Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/315 E. 2019/302 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/315
KARAR NO: 2019/302
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ: 10/07/2018
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 1976 yılından bu yana kişisel bilgisayar, mobil haberleşme, ve medya cihazları ve buna benzer cihazlar ve ilintili yazılımların, aksesuarlar tasarlayan üreten ve satan bir şirket olduğunu, —- sayı ile— sınıflarda tescilli —— sayılı- sınıfta tescilli—–sayı ile –. sınıflarda tescilli — tarih ve — sayılı – sınıfta tescilli – tarih ve—sonıfta tescilli —- tarih ve— sayı ile – sınıfta tescilli— tarih ve — sayılı – sınıfta tescilli — markalarının sahibi olduğunu, – markasının aynı zamanda – sayı ile, – markasının – sayı ile ve – markasının — sayı ile tanınmış marka olarak da tescilli olduğu, davalı tarafın davacıya ait markalarını havi taklit ürünlerin satışı ile uğraştığının istihbar edilmesi ile İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet akabinde davalı şirkete — tarihinde yapılan aramada — adet sahte -ürünü tespit edildiğini, bu ürünlere el konulduğunu, el konulan – adet numune ürünün — teslim edildikten sonra kalan ürünlerin — teslim edildiğini; — tarafından el konulan ürünler üzerinde orijinal ürün temin edilmeksizin yaptırılan inceleme sonucunda ürünlerin sahte olmadığına dair hatalı bir rapor düzenlendiğini, bu sebeple “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” verildiğini, itirazlarının nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince reddedildiğini; davacı taraf yaptıkları inceleme sonucunda ürünler üzerinde bulunan seri numaralarındaki tutarsızlıklar, baskı kalitesinin düşük olması ve yazım hataları dahil olmak üzere——–ürünlerin satışa sunulduğu ambalajın kalitesi göz önünde bulundurularak ilgili ürünlerin taklit olduğunun tespit edildiğini; davalı hakkında takipsizlik kararının kesinleştiğini, el konulan ürünlerin iadesinin önünün açıldığı, ürünlerin tekrar piyasaya sürülme riskinin ortaya çıktığını, bu durumun davacının markasına ve itibarına zarar vereceğini, ürünlerin davalıya iadesi ve bu ürünlerin satın alınması ile tüketicilerin maruz kalacağı hasarı önlemek için ihtiyati tedbir kararı talep ettiklerini; davalı tarafından iş yerinde satışa sunulmakta olan bu ürünler üzerinde davacının tescilli ve tanınmış markalarının taklit edilmek sureti ile kullanıldığını; daha önce—- mağazalarında da sahte ürün satıldığını, ihtarname gönderildiğini, gelen cevapta satışa çıkarılan ürünlerin —-n temin edildiğinin açıklandığını, davalıda ele geçirilen — adet sahte ürünün yanı sıra davalının mütecaviz fiillerinin de ihtiyati tedbir yolu ile engellenmesini ; davalının tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet durumlarının önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu cümleden olmak üzere, müvekkilinin markalarına iltibas yaratan tüm kullanımların önlenmesine, el konulan ve konulacak ürünlerin, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin ve benzeri vasıtaların hüküm kesinleştiğinde imhasına, maddi ve manevi tazminat hakları başta olmak üzere sair her türlü hakkın saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı —- tarafından tespit davası açıldığını, — tarihli müzekkere ile —- adet ürünün iade edilmemesinin talep edildiğini öğrendiklerini, Mahkeme tarafından herhangi bir tedbir kararı verilmeden mvekkiline ait malların teslim edilmemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu; —-.yetkilisi — hakkında — tarihinde Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan soruşturmada —- tarihinde kavuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini; —vekili tarafından karara itiraz edildiğini,— tarihinde itirazın reddedildiğini, savcılık tarafından alınan bilirkişi raporuna vurgu yapıldığını; bu kez aynı gerekçeler ile bu mahkemeye başvurarak davalıyı mağdur edecek şekilde talepte bulunulduğunu, oluşan karara rağmen, davacı tarafın talebi doğrultusunda herhangi bir tedbir kararı verilmeden savcılık makamı sonucunda müvekkiline ait olduğu tespit edilen ve suç unsuru taşımadığı anlaşılan malların iadesinin engellenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; davanın reddine karar verilmesini; davalı taraf — tarihinde — yazılan müzekkerenin iptali ile malların iadesinin engellenmesinin iptaline karar verilmesinin talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava konusu uyuşmazlık; davalıya ait — adet ürünün davacı adına tescilli— markası ile üretilen sahte ürünler olup olmadığı, bu şekilde davacının marka haklarına tecavüz edilip edilmediği ve haksız rekabete bulunup bulunulmadığının tespiti ile marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi davasıdır.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının —- Soruşturma sayılı hazırlık evrakı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, — tarihli —- tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda şikayete konu ürünlerin orijinal olduğuna dair görüş bildirildiğinden, — Karar numaralı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verildiği, davacı-şikayetçi tarafından karara yapılan itiraz sonucunda İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin—- D.İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce davaya konu ürünlerin bilirkişi incelemesi yapılıncaya kadar —–eşyaların mahkemede, —– eşyaların bulunduğu yerde muahafaza altına alınmasına dair —-tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Mahkememizce ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için alınan —- tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden; —- muhtemelen orijinal ürün olmadığı; diğer – metrelik —-ve kulaklıkların orijinal veya ayırım yapılmayacak kadar benzer olduğu, herhangi bir farklılığa rastlanmadığından kanaat bildirmenin mümkün bulunmadığı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Davalı vekili ——— bilirkişi incelemesinin yapılacağı tarihten bir gün önce,—- tarihli dilekçesi ile hakimin reddi talebinde bulunmuş, mahkememizce hakimin reddi talebinin HMK’nun 41/1-b-c maddeleri uyarınca geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Taraflarca tüm deliller dosyaya sunulduktan sonra, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler emanette bulunan ürünler ile davacı tarafça dosyaya sunulan ve orijinal olduğu iddia edilen ürünleri karşılaştırmak yerine taraflarınca davacı şirkete ait ürünlerin satıldığı mağazalardan orijinal ürün satın almalarına izin verilerek, bu ürünlerle karşılaştırma yapılmasının daha doğru olacağını bildirmekle, mahkememizce bu konuda bilirkişilere izin verilmiş, davacı tarafça dosyaya yatırılan delil avansı kullanılarak bilirkişilerce satın alınan orijinal ürünler ile davalıya ait ürünler birlikte incelenerek —- tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiş, raporun incelenmesinde ise; “davalıya ait – adet ürünün tümünün üzerinde davacıya ait — ibareli markanın yer aldığı, heyetlerince davalıya ait- adet üründen – tanesinin orijinal ürün olmadığı , bunların şarj adaptörü, -metre-Kablo, – metre-Kablo olduğu, davalıya ait 5 adet üründen – tanesinin orijinal ürün olmadığı sonuç ve kanaatine varamadıkları, bunların —- ——– tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan SMK’nun 25/1-c maddesinde “markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak” eylemleri marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.
Davacının —- markası tanınmış marka olup, davalıya ait ürünlerin üzerinde bu markanın mevcut olduğu alınan bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Her ne kadar İstanbul Anadolu C. Başsavcılığı’nca alınan ilk raporda ürünlerin orijinal olduğu belirtilmişse de, bilirkişi tarafından davacıya ait orijinal ürünler incelenmeksizin şikayete konu ürünlerin yalnızca davacıya ait internet sitelerindeki görüntüleri ile karşılaştırma yapılarak görüş belirtildiği, bu inceleme ile doğru sonuca ulaşılamayacağı anlaşılmakla, bu bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir.
Mahkememizce alınan her iki bilirkişi raporunda da, şarj adaptörünün orijinal ürün olmadığının tespit edildiği, – metre ve — kablolarıyla ilgili ilk raporda orijinal ürünlerle farklılıklarının tespit edilemediğine dair görüş belirtilemişse de, ikinci raporu hazırlayan bilirkişilerce davacı tarafça sunulan mikroskobik kamera ile inceleme yapıldığı, bu inceleme sonucunda —- ——kullanılan yerde davalının ürününde — işaretinin bulunduğu, orijinal —- kablosunda logo dolgularının çizgilerden oluşmasına rağmen, davalının ürününde logonun boyalı şekilde olduğu, kablo üzerindeki yazıların baskı kalitesi incelendiğinde orijinal —- ürünündeki yazı dolgusunun daha yoğun olduğu, davalı ürünündeki baskı kalitesinin daha düşük olduğu, orijinal- metre —- kablosunda logo dolgularının çizgilerden oluşmasına rağmen, davalının ürününde logonun boyalı şekilde olduğu, kablo üzerindeki baskı kalitesi incelendiğinde —- ürünündeki yazı dolgusunun daha yoğun olduğu, davalının ürünündeki baskı kalitesinin daha düşük olduğu, davalıya ait———– ürünlerinin ise orijinal ürünlerle aynı olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunun dosyaya sunulan delillere göre oluşa uygun ve inandırıcı olduğu, hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalının davacıya ait tanınmış —- markasının yer aldığı ve taklit oldukları tespit edilen şarj adaptörü, – metre ——- ürünlerini ticari amaçla elinde bulundurmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiği ve haksız rekabette bulunduğu, davaya konu olan ——- ürünlerinin taklit olmadıkları anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
-Davalının taklit şarj adaptörü, bir metre —- kablo ve iki metre—- kablo ürünleri üzerinde davacıya ait — markasını kullanmak suretiyle DAVACININ MARKA HAKKKINA TECAVÜZ ETTİĞİNİN VE HAKSIZ REKABETTE BULUNDUĞUNUN TESPİTİNE,
-Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin ÖNLENMESİNE VE SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASINA,
-Davalının davacının markaları ile iltibas yaratacak tüm kullanımlarının ÖNLENMESİNE,
-Taklit olduğu tespit edilen şarj adaptörü, bir metre —- kablo ve iki metre—– kabloların ve bu ürünlerin ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıtlar, faturalar, kartvizitler ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış materyalin tamamına ve benzeri vasıtalara EL KONULMASINA ve hüküm kesinleştiğinde İMHASINA,
-Hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede bir defa ilanına,
-Davacının fazlaya ilişkin ——– ürünleri ile ilgili davasının REDDİNE,
-Karar kesinleştiğinde bilirkişiler tarafından satın alınan orjinal ürünlerin davacı tarafa iadesine,
2- 44,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı yararına reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 4.995,00 TL bilirkişi ücreti, tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 5.066,80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 3.040,08 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/11/2019