Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/465 E. 2021/33 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/465 Esas
KARAR NO : 2021/33

DAVA : Haksız Rekabet Nedeniyle Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/10/2015
KARAR TARİHİ : 25/02/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin ——–yaptığını, sektörünün önde gelen isimleri arasında yer aldığını,——– — vermeden —–verdiğini,—– bir gereği olarak markasını ve —- tescil ettirdiğini, davalı şirketin davacı yana karşı haksız rekabet teşkil eden eylemler gerçekleştirmekte olduğunu, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyet ve işleri ile karıştırılmaya yol açacak faaliyetlerde bulunduğunu, davalı tarafın davacı yanın markasıyla tescil ettirdiği— büyük ölçüde benzerini iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı şekilde kullandığını, davacının——– yer aldığını, —- bir değişiklik yapılarak davalı yanca kullanıldığını, bu kullanımın — davacı şirketi akıllara getirdiğini, bunun konuyla ilgili TTK’na ilişkin hükumet gerekçesine aykırılık teşkil ettiğini, davalının salt bu davranışının bile dürüstlük kurallarına uymadığını, daha önce davalı taraf yetkilisinin davacı taraf yetkilisine iş yaptırdığını ve bu——— uygulamasını tanıyıp öğrendiğini ve kendisininde bu işi yapmaya niyetlendiğini, ancak bu süreçte davalının çalışmalarının örnek almaktan ziyade taklit aşamasına geldiğini, davalı şirketin firma yetkilisi, davacı şirketin — firmayı arayarak davacı şirket ile ——–istediğini, bu hususun mahkemece ———tanıklığına başvurulduğunda daha net bir şekilde ortaya çıkacağını, davalının davacı —- etmek için sürekli uğraşmakta olduğunu ve şirket çalışanlarını da bu konuya ilişkin telefonla rahatsız ettiğini, davalı yanın davacı şirketin çalışanlarını bir şekilde etkileyerek kendi bünyesine dahil ettiğini, davalının bu yolla davacı şirketin —– ve yönetim alanında oluşturduğu — ve tecrübelerini ele geçirmeye çalıştığını, bunun TTK anlamında bir haksız rekabet durumu daha yarattığını,—- bu nedenle davacının iş yerinden ayrıldıkları, işten ayrılanlardan ..—-davacı şirketin uygulama sorumlusu——- tanıklığına başvurulması gerektiğini, bu saygısız ve sorumsuzca hareketlerin mahkemece tazminat miktarı belirlenirken dikkate alınması gerektiğini, tüm bu yıpratıcı unsurların neticesinde davacı şirketin yaşadığı sıkıntı ve stresin bir nebze olsun telafisi için hakkaniyete uygun olarak zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikle 10.000,00 TL manevi tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul Anadolu ——-.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce ——-Karar sayılı kararla, görevli mahkemenin FSHHM olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, kararın — tarihinde kesinleşmesi üzerine dosya Mahkememize tevzi edilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; huzurdaki davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddinin gerektiğini, davalı şirket yetkilisi ——————— ortaklarından dostları— ısrarı ile ————,——yetiyor. ——– işini sana devredeyim” demesiyle gerçekleştiğini, davalı şirket yetkilisinin ——-öğrendiğini, araç ve makinelerini bu firmadan satın aldığını, bu hususta ….— tanıklığına başvurulması gerektiğini, davalı şirket yetkilisinin evinin üst katını ofis yapmaya karar verdiğini,—– yaptırmaya karar verdiğini, ancak —- araç ve makineleri bakımda olduğundan bu işi davacı şirkete yaptırdığını, uygulamaya davacı şirketin ortağının oğlu—– geldiğini, davalı şirket yetkilisi kendisinin —- söylemesi——- — demek suretiyle bayilik teklifinde bulunduğunu, davalı şirket yetkilisinin ———- tanıklığına başvurulması gerektiğini,—- uygulama işinin uzun ve kapsamlı bir eğitim gerektirmeyen bir iş olduğunu, davalı şirket yetkilis———- sloganının davacı şirketin —altında tamamen ——– şekilde yer aldığını, davalı şirketin bu —–gösteren bir açıklamayı slogan veya reklam olarak