Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/360 E. 2020/3 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/360 Esas
KARAR NO: 2020/3
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 07/08/2018
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin—- isimli firmanın sahibi olduğunu ve ithalat alanında faaliyet gösterdiğin, —-yılında yapılan bir ithalat sırasında – getirilen ürünler üzerinde — logosu bulunduğunun tespit edildiğini, akabinde davalı kurum tarafından müvekkiline karşı marka hakkına tecavüz, maddi ve manevi tazminat talepli dava ikame edildiğini, mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiğini, karara karşı temyiz yoluna başvurulmuş ise de uyuşmazlık kapsamında ödenen—TL’nin tahsili için iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, müvekkilinin ürün ambalajlarında — logosunun tespit edilmesi üzerine anılan ürünleri yurda giriş yapılmaksızın ambalajlarıyla birlikte iade edildiğini, – ile yapılan görüşmeler sırasında görevliler tarafından kendisine — TL’nin yatırılması ve ürünlerin iade edilmesi halinde hiç bir işlem yapılmayacağının belirtilmesi sebebiyle anılan tutarın — tarihinde davalı kuruma ödendiğini, bu bedelin uyuşmazlık kapsamında ödendiği davalı kurumca mahkemeye gönderilen yazıda belirtilmiş ise de, anılan tutarın Mahkemece hükmedilen tazminattan mahsup edilmediğini, müvekkili tarafından yeni bir marka başvurusu yapılmadığına veya davalıdan herhangi bir hizmet alınmadığına göre davalı Kurumun bu tutarı uhdesinde tutma hakkı bulunmayıp, ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işlemiş avans faiziyle birlikte müvekkiline iadesi gerektiğini, bu sebeplerle öncelikle, işbu dosyanın—-Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin —- E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine, – TL’nin ödeme tarihi olan —-’dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davada — yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının – tarih, – sayılı gümrük özet beyannamesi kapsamındaki ürün ambalajları üzerinde — marka ve logosunu izinsiz kullanmış olduğu — tarihli tespit tutanağı düzenlendiğini, davacının -tarihinde — verdiği dilekçe ile müvekkiline uzlaşma talebinde bulunduğunu, davacının söz konusu uzlaşma talebi üzerine —- tarih ve – nolu toplantısında aldığı kararda davacının marka müracaatında bulunarak müracaata ilişkin tüm masrafları ve —TL olan bir yıllık marka kullanım tavan ücreti ile ayrıca yıllık emsal belge kullanma tavan ücretinin – katı oranında haksız marka tazminat bedelini –günlük sürede defaten ödemesi koşuluyla uzlaşma talebinin kabulüne karar verildiğini, davacının da kararı tebliğ aldıktan -gün sonra — TL’yi hiç bir açıklama belirtmeksizin müvekkilinin hesabına yatırdığını, bu sebeplerle açılan davanın öncelikle zamanaşımı sebebiyle, işin esasına girilmesi halinde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı tarafından davalıya ödenen —TL bedelin iadesine ilişkindir. Mahkememizin —— Esas sayılı dosyası incelendiğinde, marka haklarına tecavüz iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davası olduğu, davacının — davalının ise -olduğu, davanın – tarihinde —- Esas sayılı dava olarak açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının eylemleri ile— markasını vaki tecavüzünün tespit ve men’ine, — maddi tazminat ile takdiren —TL manevi tazminatın haksız fiile ilişkin tespitin yapıldığı tarihten itibaren kamu alacaklarına uygulanan oranda faiz ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, tecavüze konu ürünlere el konulmasına, davalı tarafın yargılamanın aşamalarında —tarihinde yatırılan — mahsubuna ilişkin talepte bulunduğu görülmüş ise de; davanın esasına ilişkin olmayan bu talebin reddi ile davalının ayrıca bu yatırılan miktar için dava açmakta muhtariyetine karar verildiği, kararın taraf vekillerine temyiz edilmesi üzerine Yargıtay -. Hukuk Dairesi’nce “dosya içerisinde mevcut – havale tarihli bilirkişi raporunda maddi tazminat miktarı -TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen, mahkemece denetime elverişsiz şekilde, sadece — kapsamında hesaplama yapılarak —- TL’ye hükmedildiği belirtilmiştir. Mahkemece, tecavüz tarihinde yürürlükte bulunan çizelge getirtilerek, bilirkişi marifetiyle tazminatın hesaplanması yoluna gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,yine davalı tarafça, davacı kuruma —- TL ödeme yapıldığı iddia edilmiş ve dosyaya buna ilişkin dekont örneği ibraz edilmiştir. Davacı taraf ise, bu ödemenin mahiyeti konusunda birbirinden farklı açıklamalarda bulunmuştur. Davalının savunması üzerinde durularak, ödemenin dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi” gerekçesiyle bozulması üzerine, dava mahkememizin— Esas sırasına kaydedilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının eylemleri ile — markasını vaki tecavüzünün tespit ve men’ine, –TL (KDV dahil) maddi tazminat ile takdiren -TL manevi tazminatın haksız fiile ilişkin tespitin yapıldığı tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, her ne kadar davalı vekilinin dosyaya yansıyan beyan dilekçelerinde davaya konu edilen — markalarına yönelik ürünlerin yurtiçine girişi olmaksızın iade edildiğine yönelik beyanları var ise de; bu iadeye ilişkin herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı belirlendiğinden, var ise masrafları davalıdan alınmak suretiyle davalının imal ettiği, piyasaya sürdüğü haksız markayı içerir her türlü ambalaj ve broşürlere el konulmasına, tecavüzün men’i için zorunlu ise imhasına, fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine, davalı tarafın yargılamanın aşamalarında — tarihinde yatırılan — TL’nin mahsubuna ilişkin talepte bulunduğu görülmüş ise de; davanın esasına ilişkin olmayan bu talebin reddi ile davalının ayrıca bu yatırılan miktar için dava açmakta muhtariyetine dair karar verilmiş, bu kararın da taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay — Hukuk Dairesi’nce “Mahkemece, davalının eylemlerinin markaya tecavüz teşkil ettiği kabul edilerek – nolu hüküm fıkrasının — paragrafında —- markasına vaki tecavüzün tespit ve men’ine” karar verilmiş, 3’üncü paragrafında ise “Her ne kadar davalı vekilinin dosyaya yansıyan beyan dilekçelerinde davaya konu edilen — markalarına yönelik ürünlerin yurtiçine girişi olmaksızın iade edildiğine yönelik beyanları var ise de; bu iadeye ilişkin herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı belirlendiğinden, var ise masrafları davalıdan alınmak suretiyle davalının imal ettiği, piyasaya sürdüğü haksız markayı içerir her türlü ambalaj ve broşürlere el konulmasına, tecavüzün men’i için zorunlu ise imhasına” dair hüküm tesis edilmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonuçlandırmayan ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde 1 nolu hüküm fıkrasının 3’üncü paragrafında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacı —markasına tecavüzün önlenmesini, maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiş olup, davalar arasında objektif dava birleştirmesi vardır. Mahkemece markaya tecavüzün tespiti ile men’ine, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, kabul edilen tazminat talepleri için davacı vekiline vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davacının markaya tecavüzün önlenmesi talebi de kabul edildiğine göre, bu talep yönünden de davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken takdir edilmemesi” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bu kez dosya mahkememizin —- Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuş, yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının markaya tecavüzünün tespiti ve men’ ine, davalının yurt dışından ithal ettiği üzerinde — markasının kullanıldığı ürün ambalajlarına el konulmasına, karar kesinleştiğinde imhasına, – TL maddi tazminat ve – TL manevi tazminatın —tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen kararın da davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay —. Hukuk Dairesin’ce ” davalının ibraz ettiği gümrük belgeleri üzerinde mahrece iade yazısı bulunmakta olup bu durumda ürünlerin içine konulan kutu ile beraber iade edilip edilmediği hususunun üzerinde durulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, dava Mahkememizin — Esas sayılı sırasına kaydedilmiştir.
Dosyaya sunulan—- tarihli uzlaşma komisyonu kararı incelendiğinde; —– arasında yapılan uzlaşma görüşmesi sonucunda, ürünlerin gümrükte tespit edilmesi ve piyasaya arz edilme koşulunun gerçekleşmediği nazara alınarak, firmanın durumunun —- sayılı kararında belirlenen kriterlerden 3/c maddesi ile örtüştüğü, bu halde firmanın ithal tarihinde—- belgeli olmaması ve müracaatı olmaması karşısında firmanın ihlalin yapıldığı konuda marka müracaatında bulunarak müracaatına ilişkin tüm masrafları ve bir yıllık marka kullanım tavan ücreti ile birlikte defaten yatırması ve haksız marka kullanımına derhal son verip, ayrıca yıllık emsal belge kullanma tavan ücretinin beş katı oranında tazminat bedelini — günlük sürede defaten ödemesi koşuluyla uzlaşma talebinin kabulüne, ayrıca firma hakkında Yönetim Kurulu kararının 3/g maddesinin uygulanmasına karar verildiği, yine dosyaya sunulan dekont örneği ile – tarihinde — TL’nin davacı tarafından davalı — hesabına gönderildiği, dekontta ödemenin ne için yapıldığına dair bir açıklık bulunmadığı tespit edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile, davacı ile davalı arasında marka kullanımına ilişkin bir sözleşme bulunmadığı halde, davacıya ait – getirtilen ürünler üzerinde — markasının yer alması nedeniyle davacı hakkında — tarafından yasal işlem başlatıldığı, bu nedenle uzlaşma görüşmesi yaptıkları, davacının uzlaşma kararında belirtilen ve ödemesi gereken kalemlerden yalnızca bir yıllık marka kullanım bedelini ödediği, diğer ödemeleri yapmadığı gibi marka kullanma sözleşmesi yapmak için de davalı kuruma başvuruda bulunmadığı, bu nedenle — tarihinde hakkında markaya tecavüzün tespiti ve maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, bu durumda taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığı, davacının yapmış olduğu — TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanununun 82.maddesinde “sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemlerinde zamanaşımı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlamaktadır.
Bu yasal düzenleme ışığında somut olaya bakıldığında, davacı tarafça uzlaşma görüşmesinde alınan kararların tamamının verilen 30 günlük sürede yerine getirilmemesi nedeniyle uzlaşmanın sağlanamadığının davacı tarafça bilinen bir durum olduğu, kaldı ki en geç davalı — tarafından davacı aleyhine — tarihinde dava açılması ile davacının uzlaşmanın sağlanamadığını öğrendiği, davacının bu tarihten başlayarak iki yıl içinde sebepsiz zenginleşme nedeniyle ödediği marka kullanım bedelinin iadesini talep edebileceği, buna rağmen iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra bu davanın açıldığı, davalının süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, davacı tarafça ödenen —- TL marka kullanım bedelinin halen Mahkememizde görülmekte olan —- Esas sayılı davasında— tarafından markaya tecavüz nedeniyle talep edilen maddi tazminat ile ilgisinin bulunmadığı, nitekim davacının —- TL ile ilgili talebinin Mahkemece reddedildiği ve davacının bu konuda ayrı dava açabileceğinin belirtildiği, bu hususun Yargıtay’ca bozma nedeni yapılmadığı anlaşılmakla, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
Alınması gereken 644,85 TL harçtan peşin alınan 161,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 483,63 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/01/2020