Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/276 Esas
KARAR NO : 2022/95
DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/06/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının——– markasının —. sınıfta —- tescilli olduğunu, —- numaralı “——- markasının—– sınıfta tescilli olduğunu, davacının markalarının ve ticaret unvanının esas unsurunun “—” ibaresi olduğunu, davalının “—-ibaresini markasal olarak —– şeklinde kullandığını, —– alan—-“—” ibaresinin—- kullanıldığını,—- tespiti yapıldığını, davalının —-markası tescilliyse de, davalının markasını tescilli olduğu şekilde kullanmayıp “—” ibaresini tek başına kullandığını, davacı şirketin kurucusu—- ilk olarak —-” gerçek kişi işletmesi olarak faaliyete başladığını, daha sonra bu işletmeyi şirkete dönüştürdüğünü, davalı şirketin ise — yılında kurulduğunu, ticaret unvanında “—” ibaresini kullandığını, bu ibarede üstün ve öncelikli hakkın davacıya ait olduğunu, davalının——- unvanından bu ibarenin terkin edilmesi gerektiğini, davalının eylemlerinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek, davalının davacıya ait —- ve ——- numaralı “–” marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat talebinin kabulü ile haksız fiilin tespit edildiği tarih olan 13/10/2016 tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesine, 20.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulü ile haksız fiilin tespit edildiği tarih olan 13/10/2016 tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesine, tecavüz oluşturan ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan —- konu — üretimini engellemeyecek şekilde el konulmasına, tecavüzün devamını önlemek için tedbirler alınmasına, özellikle masrafları tecavüz edene ait olmak üzere el konulan ürünler ile —- değiştirilmesine, üzerlerindeki markaların silinmesine veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhasına, davalının ticaret unvanından “—ibaresinin terkinine, davalıya ait — numaralı “—–” markasının hükümsüzlüğüne, yahut “—-” ibaresinin terkinine, masrafları davalıya ait olmak üzere kesinleşmiş—— vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının dava dilekçesinde iki markası olduğunu beyan ettiğini, bunların —– tescil numaralı “—– tescil numaralı “——- markaları olduğunu, davacıya ait —– tescil numaralı—-” markasının başvuru tarihinin —–, tescil tarihinin ise 03/08/2016 olduğunu, koruma süresinin devam ettiğini, davacı şirketin ticari faaliyet alanında yer almayan pek çok mal ve hizmet için tescil edildiğini,—- tescil numaralı “—– —- markasının başvuru tarihinin —- olduğunu ve koruma süresinin devam ettiğini, —– hizmetler için tescil edildiğini, ancak bu markanın tescilli olduğu şekilde kullanılmadığını, kullanımlarında —- yer verilmediğini, müvekkiline ait “———— markasının ise başvuru tarihinin 15/11/2014, tescil tarihinin 26/05/2016 olduğunu, markaların tescil edildikleri şekilde kullanılmasının esas olduğunu, “—” ibaresinin —– — adı olduğunu, davacının ————— markasına benzetmeye çalıştığını, oysa bu markanın yürüyen merdiven ve asansör ürünleri için kullanım hakkının —– müvekkilinin de bu markaların —– sahip olduğunu, markalar arasında görsel açıdan farklılıklar bulunduğunu, ortada markaya tecavüz ve haksız rekabet mevcutsa, tecavüz ve haksız rekabete uğrayanın müvekkili olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli —–numaralı “—- markasının davacı adına tescilli markalar ve ticaret unvanıyla iltibas yaratacak derecede benzer olduğu iddiasıyla marka hükümsüzlüğü, davalının markasını tescilli olduğu şekilden daha farklı olarak “—-” ibaresini ön plana çıkartacak şekilde kullanması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davası ile davalının — “——–” ibaresinin terkini davasıdır.
Dosyaya—- kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ———– tarihinden itibaren koruma sağlayacak şekilde — tarihinde davalı adına tescil edildiği, tescil kapsamında “—-olduğu, dava dışı—– itibaren koruma sağlayacak şekilde 23/12/2014 tarihinde tescil edildiği, tescil kapsamında “—— emtiasının mevcut—- — davacı adına tescil edildiği,
—- numaralı “—- ——– olmak üzere —- tarihinden itibaren koruma sağlayacak şekilde 03/08/2016 tarihinde davacı adına tescil edildiği tespit edilmiştir.
—- getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı şirketin —-, davalı —- olduğu anlaşılmıştır.