kullanmadığını, davalı ——- açıklamasının yer aldığı, fakat bu açıklamanın — göstermediğini ve —– amaçlı bir kullanım olmadığını, dava dilekçesinin davalıya tebliğiyle uyuşmazlık konusu olmasın ——— sayfasındaki açıklamanın sadece durum bildiren ve tüketiciyle iletişim kurmak amacıyla kullanılan bir araç olduğundan— olmadığını, zira davalı şirketin reklamının bu yazı üzerinden yapılmadığını, davalı şirket yetkilisinin ——yenilemek istemesi üzerine bir çok firmayı bilgi ve fiyat almak için aradığını, bu sebeple bunlardan birisi olan ——- ile görüşüldüğünü ve işin konusunun ——— arkadaşı olduğunu ve işi yapamayacağını söylemesi üzerine görüşmenin sonlandığını ve işin başkasına yaptırıldığını— sayfasının aynısının istenmesinin söz konusu olmadığını, ve nihayetinde yaptırılan — davacının ——-sayfasıyla hiç bir benzerliğinin bulunmadığını, davacı şirketten ayrılıp davalı şirkete geçen çalışanların daha önceden tanınmadığını, ——- bu işi yapan sayısının az olduğundan adı geçen kişilerin kendilerine yakın ve uygun firmaları tercih ettiğini, davacı şirketten kendilerine müracaat ederek gelenlerin hiç birisinin — eleman olarak gelmediğini, davalı şirketin davacı şirketi — olarak gördüğü yönünde herhangi bir konuşmanın gerçekleşmediğini, davacının manevi tazminat istemine gerekçeler bulma kaygısı ile hayali şeylerin yazıldığını, tüm yazılanların — olduğunu, talep edilen 10.000,00-TL manevi tazminatın — olduğunu, —– çalışması sonucu—- artmasının davacı şirket nezdinde endişe yarattığını ve bu sebeplerle davanın haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait olduğu iddia edilen — tarafça kullanıldığı ve davalının davacı şirkette çalışan işçileri kendi şirketi bünyesinde çalışmaları için ayarttığı iddiasıyla açılan açılan manevi tazminat davasıdır.
Davacı şirkete ait — kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde;— tarihinde kaydedildiği, davacı şirketin —— şirketin unvanı yanlış yazıldığından —- kaydına uygun olarak düzeltilmiştir.
Dosyaya—– kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —– değiliz,—- —- adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Taraf tanıkları İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dinlenmişlerdir.
Talimatla dinlenen davacı tanığı …, beyanında; davacı şirketin babasına ve amcasına ait olduğunu, kendisinin de davacı şirkette 4 yıl süre ile çalıştığını, 5 yıl önce şirketten ayrıldığını, davalıyı ise davacı şirket bünyesinde çalışırken— yalıtımını yaptığından dolayı tanıdığını, dava dilekçesinde bahsi geçen davacının kullanmış olduğu — davacı şirket ortağı olan —- ederken bir—- gördüğünü, —– beğendiğini, beraber—-ettiklerini ve — davacı şirketin —-kullanmaya başladıklarını, ancak davacının kullanmış olduğu slogan ile ilgili bilgi sahibi olmadığını, ayrıca davacı şirketten ayrılan —- isimli çalışanın davacıdan ayrıldıktan sonra iş başvurusu yaparak yaklaşık 1,5 yıl sonra davalı bünyesinde çalışmaya başladığını, yine davacı şirket çalışanı —— şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalışmaya başladıklarını, ancak kesinlikle davalı şirketin davacı şirket çalışanlarını ayartmadığını, kendi bünyesinde çalışmaları için terkinde bulunmadığını, çalışanların davacı şirketten ayrıldıktan sonra iş başvurusu yaparak davalı şirket bünyesine geçtiklerini beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında her iki tarafı da tanıdığını, davacı ——–sitesini kendilerinin yaptıklarını, kendisinin bireysel olarak — medya danışmanlığı yaptığını, bu çerçevede — hazırladığını, ayrıca davacı şirket —– kurgularını da yaptığını, davacı tarafından gönderilen her türlü ——– işlediklerini, bunun arasında davaya konu ———- da olduğunu, davalı şirketin kendilerinden davacı şirketinki gibi kendilerine de — yapmalarını talep ettiklerini, de ilkeleri doğrultusunda aynı sektörde faaliyette bulunan ve daha önce —- yapmış oldukları —– yapamayacaklarını, ancak diğer