Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/245 E. 2021/14 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/245 Esas
KARAR NO: 2021/14
DAVA: Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 28/05/2018
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının ——–tescilli olduğunu, davacı adına tescilli — ibareli diğer markaların da —- emtiasını kapsayacak şekilde tescil edildiğini, dava konusunun —— açısından hükümsüzlüğünden ibaret olduğunu, müvekkili şirketin —-kurulduğunu ve —— olduğunu, pek çok — bulunduğunu,——— tescil numarası ile de tescilli olduğunu, hükümsüzlük talebine dayanak davacı markalarının —- olduğunu, markalar arasında —– iltibas ihtimali bulunduğunu, davalı markasının kapsamındaki —- davacı markaları kapsamındaki —– emtiasının benzer olduğu, her iki markada müştereklik arz eden —- markalarda esaslı unsur olarak bulunması ile başvuruya eklenen —-ibaresinin iltibası önleyecek kuvvette bir etki yaratmamasının markaları benzer kıldığını, —— ikinci el ilanına rastlandığını, —— kadar hala piyasada yoğun ve yaygın bir şekilde kullanıldığını, —–markalarının yeni bir versiyonu zannedilebileceğini, —— ibaresinin aynı zamanda davacının çok uzun zamandan—- unvanının—- itibarıyla bu ibarenin aynısını içeren —— yaratacağını, davacının——– emtiasında—-ettiğini gösterdiğini, bu sebeplerle davalıya ait —— markasının tescili kapsamındaki; ———– emtiası açısından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah ederek özetle; davalıya ait —– markasının önceki hükümsüzlük nedenlerine ek olarak davacının markasının tanınmışlığı ——— nedenleriyle de hükümsüzlüğünü talep ettiklerini, ayrıca dava dilekçesindeki sonuç talebini genişleterek davalının markasının tescili kapsamındaki — hizmetlerin tümü;——- emtiası açısından da hükümsüzlük kararı verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı şirketin —– — olduğunu, davalı şirket ortaklarının — —- unvanlı ilk şirketlerini ———-unvanı ile kurduklarını, yıllar içinde— diğer şirketlerin de eklenmesiyle bu şirketlerin —– oluşturduğunu, davalının da bu şirketler topluluğuna bağlı olup —- olarak kaydedildiğini,— unvan değişikliği ile ———- olarak değiştiğini, davalı şirketler grubunun ——- olarak —yıldır kullandığını, — ibareli ilk marka tescilinin de —— onlarca marka tescilinin mevcut olduğunu, davalının ———- sektöründe tanınmış ve köklü bir kuruluş haline geldiğini, davalının faaliyet alanının genel olarak, gayrimenkul ve inşaat hizmetleriyle ilgili olduğunu, davalının aynı zamanda inşaatları için inşaatta kullanılan bir kısım makinaların kiralanması ve tamir ve bakımını da yaptığını, davalı şirketin önceki tarihli tescilli seri markaları nedeniyle —–bulunduğunu, davacı ve davalının farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini ve tescilli olan sınıflar ve marka ibarelerinin benzer olmadığını, davacı şirketin faaliyet alanının iş makinesi üretimi ve satışı ile sınırlı olduğunu, davalının markasının bütüncül değerlendirme kriteri göz önüne alındığında tüm kelime unsurları ve şekil unsuru da nazara alındığında davacının markalarından oldukça farklı olduğu ve karıştırılmasının mümkün olmadığını, davalı markasının ilk kelimesi ve esas unsurunun ——–ifadesinin sonra gelen ve taraf markalarında ortak olan —– ibaresinden daha çok ön plana çıktığını, davalı markasında ———- olmakla dava konusu ihtilaf bakımından yan unsur olduğunı, taraf markaları karşılaştırıldığında markalar arasında bir karıştırılma ihtimali bulunmadığını, taraf markalarının bütünsel olarak değerlendirildiğinde——- içerdiğini, dava konusu markanın esas unsurunun ——- olduğunu, davalı markasındaki —- ibaresinin ise —- marka olmakla yan unsur olduğunu, buna karşılık davacı markalarındaki gibi —– başına veya esas unsur olarak kullanılmak için ayırt ediciliğinin düşük olduğu ve zayıf markanın koruma alanının da daha dar olacağını,——- markası aleyhine hükümsüzlük davası açılan tarafa davaya mesnet davacı markalarının kullanılmadığı yönünde def’ide bulunma hakkı getirildiğini, bu def’i hakkı kapsamında davacının kullanmadığı markalarını davalıya karşı ileri süremeyeceğini, davacının davaya mesnet markalarını tescilli olunan sınıflarda kullanmadığı — ibareli markalarını ise hiç kullanmadığını,—- arasında yapılacak basit bir araştırma ile de anlaşılacağı üzere davacının—– ————- ibaresine yer verdiğini, ——— markalarını kullanmadığını, davacının uzun süre sessiz kalmış olması vakıasının dikkate alınması gerektiğini, davalının —– ibaresini unvan ve marka olarak kullanmasından dolayı yerleşmiş, kökleşmiş ve sektöründe tanınmış firma olması itibariyle davacı ile karıştırılmasına imkan bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli ——-markasının ——- emtiası açısından hükümsüzlük davasıdır.
Dosyaya— getirtilmiş olup, incelendiğinde;——-davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Yine— kayıtları incelendiğinde; ——- ———————- emtialarında davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca———– markasının da davalı adına tescilli oldukları anlaşılmıştır.
Taraflara ait —- dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davalı şirketin —yapıldığı, davacı —— edildiği, her iki şirketin —– başlangıçtan bu yana —– yer aldığı tespit edilmiştir.
Taraflar delillerini sunduktan sonra dava konusu — gerektirdiğinden Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler —- ait yevmiye ve kebir defterlerinin sunulmadığı, davacının —– defterlerini elektronik ortamda sunduğu, davacının davaya dayanak yaptığı markaların kullanımına ilişkin, dava tarihinden geriye dönük—- ibaresinin geçmediği, delil olarak sunulan faturalarda satışların — sınıfa ait olduğu, davacının — emtia ve hizmet satışının olmadığı, davacının — ilişkin kullanıma ilişkin kanaat oluşmadığı, taraf şirketlerin kuruluş tarihi itibariyle davacının —-ibaresini unvanda daha önce kullanmaya başladığı, davacı ve davalı marka kullanımının aynı olmadığı, davalının dava konusu ——- markası için hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin rapora itirazları ve ıslah dilekçesindeki talepleri de incelenerek yeniden rapor düzenlenmesi için —- oluşacak yeni bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler — tarihli raporda; davacı şirketin ——- markalarının tescil sahibi olduğu, davalı şirketin ise dava konusu ———— karşılaştırmada markanın ——- daha—– hitap ettiği, markada yer alan ———-ibaresinin özgün bir ibare olduğu, ——olduğu, davacı adına tescilli —- ibaresinden ibaret olarak ———- olarak belirlenen— ve mekanizmaları ile ilgili olduğu, bu bağlamda davacı ve davalı markaları arasında — bulunduğu , davacı tarafa ait———– olması nedeniyle iltibasa yol açacak benzerlik bulunmadığı, —- ibareli ilk tescilin davacı tarafça yapıldığı, —-ibaresinin davacı taraf ile özdeşleşmiş bir marka olduğu ancak ——- ibaresinin ayırt ediciliğinin daha düşük olduğu ve ayırt edici bir ibareyi tamamlar şekilde markanın tescilinin engellenmemesi gerektiği, davalı markasında yer alan —- ibaresinin ayırt edici bir ibare olması nedeniyle hükümsüzlüğünün istenemeyeceği, davacının dava gerekçeleri arasında —- nedeniyle kullanmama def’inin dikkate alınmayacağı, davacı Şirketin çok uzun zamandan beri—- ürettiği, sattığı ve bayilikler verdiği, bu satış faaliyetinin doğal sonucu olarak ——— bağlantısı ve hayatın olağan akışı dikkate alındığında şirketin özellikle ——— hizmetleri bakımından eskiye dayalı kullanımının var olduğu, ancak bu kullanımın sadece——gibi ayırt edici bir işarete teşmil edilemeyeceği, —benzerliğinin ayrıca markasal kullanıma konu edilmeme halleri dışında tek başına marka hükümsüzlük