Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/279 Esas
KARAR NO : 2021/234
DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin kendisine —– olduğunu, “—— faaliyet gösterdiğini, davacı şirketin—- markaları — sözleşmesi ile kullandıklarını, müvekkil şirketin — ve — bulunduğunu,—– firmanın mevcut olduğunu, davalının davacıya ait —-izinsiz olarak kullandığını, kendisine ihtarname gönderildiği halde olumsuz olarak dönüş yaptığını, marka sahibi ile yaptıkları —–sözleşmesinde dava açma haklarının mevcut olduğunu belirterek, davalının eylemlerinin davacının markasına tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespitine, tespit edilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının davacıya ait markalar ile iltibas yaratan davalıya ait işyerlerinin tanıtımını sağlayan—- diğer unsurlar, davalının —- yahut sair mecralarda, her türlü tanıtım —-faturalar ve benzeri ticari dökümanında, ——- önlenmesine,—– toplanmasına, üzerinden davacının markası—– kaldırılmasına, —- tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığında 3.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, belirlenecek tazminata tecavüzün gerçekleştiği tarihten itibaren ticari faiz uygulanmasına, verilecek hükmün masrafı davalıya ait olmak üzere yurtiçinde yayın —- birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı yasal süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde; davacının iddia ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıya ait markalar ile kendisine ait işletme adının anlamsal yönden benzer olmadığını, anılan işaretler arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, — — sahip olduğunu, işletmesine ait marka ile davacı markası arasında benzerlik olmamasına rağmen anlam —- hesaplarından bildirimler yapıldığını, kendisine ait işletmenin faaliyet gösterdiği yer ile davacıya ait en yakın iş yeri şubesi arasında— tespiti için alınan bilirkişi raporunun yalnızca—- değerlendirmelerden oluştuğunu, raporu tanzim eden bilirkişinin eski mesleğinin hakimlik olmasından bahisle kendisini hakim yerine koyduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacının —– markaların davalı tarafından kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi zararların tazminine ilişkindir.
—– getirtilmiş olup, incelendiğinde;———— —- ——– dava dışı——– hizmetleri” de dahil olmak üzere tescilli oldukları anlaşılmıştır.
Davacı ile dava dışı ——incelendiğinde;———— markalarıyla ilgili ——– sözleşmesi imzalandığı, —— veren marka sahibi —- markalarla ilgili üçüncü kişilere karşı her türlü ceza ve hukuk davası açmaları konusunda lisans alan ——-verdiği tespit edilmiştir.
Taraflara ait—- kayıtları ile davalıya ait iş yeri ruhsatı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davalının gerçek kişi—- kaydedildiği, ancak davaya konu işletmesinin —- tarihinde alındığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce ihtiyati tedbirin talebinin değerlendirilmesi—- Mahkemesi’ne talimat yazılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada davacının hak sahibi olduğu tescilli markalarındaki “—- — kullanıldığı, markaların iltibas yoluyla taklit edildiği ve dava konusu işyeri unvanının sıradan—- edilemeyeceği, bu kişiler üzerinde aldatmaya yol açtığı kanaatini oluşturduğu, eylemin Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesi hükmüne göre marka hakkına tecavüz sayılan fiiller kapsamında olduğu, davalıya ait——– markalardaki —- ibaresinin kullanılarak faaliyet gösterildiği ve satış yapıldığı, bu eylemin TTK m.55/1-a,1 ve 5 bentlerinde yazılı haksız rekabet eylemini oluşturduğu, davalının haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz eyleminin davacının maddi ve manevi zararına yol açabileceği belirtilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden deliller toplandıktan sonra Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi —- marka sahibi ——— bulunduğu, davalının “—– ibaresiyle —- işlettiği göz önünde bulundurulduğunda, davalının bu kullanımlarının, davacının —– markasının tescilli olduğu —- arasındaki sıkı benzerlik nedeniyle, ortalama tüketicinin, davacının markası ile davalının markasal olarak kullandığı işaret arasında karışıklık yaşamasının kaçınılmaz olduğu, somut olayda, SMK m.29 ve SMK m.7/1-b uyarınca marka hakkına tecavüzün tüm şartlarının gerçekleştiği, TTK m.55 hükmünde, başkasının iş ürünleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler alınmasının haksız rekabet teşkil eden eylemlerden sayıldığı, o halde davalının, davacının iş ürünü niteliğindeki markasıyla karışıklığa yol açan marka kullanımı gerçekleştirmesinin aynı zamanda TTK m.55 uyarınca haksız rekabete sebebiyet verdiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce maddi tazminat hesabı için davalının —- tarihinden dava tarihi —- döneme ait ticari defter ve belgelerin Mahkemeye sunulması veya yerinde inceleme talebinde bulunması konusunda davalıya kesin süre verilerek, elde ettiği gelire göre maddi tazminat hesabı yaptırılması için—- yazılmış, davalının yalnızca bilançolarını ve bir kısım —– nedeniyle usul ekonomisi açısından bilirkişi incelemesinin Mahkememizce yapılmasına karar verilmiş, davalı tarafından dosyaya sunulan bilançolar, mali tablolar ve tüm dosya kapsamına göre davalının bu tarihler aralığında elde ettiği gelire göre maddi tazminat hesabı