Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/424 E. 2019/244 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/368 Esas
KARAR NO : 2019/241

DAVA : FSEK 68.Madde Gereğince Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/08/2018
KARAR TARİHİ : 26/09/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan FSEK 68.madde gereğince tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin global ölçekli bilgisayar programları ürettiğini ve “——- yazılımlarının telif hakkı sahibi olduğunu, davalı şirketin ise mimarlık, proje ve inşaat hizmetleri sağladığını, İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin—-.İş sayılı dosyası ile yapılan delil tespitinde davalının adresinde bulunan bilgisayarda müvekkili şirkete ait —– olmak üzere toplam 2 adet yazılımın kurulu ve çalışır vaziyette olduğunun ve davalının bu programları lisanssız olarak kullandığının tespit edildiğini, FSEK’nun 68. maddesi uyarınca sözleşme bedelinin üç katının talep edilmesinin izinsiz çoğaltanın sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağının, FSEK’nun 70. maddesinde ise mali hakları haleldar edilen kimsenin tecavüz edenin kusuru varsa haksız fiillere müteallik hükümler dairesinde tazminat talep edebileceğinin düzenlendiğini,—— programının satış bedelinin 3.800,00 Euro, Euro kurunun 6,82 TL olması nedeniyle satış bedelinin 25.916,00TL olduğunu, ancak dava konusu yazılımların güncel olmaması nedeniyle, değerinin ve tek program sayılıp sayılmayacağının bilirkişi tarafından tespit edilebileceğinden belirsiz alacak davası olarak şimdilik 25.916,00TL’nin 27/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait yazılım programlarının davalı tarafça lisanssız olarak kullanıldığı iddiası ile açılan FSEK’nun 68.madde gereğince açılan tazminat davasıdır.
Dosyaya celp edilen Mahkememizin —- sayılı dosyasında yapılan delil tespitine müteakip bilişim uzmanı bilirkişiden alınan raporda; davalıya ait iş yerinde 1 adet bilgisayarda davacıya ait————- isimli yazılım programlarının yüklü ve çalışır durumda olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Dava, HMK’nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açılmıştır.
6100 sayılı Kanunun 107. maddesine göre, “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir. Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.”
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmelidir. Ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli değildir. Bir davada bilirkişiye başvurulmasına rağmen, davacı, dava açarken alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz.
Şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir. Zira, burada talep açıktır. Bu sebeple 6100 sayılı Kanun’un 119/1-ğ maddesinin uygulanarak süre verilmesi mümkün değildir. Aslında açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir. Buradaki hukuki yarar, sonradan tamamlanacak nitelikte bir hukuki yarar değildir. Çünkü dava açıldığında o sırada mevcut olmayan hukuki yarar, bunun da açıkça mahkemece bilindiği bir durumda, tamamlanacak bir hukuki yarar değildir. Aksinin kabulü, aslında açık olan talep sonucunun süre verilerek davacı tarafından değiştirilmesi ve bulunmayan hukuki yararın sağlanması için davacıya ek imkan sağlanması anlamına gelecektir ki, buna usül bakımından imkan yoktur, böyle bir durum taraflar arasındaki eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya baktığımızda, davaya konu olan bilgisayar yazılımları davacı şirketçe satışı yapılan ürünler olup, dava tarihindeki satış bedeli Türk Lirası olarak hesaplanıp, kesin olarak dava dilekçesinde gösterilmiş, FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı kadar bedel talep edildiği bildirilmesine rağmen, dava dilekçesinde belirttikleri bedelin üç katı yerine yalnızca 25.916,00 TL için belirsiz alacak davası açmışlardır. Davacı, kendisi tarafından üretilen ve satışa sunduğu bilgisayar programlarının toplam rayiç bedelini dava dilekçesinde belirtmiş, buna rağmen davasını belirsiz alacak davası olarak açma yoluna gitmiştir. O halde, davacı, dava tarihi itibariyle de söz konusu programların tazminata esas alınacak toplam rayiç bedelini, tek program mı yoksa iki ayrı program mı olduğunu, önceki sürümlerinin de değerini belirleyebilecek durumda olup, FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı bedel talep edildiğinde mahkemenin bu konuda takdir hakkı da olmadığından, 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesinde belirtilen ve şartları oluşmayan belirsiz alacak davası açamayacaktır. Bu nedenle, dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından ve dava şartları mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırılabileceğinden, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın HMK’nun 114/1-h ve 115/2.maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 442,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 398,19 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı