Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/362 E. 2021/225 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/362 Esas
KARAR NO: 2021/225
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/08/2018
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının —- yılından —- alanında faaliyet gösterdiğini, davalının —- ibaresi üzerinde gerçek hak sahibinin davacı şirket olduğunu, bu markanın —–davacı adına tescilli ve tanınmış marka olduğunu, ayrıca —- ibaresinin davacının ticaret unvanının ve markasının aynısı olduğunu, SMK 6/6 uyarınca davacının ticaret unvanı olan —-ibaresini içeren davalı markasının
hükümsüz kılınabileceğini, davalı markasının kötü niyetle tescil ettirilmiş olduğunu, kötü niyetli tescilin hükümsüzlüğünün
talep edilebileceğini, SMK 26/1-a maddesi uyarınca 5 yılı aşkın süredir kullanılmayan markanın iptalinin talep edilebileceğini belirterek, davalıya ait —- kullanmama nedeniyle iptaline veya hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili — tarihli ıslah dilekçesi ile; Mahkemeye sunulan —tarihli dava dilekçesinde, davalıya ait —— tescilinin hükümsüzlüğünü veya kullanmama nedeniyle iptalini talep ettiklerini, dava dilekçesinde sehven davalı tarafından yenileme işlemi yapılmadığı için müddet olmuş marka numarasının yazıldığını, hükümsüzlüğünü talep ettikleri markanın, davalıya ait —- olduğunu, gelinen noktada, davayı ıslah ettiklerini, davacının —- gerçek hak sahibi olduğu —– emtiaları için tescil ettiren davacının, —- marka örneğinden oluşan davalı markasının ise —– muhtelif emtialar için perakendecilik hizmetlerini de kapsadığını, satış hizmetine konu emtialar arasında ———-emtialarının, hükümsüzlük talebine konu ibarenin mal listesinde yer alan hizmetlerle benzer olduğunu, davalının markasının hükümsüz kılınmaması halinde müvekkiline ait — temel işlevlerini yerine getiremeyeceğini, davalının—– ibaresi ile sunduğu hizmetin müvekkili tarafından sunulduğunun zannedileceğini, uyuşmazlık konusu ibarelerin ortalama tüketici tarafından karıştırılacağını, davalının markasının —- uyarınca hükümsüz kılınması gerektiğini, davacının —-ibaresini ihdas ve imal ederek gerçek hak sahibi olduğunu, —- ibaresini kullandığını, davacının marka üzerinde gerçek hak sahipliği durumu göze alındığında, davalıya ait —– sınıfta yer alan ve yukarıda sayılan emtialara ilişkin—- uyarınca hükümsüz kılınması gerektiğini, davacının markasının ——- tanınmış bir marka olduğunu, davacının markasının tanınmışlığını gösteren -diğerlerinin yanında- —— —-kullanımlarını gösteren faturaların dosyaya sunulduğunu, davalının markasının —- uyarınca da hükümsüz kılınması gerektiğini, ayrıca davacının —- kullandığını, davalının markasının —–uyarınca da hükümsüz kılınması gerektiğini, daha önce —– tescil girişimiyle de, esasında müvekkiline ait markayı müvekkilin faaliyet gösterdiği emtialar nezdinde kullanma amacı güden davalının, sonrasında dava konusu —- ibareli markayı tescil ettirmesinin davacının tanınmış markasaına yaklaşma amacı taşıdığını, marka tescilinin kötü niyetli olarak yapıldığını, bu nedenle de —- maddesi uyarınca hükümsüzlüğü gerektiğini belirterek, davalıya ait —— uyarınca hükümsüzlüğünü talep ettiklerini beyan ederek davasını tamamen ıslah etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
DAVAYA CEVAP: Davalıya, dava dilekçesi, ıslah dilekçesi ve tensip tutanağı usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Tamamen ıslah edilen dava, davalı —– maddeleri uyarınca kısmen hükümsüzlüğü davasıdır.
Dosyaya —- getirtilmiş olup, incelendiğinde; davalının —-olduğu tespit edilmiştir. Davacının —– için tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, davacı tarafça delilleri sunulduktan sonra ıslah talebinden önce Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka vekili —- tarihli bilirkişi raporunda, —- tescil edildiği, bu tarihte başlayan koruma süresinin, ek ücret ödenerek yenileme yapılması imkanı verilen —- tarihinde hükümden düştüğü, iş bu davanın ise —– tarihinde, davalının markasının tescilinin hükümden düşmesinden sonra açıldığı, davacının hükümsüzlük talebi açısından incelenecek bir husus olmasa da görevlendirme gereğince, davacı adına yurt dışında tescil edilmiş olan —-tarihinde tanınmış marka statüsünde olmadığı, —- markasının —- satışı hizmetleri için ilk olarak davacı şirket tarafından ihdas edilip kullanılmaya başlandığı, sunulan faturaların tutarı ve içeriği göz önüne alındığında, davacı tarafından —- bir biçimde kullanılmadığı, davalının —- nolu marka başvurusunu kötü niyetli olarak yaptığına dair dosyada herhangi bir belge veya bulguya rastlanmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Davacının davasını tamamen ıslah etmesinden sonra ıslah talebi doğrultusunda, davalı adına tescilli —- markasının davacının ticaret unvanı ile benzer olup olmadığı, —- tescilli markaları ile benzer olup olmadığı, davalının markasının tescil tarihinde davacının markasının tanınmış marka olup olmadığı, davacının —- markası için davalının markasının tescilli olduğu —— mal ve hizmetleri ile ilgili kullanımdan kaynaklanan öncelik hakkının bulunup bulunmadığı, davalının markasının kötü niyetli tescil edilip edilmediği, —-tanımlanan hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığına dair marka uzmanları —– tarihli bilirkişi alınmış, bilirkişi raporunda; davalı adına tescilli ——olarak ihtiva ettiği, davacı adına tescilli ticaret unvanının dosyaya sunulan tüm belgelerde
kullanıldığı, gerek—– marka başvuruları, gerekse faturalarda kullanılan unvanın aynı olduğu, bu unvanın esaslı unsuru olan —- tescil numaralı marka ile aynı olduğu, davalı adına tescilli —–ibaresinden oluşmakta olan bir marka olduğu, davacı adına yurtdışı tescillerinin
—- tescili ile başlamak üzere ——-kelime unsuru olarak davalı markası ile birebir aynı ve iltibasa yol açacak derecede benzer olduğu, ancak tescil sınıflarının doğrudan örtüşmediği, davacının ilgili sektördeki bilinirliği, ———hizmetleri için de kullanımdan kaynaklanan öncelik hakkı bulunduğu, SMK 6/1 anlamında iltibas değerlendirilmesinde; davacı adına fiili kullanımın ——— — kullanılmış olduğundan SMK’nun 6/1. maddesi hükmü gereği davalı markasının hükümsüzlüğünün istenemeyeceği,—— hizmetleri için de markanın hükümsüzlüğünün talep edilebileceği, ——- hizmetleri bakımından dolaylı olarak bilinirliği olduğu, bu hizmetler ile
bağlantılı —– için de markanın tanınmışlık nedeniyle hükümsüzlüğünün istenebileceği, ——olduğu, ancak ticaret unvanı korumasının çok dar bir kapsamda sadece fiilen faaliyet gösterilen mal ve hizmetlere ilişkin olabileceği dikkate alındığında, davalı markasının —–hizmetleri için hükümsüz kılınamayacağı,——— ibaresinin dahil edilmediği, davacı markasının —- bakımından tanınmışlığa sahip olduğu kabul
edilse dahi, bu emtia ile ilgili davalı markasında herhangi bir talep yer almaması ve özellikle bu ibarenin çıkarılmış olmasının davalının davacı markasından haberdar olduğunu göstermekte ise de, salt bu nedenle davalının kötü niyetli olduğunun söylenemeyeceği hususunda görüş bildirilmiştir..
Sınai Mülkiyet Kanununun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nun 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
Davacı davasını tamamen ıslah ederek, davalıya ait—— markasının birden çok nedenle hükümsüzlüğünü talep etmiş olduğundan, her bir hükümsüzlük nedeni ayrı ayrı incelenmiştir.SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Davacı ve davalının markaları ve davacının ticaret unvanında yer alan —— ibareleri görsel ve işitsel olarak birebir aynıdır.
Davacı ve davalıya ait marka tescil kayıtları incelendiğinde; davacının —— markasından daha sonra tescil edildiğinden, SMK’nun 6/1. maddesinde yer alan —– marka koşulunun mevcut olmadığı, bu nedenle bu hükmün uygulanamayacağı anlaşılmıştır.
SMK’nun 25/1 ve 6/3. maddeleri uyarınca, başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin marka hükümsüzlüğü talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ve davacı tarafça dosyaya sunulan deliller incelendiğinde; davacının —- ürünleri ile ilgili —— başlayan fatura örnekleri incelendiğinde, davacının ticaret unvanında yer alan—- ticaret unvanını oluşturan diğer kelimelerden daha büyük harflerle ve tek başına ilk satırda ön plana çıkartılarak kullanıldığı, bu kullanımın markasal nitelikte olduğu, bu nedenle davacının çeşitli ———- markası üzerinde öncelik hakkının mevcut olduğu, davalının marka tescil başvurusundan önce hak elde ettiği, davacının tescilsiz olarak markayı kullandığı ve hak elde ettiği ———- hizmetleri için davalının markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
SMK’nun 6/5. maddesinde tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın —-tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusunun, haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.
Kural olarak daha önce tescil edilmiş bir markanın aynısı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetler yönünden başka kişiler adına tescil edilmesine bir engel yoktur. Ancak önceden tescilli olan marka tanınmış bir marka ise ve bu markanın aynısı veya tanınmış marka ile çağrışım yapabilecek ölçüde benzerinin, gerek aynı tür, gerekse farklı sınıftaki mal ve hizmetlerde başkaları adına tescil edilmesi, tanınmışlık düzeyi itibariyle markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlanması, tanınmış markanın itibarına veya ayırt edicilik özelliğine zarar verme ihtimallerinden en az birinin varlığı halinde, tanınmış marka sahibinin itirazı ve talebi üzerine bu marka başvurusunun reddine, bir şekilde tescil olunması halinde ise mahkemece hükümsüzlüğüne karar verilecektir. ———-ilgili çevrede tanınmış olan markaların varlığı halinde de, başvuruya bu gerekçeyle itiraz halinde marka başvurusunun reddine karar verilmelidir.
Tanınmış marka, gerek tüketici kitlesi, gerekse dağıtım kanalları itibariyle toplumun zihnine yerleşmiş olan, o markaya konu ibare veya işaret zikredildiğinde veya görüldüğünde her hangi bir zihinsel faaliyet gerektirmeden derhal çağrışım yaparak akla gelen yüksek ayırt edicilik düzeyi olan işaretlerdir. Her markanın belirli düzeyde ayırt edicilik ve reklam işlevi bulunmakla birlikte bu düzey tanınmış markalarda daha yüksektir.
Bir markanın tanınmış olup olmadığı ve tanınmışlık düzeyi, sonraki tarihli markanın başvuru tarihi esas alınarak, her bir dosyada bunu ileri süren tarafça ve dosyaya sunulacak delillerle ispat edilmelidir.
Bir veya birkaç —– tanınmış olan markanın, diğer tüm ülkeler yönünden de tanınmış olduğu kabul edilemez. Bu anlamda, markanın bir çok başka —- edilmiş olması da tek başına yeterli değildir. Markaların ülkeselliği ilkesi itibariyle, hangi ülkede markanın tanınmışlığına dayanılmış ise o —— yönünden tanınmışlık ispat edilmelidir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan deliller incelendiğinde; davacının markasının dünyanın çeşitli ülkelerinde tescilli olmasına rağmen, davalının markasının tescil başvurusunun yapıldığı tarih olan ——- bir marka olduğuna dair yeterli bilgi ve belge bulunmadığı, davalının markasını davacının markasının tanınmışlığından yararlanarak haksız kazanç elde etmek amacıyla gerçekleştirdiğinin, davacının markasının itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceğinin ispatlanamadığı, bu nedenle —- uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır.
—–ise tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ——– içermesi halinde hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusunun reddedileceği düzenlenmiştir.
Davacının ticaret unvanında davalının markası olan—— ibaresinin aynen mevcut olduğu, davacının ticaret unvanının davalının markasının başvuru tarihinden çok önce —- tescil edilerek kullanılmaya başlandığı tespit edilmişse de, davacı şirketin —– mevcut olmadığı, bu nedenle SMK’nun 6/6. maddesinin uygulanamayacağı anlaşılmıştır.
—- kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiştir.
Markasını—- davalının, davacı tarafça —-yılından bu yana bu mal ve hizmetler için tescilsiz olarak——– markasından haberdar olması gerektiği düşünülebilirse de, davalının davacının markasından haberdar olmasının ve markaların benzerliğinin tek başına davalının kötü niyeti için yeterli kanıt olmayacağı, davacı tarafça davalının markasının kötü niyetli olarak tescil edildiğinin kanıtlanamadığı, kaldı ki davalının —- tarihinde tescil başvurusu yapılan ve daha sonra yenilenmemesi nedeniyle müddet olan —–anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; davalıya ait —— hizmetleri için SMK’nun 6/3. maddesi uyarınca kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli ——hizmetleri için KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 35,90 peşin harç ve 65,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 100,90 TL’den mahsubu ile bakiye 41,16 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma, 5,20 TL vekalet harcı, 65,00 TL ıslah harcı olmak üzere 106,10 TL harç, 81,50 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 3.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.087,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından ıslah talebinden önce yapılan 180,00 tebligat ve müzekkere masrafları ile 1.300,00 bilirkişi ücreti olmak üzere 1.480,00 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2021