Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/246 Esas
KARAR NO: 2021/13
DAVA: Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 28/05/2018
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının ———— tescilli olduğunu, davacı adına tescilli —- emtiasını kapsayacak şekilde tescil edildiğini, dava konusunun——- açısından hükümsüzlüğünden ibaret olduğunu, müvekkili şirketin —- olarak kurulduğunu ve —– parçası olduğunu, pek çok —– faaliyetleri bulunduğunu, –bağlı birçok firmanın———olarak kullandığını, ——-tescilli olduğunu, hükümsüzlük talebine dayanak davacı markalarının—-ibareli markalar olduğunui markalar arasında —- bendi uyarınca iltibas ihtimali bulunduğunu, davalı markasının kapsamındaki—- olduğunu, davalı markasının kapsamındaki,—- emtiasının benzer olduğu, her iki markada müştereklik arz eden —- markalarda esaslı unsur olarak bulunması ile başvuruya eklenen —– ibaresinin iltibası önleyecek —-etki yaratmamasının markaları benzer kıldığını,——- ibaresinin —markalarının yeni bir versiyonu zannedilebileceğini,—- ibaresinin aynı zamanda davacının çok uzun zamandan beri tescilli —- unsuru olması itibarıyla bu ibarenin aynısını içeren —ibaresinin —- da iltibas yaratacağını, davacının ülke çapında yaptığı —- ———–emtiası açısından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —-tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davalıya ait —- markasının önceki hükümsüzlük nedenlerine ek olarak davacının markasının tanınmışlığı —— hükümsüzlüğünü talep ettiklerini, ayrıca dava dilekçesindeki sonuç talebini genişleterek davalının markasının tescili kapsamındaki —- hizmetlerin tümü;—— emtiası açısından da hükümsüzlük kararı verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı şirketin ——–olduğunu, davalı —- ile kurduklarını, yıllar içinde —- unvanlı diğer şirketlerin de eklenmesiyle bu şirketlerin—–oluşturduğunu, davalının da bu ——— kaydedildiğini, unvanın daha sonra unvan değişikliği ile —-olarak değiştiğini, davalı ——– ibaresini çekirdek unvan olarak — kullandığını,————- ibareli eski tarihli onlarca marka tescilinin mevcut olduğunu, davalının ——– geldiğini, davalının ————-olduğunu, davalının aynı zamanda —- yaptığını, davalı şirketin önceki tarihli tescilli seri markaları nedeniyle —— bulunduğunu, davacı ve davalının farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini ve tescilli olan sınıflar ve marka ibarelerinin benzer olmadığını, davacı şirketin faaliyet alanının iş makinesi üretimi ve satışı ile sınırlı olduğunu, davalı markası——- alındığında tüm kelime unsurları ve şekil unsuru da nazara alındığında davacının markalarından oldukça farklı olduğu ve karıştırılmasının mümkün olmadığını, davalı markasının ilk kelimesi ve esas unsurunun——— ifadesinin sonra gelen ve taraf markalarında ortak olan— daha çok ön plana çıktığını, davalı markasında——- olmakla dava konusu ihtilaf bakımından yan unsur olduğunu, taraf markaları karşılaştırıldığında markalar arasında bir karıştırılma ihtimali bulunmadığını, taraf markalarının bütünsel olarak değerlendirildiğinde birbirinden ayrıştığını, ————-dava konusu markanın esas unsurunun— olduğunu, davalı markasındaki —– ibaresinin ——– olduğunu, buna karşılık davacı markalarındaki gibi —- ibaresinin tek başına veya esas unsur olarak kullanılmak için ayırt ediciliğinin düşük olduğu ve zayıf markanın koruma alanının da daha dar olacağını, ——– aleyhine hükümsüzlük davası açılan tarafa davaya mesnet davacı markalarının kullanılmadığı yönünde def’ide bulunma hakkı getirildiğini, bu def’i hakkı kapsamında davacının kullanmadığı markalarını davalıya karşı ileri süremeyeceğini, davacının davaya mesnet markalarını tescilli olunan sınıflarda kullanmadığı —- ibareli markalarını ise hiç kullanmadığını, ——— yapılacak basit bir araştırma ile de anlaşılacağı üzere davacının —– üzerinde sadece ——-ibaresine yer verdiğini,——kullanmadığını, davacının—- kalmış olması vakıasının dikkate alınması gerektiğini, davalının —— ve marka olarak kullanmasından dolayı yerleşmiş, kökleşmiş ve sektöründe tanınmış firma olması itibariyle davacı ile karıştırılmasına imkan bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli ——– emtiası açısından hükümsüzlük davasıdır.
