Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/274 E. 2020/145 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/274 Esas
KARAR NO : 2020/145

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Marka(Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacılar vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkili şirket ———— ———— logolarının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli———– olduğunu, ayrıca müvekkili şirkete ait “————–” markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, davalı tarafın söz konusu markalara dair herhangi bir kullanım hakkı olmadığını, davalı tarafın herhangi bir kullanım hakkına sahip olmamasına rağmen müvekkili şirketlere ait söz konusu markaları 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca hukuka aykırı şekilde kullandığını, taraflarınca Beyoğlu —-. Noterliğinin —- tarih ve —- yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilmesine rağmen halihazırda söz konusu şirket adresinde müvekkili şirketlere ait marka ve logoların izinsiz ve haksız şekilde kullanılmaya devam ettiğini, ayrıca işbu davalarını ikame etmeden önce İstanbul Anadolu —— Sulh Hukuk Mahkemesinin —– sayılı delil tespiti dosyasında delil tespiti yaptırdıklarını belirterek, davalının ———-adresinde bulunan iş yerinin ön cephesi ve alınlığında bulunan davacı şirketin markası taklit edilmek suretiyle kullanılan “—————” ibareli her türlü reklam tabelası da dahil olmak üzere ancak, bununla sınırlı olmaksızın tecavüzün tespiti ve giderilmesi, markaların bulunduğu tabela, malzeme ve eşyaların ihtiyati tedbir kararı ile indirilmesine, karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafından karşılanmak suretiyle imhasına, davacının markalarına tecavüzün tespitine, önlenmesine, halihazırdaki tecavüz fiillerinin durdurulmasına ve kaldırılmasına, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, masrafları davalıya ait olmak üzere kesinleşmiş kararın—–edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı halde cevap dilekçesi sunmamış, daha sonra davalı vekili duruşmada, davalının markaya tecavüzünün söz konusu olmadığını, —- dava dosyasında Değişik İş numarası ile alınan raporun dikkate alınmamasını talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava; davalı tarafça kullanılan “– ———- —– ibarelerinin davacıya ait “—————-” markasına tecavüz olduğunun tespiti, önlenmesi ve giderilmesi davasıdır.
Dosyaya ——-kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —- numaralı “——————–” markasının—–
——– numaralı “—————–” markasının ——-sınıflarda ve ———numaralı ——– sınıflarda davacı … —————adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyamız içine getirtilen İstanbul Anadolu —– Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —- sayılı dosyasında bulunan —– tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; davalının iş yerinde kullandığı tabelada “————— ibaresinin kullanıldığını, ayrıca faturada da “————-” markasına yer verildiğini, bu kullanımın davacı adına tescilli markalar nedeniyle tüketicileri yanlış yönlendirebileceği ve davacının zarara uğrayabileceğine dair görüş bildirildiği, davalının kullanımına ilişkin görsellerin raporda yer aldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden taraflar delillerini sunduktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka vekili——– tarihli kök raporunda özetle;——— tarihinde gerçekleştirilen inceleme sonucunda; davalı tarafın işyerinin giriş kısmının/kapısının hemen üst tarafında yer alan —————en üstte kullandığını, bu kelimelerin hemen altında——-yer aldığını ve devamında ——- cümlesinin bulunduğunu ve tabelanın ————-bulunduğunu, davalı tarafından kullanılan————— ibaresinin yer aldığını, “——-” ibaresinin ——————- cümlesinin bulunduğunu,——- ise —— kelimelerinin kullanıldığını, davalı tarafından müştemilatın üzerinde kullanılan tabelada da benzer şekilde ———-” cümlesinin yer aldığını, davalının söz konusu bu kullanımlarının; davacı tarafa ait “—————–markaları ile iltibas tehlikesine sebebiyet vermeyeceğine, davalı tarafın Tespit Dosyası’ndan sonra tabelalarını/kullanımlarını değiştirdiğine dair görüş bildirmiştir.