şirketten onay alınması halinde bunu yapabileceklerini söylediklerini, bu konuyu davacı şirkete —— onların olur vermediklerini, bu nedenle de davalıya—— yapmadıklarını, davacıya — — yaptıktan sonra uzunca bir süre bir daha çalışma imkanlarının olmadığını, ancak bundan 2-3 gün önce davalının—- incelediğinde kendilerinin davacı için yapmış oldukları — sitesine benzer bir kısım yapılanmalar olduğunu gördüğünü, ancak davacının — davalı —– sitesinde kullanılıp kullanılmadığına dikkat etmediğini, kendisinin davacı için yapmış olduğu——– değişiklikler dışında esaslı değişikliğe uğramadığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; yaklaşık dört buçuk yıldır davacı şirkette usta başı olarak çalıştığını, davalı tarafı ise şahıs olarak bilmediğini, ancak kendileriyle aynı sektörde iş yaptıklarını bildiğini, davacı şirkette çalışmaya başladığında —- adında bir çalışanın çok kısa bir süre sonra davalı tarafta işe başladığını öğrendiğini yine çalışanlardan ———–davacı şirkette çalıştıktan sonra kendisinin davalı şirkette çalışmaya başladığını,—– kendisinin işe başlamasından önce işten ayrılmış olduğunu, bu kişilerin hangi sebeple işyerlerini değiştirdiklerini bilmediğini, ——— davalı tarafta çalışmaya başlayan işçilerden biri olup, bu kişinin aslında davacı şirketin patronunun yeğeni olduğunu, —davalı şirkette çalışmaya başladıktan sonra ara ara beni arayarak işiniz var mı, işler nasıl gibi sorular sorduğunu, işyeri ile ilgili bazı şeyler sorduğunda zaten kendisinin bunu bildiğini söylediğini, kendisini yaklaşık aralıklarla 10 kez aradığını düşündüğünü, daha sonra, kendisini aramamasını söylediğini, ondan sonra da aramadığını, davalının, davacı şirketin —– kullanmadığını bilmediğini, ancak internet adresinde —- gördüğünü, ayrıca bir kaç müşterinin de davacı —– karıştırdıklarını söylediklerini, davalı tarafın kullandığı — internet sayfasından kaldırıp kaldırmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; davacı şirkette bir süre çalıştığını, ancak geçirdiği bir kaza sonucu kendisini işten ayrılmaya zorladıklarını, davacı şirkette usta başı olarak çalışırken, kazadan sonra ustabaşılığı kendisinden alarak diğer bir arkadaşına verdiklerini, kendisinin de davacı şirketten ayrıldığını, davacı nezdindeki işinden ayrıldıktan yaklaşık 2 yıl sonra davalı şirkette işe girdiğini, 7 ay kadar önce de davalı şirketteki işten ayrıldığını ve şu an başka bir sektörde çalıştığını, kendisinin “—- şeklindeki sloganın davacı tarafından kullanıldığını ve bu sloganın —– yer aldığını bildiğini, ancak davalı tarafın bu sloganı veya buna benzer başka bir sloganı bildiği kadarıyla kullanmadığını, bu sektörde—- firma olduğunu, ancak ustabaşı olarak düşünüldüğünde bu sayının daha fazla olduğunu, davalı tarafın davacının işçilerini kendi bünyesine katmak için bir girişimi olmadığını, kendisi işten ayrıldıktan sonra davalı tarafın girişimi ile değil ,kendi iş başvurusu sonucunda davalı nezdinde çalışmaya başladığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; davalıya işyerini kendisinin devrettiğini, kendilerinin bu işe ilk başladıklarında —- bu işi yapan yaklaşık 50 kişi olduğunu, şimdilerde ise 2000 üzerinde bu işi yapan kişi bulunduğunu, davacı şirketi ise tanımadığını, ayrıca tarafların hangi sloganları kullandıklarını da bilmediğini, davacı çalışanlarının davalı tarafça alınıp alınmadığı konusunda benim herhangi bir bilgisi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; kendisinin önce davacı firmada çalıştığını, daha sonra bu firmadan ayrılarak davalı firma nezdinde çalışmaya başladığını, davacı firmada çalıştığı zaman şoförlük yaptığını, davalı firmada işe ilk başladığımda yine ilk şoförlük yaptığını, daha sonra ise işi öğrenerek —-uygulama işini yaptığını, davacı nezdindeki işinden kendi isteği ile ayrıldığını, davalı tarafın bu konuda herhangi bir telkini olmadığını, taraf firmaların hangi sloganı kullandıklarını bilmediğini, iki firmada da çalıştığı dönemde kendisine okunan sloganları duymadığını, aynı kendisinin durumumda davacı firmada çalışıp davalı firmada çalışmaya başlayan … isimli çalışanın da olduğunu beyan etmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler—- ——- —- firmasına ait olduğu, hesap profil resmi olarak “——– numarasının verildiği, hesaptan——- sloganının kullanılmadığının tespit edildiğini, marka ve——–kayıtları incelendiğinde, davacı tarafın davaya mesnet gösterdiği markanın dava —–” ibaresinin ayırt —- konumunda olmasından kaynaklı marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davacının itirazları doğrultusunda aynı bilirkişi heyetinden alınan —– tarihlerini içerir arşiv kayıtları incelenmiş olup, — sloganının kullanılmadığı,——üzerinde yapılan teknik incelemede davalıya ——- konumladırmaları, görseller, uygulama yapılan alan görsellerinin farklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Öncelikle, davalının davacı tarafça kullanılan markaya tecavüzünün bulunup bulunmadığı incelenmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı tarafça kullanılan ve dava dışı ———adına tescilli olduğu, davacının kullandığı marka davacı şirket adına tescilli değilse de, şirket yetkilisi ile marka sahibinin akraba oldukları, davacı şirket vekilinin dosyaya ilk sunduğu vekaletnamede şirket yetkilisi olarak —— imzasının bulunduğu, bu nedenlerle markanın ——izni ile kullanıldığı, davacının kullandığı ———– — ibaresinin —- çıkacak şekilde, —- —— ibaresi olduğu, diğer kelimelerin ise slogan şeklinde oluşturulmuş, tali nitelikte unsurlar olduğu, davalının kullandığı iddia edilen ——— davacının markasında yer alan slogan ile benzerliği söz konusuysa da, markaların karıştırılmasına neden olacak bir benzerlik bulunmadığı, tüketicinin davacının markasını “——- olarak —– tali nitelikte ve — yazılmış olan tanımlayıcı nitelikte diğer kelimelerin tüketici tarafından her zaman —- mümkün olmayacağı, bu nedenle davacının kullandığı markaya tecavüzün söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının haksız rekabete ilişkin iddiaları incelendiğinde;
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Haksız rekabetin önlenmesindeki amaç, serbest piyasa düzeninde herkesin dürüstlük kuralları içerisinde hareket etmek suretiyle rekabet kurallarına uygun olarak piyasada faaliyet göstermesi ve sonuçta; mal ve hizmetlerin nihai tüketicilerinin aldatılmasına izin verilmeksizin kaliteli mal ve hizmetlerin piyasa kurallarına göre oluşan en uygun fiyatla satışa sunulmasıdır.
Toplanan deliller, tanık anlatımları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalının davacının çalışanlarını ayartarak kendi bünyesine kattığına dair iddialarının kanıtlanamadığı, davacı tanığı ..—-beyanında böyle bir durumun olmadığını bildirdiği, diğer davacı tanıklarının da bu konuda bir bilgi ve görgülerinin olmadığı, davacı—- — sorular sormasının haksız rekabet niteliğinde olmadığı, davalıya——–üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının — bulunmadığının tespit edildiği, yine davacı tarafça kullanılan slogana benzer ———— dair bir kaydın bulunamadığı, davalının bu sloganı ne zaman ve ne şekilde kullandığının tespit edilemediği, her ne kadar davalı tarafça———- hesabında bu slogana yer verdikleri, ancak daha sonra kaldırdıkları beyan edilmişse de, sloganın nerede ve nasıl kullanıldığı görülemediğinden, bu kullanımın davacının —neden olacak ve haksız rekabet teşkil edecek nitelikte olup olmadığının belirlenemediği, kaldı ki bu sloganın davacı tarafa ait özgün bir slogan da olmadığı, bu nedenle davacı tarafın davalının haksız rekabette bulunduğunu kanıtlayamadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 111,48 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı vekiline —– gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 270,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı