Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/406 E. 2021/192 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/406 Esas
KARAR NO : 2021/192

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü ve Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ : 28/09/2018
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markanın hükümsüzlüğü ve markanın kullanmama nedeniyle iptali davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili —– yılından itibaren —- olmayan —-göstermeye başladığını, — markasını — sınıfta tescili için başvurduklarını, fakat davalı tarafın yayına itiraz üzerine başvuruların reddedildiğini, — markasını—- piyasada —- hale getirenin müvekkili şirket olduğunu, davalı tarafın —- alanında hizmet vermemesine rağmen bu alanında marka tescili yapmasının kötü niyetli olduğunu, davalıya ait markaların –.—— kötü niyetli —- hükümsüzlük kılınması gerektiğini, hükümsüzlük talebi baki kalmak kaydıyla davalının — markasının kullanmama nedeniyle –.—— bakımından kısmen hükümsüz kılınması gerektiğini beyan ederek, “—markasını ilk ——– eden şirketin davacı şirket olması nedeniyle—. sınıfta ——–” —- üzerinde davacının gerçek hak sahibi olduğunun tespitine, davalının—- hizmet vermemesine —– marka tescili yaptırması kötü niyetli olduğundan davalıya ait ——– markalarının———– bakımından —– terkinine, — numaralı markanın—. sınıfta yer alan —, ——-kullanılmaması nedeniyle iptaline, kararın —– verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; usul yönünden; davacı tarafında hükümsüzlüğü talep edilen —– markanın — açıldığından, davacının ——-tescil edilmemiş markaya karşı hükümsüzlük davası açmış olmakla davanın —– dava olduğunu, bu nedenle bu markaya ilişkin hükümsüzlük davasının usulden reddi gerektiğini, davacının markayı kullanmak ——– yılında ise kullanmaya başladığını ileri sürdüğünü, davacının 2015 yılı kullanımı için——— sahipliği iddiasında bulunurken hükümsüzlüğü talep ettiği müvekkiline ait markalar arasında —sayılı markanın da olduğunu, bu durumda müvekkilinin en eski markasının — olduğu dikkate alındığında davacının — kullanımı ile gerçek hak sahipliği iddiasının kabul edilemeyeceği, zira davacının— öncesine ait kullanımını ispat etmesi gerektiği, müvekkilinin —– devir aldığını, davacının bu hususu bildiği, —— kaydına bakıldığında eski ortaklarının aynı olduğu,– bakıldığında davacı ——– tarihinde devir alındığı ——– olduğunu, bu sebeple davacının —– ——-kullanıldığını,—–kullanmama nedeniyle iptal davası açıp gerçek hak sahipliği iddiasında bulunmasının mümkün olmayıp, müvekkilinin kötü niyetli olduğu iddiasının haksız olduğu, —- yevmiye no.lu devir sözleşmeleri —— bedelini ödeyerek devir aldıklarını, müvekkilinin markayı aldıktan sonra iki yıl geçtiğini, henüz beş yıllık süreç geçmediğinden markanın kullanılmadığı iddialarının hukuka aykırı olduğunu, davacının tüm dilekçelerinde belirttiği—- ettiğini, ancak ——- ettiğini, davacının ———– ilişkin—– —–arasında —- olmadığına göre de hükümsüzlük davasının red edilmesi gerektiği, öncelikle haksız ve hukuka aykırı verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, akabinde aleyhte açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait — sayılı markaların — mal ve hizmetlerle ilgili gerçek hak sahibinin davacı olduğu, markaların benzer oldukları ve kötü niyetli tescil edildikleri iddiasıyla kısmen hükümsüzlüğü ve — markanın hükümsüzlük talebi kabul edilmezse — kısmen iptali davasıdır.
— getirtilmiş olup, incelendiğinde;—-başvuru, —- tarihli, –” markası —— davacı adına tescilli oldukları,
——— numaralı “– —. Sınıflarda, — başvuru, –tescil tarihli—numaralı “— markası —.—–davalı adına tescilli oldukları tespit edildiği, ayrıca —-numaralı —tarihinde tanınmış marka başvurusunda bulunulduğu, markanın tanınmış ——- kaydedildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu——– gerektirdiğinden, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış,—- raporda; davacı adına tescilli — markalar ile davalı adına tescilli “—— markalar arasında iltibas veya karşılaştırma ihtimali olmadığı yönünde görüş belirtmiştir.
Markanın tescilli —- ispat yükü marka sahibi davalı üzerinde olduğundan, Mahkememizce davalı tarafa —tescil numaralı markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerde etkin ve ciddi şekilde kullanıldığını gösteren ticari kayıtlarını ve delillerini sunması için kesin süre verilmiş, tarafların delilleri toplandıktan sonra, dosya ve davalı tarafa ait ticari kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka —- oluşan bilirkişi heyeti — tarihinde tescil edilerek —– değişikliği ile —- dönüştüğü, ana sözleşmesinde çalışma konusunun “——- — işlemi ve bunlarla doğrudan bağlantısı bulunan faaliyetlerde bulunmaktır. “ yazdığı, davalı— tarihinde tescil edilerek—– sözleşmesinde çalışma konusunun —- dava dışı — tarafından davalı tarafa—-devredildiği, devir edilen markalar içerisinde dava konusu olan — numaralı markanın da bulunduğu, davalı tarafın sunduğu — incelenmesi neticesinde — tarihinde hem davacı tarafın — dava dışı —— olduğu, aynı zamanda davacının ortaklarından —, diğer kişi — davacı tarafın —–, hem de dava dışı marka ———-yetkilisi olduğu, davalı tarafın — –hizmetleri,– —- kullanım yaptığına dair delil bulunmamakta olup, –kayıtlarının incelenmesi neticesinde şirketin—— konusunda — ait yukarıda belirtilen hizmetlerin geçmediği yönünde görüş bildirilmiştir.
Yine Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda dosyanın 2 Marka Uzmanı ve Sigorta Sektörü Uzmanından oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi olunarak, tarafların markalarının davacının markalarının tescilli olduğu –. sınıftaki mal ve hizmetler için benzer olup olmadıkları, davacının kullanmama nedeniyle iptal davası açmasının kötü niyetli olup olmadığı, davacının markalarının tanınmış marka olup olmadığı, davalının markalarının kötü niyetli tescil edilip edilmediğine dair önceki rapora yapılan itirazlar da incelenerek rapor alınmasına karar verilmiş olup,– tarihli raporda; taraf markalarının —. sınıf kapsamındaki hizmetler bakımından, markalar arasında görsel, —- bulunmaması, taraf markalarının hitap ettiği tüketici/—–sebebi ile taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, — davacı tarafla herhangi bir ilişkisinin kalmaması, davacı tarafın —– sektöründe yoğun şekilde kullanması, — ibareli başvurularının, davalı tarafın itirazları sebebi ile reddedilmesi göz önüne alındığında, davalı tarafın kullanmama sebebi ile marka iptal davası açmada hukuki yararının olduğunu, SMK m.26-2 kapsamında “ilgili kişi” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacı markalarının tanınmışlığı hususunda olumlu kanaat oluşmadığı, davalı markalarının kötü niyetle tescil ettirildiğine dair somut bir kanıya varılmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Öncelikle davalı tarafça usulden itiraz edilen — tescil numaralı markayla ilgili inceleme yapılmıştır. Bu markanın tescil başvuru tarihi———- henüz—- işlemlerinin tamamlanmadığı tespit edilmiştir. Davacının tescili yapılmayan bir markanın hükümsüzlüğü için dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından, bu markayla ilgili —– hükümsüzlük davasının usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Daha sonra davalının — numaralı markasının tescilli olduğu –.—– kullanılmaması iddiasıyla ilgili toplanan deliller değerlendirilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9/1.maddesinde yer alan “—————- edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi —— kullanımına ———iptaline karar verilir” şeklindeki düzenleme yapılmıştır.—— kullanılmayan markalardan arındırma amaçlanmıştır. —– yürürlüğe girmeden önce, mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinde de en ——- iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi — yayınlanmıştır. Bu tarih itibariyle kullanmama nedeniyle hükümsüzlük/iptal davalarına ilişkin —— kalkmış ise de —– kullanılmaması bu tarihten önce — iptal ve def’i sebebi olarak kabul edilmiştir.
—- olarak —- sonuç doğurur ise de, —- geçmişe etkili olacak şekilde kanun çıkarmasına da bir engel bulunmamaktadır. Her ne kadar 6769 sayılı — kullanmama nedeniyle iptal ve def’i haklarını düzenleyen Kanun maddelerinin yürürlük tarihi konusunda özel bir düzenleme yapılmadığı —– itibariyle yürürlüğe girdiği anlaşılmakta ise de, Kanunun — olduğu dikkate alındığında, mülga 556 sayılı — yayınlanması ve bu tarihte yürürlüğe girmesi nedeniyle, 14.maddenin bu tarihe kadar hukuki varlığını sürdürüyor olması karşısında, — kabul tarihi konusunda —— amacının geçmişe etkili olacak şekilde kullanmama sebebiyle markanın iptalini öngördüğünün kabulünün gerektiği, Kanunun kabulünden sonra ve henüz yürürlüğe girmesinden önce, yürürlük konusunda öngörülemeyen —kararı ile —— tarihinde açılan davada, —tarihinden önceki dönemi de kapsayacak şekilde kullanmama değerlendirmesi yapılarak, markanın tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından dava tarihinden geriye ———- biçimde kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Alınan bilirkişi raporu ile, davalıya ait — markanın tescil tarihinden dava tarihine kadar —. sınıfta tescilli olduğu — — etkin bir şekilde kullanıldığının ispatlanamadığı, bu nedenle kısmi iptal koşullarının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
Hükümsüzlüğü talep edilen— üzerinde gerçek hak sahibinin davacı şirket olduğu iddia edilerek hükümsüzlük talep edilmiştir. —- geçerlidir. Yasa ——- piyasada aynı veya benzer mal ve hizmetler için mükerrer markanın varlığını önleyerek; bir yandan,—— korurken —– aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır. Öte yandan————– benimsenmiştir. Buna göre, bir ——-hale getiren kişi, marka üzerinde gerçek hak sahibidir. Bu ilke uyarınca; SMK’nun 6/3. maddesine göre,—– hak sahibi olanların itirazı üzerine, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla,—— tescil edilmesine karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır. Bununla birlikte önceye dayalı gerçek hak sahipliği, tescil edilmiş bir markayı hükümsüz kıldırmadan, hak sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkı vermeyecektir.
Marka tescilinde —– sebeplerinin yer aldığı 6769 sayılı SMK’nun 6/1. maddesinde ise,—— markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış —– ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir——– karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya—- bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali—— edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile —– için önce tescil edilmiş marka olduğu —- uyandırması tehlikesidir
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; davalıya ait — numaralı markanın tescil başvuru tarihi davacı ——- tescil tarihinden daha —— olduğundan ve davacı şirket —– önce —– başladığına dair bir iddiada bulunmadığından, bu markayla ilgili öncelik hakkına dayanılarak hükümsüzlük davası açılamayacağı anlaşılmıştır. Diğer iki markayla ilgili ise; davacı —- “—–, —— ilgili bir faaliyetinin bulunmadığı, şirketin ana sözleşmesinde de —- esas unsurlu —— oldukları, davacı şirketin ana sözleşmesinde de —– açıkça —- bu alanda aralıksız olarak faaliyetlerini sürdürdükleri tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı hükümsüzlük talebini SMK’nun 6/3. maddesindeki öncelik hakkına dayandırdığını belirtmişse de, davanın hukuki nitelemesini yapmak Mahkemeye aittir. Davacının dayanak markaları davalının hükümsüzlüğü talep edilen markalarından daha önce tescil edilmiş olduğundan, burada SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca markaların benzerliği iddiasıyla hükümsüzlük talep edildiği açıktır. Her ne kadar alınan bilirkişi raporlarında davacının—— markalarının benzer olmadığı yönünde görüş bildirilmişse de, her iki tarafın markalarının da esas unsurunun “—————- oldukları, davacının markalarında yer alan ve —– markalarında yer alan diğer tanımlayıcı ——– olmadığı, tüketicinin ——— karşılaştırabildiğini düşünmenin ——– —— olan ifadeleri —–düşünülemeyeceği, daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve ———— dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya ——- almak—— tüketicinin—- davalının markalarını gören veya —– davacı —- bıraktığı —– hatırlayacağı—— davalı adına —- davaya konu markaların daha önce tescil edilip kullanılmakta olan davacı markalarının—–olduğunun ya da davacının vermiş —– üzerinde kullanıldığının algılanmasına yol açabileceği, bu nedenle tarafların markalarının —- ve hizmetlerle ilgili ——-tarafından karıştırılma, en azından markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali bulunduğu, bu nedenle “—- ——-önce kullanmaya başlayan ve tescil ettirmiş olan davacı şirketin öncelikli hak sahibi olduğu, davalı şirketin sonraki tarihte—– içeren markalarını —- sınıftaki mal ve hizmetler için tescil ettirmesinin mümkün olmadığı, her ne kadar davalı şirketin davacının “— unsurlu markalarından daha önce —-, ” markası mevcutsa da, sonraki markalarının —— edildiğinin kabul edilemeyeceği,—— tescil başvurusunun özellikle tescil kapsamındaki mallar itibariyle kullanılmakta—— amacıyla yapılması gerektiği, —– kullanılmayan bir marka ise bu markanın sonraki markalar yönünden —– davalıya ait — ——. sınıftaki—— koşullarının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davacı, davalının dava konusu markalarının —-. sınıftaki —- edildiğini savunmuşsa da,—” esas unsurlu başka markalarla birlikte —, markanın tescil başvurusu yapılırken kötü niyetli olarak başvuru yapıldığının kanıtlanamadığı, yine diğer — numaralı markaların da kötü niyetle tescil edildiğine dair iddianın davacı tarafça kanıtlanamadı anlaşılmıştır.
Davalının daha önce —esas unsurlu başka —- davacı şirket ortağı olmasının, devir sözleşmesinden daha sonra tescil edilen davalıya—-davacının hükümsüzlük davası açmasının kötü niyetli bir —- olarak kabulü de mümkün değildir.
Tüm bu nedenlerle; davalıya——— açılan davanın usulden reddine, davalı adına tescilli ——– markalarının tescilli oldukları ——— hükümsüzlüğüne —- davalı adına ——- numaralı —–” markasının —– sınıfta yer alan ——- nedeniyle kısmen iptaline ve sicilden terkinine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davalıya ait — tescil numaralı “— için açılan davanın usulden REDDİNE,
Davalı adına tescilli — markalarının tescilli—– hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Davalı adına tescilli —” markasının —-” bakımından kullanılmaması nedeniyle kısmen iptaline ve sicilden terkinine,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline — numaralı markanın kısmen hükümsüzlüğü davası üzerinden—gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline —numaralı markanın kısmen hükümsüzlüğü davası üzerinden — gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline— numaralı markanın kısmen iptali davası üzerinden — vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen —- numaralı markanın kısmen hükümsüzlüğü davası üzerinden —- gereğince takdir olunan — vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 71,80 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 8.837,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%75) 6.627,75 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%25) 2.209,25 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 69,83 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%25) 17,45 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%75) 52,38 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.