Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/303 E. 2020/166 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/303 Esas
KARAR NO : 2020/166
DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 10/01/2018
KARAR TARİHİ : 08/10/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili ———sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkili tarafından davalıya ————– yevmiye no’lu ihtarnamelerinin gönderildiğini, bu ihtarnameler ile davalı şirketin ————– ibaresine kullanmasına son vermesinin, aksi takdirde aleyhlerine dava açılacağının ihtar edildiğini, ancak davalının ————– tarihli ihtarnamesi ile ilgili iddiaları reddettiğini, daha sonra davalı aleyhine —————– sayılı davası ile haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz davası açıldığını, dava sırasında davalı şirketin ——— markası ile ——— tescil işlemlerini tamamlandığından, ————- sayılı davası ile davalının ———- markalarının hükümsüzlüğünün talep edildiğini, her iki davanın————– sayılı dosyası üzerinde birleşerek görüldüğünü ve—— tarihinde dosyanın karara çıkarak——— markasının ——– yönünden; ——————- markasının ise —————– bakımından kısmi hükümsüzlüğüne karar verildiğini, ancak davalının bu kez de ——— ibaresini içeren———markaları tescil ettirdiğini, ——-ibaresinin müvekkil şirketin kurucularından olan ——– tarafından ———– tarihinde yayınlanmaya başlayan ———- için kullanıldığını, şirketin ————— tarihinde kurulmasından itibaren dergiyi müvekkili şirketin yayınlamaya başladığını, derginin ulusal olarak yayınlandığını, derginin hedef kitlesi olan tarım sektöründe çok iyi bilindiğini, pek çok reklam aldığını ve bugünkü konumuna ulaştığını, müvekkili şirketin uzun yıllardan beri kullandığı —– ibaresi için ——————numarası ile marka tescil başvurusunda bulunduğunu ve markanın tescil edildiğini, davalı şirketin müvekkili şirket ile aynı iş alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait ————— nolu markada yer alan —– ibaresi ile davalı şirkete ait ————– nolu markada yer alan——————- ibaresinin birebir aynı olduğunu, markaların mal ve hizmet sınıflarının da birbirine benzediğini, davalı ile müvekkili şirketin aynı tüketici kitlesine hitap ettiğini, tarafların tarım sektörü ile sınırlı olan yayın alanları nedeni ile aynı konulu fuarlarda yer aldığını ve tüketiciler tarafından aynı firmaya ait biri basın, biri görsel yayın olmak üzere faaliyetin yapıldığı kanısının uyandığını, davalı markasının iltibas yarattığını, her iki firmanın da ———– haberleşme ve yayıncılık faaliyetleri ile iştigal ettiğini, müvekkilinin müşterilerinin de şirketleri karıştırdıklarını beyan ettiklerini, müvekkili şirket kurucu ortağının ———— yılından itibaren kullandığı markanın ————- yılından itibaren de tescilli şekilde müvekkili şirket tarafından kullanıldığını, aynı sektörde faaliyet gösteren davalının kötüniyetli şekilde müvekkilinin belirli bir bilinirliğe ulaştırdığı markadan faydalanmaya çalıştığını, bu sebeple davalı markasının kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğünün gerektiğini belirterek, davalı adına tescilli ———————- ibareli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine ———— sayılı dosyası ile açılan marka hükümsüzlüğü davasında Mahkeme tarafından yetkisizlik kararı verilmiş, karar——– tarihinde kesinleşmekle dosya Mahkememize gönderilmiş ve yargılamaya Mahkememizde devam edilmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin “Tarımtürk” ticaret unvanı ile yıllardır hizmet verdiğini, markaları da ———-nezdinde usul ve yasaya uygun şekilde tescil ettirerek kullandığını,———– ibaresinin müvekkilinin tescilli markası olmasının yanı sıra müvekkili şirketin ticaret unvanının da kök unsuru olduğunu, müvekkilinin kurumsal kimliğini tamamlayan markalarına yatırımlar yaptığını, müvekkili şirketin uzun yıllardan beri yaptığı yatırımlar, ortaya koyduğu emek ve sermaye ile ———— ibaresini havi markasına ayırt edicilik kazandırdığını ve sektöründe bilinir hale getirdiğini, müvekkilinin bu marka ile ciddi ve yoğun bir kullanım gerçekleştirdiğini, davalının dava