Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/378 E. 2021/169 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/378 Esas
KARAR NO : 2021/169

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davada yapılan dosya incelemesi sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili ———- olduğunu, müvekkili —-marka için tescil başvurusu bulunulduğunu, yapılan bu başvurunun davalının markası gerekçe gösterilerek ——- “— emtiası bakımından reddedildiğini, söz konusu karara itiraz edildiğini, davalıya ait — ibareli markanın tanımlayıcı olması nedeniyle hükümsüz kılınması gerektiğini, “—— ——— olduğunu,—– herhangi bir ayırt edici fonksiyonu bulunmadığını, — yapılan bir çeşit — geçtiğini, davalı —- davaya konu markayı —olarak kullanmadığını, davaya konu markanın kullanılmama sebebiyle iptal edilmesi gerektiğini belirterek, davalı adına tescilli — 25/1. maddeleri uyarınca —- — tanımlayıcı nitelikte olması nedeniyle hükümsüzlüğüne, — kullanılmaması nedeniyle SMK’nun 9, 26/1-a, 192/1-a ve Geçici 4. maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili .—- — davacı firmanın müvekkili şirkete ait markanın hükümsüzlük talebinin yerinde olmadığını,markanın ayırt edici nitelik taşımadığı iddiasının yerinde olmadığını, davacının bu markayı kendia dına tecsil ettirmeye çalıştığını, davacının tescil talebi ile huzurdaki davadaki taleplerinin çelişkili olduğunu, davalının markasının —- geçtiğini—- olduğunu, davacı firmanın hak düşürücü süre nedeniyle müvekkiline—- hükümsüzlüğünü isteyemeyeceğini, dava konusu markanın tescil edildiği tarihten bu yana kesintisiz bir biçimde kullanıldığını, müvekkili şirket tarafından —- markanın ayırt edicilik kazandığını, dava konusu markanın tanınmış bir marka haline geldiğini, davacı —- tescil başvurusunun reddine yönelik karara itiraz yolunu tüketmeden dava ikame etmesinin usule aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli — hükümsüzlüğüne ve ilgili markanın kullanmama nedeniyle iptaline ilişkindir.
Dosyaya —olup, incelendiğinde; davalının —- markasının —- —- Sınıflarda tescili için başvuru yaptığı, tescil işlemlerinin halen devam ettiği tespit edilmiştir.
Dosyaya —– kayıtları celp edilmiş olup, incelendiğinde; davalı ..—- kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu——– gerektirdiğinden tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce davalının davaya konu —– olduğu sınıflarda ciddi ve etkin bir şekilde kullandığını ispat edecek —– ile delillerini sunması için keisn süre verilerek dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ——- bilirkişi ————– heyeti dosyaya sundukları— arasındaki yasal defterlerinin yazılı olduğu, defterlerin kanunlara uygun bir şekilde tutulduğu ve birbirlerini doğruladığı, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırıldığı, davalının, dava konusu ——— dava tarihine kadar ki —– gösterdiği, davalı firmanın dava konusu markayla, dava tarihinden geriye —— davalı ——————- konusu “— ibarelerinin ——– davalının marka başvuru tarihinden çok öncesinden bu yana ——– tanımlanmasında kullanıldığı, davalı — geldiği——- ——” şeklindeki—– emtiası bakımından ayırt edicilikten yoksun ve tanımlayıcı olduğunu gösterdiği, Marka Hukuku Yönünden Yapılan Değerlendirmeler Neticesinde: tescilli bir markaya dayalı olmayan—– herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmediği, somut olayda da davacının tescilli bir markaya dayalı değil, davalının markasının ayırt edicilikten yoksun ve tanımlayıcı olduğu gerekçesiyle hükümsüzlük talebinde bulunduğu, Yargıtayın 556 sayılı —- döneminde verdiği kararlarda, mutlak ve nisbi ret sebepleri ayrımı yapılmaksızın, kötüniyetli —– hükümsüzlük hariç tüm hükümsüzlük sebepleri bakımından 5 yıllık hak düşürücü süre öngörüldüğü, fakat —- mutlak ret sebeplerine dayalı olarak markanın hükümsüzlüğünün her zaman istenebileceğinin savunulduğu, kullanmama nedeniyle markanın iptali davalarının, davanın niteliği gereği herhangi bir hak düşürücü süreye tabi olmadan her zaman açılabileceği, —— tarafından tescil ettirildiğini bilmeyen ve somut olayın özelliklerine göre de bilebilecek durumda olmayan ve bilmesi de kendisinden beklenmeyecek durumda olan bir kimsenin —– edilemeyeceği, somut olayın özelliklerine göre, ——- marka tescili gerçekleştirdiğini bilemeyeceği veya bilmesi gerekmediği, bu nedenle derdest davada—– yoluyla hak kaybından söz edilemeyeceği, SMK m.5/1-c hükmü gereğince,—– —– marka olarak tescil edilemeyeceği,—- tespitlerine göre, davalının markasının —-karşılığı olan ——,— -SMK m.25/1 ve SMK m.5/1-c uyarınca- hükümsüz kılınabileceği, Mali bilirkişi tarafından yapılan tespitlere göre, davalı şirketin dava konusu — ürün sattığı, davalı şirketin dosyada sunduğu— ürünün ——- olduğu, davalının “—– değerlendirildiğinde, markanın ciddi bir şekilde kullanıldığının net bir şekilde anlaşıldığı, fakat ne var ki davalının, ilgili markayı yalnızca —— emtiasında kullandığını ispatlayabildiği, bu nedenle davalı markasının SMK m.9 uyarınca,— bakımından iptalinin gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.
Mahkememiz dosyasında, davalının markasının tescilli olduğu mal ve hizmetler için —- bir —- olmadığı, markayı — nitelikte kabul edilse ——- ortalama —— markanın — anlamına geldiğini bilip bilemeyeceği, —- olarak algılayıp algılamayacakları, ayrıca davalının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğrayıp uğramadığına dair yeniden rapor alınmış olup, marka uzmanları ——— heyet raporunda; davalı adına———– maddeler—- — anlamına geldiğini bilse bile,
——-olarak algılanması ihtimalinin düşük olduğu,
—– bu ibareyi—- algılama ihtimallerinin daha yüksek olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Alınan her iki bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğundan, bu çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, marka uzmanları — oluşan —- raporunda; davalı adına —— başvuru tarihinin öncesinde ve sonrasında tüm —- tarafından—- sözcüklerden olması ve ilgili tüketicinin — ——nedenlerine dayalı açılan işbu hükümsüzlük davasının hak düşürücü süre açısından herhangi bir süreye tabi olmadığı ve sessiz kalma yoluyla hak kaybının işbu davada uygulanamayacağı, davalı kullanımlarının —– nitelendirilmesi halinde, dava konusu markanın davalı tarafından “—– —” emtialarında tescil edildiği tarihten itibaren ciddi şekilde kullanıldığına ilişkin dosyada herhangi bir delile rastlanılmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan —– Nedenleri başlıklı 5/1-b maddesi uyarınca herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler, 5/1-c maddesi uyarınca——— veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler, 5/1-d maddesi uyarınca ——— olanları ayırt etmeye yarayan ——- münhasıran ya da—- olarak——- tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Yine SMK’nun 25/1. maddesinde de 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
SMK’nun 25/6. maddesinde ise daha önceki 556 sayılı KHK’de yer verilmeyen bir düzenlemeye —- markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma——— olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremeyeceği düzenlenmiştir.
Davalı taraf hükümsüzlük davasına karşı 5 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra dava açılamayacağı savunmasında bulunmuşsa da, SMK’nun 5 yıllık hak düşürücü süreyi düzenlediği 25/6. Maddesinde, bu süre daha ——- sahibinin kendi markasından —— karşı açacağı davalara ilişkin olup, davacının — veya benzerini içeren bir markası mevcut olmadığından SMK’nun 25/6. maddesinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Ancak 556 sayılı KHK ‘nin yürürlükte olduğu zamanda uygulandığı gibi uzun süre önce tescil edilen bir —- olması gereken kişilerce herhangi bir nedenle markanın hükümsüzlüğünün 5 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra talep edilmesinin iyiniyetli bir davranış olmayacağı ve bu durumun önlenebilmesi için marka tescili kötüniyetli olarak yapılmamışsa 5 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağının kabul edilmesi gerekir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacıya ait —— markanın kullanımına ilişkin belgeler ve deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; davalıya ait — tarihinden dava tarihine kadar 5 yıldan uzun bir süre geçtiği, davalının ——- dair bir delil bulunmadığı tespit edilmişse de, davacı———— nedeniyle davalıya ——- tescilli olduğundan veya kullanıldığından dava tarihinden önce haberdar olduğu tespit edilemediğinden ve haberdar olabilecek durumda da olmadığından davalının hak düşürücü sürenin geçtiğine dair savunması kabul edilmemiştir.
