Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/448 E. 2020/98 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/448
KARAR NO : 2020/98

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ————-fikri ürünün sahibi olduğunu, bu ürünü haksız ve hukuka aykırı tecavüzden ———-tarihinde Muş ————– Noterliği’ne başvuruda bulunduğunu ve bu başvuru neticesinde———- onaylandığını, müvekkilinin noterce onaylanmış ——- ————-taleple davalıya başvuruda bulunduğunu, ancak davalının müvekkiline herhangi bir olumlu cevap vermediğini, ardından davalının müvekkilinin ——————— üzerinden satışa sunduğunu, bu yolla haksız kazanç elde ettiğini, davalının müvekkilinin ——-haksız olarak yararlandığını ve bu yolla müvekkilinin kazanç elde etmesine engel olduğunu, haksız kullanım ve pazarlamanın durdurulması amacıyla ——— tarihinde ihtarname gönderildiğini, ancak davalıdan olumlu bir geri dönüş alınamadığını,——— sistemlerinde halen yer aldığını belirterek, müvekkilinin “———–üzerindeki haklarına yapılan ——– ait olan ve noterce tasdik edilip koruma altına alınan fikri ürünün, davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kullanılması, reklamı yapılarak pazarlanmış olması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10,00 TL olarak belirtilen ancak 6100 sayılı Yasanın 107. maddesi hükmünce yargılama neticesinde belirlenecek maddi tazminat tutarının temerrüt tarihinden işletilecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığını, ——————– eser veya fikri sınai mülkiyet konusu ürün olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının —– yıllardır herkesçe bilinen ——- sunulan bir takım fikirleri yazılı hale getirip derleyerek hak iddiasında bulunduğunu, bu işlemin noterde tasdik ettirilmesiyle sanki korumaya değer fikri ve sınai ürünmüş gibi hak taleplerinde bulunulmasının hukuk tarafından korunmayacağım, noter beyannamesine dayanılarak herhangi bir hak ihlali iddiasında bulunulamayacağını, müvekkilinin ———————— bağlı olarak uygulaması üzerindeki tüm fikri ve sınai hakların müvekkiline ait olduğunu, davacının noter beyannamesinin ——— olduğunu,——– konusu olamayacağını,— uygulama bilgilendirme ————————geliştirici olarak kaydettirdiğinin ve o tarihten bu yana güncellemelerde sürekli geliştirildiğinin görülebildiğini, ———ibareli tescilli markanın da sahibi olduğunu, müvekkilinin davacının herhangi bir hakkını ihlalinin söz konusu olmadığını, kaldı ki davacının noter beyannamesinde geçen içerik ile müvekkilinin servisinin içerik anlamında büyük ve somut farklılıklar içerdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı tarafça——– uygulamasının davacı tarafından Muş ——–.Noterliğine tescil ettirilen ——————-isimli belgede anlatılan uygulama ile benzer olup olmadığı ve bu uygulamanın FSEK kapsamında eser niteliğinde olup olmadığına ilişkin olarak davacının ——– haklarına tecavüz edilip edilmediği ve tazminata ilişkindir.
Her ne kadar davalı taraf görev itirazında bulunmuşsa da, FSEK’te düzenlenen ve fikri bir ürüne tecavüz edildiği iddiasıyla açılan davanın mahkememiz görev alanı içine girdiği anlaşıldığından, görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Muş ——. Noterliği’nin ———yevmiye numaralı tespit belgesi dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; “———————– ——- bu günlerde alış veriş yapan insanlarınbütün ön yargı ve tereddütünü ortadan kaldırmak, alışverişte satışı etkileyen faktörün olan güvenin tesisi için hayattta para ile alınamayan ve tedariki mümkün olmayan bir insanın kıymetli varlığı olan zamanının da israf edilmemesini temin edecektir. Örneğin bir numara var elinizde, bu numra henüz rehberinize kayıtlı değil ve bu numarayı aradınız. Telefon çalmaya başladı ve cevap yaklaşık on beş-yirmi, bazen de dakikalar alır. Ama eğer bu aranan sekreterim cebimde kullanıyorsa daha onun teşefonu çalmadan aradığının doğru kişi olup olmadığını anlar. Doğruysa cevap vermesini bekler, yanlış ise hemen kapatır ve bu da kişinin telefonunda cevapszı çağrı olarak gözükmez. Bir de aradığınız kişi açısından konuyu ele alırsak arayan kişinin sizinle alakası yoksa onun vaktini almış, dikkatini dağıtmış, belki de hayatında büyük bir soruna istemeden dahi olsa sebep olmuş olabilirsiniz. Tekrar somut bir örnekle anlatırsam, birini aradınızı ve sekreterim cebimde cevap verdi.————– birazdan size cevap verecek dedi ve ben hemen kapattım.———- bu gün ————— bu skereterim cebimde servisini kullanmıyorsa, ben onu arayacağım, o da cevap verecek. Toplantıdaysa dikkati dağılacak, seçim konuşması yapıyorsa dikkatsiz görünecek. Yani belki —– açımdan bir zarar olmaz ama onun başkanlığı kaybetmesine bile sebep olabilir.
Ya da kendimden örnek verirsem; ben ———–ortağıyım ama,en yakın çevremde dahi kendimi ve yaptığım işi anlatamıyorum. Çok ama çok güçlük çekiyorum. Halbuki biri beni aradığında daha telefonum çalmadan önce—————–, hem arayan kişiye işimin reklamını yapsa, benim de yetkili temsilci olduğumu arayan kişi de anlasa ön yargıları aklının en ücra köşesine fırlatıp atsa, benimle ön yargısız bir diyaloğun içine girse, hem satışlar artar, hem gereksiz vakitler nakit olarak ülke ekonomisine kazandırılır. Bu uygulama daha önce dünyada uygulanmamıştır. Özet olarak telefon santral sisteminin —- cep telefonuna uyarlanmasıdır. Bu fikir ben ….————– numaralı kişiye aittir. “ şeklinde tespit yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosyamız içerisine alınan 13.09.2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden; “davacının noter evrakı ile tescil ettirdiği fikirler ile davalı tarafın ürettiği uygulama arasında benzerlik bulunduğu, ancak davacının noter evrakının hazırlandığı tarih olan ———-dönemlerinde davalının dosyada konu ——— uygulamasını duyurduğu ve tüketicilerin hizmetine sunduğu, “————, bir kişinin telefonla arandığında, telefon çalarken, aranan kişinin hattına tanımlanan bir cümlenin (kelime grubu) arayan kişiye iletilmesini sağlayan bir uygulama olarak tanımlandığı, davacının burada, haberleşme alanında problem olarak gördüğü bir duruma ilişkin fikri çaba yürüttüğü ve bu çalışmayı da örneklerle açıklamak suretiyle yazılı hale getirerek belli bir formata kavuşturduğu, ancak davacının bu çalışmasının herhangi bir özgünlük, yaratıcılık barındırmadığı, bu sebeple “——————- isimli fikri çalışmanın eser olarak değerlendirilemeyeceği” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
5846 sayılı kanunun 1/B maddesinde sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar ve sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerinin eser olarak tanımlamıştır. Davanın çözümü için öncelikle davacının hak iddia ettiği ve Noter belgesinde yazılı olan hususların eser niteliğinde olup olmadığının incelenmesi gerekir. Bir fikri ürünün eser olarak nitelendirilebilmesi için, fikri ürünün bir şekle bürünmüş olması, sahibinin —— sayılan eser türlerinden birisine girmesi gerekir. Alınan bilirkişi raporu ile; davalı tarafça ———— uygulamasında, telefon sahibi telefonunu açmadan, o an ne yaptığın arayan kişilere söyleyen bir servis olduğu, arayanları karşılayarak toplantıda, tatilde, sinemada, yemekte, yurt dışında olduğunu ve daha bir çok şey,———————– uygulamasında —— uygun bir statü seçildiği, bu statünün dinlenebileceği, belli bir zaman aralığı için tanımlanabileceği, böylece arayan kişilere telefonu açmadan o anda ne yaptığı veya nerede olduğu, ne hissettiğinin bildirildiği bir uygulma olduğu, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği ve bir kişinin telefonla arandığında, telefon çalarken, aranan kişinin hattına tanımlanan bir cümlenin arayan kişiye iletilmesini sağlayan uygulamanın davacının fikrini tescil ettirdiği tarihten çok önce davalı ————————- yılından bu yana aktif olarak kullanıldığı, bu nedenle davacının hususiyetini taşımadığı, özgünlük ve yaratıcılık içermediği anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2- 54,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsiline,
3- Davalı yararına—————- karar tarihinde yürürlükte bulunan———– vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Davalı yararına ——————-” karar tarihinde yürürlükte bulunan———– gereğince 10,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.