Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/449 E. 2021/152 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/449 Esas
KARAR NO : 2021/152

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının —— numaralı “——” markalarının davacı adına tescilli olduklarını, bu markaların tescilden önce de bastırdıkları —- kullanıldığını, ayrıca davacının “—- adındaki– satan– — olduğunu, davalının birçok– —- davacıya ait markaları kullandığını, —–sloganlarını kullandığını, davalıya— ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının —-numaralı cevabi ihtarnamesi ile ihtarı reddettiğini belirterek, davalının davacıya ait markalara tecavüzünün önlenmesine, davacıya ait tescilli markaların kullanıldığı —– ve sair ürünlerin toplatılmasına, masrafı davalıdan alınmak suretiyle hükmün tirajı —ile ilanına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili—- —- Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, husumet itirazlarının—— ilgisi bulunmadığını, —” markasının — adına tescilli marka olduğunu, “——” ———- şirket olduğunu, davalının sadece—— — altında ——— gösterdiğini, davalı ile dava dışı ——— şirket arasında sözleşme bulunduğunu, davacı tarafın dayandığı “——– markasından daha sonra olduğunu, —— tarihinde başvuru yapıldığını, markanın 15.02.2018 tarihinde tescile bağlandığını, davacının —– markası ile ilgili tüm taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, markaların birbiri ile benzer olmadığını, —- —-” markasının özgün bir marka olduğunu, “—–” ——— olduğunu, — tescil edilemeyeceğini, davacı markasının hükümsüzlüğü için dava açma haklarının saklı olduğunu, markanın mutlak red nedeni taşıdığını, ————şeklindeki ifadenin marka ile ilgisi bulunmadığını, bu ibarenin genel bir tanıtım metni olduğunu, davacı tarafça gönderilen —– Numaralı ihtarnamesi ile cevap verilmiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalının davacı şirkete ait markalara tecavüz ettiği iddiasıyla açılan tecavüzün önlenmesi ve maddi/manevi tazminat davasıdır.
Her ne kadar davalı vekili müvekkilinin yerleşim yerinin — nedeniyle yetki itirazında bulunmuşsa da; SMK’nun 156/3. maddesi uyarınca sınai mülkiyet hakkı sahibinin üçüncü kişilere karşı açacağı davalarda yetkili mahkeme davacının yerleşim yeri mahkemesi olup, davacının adresi Mahkememizin yargı sınırları içinde bulunduğundan davalı vekilinin yetki itirazı kabul edilmemiştir.
Dosyaya —-kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde;—–Sınıfta —— ———markasının—— tarihinden itibaren 10 yıl için davacı adına tescil edildikleri, —- markasının — sınıflarda dava dışı —adına tescilli olduğu ve—başvuru, — tescil tarihli,—- ise — sınıfta davalı adına tescilli olduğu tespit eidlmiştir.
Dava konusu — gerektirdiğinden tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı—– oluşan bilirkişi heyeti — tescil numaralı—, —– tescil numaralı —— marka tescili sahibi olduğu, davacı tarafa ait markaların fiilen herhangi bir —– ve —— suretiyle kullanıldığı, bu anlamda davacının kullanımlarının marka tesciliyle uyumlu olduğu, davalının —–tarihli sözleşme ile lisans hakkı tanındığı, davalının halen satışta olan———— ibaresinin altında ilgili—— yazılı olduğu, bu durumun da dava dışı —– markası ile uyumlu olduğu, iltibas incelemesinde; davacı taraf ve davalının kullandığı markada — kelimesi olduğu, davalı tarafça——–unsur olarak kullanıldığı, davacı ve davalı markalarının — unsurlar, anlam ve ——– bütün olarak farklı olduğu, farklı algılanacağı, markalar arasında doğrudan iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacı tarafa ait ve markaları ile davalı tarafça kullanılan—- markalarının bir arada var olabileceği, dava konusu –markanın —– tescil numarası ile —– adına tescilli olduğu, —- kullanımın– belgesi ile uyumlu olduğu, davalının kullanımının —- kapsamında kaldığı, dava konusu———kişi ile —– imzaladığı, bu sözleşmelerin de —- gibi —- ilişkin olduğu, bu sözleşmelerin geçerli olduğu, “—-” markasının tescilli olduğu nazara alındığında, ——- yayınlandığı, davacının marka haklarının ihlal edilmediği, mali yönden inceleme neticesinde ; davacı tarafın ——– incelendiğinde —–hizmetleri kapsadığı, davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafın tacir olmadığı iddiası ile ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği ve inceleme yapılamadığı, heyetin tarafların markaları arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacının marka haklarının ihlal edilmediği yönünde kanaati dolayısıyla tazminatın söz konusu olmayacağı , fakat Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde olabilecek tazminat hesaplamalarının– hesaplandığı, buna göre davalı tarafın ticari defter ve belge sunmaması sebebiyle Yargıtay Kararı doğrultusunda dava konusu — —– adedinin her bir ———adet olabileceği, ama bir tanesinin—- yapmış olacağı ,davacının ortalama — satış fiyatı dikkate alındığında davaya konu——– (KDV hariç) cirosunun 394.200,00 TL olabileceği ve bu minvalde; maddi tazminatın % 15 lisans bedeli üzerinden —- müzekkere yazılarak marka hakkı ihlaline konu — bandrol sayılarının öğrenilmesi halinde ayrıca bir hesaplama yapılabileceği, aksi halde nihai takdir Mahkemeye ait olmak üzere TBK’nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca hakkaniyete uygun bir maddi tazminat belirlenebileceği yönünde görüş bildirmişleridir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde, SMK’nun 7/2-b maddesi uyarınca tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin marka sahibinin izni olmaksızın kullanılması, marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Markaların aynı veya benzer olup olmadığının tespiti için yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. ——olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, toplanan deliller, marka tescil kayıtları, davaya konu edilen—-, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile; dava konusu—-davalıya ait “—- ve davalının verdiği marka lisans hakkına dayanılarak yayınlanmış olması nedeniyle davalının davada pasif taraf sıfatının mevcut olduğu, davacının ——. —— tescilli markalarının—- markasıyla yayınlanan—————-. — ile —-. —- alan —— kapsamında yer aldığı, davalının marka kullanımının davacının markalarının tescilli olduğu —- ancak davalının —- üzerinde kullandığı ve dava dışı — tescilli olduğu tespit edilen — davacı markaları ile ortak kelimesinin “— olduğu, markaların benzer olup olmadığı incelenirken markaların bütün olarak ele alınması gerektiği, buna göre davacının tescilli markaları ile davalının kullandığı markanın görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadıkları, tarafların markalarının hitap——— kitlesinin her iki markayı karıştırma—–” ibaresini kullanım hakkının tek bir kişinin — verilemeyeceği, davalının kullanımlarında ——- verildiği,—- ait markanın, davalının markasını kullanması için —– tanıdığı —– ile yaptığı sözleşme uyarınca tescile uygun olarak kullanıldığı, haksız bir marka kullanımının mevcut olmadığı, davalının davacının hak iddia ettiği “——– kullandığına dair de bir delil bulunmadığı, davacının bu iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 453,03 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı vekiline markaya tecavüzün önlenmesi davası üzerinden— ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davası üzerinden — vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminat davası üzerinden —– vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.