dilekçesinde bahsi geçen——————-sayılı dosyasında yerel mahkemece hüküm verildiğini, ilgili dosyanın her iki tarafça istinaf yoluna taşındığını, dosyanın halen derdest olduğunu, ilgili kararın bu dosyaya gerekçe olamayacağını, marka başvurusunun kötüniyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötüniyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerektiğini, davacı taraf adına tescil işlemleri devam eden markanın gerek yazılış, okunuş, telaffuz gerekse de kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından müvekkili markasının tamamen farklı olduğunu, müvekkili markasında kullanılan yazım karakteri ve renkler dikkate alındığında tüketicilerin her iki markanın birbirinin devamı olduğunu düşünmeleri ya da bu düşünceyle hareket
edebilmelerinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin kendine has bir şekil unsuru ile markalarını tescil ettirdiğini ve tescil ettirdiği şekilde de kullandığını, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin tescilli markalarını karasal yayın yapan bir televizyon kanalı olarak tescilli olduğu ———-sınıfta kullandığını, davacı tarafın markasının ise ———– sınıfta yazılı basım evrakları alanında tescilli olduğunu, söz konusu markaların hitap ettiği kitleler veya tüketiciler nezdindeki ulaşmış olduğu ayırt ediciliğin bambaşka olduğunu, müvekkilinin televizyon dünyasında bilgilendirme amacıyla belgesel yayınları yapan bir televizyon kanalı olarak her kesime hitap ettiğini, müvekkili şirketin ——— devlet kurumlarından izin ve ruhsat alarak tüm kanuni sorumluluklarını yerine getirdiğini, davacı tarafın ———– dergisinin sadece tarım sektöründe faaliyet gösteren kuruluş ve kitlelere hitap eden bir dergi olduğunu, müvekkili şirketin markalarının hitap ettiği kitle ile davacı tarafın kitlesinin birbirinden oldukça farklı olduğunu, müvekkilinin tescilli markası ile davacı markası arasında herhangi bir ayniyet ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığını, müvekkili tarafından davacının marka imajına zarar verecek herhangi bir kullanım bulunmadığını, markaların kullanıldığı emtialar bakımından da benzerlik olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait ———- numaralı ————– markalarının davacıya ait marka ile iltibas oluşturacak şekilde benzer olduğu ve kötü niyetli tescil edildiği iddiası ile açılan hükümsüzlük davasıdır.
Dosyaya ————— getirtilmiş olup, incelendiğinde; —- markasının ———- tarihinde davacı şirket adına, ————- markasının ——- tarihinde davalı şirket adına,— numaralı ————- markasının —— tarihinde davalı şirket adına sınıfta,——— tescil edildiği anlaşılmıştır.
Taraflara ait ticaret sicil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, davalı şirketin tescil tarihi ———tarihinde ticaret sicile tescil edildiği tespit edilmiştir.
—————– sayılı kararı incelendiğinde, davacının açtığı hükümsüzlük davası sonucunda davalıya ait ———- numaralı —– markalarının ———— de dahil olmak üzere kısmi hükümsüzlüğüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı ————– oluşan bilirkişi heyeti —— tarihli raporda; davacı tarafın,———– ibaresini içeren markanın tescili için ————— tarihinde başvuruda bulunduğunu ancak bu markayı tescilden önce de kullandığını ileri sürmüşse de; dava dilekçesindeki bizzat kendi beyanlarına göre, söz konusu kullanımların davacı tarafça değil davacı şirket ortağı—————- tarafından gerçekleştirildiği, davacı şirketin ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğundan, şirket ortağının önceki tarihli kullanımlarının davacı şirket lehine değerlendirilemeyeceği, bu nedenle somut olayda davacının, marka başvuru tarihinden önce şirket ortağı tarafından gerçekleştirildiğini belirttiği marka kullanımlarından dolayı önceye dayalı hak sahipliği iddiasında bulunamayacağı, davalı taraf ——–ibaresini içeren ticaret unvanıyla yıllardan beri faaliyet gösterdiğini ve bu ticaret unvanından doğan haklar sebebiyle öncelik hakkına sahip olduğunu ileri sürmüşse de, davalı şirketin kuruluşunun davacının marka başvuru tarihinden sonraki bir zamana denk geldiği, bu sebeple davalının önceye dayalı hak sahipliği iddiasının, davacı markası bakımından hüküm ifade etmeyeceği, davacı adına tescilli ————numaralı ————– markası ile davalıya ait hükümsüzlüğü istenilen ————- markaları arasında benzerlik bulunduğu, davacı markasının tescilli olduğu emtialar arasında yer alan——————- emtiası ile davalı markasının tescilli olduğu —————-benzer mal ve hizmet olarak değerlendirilmesi gerektiği, taraf markalarının esas unsurlarının ———— olması yani taraf markaları arasında sıkı benzerlik bulunması, davacı markasının tescilli olduğu ——————-tescilli olması ve bu emtia ve hizmetlerin benzer sektörde yer alması, davacının radyo ve televizyon hizmetlerinde kullandığı ———— unsurlu markası ile karşılaşacak tüketicinin, davalının basılı yayınlardan sonra radyo ve televizyon hizmetlerinde de faaliyete başladığını düşünebileceği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraf markaları arasında karıştırma ihtimali bulunduğu kanaatine ulaşıldığı, tarafların huzurdaki davayla birebir aynı olan ——— sayılı dosyasında tesis edilen ——–sayılı karar ile, huzurdaki davanın davalısı adına tescilli ———–ibareli markanın kısmen hükümsüzlüğüne karar verildiği, hükümsüzlüğüne karar verilen mal ve hizmetler arasında———- bulunduğu, davalının henüz dava devam ederken,——— kararından yaklaşık bir ay önce yeniden———–esas unsurlu markayı ———— tescil ettirmesinin, marka tescilinin kötüniyetle gerçekleştirildiğini gösterdiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Marka hükümsüzlüğü SMK’nun 25. Maddesinde düzenlenmiştir. Markaların karıştırılma ihtimali bulunması ve kötü niyetli tescil halleri, 6769 sayılı SMK’nun 25. maddesinde hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı 6769 sayılı SMK’nun 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olayda, davalı adına tescilli dava konusu her iki markanın da —– kelimelerini içerdiği, davacı adına tescilli ———— markasının da aynı kelimelerden oluştuğu, davalının————–numaralı markasında yer alan———- kelimesi ile şekil unsurunun davalının markasını davacının markasından farklılaştırmadığı,———- ibaresinin tanımlayıcı bir ibare olduğu, her iki taraf markalarının esas unsurlarının ——- kelimelerinden oluştuğu, davacının markasının tescilli olduğu ———- emtiası ile davalı markalarının ————— tescilli oldukları ————- arasında benzerlik ve bağlantı bulunduğu, markaların hitap ettiği ortalama tüketicinin dergi yayıncılığı yapan davalının televizyon yanıncılığına da başladığını zannederek markalar arasında bağlantı kurabileceği, her ne kadar davalı şirketin ticaret unvanında ————ibaresi mevcutsa da, davalı şirketin kurulduğu—- tarihinden önce davacı tarafça ———– tarihinde marka tescil başvurusunun yapıldığı, daha öncesinde davalının bu marka üzerinde hak elde ettiğinin kanıtlanamadığı, bu nedenle SMK’nun 6/1. maddesindeki hükümsüzlük koşulunun mevcut olduğu kanaatine varılmıştır.
Yine 6769 sayılı SMK’nun 25/1. maddesi yollaması ile 6/9. maddesinde kötü niyetle marka tescili yapılması da hükümsüzlük nedeni olarak sayılmıştır. Davalının daha önce tescil ettirdiği ————— numaralı ——– markalarının hükümsüzlüğü için davacı tarafından davalı aleyhine dava açılması sonucunda, ———–sayılı kararı ile davalıya ait ——— markalarının ——————-dahil olmak üzere kısmi hükümsüzlüğüne karar verildiği, davalının bu kararın verilmesine kısa bir süre kala ———–tarihinde bu kez davaya konu olan ————— numaralı markaların tescili için başvuruda bulunduğu, bu davranışının iyi niyetli olmadığı, bu nedenle davalının markalarının SMK’nun 6/9. maddesi uyarınca da hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davalıya ait ————–numaralı markaların SMK’nun 25, 6/2 ve 6/9. Maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli ———– numaralı ————– ibareli markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden TERKİNİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 71,80 TL harç, 80,70 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.152,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.08/10/2020