Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/331 E. 2020/173 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/331 Esas
KARAR NO : 2020/173

DAVA : Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüz Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/06/2015
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan endüstriyel tasarım hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili firmanın —- yılından beri mevcut ve prestijli bir marka olan ——–” markası altında —-üretimi ile satış yaptığını, oturma gurubu, yatak odası, yemek odası, çocuk odası, genç odası gibi takımları ve TV ünitesi, orta sehpa, kitaplık ve dekoratif aksesuar üreten müvekkilinin, kendi açtığı mağazalarda bu ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini, yaratıcı bir tasarımcı kadrosuna sahip olduğunu, müvekkiline ait —– adı dahi değiştirilmeden tüm özellikleri ile taklit edilmek suretiyle davalı tarafça üretilerek satışa sunulduğunu, İstanbul Anadolu——-.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin —— sayılı dosyasında yapılan delil tespiti sonucunda bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ürünler arasında belirgin bir farklılık bulunmadığı, bu sebeple ürünlerin birbirleri üzerinde iltibas yaratacak kadar benzer olarak algılandıklarının tespit edildiğini, davalının bu kullanımının müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunu, müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını, ayrıca davalının bütün davacı bayiilerine ürünleri kendilerinden almaları için yazı gönderdiğini, bu şekilde davalının haksız rekabet yaptığını belirterek, tazminat miktarı zarar tespit edildiğinde belirlenmek şartıyla, şimdilik 100,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davalı tarafından masrafları davalıya ait olmak üzere Noter kanalı ile davacı— genelindeki tüm bayii ve mağazalarına davalının —–şirketin taşeronu olmadığı ve davacının tasarımlarını üretmediği” konusunda düzeltici beyan göndermesine, hüküm özetinin masrafları davalıya ait olmak üzere—– genelinde dağıtım yapan bir gazetede yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı tarafından davalılar aleyhine İstanbul Anadolu —.Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyası ile açılan davada, davacının marka haklarına tecavüz edildiği iddia edildiği gerekçesiyle TTK 5/3, HMK 114/C, 556 sayılı KHK 71. maddesi gereğince mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkeminin İstanbul Anadolu Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek dosyanın Mahkememize tevzi edildiği, Mahkememizin—Esas, —- Karar sayılı kararı ile davanın tescilli marka ya da tasarım hakkına dayalı olarak değil Türk Ticaret kanununda düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayanarak açıldığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine, davaya bakma görevinin İstanbul Anadolu—- Mahkemesine ait olduğuna, kararın istinaf kanun yoluna başvurmaksızın kesinleşmesi halinde görevli mahkemenin belirlenmesi bakımından dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-Hukuk Dairesinin ——————— Karar sayılı ilamı ile “dosya kapsamına göre, davacının — nezdinde tescil edilmiş —-marka hakkına dayandığı anlaşıldığından uyuşmazlığın İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilerek “6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine” karar verilmiş, yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin eşi ———– işyerinde çalışmadığını, davaya konu olayda eşine yardımcı olmak amacı ile müşterileri bilgilendirmek ve yanlış anlaşılmaları gidermek amacı ile müşterilerini bilgilendirdiğini, müvekkilinin eşine ait olan 2015 yılında üretimine devam eden iş yeri ile kimden ve nasıl yayıldığını anlayamadıkları bir söylentinin kulaktan kulağa yayılmış olduğunu, bu söylentilerin müvekkilinin eşinin firmasının —– taşeronu olduğunu, müvekkilinin eşinin firmasından imal edilen tüm ürünlerin —— markaları olduklarını, müvekkilinin de eşine yardımcı olmak için iyi niyetle bazı bayilere kargo göndererek gerçekliği olmayan bu söylentileri önlemeye çalıştığını, kargo gönderdiği firmalar arasında davacı firmanın iş yerinin de olduğunu, bu hususun dahi müvekkilinin iyi niyetini ortaya koyduğunu, müvekkilinin amacının haksız rekabet olmadığını, İstanbul Anadolu —. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin—- sayılı dosyasında hazırlanan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin eşine ait firmadaki ürünlerin davacı yanın ürünleri ile alakasının bulunmadığı tespit edildiğini, tüm bu hususlar göz önüne alındığında davacı yanın dava ve taleplerinin haksız olduğunun ortaya çıktığını, müvekkilinin davacıya karşı maddi ve manevi bir zarar doğuracak eyleminin olmadığını, bu nedenle davacı yanın davasının reddini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait tasarımın koruma kapsamında kalan ürünlerin davalı tarafından taklit edilmek suretiyle kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tasarım haklarına tecavüzün ve davalının davacının bayiilerine gerçeğe aykırı bildirimler yaptığı iddiasıyla meydana gelen haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Dava dilekçesinde davalı olarak —–gösterilmişse de, yargılama sırasında—– işletmenin tüzel kişiliğinin bulunmadığı ve—- ait olduğu tespit edilmekle,—- dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiştir.
Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde;——– tasarımın 24.06.2011 tarihinde,—– numaralı—— 27.09.2011 tarihinde,—- tarihinde, —————– tasarımın 23.01.2014 tarihinde, —— numaralı “—- tarihinde davacı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu ——Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin —.İş sayılı dosyası ile açılan delil tespiti talebinde alınan bilirkişi raporunda; davacı adına tescilli ——— numaralı — bulunan tasarımlar ile davalı iş yerlerinde bulunan ürünlerin farklı olarak algılandıkları, davacı tarafa ait tescilsiz——– ile davalı tarafa ait ——-isimli ürünlerin iltibas yaratacak kadar benzer olarak algılandıkları belirtilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı ———————–tarihli raporda; davacı tarafa ait tescilsiz “—————- isimli ürün tasarımlarının birbirleri ile aynı olma derecesinde benzer oldukları yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce maddi tazminat hesabı yönünden mali bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, mali bilirkişi ———————– havale tarihli raporunda; davalıların —- yılına ait ticari kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre ————– tarihleri arasında davaya konu ürünlerden yaptığı satışlardan elde ettiği toplam ——— belirlediği asgari kar marjına göre %24 kar elde edebileceği, buna göre davacının maddi tazminat alacağının 9.407,94 TL olarak hesaplandığına dair görüş bildirmiştir.
Davacı vekili —— tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminat taleplerini —– arttırdıklarını beyan etmiş ise de, Mahkememizin 06/02/2020 tarihli duruşmasında tahkikat sonlandırılarak sözlü yargılama aşamasına geçildiği, bu tarihte yürürlükte olan HMK’nun 107/2 maddesi uyarınca belisrzi alacak davalarında zararın belirlendiği anda bedel arttırımı yapılması gerektiğinden ve bilirkişi raporu davacı tarafa 10/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, rapora itiraz etmedikleri halde bedel artırımı için talepte bulunmadıkları gibi tahkikatın sonlandırıldığı 06/02/2020 tarihli duruşmada da bedel artırımı yapmak için süre talep etmedikleri, her ne kadar 22/07/2020 tarihinde 7251 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca alacak miktarının belirlenebilmesi mümkün olduğunda hakim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebileceğine dair düzenleme yapılmışsa da ve yargılama usulüne ilişkin kanunlar derhal yürürlüğe girerse de, mahkememizce tahkikatın sona ermesinden sonra yürürlüğe giren bu usul hükmünün uygulanması davalı tarafın usuli kazanılmış hakkını ortadan kaldıracağından bu hükmün uygulanamayacağı ve tahkikat sonlandırıldıktan sonra bedel arttırımı yapılamayacağından, davacının bedel artırımı talebi konusunda işlem yapılmasına yer olmadığına verilmiştir.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalı …—– yerinde davalılar tarafından birlikte üretilip satışa sunulan ——-” isimli ürünün davacı tarafça daha önce üretilip aynı isimle satışa sunulan ürüne ait tescilsiz tasarımın koruma kapsamında olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 554 sayılı KHK ile yalnızca tescilli tasarımlar koruma altına alınmışsa da, davacıya ait tescilsiz tasarımın aynı isimle piyasaya sürülmesi TTK’nun 54 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabet niteliğinde olup, davalıların davacıya ait iş ürününden ve emeğinden haksız ve ticari dürüstlüğe aykırı bir şekilde yararlanmaya çalıştıklarından, davacının TTK’nun 56. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talep etme ve yine TTK’nun 59. maddesi uyarınca hükmün ilanını isteyeme hakkı mevcuttur. Her ne kadar davalı ———— kendisinin işletmeyle ilgisi bulunmadığını savunmuşsa da, eşi olan ——- ile birlikte işletmede çalıştığı, birlikte ticari faaliyette bulundukları anlaşılmakla, davalı ———- da olayda kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Davalıların davacının bayiilerine davacının iş ürünlerine kötüleyecek şekilde bildirim yaptıklarına dair delil elde edilemediği, ayrıca davacı ve kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı beyanda bulunmadıkları, ürünleri kendilerinden satın almaları konusunda bildirim yapmalarının haksız rekabet niteliğinde olmayan ve ticari rekabet sınırları içinde kalan bir davranış olduğu, ayrıca davalıların davacıya ait tescilli ——markasını kullanmadıkları, bilirkişi raporu ile davalıların elde etmesi mümkün gelirin 9.407,94 TL olarak tespit edildiği, ancak davacı tarafça yalnızca 100,00 TL maddi tazminat talep edildiğinden taleple bağlı kalınması gerektiği, davalıların kusur derecesine, mali durumlarına, davacı şirketin tanınırlık derecesine göre 5.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalıların davacıya ait “——-“——- tasarımının aynısını, aynı isimle satışa sunmak suretiyle haksız rekabette bulunmaları nedeniyle100,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalıların davacıya ———- aynısını, aynı isimle satışa sunmak suretiyle haksız rekabette bulunmaları nedeniyle 100,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafları davalılara ait olmak üzere tirajı 100.000’in üzerinde olan ve——- yayın yapan bir gazetede yayınlanmasına,
Davacının diğer taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 348,38 TL harçtan peşin alınan 855,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 507,21 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından 14.10.2020 tarihinde yatırılan 460,00 TL tamamlama harcının isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden—– gereğince takdir olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden —–gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalılar vekiline manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden—- 10/2.maddesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 348,38 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 376,08 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 756,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.756,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%10) 475,60 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%90) 4.280,40 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından İstanbul Anadolu —-.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin —- sayılı delil tespiti dosyasında yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ve 45,60 TL peşin harç olmak üzere toplam 73,30 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından İstanbul Anadolu—-.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ——— sayılı delil tespiti dosyasında yapılan 777,00 TL masraftan, davanın kabul ve red oranına göre, (%10) 77,70 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%90) 699,30 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.