Davacılar vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz etmesi ve ayrıca Mahkememizce bilirkişiye davalının iş yerinde inceleme yapma yetkisi verilmeksizin dosya üzerinde inceleme yaparak rapor hazırlaması görevi verildiği halde, bilirkişi tarafından davalıya ait iş yerinde inceleme yapılarak son kullanım durumuna göre rapor hazırladığından, daha önce tespit edilen marka kullanım durumuna göre dosya üzerinde inceleme yapması için bilirkişiden ek rapor istenilmiş, bilirkişi 31/11/2019 tarihli ek raporunda özetle; Davacı … ————————– ait koruması devam eden ———-tescil nolu muhtelif sınıflarda tescilli —- markasının mevcut olduğunun anlaşıldığını, davacı … ——- ait koruması devam eden —– nolu muhtelif sınıflarda tescilli “——–” isimli ticaret markasının mevcut olduğunun anlaşıldığını, sonuç olarak davalının tabelasında bulunan “——— kullanımı nedeniyle, davacı ….——————– tescil nolu “——–” isimli ticaret markasını ihlal ettiğine dair görüş bildirmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Olaya uygulanacak SMK’nun 7/5. maddesi uyarınca, markaya konu işaretlerin ticari ve sınai alanlarda dürüstçe kullanılması hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilmiştir. Ancak söz konusu kullanımın dürüst kullanım sayılması için, mal veya hizmetlerin cins, kalite, miktar, kullanım amacı, değer, coğrafi kaynak gibi tanımlayıcı bir unsur olarak kullanılması gerekir. Yargıtay kararlarında, belirli markalı ürünler için servis hizmeti verilmesi halinde, hizmetin veriliş amacını aşmamak ve haddinden fazla büyük kullanmamak şartıyla o markanın işyeri tabela veya camekanında kullanımı hukuka uygun dürüst kullanım olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda davalının iş yerinde otomobil ekspertiz ve tamir hizmetleri verildiği, bu hizmetler sırasında davacı … ———— şirketine ait ürünlerinde kullanıldığı, bu ürünler için de hizmet verildiği, bu nedenle davalının iş yeri tabelasında verdiği hizmete uygun olarak “——-” markasına yer verebileceği, oysa davalının iş yeri tabelasında davacı şirketlerin yetkili servisi olduğu izlenimini yaratacak şekilde “—————— ibarelerinin ——————–kullanıldığı, bu kullanımın SMK’nun 7/5. maddesinde tanımlanan dürüstçe kullanım niteliğinde olmadığı, davalı yargılama sırasında marka kullanımına son verdiğinden tecavüzün önlenmesi talebinin konusuz kaldığı, ancak davacı dava açıldığı tarihte bu davayı açmakta haklı olduğundan bu taleple ilgili yargılama giderinin de davalıya yüklenmesi gerektiği, eylemin özellikleri, davacının markalarının tanınmışlığı, davalının kusur durumu ve marka kullanım şekline göre 3.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının—————adresinde bulunan iş yerinin ön cephesinde davacı şirkete ait markaların esas unsuru olan “———” ibaresini markasal olarak kullanmak suretiyle davacının MARKA HAKLARINA TECAVÜZ ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
Tecavüzün önlenmesi ve durdurulması talepleri konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davalının “———- ibareli her türlü reklam tabelası da dahil olmak üzere markaların bulunduğu tabela, malzeme ve eşyaların TOPLATILMASINA, karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafından karşılanmak suretiyle İMHASINA,
3.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde masrafları davalıdan alınmak üzere hükmün ——— kez ilan edilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin 2.000,00 TL’lik manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Alınması gereken 204,93 TL harçtan peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,54 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı yararına “tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi davası” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan—–gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “manevi tazminatın kabul edilen kısmı” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-gereğince 3.000,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı yararına “manevi tazminatın reddedilen kısmı” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan—– gereğince 2.000,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 85,39 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 121,29 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafça İstanbul Anadolu —— Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ———sayılı dosyası için yaptığı 59,10 peşin harç, 16,50 TL başvurma harcı, 253,80 TL keşif harcı olmak üzere toplam 329,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafça İstanbul Anadolu –. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —— sayılı dosyası için yaptığı 450-TL masrafın davanın kabul ve red oranına göre, (%80) 360,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%20) 90,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yapılan 126,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 1.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.126,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%80) 900,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%20) 225,20 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.