Dosyaya———getirtilmiş olup, incelendiğinde; —– davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Yine —- incelendiğinde; ————edildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca; ————- sınıfta davalı adına tescilli oldukları anlaşılmıştır.
Taraflara ait —- dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davalı şirketin— tarihinde ticaret sicil kaydının yapıldığı, davacı şirketin ——— tarihinde tecsil edildiği, her iki şirketin — başlangıçtan bu yana —— ibaresinin yer aldığı tespit edilmiştir.
Taraflar delillerini sunduktan sonra dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler—- yevmiye ve kebir defterlerinin sunulmadığını, davacının —————- ortamda sunduğunu, davacının davaya dayanak yaptığı markaların kullanımına ilişkin, dava tarihinden———– ibaresinin geçmediğini, delil olarak sunulan faturalarda satışların — sınıfa ait olduğunu, davacının— emtia ve hizmet satışının olmadığını, davacının—-sınıfa ilişkin kullanıma ilişkin kanaat oluşmadığı, taraf şirketlerin kuruluş tarihi itibariyle davacının —- unvanda daha önce kullanmaya başladığını, davacı ve davalı marka kullanımının aynı olmadığı, davalının dava konusu — başvuru numaralı—- hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin rapora itirazları ve ıslah dilekçesindeki taleplerinin de incelenmesi için ————- oluşacak bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler—– tarihli raporda; davacı——— markalarının tescil sahibi olduğu, davalı şirketin ise dava konusu —— yapılan karşılaştırmada—– özel bir tüketici kitlesine hitap ettiği, markada yer alan ——— ibaresinin özgün bir ibare olduğu, markanın bir bütün olarak ve aynı mal ve hizmet sınıfında ayırt edici olduğu, davacı adına tescilli ——- olduğu, bu bağlamda davacı ve davalı markaları arasında— anlamında emtia benzerliği bulunduğu, davacı tarafa ait ————-ibaresinin ——– olması nedeniyle iltibasa yol açacak benzerlik bulunmadığı, —- ibareli ilk tescilin davacı tarafça yapıldığı,— davacı taraf ile özdeşleşmiş bir marka olduğu, ancak ——- ifade eden —-ibaresinin ayırt ediciliğinin daha düşük olduğu ve ayırt edici bir ibareyi tamamlar şekilde markanın tescilinin engellenmemesi gerektiği, davalı markasında yer alan—— ibaresinin ayırt edici bir ibare olması nedeniyle hükümsüzlüğünün istenemeyeceği, davacının dava gerekçeleri arasında —– göstermesi nedeniyle kullanmama def’inin dikkate alınmayacağı, davacı şirketin çok uzun zamandan beri iş makinesi ürettiği, sattığı ve bayilikler verdiği, bu satış faaliyetinin doğal sonucu olarak servis hizmeti de verileceği, ——- bağlantısı ve hayatın olağan akışı dikkate alındığında şirketin özellikle ————– gibi ayırt edici bir işarete teşmil edilemeyeceği, —– benzerliğinin ayrıca markasal kullanıma konu edilmeme halleri