Dosyamız içerisine celbedilen —- dosyasının celbedilerek yapılan incelemesinde; tespit isteyen———–, karşı taraf—-. aleyhine ikame edilen tespit davası olduğu, dosyada alınan 13/10/2016 tarihli bilirkişi raporunun sonuç— tespit isteyen şirket adına tescilli olan “—” markalarının yasal süre içinde tescil ve yenilemelerinin yapılmış olduğu ve bu belgelerin tamamının 556 sayılı KHK’nun 41. maddesi kapsamında geçerli oldukları, yasal korumanın devam etmekte olduğu,—– numara ile aleyhine tespit istenen şirket —- olan —- markasına ilişkin birinci 10 yıllık korumanın devam etmekte olduğunu, markanın 556 sayılı KHK kapsamında geçerli olduğunu, ancak aleyhine tespit istenen şirketin, marka tescil belgesinde yer alan ve— nezdinde —şeklinde——— — biçimde kullanılmayıp “—” ibaresinin hakim unsur olarak öne çıkarılarak, diğer ibarelerin —- doğuracak—- —- istenen şirketin bu kullanımın ve kullanım şeklinin tespit isteyen şirketin ——— içerikli —- tescil no’lu marka haklarını ihlal ederek tecavüz oluşturacağı ve haksız rekabet teşkil edeceği kanaatine varıldığına dair görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce tarafların delilleri toplandıktan sonra dosya üzerinde ve SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca davalının davaya konu marka kullanımları nedeniyle elde ettiği gelirin tespiti için davalıya ait ticari kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı ——, makine mühendisi —- ——- tarafından hazırlanan 16/04/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile; —– kayıtlarının incelenmesinde; davacı şirketin —- 26/12/1997 tarihinde —-. unvanı ile davalı tarafın ise —— ilinde 27/05/2013 tarihinde ——– unvanı ile kurulduğu, davacı tarafın kurucu ortağının davacı dilekçelerinde ismi geçen ve davacının geçmişe yönelik sunduğu faturalardan birinin üzerinde unvanı bulunan ayrıca —- tescil numaralı “ —– —–” markasında ismi bulunan —- olduğu , hali hazırda şirket ortağı gözükmediği, davalı tarafın kurucu ortağının —- olduğu, fakat 25/09/2020 tarihinde hisselerinin tamamını ve şirket yönetimini —- devrettiği, —- davalı vekilince dosyaya sunmuş olduğu —- —- markasının lisans vereni olarak geçtiği, davacı tarafın sunmuş olduğu bir takım satış faturası fotokopilerinin incelenmesi neticesinde marka sınıfına uygun , ——— tarafından—- davacı firma tarafından düzenlenen unvanının da tam olarak kullanıldığı ———tarihli satış faturalarının görüldüğü, bu faturaların üzerinde “————” markasının bulunduğu, ilgili şeklin —-marka tescil numarasıyla davacı şirket adına tescilli olduğu, davalı tarafça dosyaya—- yazılı bir takım evrak —– sunulduğu fakat bu evrakların tercümesinin dosyaya sunulmadığı, ayrıca dava dışı —- düzenleme tarihli noterden onaysız —-, sözleşme içeriğinin —- kullanılmak üzere —– ——– markasının kullanım hakkı olduğu, davalı tararafın yerinde inceleme talebi olmadığı gibi inceleme günü ticari defter ve belgelerini mahkemeye sunmadığı, SMK’nun 151/2-b maddesine göre maddi tazminat hesaplamasının ancak davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzeriden yapılabileceğinden gerek dosya kapsamında gerekli delillerin olmaması, gerekse ticari defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasından dolayı maddi tazminatın hesaplanamadığı, bu sebeple nihai takdir Mahkemede olmak üzere TBK ‘ nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca hakkaniyete uygun bir maddi tazminat belirlenebileceği, davalının ——- olarak (— esas unsuru öne çıkarılarak, unvandan ayrı marka gibi kullanılarak) değil,————- şeklinde kullanmasının —- terkini gerektirmediği, —-gerektiği, davacı adına ——- numaralı “——-tarihinde başvuru yapıldığı, —–tarihlerinde yenileme yapıldığı, marka haklarının davacı taraf —-” adına kayıtlı olduğu, davacı adına tescilli dava konusu olan—– başvuru—- başvuru yapıldığı, —– tarihinde tescillendiği,—– tescil sürecinin devam ettiği, marka haklarının davacı taraf “——–” adına kayıtlı olduğu, davalı adına tescilli dava konusu olan —– başvuru numaralı “———- başvuru yapıldığı, 26/05/2016 tarihinde tescillendiği, — tescil sürecinin devam ettiği, marka haklarının davalı taraf “——– kayıtlı olduğu, davacı tarafın ilk kullanım hakkına sahip olduğu ve markayı kullanarak — sağladığı, davalının dava konusu “——– —” ibareli marka tescilleri olmadığı, davalı markasının tescil edildiği —” şeklinde değil “—-” olarak kullanıldığı, davacı adına tescilli “—– markaları karşılaştırıldığında, davacının markalarında “—-” ibaresinin esas unsur niteliğinde, “—ibaresinin ise yapılan işin emtia ismi ve yan unsuru olduğu, davalı markasında tescilin bir bütün olarak ——” ibaresi şeklinde tescil edildiği, tescil edildiğinden farklı olacak şekilde “——- olarak kullanıldığı, davalı tarafından marka kullanımının —- alanında davacı markasına iltibas ve karışıklığa sebep olacağı yönünde görüş bildirmişlerdir.
Davalı vekiline— belgelerin onaylı—- dosyaya sunması için sonuçları da hatırlatılarak kesin süre verildiği halde, bu belgelerin tercümelerini dosyaya sunmadığından,—- delil olarak itibar edilmemiştir..
Davalı şirketin dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreye ait gelir vergisi beyannameleri —- istenilmiş, bu belgeler ile taraf vekillerinin rapora itirazları da değerlendirilerek, ek rapor hazırlanması——– raporu ile; davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği,
davacının talebi üzerine Sayın Mahkeme tarafından———–
Başkanlığına müzekkere yazıldığı ve cevaben davalıya —— Beyannamelerinin geldiği,
—– Beyannamelerinin ve eki Gelir Tablolarının incelenmesi neticesinde , davalı ——- kar
elde ettiği,
dava konusu markaya ait gelir ayrıştırmasının tüm ticari kayıtlar incelenemediğinden ve gelir vergisi beyannamelerinde ayrı ayrı gelir kalemleri gösterilmediğinden yapılamamasından dolayı davacının uğradığı zarar veya yoksun kalınan
Kazancın hesaplanamadığına dair görüş bildirmiştir.
Markaların hitap ettiği tüketici kitlesinin bilinçli olup olmadığı da dikkate alınarak, davalı adına tescilli ——— markasının davacı adına tescilli — numaralı “—-” markası ile davacının ticaret unvanı ile iltibasa neden olacak şekilde benzer olup olmadığı, davalının markasının kötü niyetli olarak tescil edilip edilmediği, davacının “—” ibaresi üzerinde gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, bu nedenlerle davalının markasının hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığı yönünde aynı heyetten yeniden ek rapor alınmış, tarihli ek raporu ile, ——–kayıtlarının incelenmesinde; davacı şirketin ————. unvanı ile davalı tarafın —————— unvanı ile kurulduğu, davacı tarafın kurucu ortağının davacı dilekçelerinde ismi geçen ve davacının geçmişe yönelik sunduğu faturalardan birinin üzerinde unvanı bulunan ayrıca ———————- bulunan —– olduğu,——–gözükmediği, davalı tarafın —– tarihinde hisselerinin tamamını ve şirket yönetimini —— devrettiği—— davalı vekilince dosyaya sunmuş —— lisans vereni olarak geçtiği, davacı tarafın sunmuş olduğu ——— incelenmesi neticesinde marka sınıfına uygun, “ ——— davacı firma tarafından kesilen unvanının da tam olarak ——– faturalarının görüldüğü, bu faturaların üzerinde — —– bulunduğu, ilgili şeklin—- marka tescil numarasıyla davacı şirket adına tescilli olduğu, davalı —— evrak fotokopileri sunulduğu, fakat bu evrakların tercümesinin dosyaya sunulmadığı, ayrıca dava dışı ———- tarihli —— onaysız—- sunulduğu, sözleşme içeriğinin —-kullanılmak üzere —- markasının kullanım hakkı olduğu, davalı tararafın yerinde inceleme talebi olmadığı gibi inceleme günü ticari defter ve belgelerini mahkemeye sunmadığı, —– incelenmesi