sebebi olamayacağı, davalı tarafın da uzun zamandan beri fiilen — kullandığı, davacının —- unvanı benzerliğinden dolayı marka hükümsüzlüğü talep edemeyeceği, davacı adına tescilli —- markası lehinde—- anlamında verilmiş bir —–kararı bulunmadığı, dosyaya sunulan delillerden davacı tarafın — markasının tescil sınıfı olan — bilinirliğe sahip olduğu, bu sınıflar bakımından —- tanınmış bir marka sayılabileceği, bu faaliyetin —— —- bakımından dolaylı olarak bilinirliği olduğu, ancak bu tanınmışlığın sadece ——— ayırt edici bir işarete teşmil edilemeyeceği, dosyaya sunulan deliller ve davalı tarafın uzun zamana yayılmış marka başvuruları dikkate alındığında, somut olay bakımından davalıya atfedilecek kötü niyet bulunmadığı, davacı tarafın markasının ———— unvan, davalı tarafça ise kendi —— kullanıldığı, inceleme tarihi itibariyle kesinleşen —- markasının huzurdaki dava konusu — ile aynı karakterde olmadığı, —- ibaresinin ticaret hayatında herkes tarafından kullanılan ibarelerden olması hasebiyle —— ifade ettiği ayırt ediciliği haiz olmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde; davalının markasının — uyarınca davacıya ait marka ile karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının — ibaresi üzerinde öncelik hakkına sahip olduğu, — maddesi uyarınca davacının markasının tanınmış marka olduğu, —maddesi uyarınca davalının markasının davacıya ait ticaret unvanının esas unsuru olan — ibaresini içerdiği ve— uyarınca davalının markasını kötü niyetli olarak tescil ettirdiği iddialarıyla hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
Islah dilekçesi ile hükümsüzlük konusunda iddialarını genişleterek, davacının markasının tanınmışlığı, kötü niyetli tescil nedenleriyle de hükümsüzlük talep etmişler, ayrıca hükümsüz kılınmasını talep ettikleri — dahil edilmiştir.—— devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntemdir. Islah iddia ile savunmanın genişletilmesi yasağının istisnalarından biri olup, ıslahla dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi mümkündür. Buna göre davacının hükümsüzlük sebeplerini ve davaya konu edilen aynı markayla ilgili hükümsüzlük talep edilen aynı sınıftaki mal ve hizmetleri genişletmesine dair ıslah talebi kanuna uygundur. Esasen dava dilekçesinin başlangıç kısmında davanın konusu açıklanırken ——- için de hükümsüzlük talep edildiği belirtilmesine rağmen, sonuç talep kısmında bu hizmetlerin yazılmadığı, bu çelişkinin ıslah dilekçesi ile giderildiği anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporları ve dosyaya sunulan delillerle, davacının———— ticari faaliyette bulunduğu, ticaret unvanının esas unsurunun — iberesi olduğu; markasının —-esas ve ayırt edici unsurlu olduğu, markalarının iş makineleri ürünlerinin sunumunda kullanıldığı ve ayırt ediciliğinin yükselmiş bulunduğu anlaşılmıştır.