Davalıya ait — —— unsurundan ibaret olduğu, herhangi———– olan ——— ——– —– ——- davalı tarafından tescil edildiği tarihten bu yana ——– olarak bilebilecek durumda olsalar dahi, — —- alındığında, —- kullanımı olmadığı için yaygın olarak——-mümkün olmadığı, bunun aksine görüşlere yer verilen bilirkişi——– dayalı olduğu, ——- kullanımının devam ettiği, bu nedenle SMK’nun 5/1-c maddesi anlamında —— olarak kabul edilemeyeceği, ayırt edici—– oluşması nedeniyle SMK’nun 5/1-b maddesinin de uygulanamayacağı, —- markanın yine SMK’nun 5/1-d maddesinde belirtilen—– kullanılan —– anlaşılmakla, davalının markasının — reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının markasının kullanılmaması nedeniyle iptali de talep edildiğinden buna ilişkin yapılan inceleme sonucunda;
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9/1.maddesinde yer alan “—- sebep olmadan tescil edildiği —- sahibi tarafından — kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” şeklindeki düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme ile —- kullanılmayan ——– amaçlanmıştır. SMK yürürlüğe girmeden önce, mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinde de——— davası açılabileceği düzenlenmiştir. Mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi — yayınlanmıştır. Bu tarih itibariyle kullanmama nedeniyle hükümsüzlük/iptal davalarına ilişkin ———— kullanılmaması bu tarihten önce —.maddelerinde, iptal ve def’i sebebi olarak kabul edilmiştir.
Kural olarak kanunlar geriye yürümez ve ileriye etkili olarak sonuç doğurur ise de, — geçmişe etkili olacak şekilde kanun çıkarmasına da bir engel bulunmamaktadır. Her ne kadar 6769 sayılı —- kullanmama nedeniyle iptal ve def’i haklarını düzenleyen Kanun maddelerinin yürürlük tarihi konusunda özel bir düzenleme yapılmadığı için —- yayını tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği anlaşılmakta ise de, Kanunun Resmi Gazetede —- dikkate alındığında, mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin iptaline dair —- yayınlanması ve bu tarihte yürürlüğe girmesi nedeniyle, 14.maddenin bu tarihe kadar hukuki varlığını sürdürüyor olması karşısında,— kabul tarihi konusunda kanun —– ———- olacak şekilde kullanmama sebebiyle markanın iptalini öngördüğünün kabulünün gerektiği, —– girmesinden önce, yürürlük konusunda öngörülemeyen—-kararı ile ortaya çıkan kanun boşluğunun bu şekilde——– davada, 6769 sayılı —- yürürlük tarihinden önceki dönemi de kapsayacak şekilde kullanmama değerlendirmesi yapılarak, markanın tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından dava tarihinden geriye doğru beş yıllık süre içerisinde —- ciddi biçimde kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalı tarafından sunulan marka kullanımına ilişkin belgelerin bilirkişiler tarafından incelenmesi sonucunda; davalının—– sınıfta tescilli olduğu “———.—- maddeler. Her türlü —–anlaşılmakla, iptal davasının kısmen kabulü ile davalının— markasının——- tescilli olduğu—- hizmetler için kullanmama nedeniyle kısmen iptaline karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının — tescil numaralı—–“—– HÜKÜMSÜZLÜK TALEBİNİN REDDİNE,
Davalının—markasının——nedeniyle KISMEN İPTALİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,4‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline — davasının kabul edilen kısmı üzerinden — vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen marka hükümsüzlüğü davası için — ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline markanın iptali davasının reddedilen kısmı üzerinden ——vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 71,80 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 169,50 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 6.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.069,5‬0 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%52) 3.676,15 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%48) 3.393,35 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 3.900,00 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%48) 1.872,00 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%52) 2.028,00 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.