Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/432 E. 2019/145 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/359 Esas
KARAR NO : 2019/138

DAVA : Endüstriyel Tasarıma Tecavüzün Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat
KARŞI DAVA : Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 01/04/2016
TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Davacı-karşı davalı vekili tarafından davalı-karşı davacı aleyhine açılan endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davası ile davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalı aleyhine açılan endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin 1989 yılından itibaren mensucat sektöründe faaliyet gösterdiğini, —————– numaralı ——” isimli endüstriyel tasarımın da müvekkili adına tescilli olduğunu, ancak bu tasarımın ayırt edilemeyecek kadar benzerinin davalı tarafından üretilerek satıldığını, bu durumun müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunu, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu belirterek, 554 sayılı KHK’nin 49. maddesi uyarınca tecavüzün tespitine, satın alınan ve satılan ürünlere el konulmasına, ürünlerin imhasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminata, 554 sayılı KHK’nın 53 ve 54. maddeleri uyarınca kazancın makul olarak artırılmasını ve tasarımın itibar kaybından oluşan tazminata, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’de yayınlanan üç büyük gazeteden birinin Türkiye ve yurt dışı bsakılarında yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili firmanın davaya konu briz çubuğu ürününü üretmediğini, satılan tüm ürünlerin üçüncü kişilerden tedarik edildiğini, davaya konu ürünün de 08.03.2016 tarihine kadar davacının sahibi olduğu ———, dava tarihi itibariyle ise …’nden tedarik edildiğini, 554 sayılı KHK’nın 24.maddesi uyarınca davacının davaya konu ettiği ürünü üreterek aralarında müvekkili şirketin de yer aldığı birçok kişi ve kişilere sattığını ve pazarladığını, bu ürünün on yıllar boyunca satılmasına rıza göstermek ve muvafakat etmek suretiyle tasarımdan kaynaklanan hakkını tükettiğini, davacının davaya konu———- sayılı tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığını, incelemesiz sisteme dayalı tasarım tescilindeki tasarımın Türkiye’de tescilden önce kamuya sunulduğunu,—– faaliyet gösteren sektör şirketinin 1996 ve 1997 kataloglarında yer aldığını, dava konusu tasarımın hükümsüz kılınması gerektiğini, bu sebeplerle davacı tarafından açılan davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, davacı-karşı davalıya ait —— numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı-karşı davacının hükümsüzlük talebine ilişkin davasını ispatlayamadığını, davalı-karşı davacının bu tescili 18 yıldır bilmesine rağmen sessiz kalma yoluyla dava açma hakkını kaybettiğini, davalı-karşı davacının kötü niyetli olduğunu, hükümsüzlüğe gerekçe olarak gösterilen ürünlerin dava konusu ürünle benzer olmadığını, farklı amaçlarla kullanılan farklı ürünler olduğunu, bu sebeplerle karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı-karşı davalı adına tescilli ———- numaralı endüstriyel tasarımın ayırt edilemeyecek derecede benzerinin davalı-karşı davacı tarafından kullanıldığı iddiası ile açılan tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davası olup, karşı dava ise davacı-karşı davalıya ait —— numaralı endüstriyel tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olmadığı iddiası ile açılan hükümsüzlük davasıdır.
Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları celp edilmiş olup, incelendiğinde; —— numaralı “——— tasarımının 13.01.1998 tarihinde davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davalı-karşı davacının talebi üzerine dava ——- —— ihbar edilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, 15.05.2017 tarihli heyet raporunda bilirkişiler; davalı-karşı davacının satışını yaptığı ürüne ait fotoğraflar ile davacı-karşı davalıya ait endüstriyel tasarım belgesindeki tasarımın uygulandığı ürün fotoğrafları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, birbirleri üzerinde aynı olma derecesinde benzer oldukları, davacı-karşı davalıya ait endüstriyel tasarım belgesindeki tasarımın hükümsüzlüğüne dayanak oluşturacak bir belgeye rastlanmadığından, tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine sahip olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizce tazminat hesabı yönünden dosya muhasip bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi 13.06.2018 tarihli raporunda; davacının 554 sayılı KHK’nın 52/II-b maddesine göre talep edebileceği maddi tazminat tutarının 3.057,83 TL olduğu, manevi tazminata ilişkin taleplerin değerlendirme ve takdirinin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bu rapora itiraz ederek davaya konu edilmeyen —- ürünlerinin de hesaplamaya dahil edildiği yönünde itirazda bulunması üzerine, Mahkememizce muhasip bilirkişiden alınan 04.04.2019 tarihli ek raporda; kök rapordaki —— ürünlere ilişkin satışların davacı-karşı davalının talepte bulunduğu ürünler arasında yer almadığına dair beyanının bulunduğu, bu durumda dava konusu ürünlerle ilgili davalı-karşı davacının kök raporda tespit edilen 9.111,54 TL’lik satışlarından 1.011,03 TL’lik ——— satışlarının düşülmesinin gerektiği dikkate alındığında, davalı-karşı davacının dava konusu ürünlerle ilgili satış gelirinin 8.100,51 TL olacağı, iş bu bedel üzerinden hesaplanacak brüt satış karının ise 2.718,53 TL olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce öncelikle asıl davanın dayanağı olan davacı-karşı davalıya ait endüstriyel tasarımın hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılmıştır.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 554 sayılı KHK’nin 6. maddesinde yenilik unsuru, 7. maddesinde ise ayırt edicilik unsuru tanımlanmıştır. Buna göre, bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması için, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile başvuru veya ——– tarihinde Türkiye’de veya dünyada herhangi bir yerde piyasaya sunulmuş, —- tarafından tescilli bir tasarım olarak yayınlanmış ve ayırt edici nitelik açısından değerlendirilen tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinde henüz koruma süresini doldurmamış tasarım ile kıyaslandığında belirgin farklılık bulunması gerekir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirmesi açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında dosya incelendiğinde, davaya konu tasarımın————- —— tasarımı olduğu, —– zorunlu olarak işlevini yerine getirebilmesi için belli bir formda olması gerektiği, tasarımlar arasındaki farklılığın bu zorunlu fonksiyon dikkate alınarak yapılacak şekli değişikliklerle sağlanabileceği, uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetince yapılan incelemeler sonucunda, davacı-karşı davalıya ait tasarımın gerek delil olarak sunulan, gerekse resen yapılan inceleme sonucunda tespit edilen diğer tasarımlar karşısında “——–” özelliklerini taşıdığının tespit edildiği, ——- ürünlerinin aynı işlevi yerine getirmesinin davacı-karşı davalıya ait tasarımın yenilik özelliğini ortadan kaldırmayacağı, tasarımın; ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü olduğu, davacı-karşı davalıya ait tasarımın bu görünümünün incelenen diğer ürünlerin tasarımlarından farklı olduğu, bu durumda davacı-karşı davalıya ait tasarımın hükümsüz kılınmasını gerektirecek şartların oluşmadığı anlaşıldığından, karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 554 sayılı KHK’nin 3. maddesinde tasarım “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyguları ile algılanan çeşitli unsur ve özelliklerinin oluşturduğu bütünü” olarak tanımlanmış, bu kanun uyarınca tescil edilmiş olması halinde tasarımın tescilli tasarım olarak korunacağı düzenlenmiştir. Yine 554 sayılı KHK’nin 5. maddesinde, tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla korunacağı, 48. maddesinde de tasarım sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapta bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçla depolamak ve elde bulundurmak tasarım hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.