dışında tek başına marka hükümsüzlük sebebi olamayacağı, davalı tarafın da uzun zamandan beri fiilen ticaret unvanını kullandığı, davacının ———benzerliğinden dolayı marka hükümsüzlüğü talep edemeyeceği, davacı adına tescilli ——- anlamında verilmiş bir tanınmışlık kararı bulunmadığı, dosyaya sunulan delillerden davacı tarafın —-sınıfta bilinirliğe sahip olduğu, bu sınıflar bakımından—- anlamında tanınmış bir marka sayılabileceği, bu faaliyetin doğal sonucu olarak da özellikle ——— dolaylı olarak bilinirliği olduğu, ancak bu tanınmışlığın sadece—– edilemeyeceği, dosyaya sunulan deliller ve davalı tarafın uzun zamana yayılmış marka başvuruları dikkate alındığında somut olay bakımından davalıya atfedilecek kötü niyet bulunmadığı, davacı tarafın markasının ————- kullanıldığı, inceleme tarihi itibariyle kesinleşen —– markasının huzurdaki dava konusu — markası ile aynı karakterde olmadığı, —- ibaresinin —– herkes tarafından kullanılan ibarelerden olması hasebiyle —–kelimesinin ifade ettiği ayırt ediciliği haiz olmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde; davalının markasının —- maddesi uyarınca davacıya ait marka ile karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının ——- ibaresi üzerinde öncelik hakkına sahip olduğu, —- uyarınca davacının markasının tanınmış marka olduğu, —uyarınca davalının markasının davacıya ait ticaret unvanının esas unsuru olan —– maddesi uyarınca davalının markasını kötü niyetli olarak tescil ettirdiği iddialarıyla kısmen hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
Islah dilekçesi ile hükümsüzlük konusunda iddialarını genişleterek, davacının markasının tanınmışlığı, kötü niyetli tescil nedenleriyle de hükümsüzlük talep etmişler, ayrıca hükümsüz kılınmasını talep ettikleri ——- maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntemdir. Islah iddia ile savunmanın genişletilmesi yasağının istisnalarından biri olup, ıslahla dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi mümkündür. Buna göre davacının hükümsüzlük sebeplerini ve davaya konu edilen aynı markayla ilgili hükümsüzlük talep edilen aynı sınıftaki mal ve hizmetleri genişletmesine dair ıslah talebi kanuna uygundur. Esasen dava dilekçesinin başlangıç kısmında davanın konusu açıklanırken ——— için de hükümsüzlük talep edildiği belirtilmesine rağmen, sonuç talep kısmında bu hizmetlerin yazılmadığı, bu çelişkinin ıslah dilekçesi ile giderildiği anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporları ve dosyaya sunulan delillerle, davacının iş makineleri sektöründe ticari faaliyette bulunduğu, ticaret unvanının esas unsurunun ———- ayırt edici unsurlu olduğu, markalarının iş makineleri ürünlerinin sunumunda kullanıldığı ve ayırt ediciliğinin yükselmiş bulunduğu anlaşılmıştır.