Öncelikle — uyarınca inceleme yapılmıştır. Markaların karıştırılma ihtimali bulunması—- hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı—— tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış ——– tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Karıştırılma —– marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak —— somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının en eski tarihli —— markasının —-sınıflarda tescilli olduğu, ayrıca aynı sınıfta — esas unsurlu başka markalarının da mevcut olduğu, yine —-sınıflarda davacı adına tescil edildiği,———emtiasının her iki tarafın markalarında ortak mal ve hizmetler oldukları, davalının ————-markasının ve davacının markalarının esas unsurunun —- ibaresi olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar —- zayıf marka olduğu ve davalının markasında yer alan —— ibaresinin markaları farklılaştırmak için yeterli olduğuna dair bilirkişi raporlarında görüş bildirilmişse de, davacının markasının kullanımla hükümsüzlük talep edilen mal ve hizmetlerle ilgili belli bir tanınmışlık düzeyine eriştiği anlaşılmaktadır.—– her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabildiğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, markada yer alan yardımcı unsurlar ile ayrım gücü az olan ifadeleri her zaman hatırında tutabileceği düşünülemez. Daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahıt hizmetin markasının, —— hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın almak yahut hizmetten yararlanmak istemek tüketicinin en genel yaklaşımıdır. Davalının markasını gören veya duyan tüketiciler daha önce tanıdığı davacı markalarının bıraktığı intibaı hatırlayacak ve en önemlisi, bu hatırlama davalı adına tescil olunan davaya konu markanın daha önce tescil edilip kullanılmakta olan davacı markalarının bir başka versiyonu, serisi veya uzantısı olduğunun ya da davacının vermiş olduğu bir lisans gereği ürünler üzerinde kullanıldığının algılanmasına yol açabilecektir. Davacı ve davalı markalarının kapsamındaki ürün ve hizmetlerin aynı dağıtım kanallarına tabi oldukları, benzer ihtiyaçları gidermeleri, birbirleri yerine ikame edilebilme olanaklarının bulunması ve özellikle işletmesel bağlantılandırma ihtimalinin iltibas kavramı içerisine dahil edilmesi karşısında, aynı tür sayılmalarının zorunlu bulunduğu, —- hizmetlerin yararlanıcısı konumundaki ortalama tüketici kitlesinin taraflara ait markaların farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu derhal ve hiç düşünmeden ilk bakışta algılamalarının mümkün olmadığı, dava konusu edilen — hizmetlerle ilgili satın alma süresi içersinde davacının — markalarıyla sunulan — ürün ve hizmetlerden satın almak veya yararlanmak isterken davalının—– markasıyla sunulan ürün ve hizmetleri satın alma yönünde tercihte bulunabilecekleri, bir kısım tüketicilerin iki farklı marka karşısında bulunduğunu algılayabilse—— olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğu, davacının markasındaki şekil ve renk unsurunun markaları farklılaştırmaya yetmediği, davalının markası için —- maddesindeki hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim taraflar arasında görülüp sonuçlandırılan —– markasının davacıya ait —– olduğu gerekçesiyle verilen kararın onanmasına karar verilmiştir. Alınan her iki bilirkişi raporundaki diğer teknik tespitlere mahkememizce itibar edilmişse de,—–ibaresinden farklı olarak ayırt ediciliği bulunan bir ibare olduğuna —- görüşlere itibar edilmemiştir. Zira —- ibaresi markanın tali unsuru olup, tüketicinin aklında kalacak olan esas unsur her iki tarafın markası için de —–sınıfta ve bu sınıfla bağlantılı mal ve hizmetleri içerdiği bilirkişiler tarafından tespit edilen —– unsurlu markaları davacı tarafın davalıdan daha önce tescil ettirdiği ve kullandığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf, davacının —- markasını tescil edildiği tarihten itibaren —– yıldan bu yana kullanmadığını belirterek, markanın kullanıldığını ispatlamalarını talep etmişse de, davacının markasının tescil tarihi olan — tarihinden dava tarihi olan — sürenin henüz dolmadığı anlaşıldığından —–uyarınca davalının bu konuda talepte bulunamayacağı anlaşılmıştır.
Yine davalı tarafça davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı savunulmuşsa da,—- maddesi; “Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez” hükmünü haizdir. Buna göre marka hükümsüzlük davalarında sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin uygulanabilmesi için —- geçmiş olması gerekmektedir. Davaya konu ——— markasının —– tescil tarihinden dava tarihine kadar geçen sürenin beş yıldan az olduğu, davacının süresinde hükümsüzlük davası açtığı anlaşıldığından sessiz kalma nedeniyle hak kaybının mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Davalının — ibaresini içeren ——ı tescilli olarak kullanmakta olması nedeniyle, ——uygulanamayacağı anlaşılmış, yine kötü niyetli marka tescilini ispat yükü davacı tarafta olmasına rağmen davacı tarafça bu konuda hiç bir delil sunulmadığından, davalının daha önce —- esas unsurlu başka markalarının da mevcut olması, —- —–ibaresinin yer alması nedeniyle davaya konu olan markasını kötü niyetle tescil ettirmediği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulüne, davalıya ait ———- tescilli olduğu —— emtiası açısından kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalıya ait — markasının—– emtiası açısından KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 85,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,60 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 59,30 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 95,20 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan posta ve bilirkişi ücretlerinden oluşan 7.124,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/02/2021