Alınan bilirkişi raporu ile, davalı-karşı davacının ihbar olunan——— alarak satışa sunduğu perde rayı ürünlerinin davacı-karşı davalının tescilli tasarımının koruma kapsamında kalan, ayırt edilemeyecek kadar benzer ürünler olduğu, davacı-karşı davalının 554 sayılı KHK’nin 52/2-b maddesi uyarınca maddi tazminat talep ettiği, bu ürünlerin 2015-2016 yıllarındaki satışından davalı-karşı davacının 2.718,33 TL gelir elde ettiği, her ne kadar davacı-karşı davalı 554 sayılı KHK’nın 53 ve 54. maddeleri uyarınca kazancın makul olarak artırılmasını ve tasarımın itibarının zarar gördüğü iddiasıyla itibar tazminatına da hükmedilmesini talep etmişse de, dava konusu ürünün üretilmesi için tasarımın ekonomik bakımdan önemli bir katkısı bulunduğu kanıtlanamadığından ve tasarımın kötü şekilde üretilmediği ve uygun olmayan tarzda piyasaya sürülmediği anlaşıldığından bu taleplerin yerinde olmadığı, davacı-karşı davalının tescilli tasarımdan kaynaklanan haklarına tecavüz nedeniyle manevi tazminat talep edebileceği, tecavüzün niteliğine, süresine, ürünün satış miktarına, davacıya ait tasarımın itibarı, değeri, hangi tarihten beri tescilli olduğu, tarafların ticari ve ekonomik durumları, eylemin işleniş şekli ile somut olayın tüm koşulları dikkate alınarak, davacının manevi zararının karşılamaya yönelik 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalı adına tescilli ——- numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesinin koruma kapsamında kalan—————-ürünlerine iş yerinde satışa sunması eylemlerinin davacı-karşı davalının endüstriyel tasarım haklarına tecavüz olduğunun tespitine, tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine, endüstriyel tasarım tescilinden doğan haklara tecavüz suretiyle üretilmiş olan ve davalı-karşı davacı tarafın elinde bulunan ürünlere el konulmasına, karar kesinleştiğinde el konulan ürünlerin masrafı davalı-karşı davacıdan alınmak suretiyle imhasına, 2.718,53 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya ödenmesine, davacı-karşı davalının fazlaya ilişkin 47.281,47 TL maddi tazminat ve 145.000,00 TL manevi tazminat talepleri ile fazlaya ilişkin diğer taleplerinin reddine, karar kesinleştiğinde masrafı davalı-karşı davacıdan alınmak suretiyle kararın Türkiye’de yayın yapan tirajı yüksek 3 gazeteden birinde ilan edilerek kamuya duyurulmasına, karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalı adına tescilli———— numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesinin koruma kapsamında kalan ——— ürünlerine iş yerinde satışa sunması eylemlerinin davacı-karşı davalının endüstriyel tasarım haklarına tecavüz olduğunun TESPİTİNE, TECAVÜZÜN DURDURULMASINA ve ÖNLENMESİNE,
Endüstriyel tasarım tescilinden doğan haklara tecavüz suretiyle üretilmiş olan ve davalı-karşı davacı tarafın elinde bulunan ürünlere EL KONULMASINA, karar kesinleştiğinde el konulan ürünlerin masrafı davalı-karşı davacıdan alınmak suretiyle İMHASINA,
2.718,53 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davacı-karşı davalının fazlaya ilişkin 47.281,47 TL maddi tazminat ve 145.000,00 TL manevi tazminat talepleri ile fazlaya ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde masrafı davalı-karşı davacıdan alınmak suretiyle kararın Türkiye’de yayın yapan tirajı yüksek 3 gazeteden birinde ilan edilerek kamuya duyurulmasına,
Alınması gereken 527,25 TL harçtan peşin alınan 3.415,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.888,25 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacı-karşı davalıya iadesine,
Davacı-karşı davalı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince takdir olunan 2.718,53 TL vekalet ücreti ile manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 6.649,53 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı vekiline maddi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince takdir olunan 5.551,00 TL vekalet ücreti ile manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 9.482,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan ve iadesine karar verilen miktar dışında kalan 527,25 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 556,45 TL harç giderinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davacı-karşı davalı tarafından yapılan ve bilirkişi ve posta giderinden oluşan 2.655,75 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve red oranına göre, (%52) 1.381,00 TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine, bakiye (%48) 1.274,75 TL’nin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
2-Karşı davanın REDDİNE,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı-karşı davalı vekiline reddedilen karşı dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.