yapılabilmesi için —– bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi —- tarafın —– kişi tacir olduğu, davacı taraf maddi tazminatın SMK ‘ nun 151. maddesinin hangi seçeneğine göre hesaplanmasını istediklerini belirtmemiş olsa da, dosya kapsamından ve sunduğu —- sözleşmesinden 151/2-c maddesine göre talebi olduğu kanaati getirilse de, seçenekli hesaplama yoluna gidilerek 151/2-b maddesine göre de tespit yapıldığı, nihai takdir ve hukuki değerlendirmenin Mahkemeye ——– vergisi beyanna— eklerinin mali tablolarından bilançoları ve gelir tablolarını sunduğu, ticari defterlerini ise sunmadığı, davalının—– ciro gerçekleştirmesine rağmen (-) 19.739,85 TL. ticari faaliyetinde zarar ettiği, yine —- gerçekleştirmesine rağmen (-) 10.937,86 TL ticari faaliyetinde zarar elde ettiği, lisans bedeline göre hesaplanacak maddi tazminatın ticari faaliyet sonucuna göre değil, ciro üzerinden hesaplanması gerektiğinden buna mukabil davalı ticari defterlerini sunmadığından bir yıllık mali veriler üzerinden kıst dönem hesaplanmasına gidilerek ——— alındığında SMK md. 151/2-c’ye göre cironun %5’i üzerinden maddi tazminatın 1.788,90 TL hesaplandığı, SMK md 151/2-b ‘ ye göre seçenekli hesaplama yapılmak istendiğinde davalı—– kalınan kazancın hesaplanamadığı bu sebeple TBK’ nun 50. ve 51.maddeleri uyarınca hakkaniyete uygun bir maddi tazminat belirlenip belirlenmeyeceğinin nihai takdirinin Mahkemeye ait olduğu, davacı tarafın açık bir talebi olmasa da, sunmuş olduğu— giriş bedeli olarak —- davalının mali verileri incelendiğinde —bu tutarın altında kaldığı, bu hususta nihai takdirin ve hukuki değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde, SMK’nun 7/2-b maddesi uyarınca tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin marka sahibinin izni olmaksızın kullanılması, marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; marka tescil kayıtları, davalının iş yerinde yapılan delil tespiti, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; davacının lisans sözleşmesi ile hak sahibi olduğu dava dışı ——- yer alan —– hizmetleri” için tescilli oldukları, davalıya ait —– gösteren —– kelimesinin daha—— yazılması nedeniyle—- ibaresinin dikkate çektiği, iş yerinin —- gösterdiği, davacının hak sahibi olduğu markalarda yer alan —– ibaresinin aynısının ön plana çıkartılarak işletme adında kullanılması nedeniyle,—– ortalama tüketici nezdinde markaların karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, en azından davalıya ait işletme ile davacı şirket arasında——- ibaresi her ne kadar bir yer adıysa da,—- —— — niteliğinde — unsurlu markaların belli bir bilinirlik kazandıkları, çok sayıda —–yapılarak —- açıldığı, davalının eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğu, davacının dava dilekçesinde davalının elde etmesi mümkün görülen menfaat karşılığının tazminat olarak ödenmesini talep ettiği, tazminat hesabının yapılabilmesi için incelenmesi gereken davacıya ait ticari defter ve belgelerin tam olarak sunulmaması nedeniyle davalının elde ettiği geliri kesin olarak hesaplamanın mümkün olmadığı, sunulan vergi beyannameleri ve mali tablolara göre davalının zarar ettiği tespit edilmişse de, davacının marka haklarına tecavüz etmesi ve haksız rekabette bulunmasından dolayı uygun bir tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, TBK’nun 50 ve 51. maddeleri uyarınca tazminat miktarının Mahkememizce değerlendirilmesi gerekmiş, davalının ve davacının ticari hacimleri, davacıya ait markanın tescilli olduğu süre,—– davalının markayı kullanma süresi ve kusur derecesine göre davacının talep ettiği 3.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu, her ne kadar davalının —– kapatılması da talep edilmişse de, davalının —— hesabı veya ——– kullandığının tespit edilemediği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davalının ——- kullanmasının davacının hak sahibi olduğu ” —-esas unsurlu markalardan kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPTİNE,
Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden bu eylemlerinin durulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
Davalının davacıya ait markalar ile ——— ———– içerisinde bulunan diğer unsurlar, davalının —– benzeri ticari dokümanında, ——- ÖNLENMESİNE,
Bu malzemelere el konulmasına ve toplanmasına, Karar kesinleştiğinde üzerlerinden davacının markası ile iltibasa sebep olacak unsurların silinmesine, kaldırılmasına,
3.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın 01/02/2017 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde hükmün masrafı davalıya ait olmak üzere ——– ilanına,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 546,49 TL harçtan peşin alınan 392,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 153,70 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi davası üzerinden ——- 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden —-gereğince takdir olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı — Tarifesi gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 392,79 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 428,69 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 3.323,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%68) 2.260,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%32) 1.063,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.