neticesinde , davalı şirketin —- kar elde ettiği, dava konusu markaya ait gelir ayrıştırmasının 1. Ek rapor içinde açıklanan gerekçeler neticesinde yapılamamasından dolayı davacının uğradığı zarar veya yoksun kalınan kazancın hesaplanamadığı, davalının——- çıkarılarak, unvandan ayrı marka gibi kullanılarak) değil,—— kullanmasının sicilden terkini gerektirmediği, markasal kullanım yapılmaması gerektiği, davacı adına tescilli dava konusu olan —-” ——- başvuru yapıldığı,—-tarihlerinde yenileme yapıldığı, marka haklarının davacı taraf —- adına kayıtlı olduğu, davacı adına tescilli dava konusu olan—-ibareli marka için —- başvuru yapıldığı, 03/08/2016 tarihinde tescillendiği, on yıllık tescil sürecinin devam ettiği, marka haklarının davacı taraf “—adına kayıtlı olduğu, davalı adına tescilli dava konusu olan — başvuru numaralı —- ibareli marka için 15/11/2014 tarihinde başvuru yapıldığı,—– tarihinde tescillendiği, on yıllık tescil sürecinin devam ettiği, marka haklarının davalı taraf “—- kayıtlı olduğu, davacı tarafın ilk kullanım hakkına sahip olduğu ve markayı kullanarak bilinirlik sağladığı, davalının dava konusu —” ibareli marka tescilleri olmadığı, davalı markasının tescil edildiği — şeklinde değil “—” olarak kullanıldığı, davacı adına tescilli “—- markaları karıştırıldığında, davacı markalarında “—–” ibaresinin esas unsur niteliğinde —- ibaresinin ibaresinin yapılan işteki emtia ismi ve yan unsur olduğu, marka tescillenirken “— —-” marka adı ile tescil edildiği, davalı markasının ise bir bütün olarak “—ibaresi şeklinde tescil edildiği, tescil edildiğinden farklı olacak şekilde — olarak kullanıldığı, —- markasının tescil kaydı incelendiğinde—- kaydının olmadığı, davacı ve davalı —- makineleri,——davalı tarafından marka kullanımının —– ——sebep olacağı, davalı’ya ait “– ——-” markasının tescillendiği şekilde kullanımı halinde hükümsüzlük gerektirmediği, davalı ——- sitesindeki tescil edildiğinden farklı şekilde —-” olarak kullanımının haksız rekabet ve iltibasa sebep olacağı, davalı adına tescilli — markasının davacı adına tescilli —- markası ile tescil edildiği şekilde kullanılsaydı iltibas ve karışıklığa sebep olmayacağı, tescil edildiğinden farklı olacak şekilde “——” olarak kullanımının iltibasa sebep olacağı, davalı adına ———– iltibasa neden olacak şekilde benzer olmadığı, davalının markasının kötü niyetli olarak tescil edildiği ile ilgili bir tespit yapılamadığı, davacının “—” ibaresi üzerinde ilk kullanımdan dolayı gerçek hak sahipliğinin bulunduğu, davalı markasının tescil edildiği şekilde kullanılsaydı hükümsüzlük şartlarının oluşmayacağı, fakat tescil edildiğinden farklı şekilde kullanımın iltibas ve karışıklığa sebep olacağı yönünde görüş bildirmişlerdir.
