Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/260 E. 2020/29 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/260 Esas
KARAR NO : 2020/29

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti ve Men’i ile Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün tespiti ve men’i ile maddi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin yetkilisi ————- markalarının 10 yıl süreyle marka hakkına sahip olduğunu, bu durumun — tescil edildiğini, müvekkili adına tescilli bu markaların haklarının farklı firmalarca farklı zamanlarda ihlal edildiğini, Ankara ——- sayılı dosyasında yapılan delil tespiti ile davalıların müvekkilinin marka hakkına tecavüzde bulunduklarının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, bu raporun ikmaline müteakip davalı firmalarla yapılan görüşmeler neticesinde müvekkilinin marka hakkını ihlal eden—– kaldırmalarının talep edildiğini, davalılara ihtarname gönderilerek —- reklamlarının kaldırılmasının ihtar edildiği halde kaldırmadıklarını, ortak faaliyetlerini——– ettiklerini, davalıların turizm alanında davacıya ait “—— kullanarak pazarlama yaptıklarını, gelir elde ettiklerini ve müvekkilinin potansiyel müşteri kitlesini etkilediklerini, müvekkilinin maddi zarara uğradığını belirterek, davalıların davacıya ait —————- markasının marka hakkını ihlal ettiğinin tespitine, davalıların dava konusu marka hakkı ihlalinden menine, davalı şirketlerin marka hakkı ihlalleri ile elde ettikleri haksız kazanç ve bu sebeple davacıyı uğrattıkları maddi zarara karşılık olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı —————–vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi içeriğinden anlaşılacağı üzere, müvekkiline yöneltilen marka tecavüzü ihlaline gerekçe gösterilen —————- adına tescilli olduğunu, ancak dava dilekçesinde davacının——- olarak göründüğünü, davacı taleplerinin marka ihlali tespiti, marka — sitelerine erişim engeli ve tazminat olduğu gözetildiğinde, davaya gerekçe marka üzerinde herhangi bir hak sahibi olmayan davacının bu davada taraf sıfatına haiz olamayacağını,——- yılından bu —– iyi hizmeti vermeye çalışan, sektörün kaliteli ve öncü firmalarından biri olduğunu,—- markasının müvekkilin tüketici nezdinde hem görsel, —- ayırt ediciliği yüksek bir marka olduğunu,—— müvekkil şirketin— yetkili müdürü —— adına tescilli olduğunu, Ankara —- tespitinde bilirkişi tarafından yapılan araştırmada,—– yazılmış ve reklamlı olarak ilk sırada davacı şirketin web adresinin, —- web adresinin çıktığının tespit edildiğini, bu aşamada müvekkiline ——— adresiyle alakalı herhangi bir veri bulunamadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … cevap dilekçesi vermemiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli markanın davalılar tarafından izinsiz olarak, iltibas oluşturacak şekilde kullanıldığı iddiası ile açılan markaya tecavüzün tespiti ve men’i ile maddi tazminat davasıdır.
Dosyaya —– kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde, ————————— tarihinde davacı şirket yetkilisi — adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya —- getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı …’nin —— tarihinde tescil edildiği, ortaklarının —- tarihinde tescil edildiği, şirketin ortaklarının— tarihinde tescil edildiği, ortaklarının —–olduğu tespit edilmiştir.
Dosyaya celp edilen —– Mahkemesinin —-İş sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalılar aleyhine delil tespiti talebinde bulunulduğu, Mahkemece alınan —- yapılan incelemede, arama motoruna ——- sitelerinin reklamlarının çıktığı, site sahipleri ve yöneticileri tarafından ——– bilgilerine yer verildiği, bu açıklamaların altında verilen ————— ibarelerinin kullanılmadığı, “—– alan adının gerçek sahibinin gizlendiği, “—– adına kayıtlı olduğu, “———– alan adının —— adına kayıtlı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
SMK’nun 29. maddesinde, marka sahibinin izni olmaksızın, markanın veya ayırt edilmeyecek derecede benzerinin kullanılmasının marka hakkına tecavüz olduğu belirtilmiş olup, marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin, mahkemeden, bulunabileceği talepler de SMK’nun 149. maddesinde belirtilmiştir. Somut olayda da davacı vekilince, müvekkiline ait markaya bu kapsamda tecavüz edildiği ileri sürülmüştür. Ancak madde metinlerinde de açıkça yazdığı üzere marka hakkına tecavüz ve buna dayalı tazminat taleplerinin marka sahibi tarafından yapılması gerekmektedir. Ancak dosyada bulunan —- numaralı “—- tescil belgesinin incelenmesinde, davaya konu markanın sahibinin dava dışı —–isimli kişi olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar bu kişi, davacı şirketin yetkilisi ise de, davacı şirketin ayrı tüzel kişiliğinin bulunduğu gözetildiğinde, dava konusu taleplerin davacı şirket tarafından ileri sürülebilmesi için davacının dava konusu markanın inhisari lisans sahibi olması gerekmektedir. Dosya kapsamında böyle bir iddia ve ispat olmadığı için marka sahibi olmayan davacının, markaya tecavüz ve buna bağlı olarak tazminat davalarını açması da mümkün değildir (Yargıtay —. Bu nedenle, davacının somut uyuşmazlık açısından aktif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nun 114/1-d maddesine göre “tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması” hususu dava şartı olup, yine HMK’nun 115/2 maddesinde ise “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelere göre somut olay incelendiğinde; davacı şirketin davaya konu marka üzerinde hak sahibi olduğuna dair dosyaya hiç bir delil sunulmadığından, davacının aktif husumetinin bulunmadığı, bu hususun mahkememizce resen dikkate alınması gerektiğinden, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca aktif husumet nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı ————- gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile——- ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin ve diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.