileceği, davalı ile davacı şirketlerin ayrı yerlerde faaliyet göstermeleri, davalı şirketin faaliyet gösterdiği —-yoğunluğu, davacıya ait markanın — dikkate alındığında —— belirttiği %15 oranında lisans bedelinin hakkaniyete uygun olmayacağı, mali bilirkişi tarafından belirlenen %5 oranının uygulanması gerektiği, yapılan bilirkişi incelemelerine göre davalı şirketin tescil tarihinden dava tarihine kadar olan dönem faaliyetinden elde ettiği cironun —- olduğunun tespit edildiği, %5 lisans bedelinin ise ——- olarak hesaplandığı, bu bedelin makul ve hakkaniyete uygun olduğu, ancak davacı tarafça—- edilmiş olduğundan taleple bağlı kalınarak —- maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği, talep edilen 3.000,00 TL manevi tazminatın da makul ve olaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça davalı şirkete——- engellenmesi talep edilmişse de, yapılan bilirkişi incelemesi ile—— davalı — ait olduğu, davalı şirketle bir bağlantısının bulunmadığı tespit edilmiş olduğundan, bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı …—- marka kullanımıyla ilgili yapılan incelemede ise; davalının — tarihinde aldığı ——-” ibaresini — mevcut olduğu, buna göre davalı …— işletme adında ve—- kapsamında kalan —— şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri”— olarak — gönderildiği —tarihine kadar kullandığın anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğrayıp uğramadığının incelenmesi zorunludur.
Sessiz kalma yoluyla hak kaybı, önceki hak sahibinin, hakka konu markasını iyi niyetli bir şekilde kullanan kişiye karşı dava açma hakkını uzun süre kullanmaması ve ihlallere sessiz kalarak markasını koruma hakkını yitirmesi demektir. Sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin temeli Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine dayanmaktadır. Anılan madde; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmünü haizdir. Buna göre, anılan madde ile hukuk düzeninin kişilere tanıdığı bütün hakların kullanılmasında göz önünde tutulması ve uyulması gereken iki temel ilkeye yer verilmiş olup, öncelikle hakların dürüstlük kuralına uygun kullanılması gerektiği ifade edilmiş, ardından hakların açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı belirtilmiştir.
Sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi markalar yönünden açılacak davalarda da söz konusudur. Gerçekten aynı veya benzer bir markanın başka bir kişi tarafından aynı mal ve hizmetlerde kullanılması hâlinde önceki hak sahibinin dava açarak bu markanın kullanılmasının durdurulmasını talep etmesi mümkündür. Ancak bu hakkın kullanılması imkânının önceki hak sahibine sınırlandırılmaksızın tanınması bazı hâllerde haksız sonuçlar doğurabilmektedir. Zira iyi niyetli olarak markayı kullanmaya başlamış olan tacirin, ——— yapması, ancak önceki hak sahibinin bu durumdan haberdar olmasına rağmen uzun süre sessiz kaldıktan sonra dava açması “dava hakkının kötüye kullanılması” olarak nitelendirilmelidir. Keza sonraki marka kullanımının bilinmesi veya devam eden tecavüze karşı uzun süre sessiz kalındıktan sonra dava açılması, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilecektir.
Sessiz kalma yoluyla hak kaybında, hak genel olarak sona ermemekte, sadece bu haktan eylemine sessiz kalınan kişi ya da kişilerin yararlanmasına katlanılmaktadır. Zira marka sahibinin, bir hakkını bilerek isteyerek belli bir süre kullanmaması sebebiyle markadan doğan hakkı kaybolmamakta, sadece uzun süredir var olan kullanıma sessiz kalmış olması sebebiyle bu duruma zımnen icazet verildiği kabul edilmektedir.
Sessiz kalma yoluyla hak kaybının söz konusu olabilmesi için, önceki hak sahibinin, markasının aynısının veya benzerinin kullanılmasına belirli bir süre sessiz kalmış olması gereklidir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile ilk defa marka hukukunda hükümsüzlük davaları yönünden sessiz kalma yoluyla hak kaybına ilişkin bir düzenleme getirilmiştir. SMK’nin 26/6. maddesi; “Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini —- boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez” hükmünü haizdir. Buna göre marka hükümsüzlük davalarında sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin uygulanabilmesi için beş yıllık sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Nitekim SMK’nun yürürlüğe girmesinden önceki dönemde de, uygulamada Yargıtay kararlarıyla da bu süre 5 yıl olarak kabul edilmiştir. Yerleşik Yargıtay ve yargı kararları ile marka hakkına tecavüz davası için de 5 yıllık sürenin uygulanması kabul edilmiştir. Buna göre davacının — yılından davacı tarafça davalılara gönderilen 04/11/2016 tebliğ tarihli ihtarnamenin gönderildiği — davalı .— kullanımına karşı bir itirazda bulunmamış, ihtarname göndermemiş, yasal bir yola başvurmamış olmasından dolayı sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğradığının kabul edilmesi gerekli olup, … hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davalı ….—–açılan davanın REDDİNE,
Davalı ….— Hakkında açılan davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davalının—, ürünlerin —-tescil numaralı markalarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE,
Tecavüzün MEN’ İNE VE REF’ İNE
Davalının—– markasını müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetlerinde kullanmasının YASAKLANMASINA,
500.000,00 TL maddi tazminatın 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle —–
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 34.359,93‬ TL harçtan peşin alınan —- harcın mahsubu ile bakiye— davalı … — tahsili ile — gelir kaydına,
Davacı vekiline marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve men’i davası üzerinden– gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalı … —- tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden —- gereğince takdir olunan 42.050,00 TL vekalet ücretinin davalı ….—- tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden—–gereğince takdir olunan —- vekalet ücretinin davalı … — tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı ….—– vekiline — yönünden reddedilen davası üzerinden —-takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …— ödenmesine,
Davalı … vekiline reddedilen marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve men’i davası üzerinden —- takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ..— ödenmesine,
Davalı … vekiline reddedilen maddi tazminat davası üzerinden — gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ….— ödenmesine,
Davalı … vekiline reddedilen manevi tazminat davası üzerinden — takdir olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ..— ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 68,31 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcı ile 253,80 TL keşif harcı olmak üzere toplam 351,31‬ TL harç giderinin davalı …— tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 593,24 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.693,24‬ TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%67) — davalı … —– tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%33) 1.548,77‬ TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalının ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.