Davacı vekili 06/12/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 908.194,33 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Her ne kadar davalının ticaret unvanından “—” ibaresinin terkinine karar verilmesi talep edilmişse de, davalı — tarihinden dava tarihi olan — tarihine kadar beş yıldan uzun bir süre geçtiği, davacının aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirketin ticaret unvanından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı, beş yıldan fazla bir süre ticaret unvanının terkini için dava açmayan veya başkaca bir yasal yola başvurmayan davacının bu kadar süreden ve davalının bu ticaret unvanı ile faaliyet alanında tanınıp yer edinmesinden sonra ticaret unvanının terkini için dava açmasının iyiniyetle bağdaşmayacağı, davalının kötüniyetli olduğunun da kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davalının ticaret unvanının terkini talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının diğer davalarının çözümlenebilmesi için öncelikle davalı adına tescilli “—- markasının hükümsüz kılınıp kılanamayacağının incelenmesi gerekir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nun 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile —– tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacının —- tescil numaralı markasının davalının markasından daha sonra tescil başvurusunun yapıldığı, davacının davalıya ait markadan önce tescil edilen “—–yer alan esas unsurun —-hizmeti tanımlayıcı kelime ve şahıs adı olması nedeniyle tali unsurlar oldukları, davalıya ait —- markası içinde “—-” ibaresinin de “—– ibaresiyle birlikte esas unsur niteliğinde olduğu, ayrıca markada yine —anlam ifade etmeyen—- ibaresinin de yer aldığı, markaların benzerliği incelenirken markaların bir bütün olarak ele alınması gerektiği, buna göre davalının markasının davacının markası ile iltibasa neden olacak derecede benzer olmadıkları, davalının markasının farklı kelimelerden oluşturulduğu, her iki tarafın markasının da uyuşmazlık konusu —– oldukları, bu nedenle hitap ettikleri tüketici kitlesinin inşaat işiyle uğraşan uzman kişiler olması nedeniyle daha bilinçli oldukları, tarafların markalarının karıştırılması ihtimalinin bulunmadığı, davalının markasının kötüniyetle tescil edildiğine dair bir delil de sunulamadığı anlaşılmakla, davalının —- tescil numaralı —– markasının hükümsüzlüğü için açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının marka hakkına tecavüz edildiği ve haksız rekabette bulunulduğuna dair de davasıyla ilgili yapılan incelemede;
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Taraflara ait marka tescil kayıtları, davalının marka kullanımına ilişkin belge ve deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile, davalının ———-tescilli olan markası “—– olmasına rağmen davalının markasını tescilli olduğu şekilde kullanmadığı, —- markasını kullandığı, bu kullanımın esas unsuru olan “—–” ibaresinin davacının “—— markalarının esas unsuru ile aynı olduğu, davalının kullanımının davacının markalarının tescilli olduğu—emtiası için kullanıldığı, bu durumun markalar arasında karışıklığa neden olacağı, markaların hitap ettikleri tüketici kitlesi daha bilinçli olsa bile davacı şirket ve davalı şirket arasında bağlantı olduğunu düşünebilecekleri, davalı şirketin tek başına “—” ibaresini kullanması için hak sahibi olduğuna dair dosyaya bir delil sunulmadığı, dava dışı —- davalı arasında imzalandığı iddia edilen 24/12/2014 düzenleme tarihli noterden onaysız —-göre davalının—— —-markasının kullanım hakkı olduğu iddia edilmişse de, noterden onaysız lisans sözleşmesinin her zaman düzenlenebileceği, ayrıca bu markanın —–” için tescilli olmadığı, bu nedenlerle davalının asansör ve —– “——–” markasını kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalı tarafça ticari kayıtlar dosyaya sunulmadığından maddi tazminatın kesin olarak tespit edilemediği, gelir vergisi beyannamesine göre tespit edilen gelirin tamamının ——– parçaları satışından kaynaklandığının kabul edilemeyeceği, bu nedenle maddi tazminatın TBK’nun 50 ve 51. maddeleri uyarınca mahkememizce takdir edilmesi gerektiği, markanın kullanıldığı süreye, kullanıldığı mal ve hizmetlerin niteliğine, davalının kusur derecesine, cirosuna göre 300.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davalının— parçaları ile ilgili ticari faaliyetlerinde iş ürünleri, iş evrakı, tanıtım malzemeleri ——– ibaresini markasal olarak kullanmasının davacıya ait—– markalardan kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE,
—-maddi tazminat ve ——- manevi tazminatın 13/10/2016 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalıya ait ve üzerinde “——– ibarelerinin yer aldığı tecavüz oluşturan ürünlerin, tanıtım malzemelerinin ve iş evrakının TOPLATILMASINA, Karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere el konulan ürünlerin üzerindeki markaların silinmesi veya silinmesi mümkün değilse İMHASINA,
Davacının fazlaya ilişkin maddi tazminatı ve üretim araçlarının toplatılması taleplerinin reddine,
Davalının ticaret unvanından “—–” ibaresinin terkini talebinin reddine,
Davalıya ait — tescil numaralı “—-” markasının hükümsüzlüğü talebinin reddine,
Karar kesinleştiğinde masrafları davalıdan alınmak üzere kabul edilen kısım ile ilgili hüküm özetinin—- harçtan peşin alınan 15.851,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.007,96 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden —- Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden —–gereğince takdir olunan 29.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden ———- takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen marka hükümsüzlüğü davası üzerinden —— takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen ticaret unvanının terkini davası üzerinden —— takdir olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen maddi tazminat davası——— vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 358,63 TL başvurma harcı ile 15.492,61 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 15.887,14 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 242,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 5.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.942,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%34) 2.020,28 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%66) 3.921,72 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.