Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/431 E. 2021/19 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/431 Esas
KARAR NO: 2021/19
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ: 16/02/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğünden kaynaklanan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin — —– —– markalarını önceki sahipleri– devraldığını, ——— —– markaların dalış ekipmanları için kullandıldığını, tanınmış marka olduklarını, —– olduklarını, —- satışının yapıldığını, davalının ———— tarihinde kötü niyetli olarak aynı markaların adına tescili için başvuruda bulunduğunu belirterek, maddi ve manevi tazminat başta olmak üzere sair her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak üzere davalı adına———markalarının hüküm kesinleşinceye kadar —- kişilere devrinin önlenmesine, markaların —— düşülmesine, davalının dava konusu markaları ya da benzerlerini mallar-ambalajlar üzerinde —– tanıtımlarda ve iş evrakı vs. üzerinde kullanmasının durdurulmasına ve önlenmesine, ezcümle davaya konu markaların her şekilde kullanımının durdurulup önlenmesine, davalının anılan tescillere dayanarak müvekkile karşı herhangi bir hak öne sürmesinin önlenmesine dair —– duruşmasız ve teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davaya konu markaların ——- kulanımının yasaklanmasına ve bu tescillerin müvekkiline devredilmesine, verilen kararın kararın — kaydına işlenmesine, markaların davalıya devri talebinin kabul görmemesi halinde davalı adına —- markalarının—— uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin — —– —— satışı yapmakta olduğunu, aynı zamanda bu —— ilişkin bakım ve onarım hizmeti de verdiğini, davacının, taraflar arasındaki ihtilafın halli bakımından kesin delil niteliğindeki sözleşmeleri ibrazdan imtina etmesinin müvekkilinin savunma hakkını ihlal ettiğini, davacının; müvekkilinin sözleşme akdetmiş olduğu ——– ilgili olarak dava dilekçesinde bahse konu firmanın —— —–olduğunu iddia ettiğini, ne var ki; bu hususu ispatlar herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığını, belgenin —- yılına ait —- dair olduğunu ve şirketler arasında alt ——- ilişkisini ispatlamaya elverişli bir belge olmadığının görüldüğünü, müvekkilinin değil de esasen davacının kötü niyetli olduğunu ispat eden bir diğer vakıanın ise; davacının dava konusu ———– başvuruda bulunmuş olması ve fakat başvurusunun reddedilmiş olmasına rağmen davacının bu hususta mahkemeye bilgi vermemiş olması olduğunu, —– reddedilmiş olmasına rağmen, davacının bahse konu red kararına karşı yasal süresi içerisinde —– bir itirazda bulunmadığını ve kanun yolunu yasal süresi içerisinde kullanmadığını, müvekkilinin yalnızca ———- sınırları içerisinde değil de — — de hak sahibi konumunda olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda, davacının—– geçerli olmak üzere yapmış olduğu marka başvurusuna itiraz etmiş olup, bu itiraz neticesinde davacıya ait markanın —sınıftan çıkarıldığını, tüm bu nedenlerle, dosya kapsamında dava konusu markaların tanınmışlığına ilişkin bilirkişi raporu bulunmadığı da dikkate alınarak öncelikle Mahkemece verilen “üçüncü kişilere devrinin önlenmesine, dava sonuçlanıncaya kadar davacıya ve davacının —- — satıcılara karşı ileri sürmesinin önlenmesine” dair ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, yargılama neticesinde davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına————-markalarının gerçek hak sahipliği ve kötü niyetli tescil nedeniyle davacıya devri, bu mümkün olmazsa hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemli marka hükümsüzlüğü davasıdır.
Davalıya ait—— dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; ——– tarihinde davalı adına tescil edildiği tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça davacının dava açmak için taraf ehliyeti bulunmadığına dair itirazda bulunmuşsa da, davacı tarafça dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde; — kapsamında davacı —– aktif ve pasif malvarlığını devraldığı, davacıya devir edilen markalar arasında—- markalarının bulunduğu, —- davacı tarafa devredilecek olan sözleşmeler ile ilgili olarak açık bir düzenleme bulunmasa da, devredenlerden ——– yine aynı tarihte imzalanan ——– olmaları nedeniyle marka haklarını devir alan davacının önceki marka sahibinin haklarına halef olarak sözleşmenin tarafı konumuna geldiği,— değişikliği yaparak——— aldığının davalı tarafça da kabul edildiği, her ne kadar davalı taraf davacının bu şirketle ilişkisini kanıtlayamadığını iddia etmişse de, davalı taraf ikinci cevap dilekçesinde, davacı şirketin kendileri tarafından yapılan marka başvurularından ———- tarihinde gönderidği ihtarname ile ——– sözleşmesini fesh ettiğini, ancak bu süreçte mal sipariş talebini dahi kabul ettiğini de beyan ederek davacı şirket ile sözleşme ilişkisi içinde olduklarını kabul ettiği anlaşılmakla, dava açma ehliyetinin mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
İhtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ——— mal ve hizmetlerinde —– karıştırma ihtimalinin söz konusu olduğunu,———– tüketici nezdinde karıştırma ihtimalinin söz konusu olduğunu, davacı vekilinin kötü niyetli tescil iddiasına Mahkemece tarafından itibar edilmesi halinde tüm mal ve hizmetler nezdinde tedbir uygulanmasının söz konusu olabileceğini beyan etmiştir.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış,——markalarının bulunduğunu, diğer yandan —- davacı tarafa devredilecek olan sözleşmeler ile ilgili olarak açık bir düzenleme bulunmadığını, daha açık ifade etmek gerekirse, devredenlerden —–yine aynı tarihte imzalanan—-devredilip devredilmediğine dair açık bir düzenlemenin—— bulunmadığını, Mahkeme tarafından davacı tarafa dava konusu markaların devredilmesinin ayrıca ——— de devri anlamına geleceğini, taraf değişikliği sonucu doğuracağı kanaatine varılması halinde ve şart ile; taraflar arasında —— anlamında —– ilişkisinin var olduğunu, davalı tarafın bu ilişki nedeniyle dava konusu —- varlığından —— olduğunu, davacı tarafın—- istinaden dava konusu—- ——– sahip olduğunu, dava konusu olaya benzer bir olayda Mahkemenin davalının marka üzerinde davacının öncelik hakkının olduğunu bile bile kendi adına markaları tescil ettirmesinin açıkça kötü niyetli bir davranış olduğunu belirterek, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verdiğini, ayrıca doktrinde belirtildiği üzere; tek yetkili satıcıların—— ilişki devam ederken veya ilişki sona ermeye yakınken —– oldukları markaları kendi adlarına tescil ettirmelerinin “kötü niyete” örnek olduğunu ve bu bilgiler kapsamında, davalı tarafın kötü niyetli olup olmadığının değerlendirilmesinin Mahkeme takdirinde olduğunu, Mahkemece davalının “kötü-niyetli” olduğunun kabulü halinde; davacı tarafın —– davalı markalarının hükümsüzlüğünü talep edebileceğini, davalı tarafın dava konusu markaları kendi adına ———– nezdinde tescil ettirebilmesi için davacı tarafın iznini alması gerektiğini, ayrıca davalı tarafından davacının izni almaksızın yaptırılan dava konusu marka tescilleri açısında davalının ——————-olup olmadığı hususuna bakıldığında ise; ilk olarak —– konusu markaları tescil ettiren davacı tarafın bu haklarını kullanmaktan vazgeçtiğini, bu markalarla ilgili tüm yetkilerini davalı tarafa devrettiğine dair bir sonucu da varılamadığını, davacı tarafın— davalı markalarının hükümsüzlüğünü talep edebileceğini, davalı tarafın —- aynı markalar olduğunu, markaların tescilli oldukları emtia karşılaştırılınca-markaların ——-nezdinde tescilli — nezdinde tescilli —- arasında iltibas tehlikesinin mevcut olduğunu beyan etmişlerdir.
Tarafların rapora itiraz etmeleri üzerine;—– markalarının sektörel anlamda tanınmış marka olduklarını, davacı tarafın—— davalı markalarının hükümsüzlüğünü talep edebileceği gibi; —- yer alan hakkını da kullanabileceğini, davalı tarafından farklı emtia için davacıdan sonraki tarihte —– istinaden davacı tarafa karşı hak sahipliği ileri sürmesinin mümkün olmadığını beyan etmişlerdir.
——– sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
—–Marka tescilinde nisbi red sebeplerinin yer aldığı —– maddesinde, başvuru tarihinden veya rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya——- kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine marka başvurusunun reddedileceği belirtilmiş olduğundan, bu durum hükümsüzlük hükümsüzlük nedenidir.
——— geçerlidir. Yasa koyucu bu yolla piyasada aynı veya benzer mal ve hizmetler için —– markanın varlığını önleyerek; bir yandan, önceki markaya yapılan yatırımı korurken diğer yandan da nihai alıcı olan tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır. Öte yandan —— benimsenmiştir. Buna göre, —- üzerinde gerçek hak sahibidir. Bu ilke uyarınca;——-göre, bir işaret üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahibi olanların itirazı üzerine, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla, bu işaretin aynı veya benzeri olan işaretin başkası adına marka olarak tescil edilmesine karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır.
Markaların karıştırılma ihtimali, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma —- ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, alınan bilirkişi raporları, davalıya ait marka tescil kayıtları, davacının yurt dışında tescilli markaları devraldığına dair sözleşme örnekleri, davalının taraf olduğu sözleşme örnekleri ve tüm dosya kapsamı ile; —– kullanımı ve ürünlerin—— ilgili olduğu, davalının bu markaların —— yapması nedeniyle markalardan haberdar olduğu, davacı tarfaça daha sonra marka devirleri suretiyle devralınan ve yurt dışında tescilli markaların — şirketin haklarına halef olduğu — olduğu, bu nedenle markalar —– olmasalar dahi davacının markalar üzerinde tescilsiz kullanımı nedeniyle öncelik hakkının mevcut olduğu, davacının davalının markaların davacıya ait olduğunu bilerek kötü niyetli olarak– markalarını tesil ettirdiği, davalının—- markasını tescil ettirmesinin——— kendisine markayla ilgili hak sağlamayacağı, bu nedenlerle, davacının markasını tescilsiz kullanmak suretiyle hak elde ettiği mal ve hizmetlerle ilgili davalı tarafça tescil ettirilen markaların —–uyarınca hükümsüz kılınması gerektiği, ancak davalının marka tescilinin kötü niyetli olması nedeniyle, markaların tescil edildiği tüm mal ve hizmetler için kötü niyetli kabul edilmesi gerektiğinden —– maddesi uyarınca davalıya ait markaların tescilli oldukları tüm mal ve hizmetler için hükümsüz kılınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf davasını terditli olarak açmış olup, öncelikle davalıya ait markaların — uyarınca kendisine devrini talep etmiştir. —- maddesinde, marka sahibinin izni olmadan markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin ticari vekil ya da temsilci adına tescilinin yapılması halinde, ticari vekil veya temsilcinin haklı bir sebebi yoksa marka sahibinin mahkemeden, markanın kullanımının yasaklanmasını talep edebileceği gibi söz konusu markanın kendisine devredilmesini de talep edebilir—– belirtilen ticari vekil ya da temsilci kavramına—— de girmektedir. —–maddesindeki bu düzenlemeye göre devir kararı verilebilmesi için ticari vekil veya temsilci tarafından tescil edilen markanın, marka sahibinin markası ile aynı ya da ona ayniyet derecesinde benzer olması gereklidir. Somut olayda ise, davalııya ait —–kelime olarak aynı olmasına rağmen, davalının markasının —- — yazıldığı, davacının —- ise başında bulunan—– iki yay şeklinde ——– yazıldığı, ayrıca —— unsurlar içerdiği, davalının tescil ettirdiği —— markası ile aynı veya ayniyet derecesinde benzer olmadığı, bu nedenle bu markanın davacıya devrine karar verilemeyeceği, davalı adına tescilli ———– davacının markası ile aynı olduğu, davacının tescilsiz kullanmak suretiyle hak elde ettiği ve davalının markasının — olduğu———– uyarınca kısmen davacıya devrine karar verilmesi gerektiği,——– devrine karar verilen emtia dışında kalan ve davacının öncelik hakkı bulunamyan tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için ise kötü niyetli tescil nedeniyle kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, ——– uyarınca davacının davalıya devrine karar verilen emtialar için—— markasını kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesini talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne dair, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli —— HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
Davalı adına tescilli—– tescilli olduğu —— emtiaları için ——— uyarınca KISMEN DAVACIYA DEVRİNE,
——markasının davacıya devrine karar verilen emtia dışında kalan tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
Davalının davacıya devrine karar verilen emtialar için —— markasını kullanmasının YASAKLANMASINA,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 59,30 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 95,20 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan posta gideri ve bilirkişi ücretlerinden oluşan 4.290,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan 207,30 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2021