— uyarınca inceleme yapılmıştır. Markaların karıştırılma ihtimali bulunması —– maddesinde hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı —— başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. ————— marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma —— edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının en eski tarihli——- esas unsurlu başka markalarının da mevcut olduğu, yine —– adına tescil edildiği, ———- emtiasının her iki tarafın markalarında ortak mal ve hizmetler oldukları, davalının —— markasının ve davacının markalarının esas unsurunun — ibaresi olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar ——- olduğu ve davalının ———– ibaresinin markaları farklılaştırmak için yeterli olduğuna dair bilirkişi raporlarında görüş bildirilmişse de, davacının markasının kullanımla hükümsüzlük talep edilen mal ve hizmetlerle ilgili belli bir tanınmışlık düzeyine eriştiği anlaşılmaktadır. —– her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabildiğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, markada yer alan yardımcı unsurlar ile ayrım gücü az olan ifadeleri her zaman hatırında tutabileceği düşünülemez. Daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahıt hizmetin markasının,——- hatırlayabildiği kadarıyla hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın almak yahut hizmetten yararlanmak istemek tüketicinin en genel yaklaşımıdır. Davalının markasını gören veya duyan tüketiciler daha önce tanıdığı davacı markalarının bıraktığı intibaı hatırlayacak ve en önemlisi, bu hatırlama davalı adına tescil olunan davaya konu markanın daha önce tescil edilip kullanılmakta olan davacı markalarının bir başka versiyonu, serisi veya uzantısı olduğunun ya da davacının vermiş olduğu bir lisans gereği ürünler üzerinde kullanıldığının algılanmasına yol açabilecektir. Davacı ve davalı markalarının kapsamındaki ürün ve hizmetlerin aynı dağıtım kanallarına tabi oldukları, benzer ihtiyaçları gidermeleri, birbirleri yerine ikame edilebilme olanaklarının bulunması ve özellikle işletmesel bağlantılandırma ihtimalinin iltibas kavramı içerisine dahil edilmesi karşısında, aynı tür sayılmalarının zorunlu bulunduğu, ——– hizmetlerin yararlanıcısı konumundaki —– taraflara ait markaların farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu derhal ve hiç düşünmeden ilk bakışta algılamalarının mümkün olmadığı, dava konusu edilen — hizmetlerle ilgili satın alma süresi içersinde davacının ———— markasıyla sunulan ürün ve hizmetleri satın alma yönünde tercihte bulunabilecekleri, bir kısım tüketicilerin iki farklı marka karşısında bulunduğunu algılayabilse bile marka ve işaretin birbirleriyle idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğu, davacının —— unsurunun markaları farklılaştırmaya yetmediği, davalının markası için —— maddesindeki hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim taraflar arasında görülüp sonuçlandırılan —– markasının davacıya ait ——— olduğu gerekçesiyle verilen kararın onanmasına karar verilmiştir. Alınan her iki bilirkişi raporundaki diğer teknik tespitlere mahkememizce itibar edilmişse de, —– farklı olarak ayırt ediciliği bulunan bir ibare olduğuna dair bilirkişi raporlarındaki görüşlere itibar edilmemiştir. Zira —-ibaresi markanın tali unsuru olup, tüketicinin aklında kalacak olan esas unsur her iki tarafın markası için de —– bu sınıfla bağlantılı mal ve hizmetleri içerdiği bilirkişiler tarafından tespit edilen—– markaları davacı tarafın davalıdan daha önce tescil ettirdiği ve kullanmaya başladığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf, davacının — markasını tescil edildiği tarihten itibaren —- kullanmadığını belirterek, markanın kullanıldığını ispatlamalarını talep etmişse de, davacının markasının tescil tarihi olan —- sürenin henüz dolmadığı anlaşıldığından —- maddesi uyarınca davalının bu konuda talepte bulunamayacağı anlaşılmıştır.
Yine davalı tarafça davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı savunulmuşsa da, —– maddesi; ——– hükmünü haizdir. Buna göre marka hükümsüzlük davalarında sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin uygulanabilmesi için beş yıllık sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Davaya konu —— tarihine kadar geçen sürenin beş yıldan az olduğu, davacının süresinde hükümsüzlük davası açtığı anlaşıldığından sessiz kalma nedeniyle hak kaybının mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Davalının —– ibaresini içeren —— tescilli olarak kullanmakta olması nedeniyle, ——- uygulanamayacağı anlaşılmış, yine kötü niyetli marka tescilini ispat yükü davacı tarafta olmasına rağmen davacı tarafça bu konuda hiç bir delil sunulmadığından, davalının daha önce—- başka markalarının da mevcut olması, —–ibaresinin yer alması nedeniyle davaya konu markasını kötü niyetli olarak tescil ettirmediği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulüne, davalıya ait —— tescilli olduğu ———– emtiası açısından kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalıya ait ——- emtiası açısından KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
Alınması gereken — harçtan peşin alınan — harcın mahsubu ile bakiye —- harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 59,30 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 95,20 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan posta gideri ve bilirkişi ücretlerinden oluşan 7.132,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/02/2021