Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/232 E. 2021/137 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/232 Esas
KARAR NO: 2021/137
DAVA: Endüstriyel Tasarıma Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 29/05/2018
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin—- tarafından haksız olarak üretildiğini, —– yapılmak suretiyle müvekkilinin tasarım haklarının ihlal edildiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davaya konu ürünler üzerinde davalı şirketin —– davalı ——- olması nedeniyle haksız fiilden sorumluluğu bulunduğunu, davalıların müvekkilinin tasarımlarını taklit ettiklerinin tespitine yönelik olarak —dosyaları ile delil tespiti yapıldığını, bu sebeplerle davanın—– ihbar edilmesine, davalıların tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine, belirsiz alacak davası olarak şimdilik — maddi tazminatın ve — manevi tazminatın delil tespitinin yapıldığı —- tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın masrafı davalılara ait olmak üzere kamuya duyurulması için ülke çapındaki gazetelerden birer tanesinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili —— tacir olmadığını ve ticari faaliyette bulunmadığını, dolayısıyla kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının dava konusu tescilsiz tasarımları —- ilk kez kendisi tarafından sunulduğuna ilişkin iddiası yönünden —— hesaplarının nazara alınarak ilk sunum tarihlerinin belirlenmesi ya da dava konusu hususlar yönünde değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığını, dava konusu tescilsiz tasarımların— adına tescilli olmadığını, söz konusu markanın dava dışı —– tescil edildiğini, davacıya ait olmayan bir markadaki ürünlere yönelik olarak davacının hak iddia edemeyeceğini, — —– hesabının da kime ait olduğunun dosya kapsamından anlaşılamadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı iddiasına göre —- kamuya sunulan tasarım için koruma süresinin dava tarihi itibariyle dolduğunu, müvekkili şirkete ait ürünler ile davaya konu ürünler arasında benzerlik bulunmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait olduğu ve ilk defa davacı tarafça kamuya sunulduğu iddia edilen—– tasarımların davalılar tarafından taklit edilmek suretiyle üretilip satışa sunulması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Davacının talebi doğrultusunda dava—– ihbar edilmiş, davayla ilgili beyanda bulunmamışlardır.
Her ne kadar davalı—- ortağı olması nedeniyle kendisine husumet yöneltilemeyeceğine dair itirazda bulunmuşsa da, davalı şirket ortağı ve temsilcisi gerçek kişinin de şirketin iş ve eylemlerini gerçekleştiren kişi konumunda bulunması sebebiyle haksız fiil niteliğindeki eylemlerden sorumluluğunun bulunduğu anlaşıldığından, husumet itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosyaya—– edildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan devir sözleşmesine göre davacının bu markayı—- dava dışı bu şirkete devrettiğ anlaşılmıştır.
—– adına yapılan başvuru sonrası tahsis edildiği, —- tarihine kadar kayıtlı olduğu belirtilmiştir.
Dosyaya—- tarihinde tescil edildiği, davalı —- ortağı olduğu, ancak—- tarihinde ortaklıktan ayrıldığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafından davalı —- tarihinde delil tespiti talebinde bulunulduğu, dosya kapsamında bilirkişi tarafından düzenlenen ———– yoluyla satış amaçlı olduğu, dolayısıyla ürünlerin ticaretinin yapıldığı belirtilmiştir.
Davacı tarafından davalı—- raporda; — adresinde yapılan incelemede dava konusu ürünlere ve benzerlerine rastlanmadığı, incelenen—- bakımından detaylı olarak karşılaştırılması üzerine görsel olarak benzer özellikte olduğu ve birbirinden farklı ayırt edici özellikler taşımadığı, ürünü ilk olarak yayınlanma tarihine göre —tasarladığı belirtilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden davacı tarafça dosyaya sunulan orijinal ürün ile davalı tarafa ait olduğu iddia edilen ürün ve dosya üzerinde Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ——— olup olmadığı hususunda tespit gerçekleştirilemediği, ——– dolayı benzer olduğu, ——– yüzeyde olmaması——- olduğu, sadece ——– oluşturma tekniğinin benzer olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin rapora itirazları da incelenmek suretiyle mahkeme kasasında olup bilirkişilerce incelenen ürünlerle ilgili ayrıntılı görüş bildirilmesi, ayrıca davaya konu ürün tasarımlarının benzer olarak algılanabilecekleri derecede benzerlik taşıyıp taşımadığı konusunda dosyada mevcut delil tespiti raporları da değerlendirilerek bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, aynı bilirkişi heyeti —– havale tarihli ek raporda; davacı taraf vekili, dava konusu —- olmasına rağmen tek bir ürün üzerinden inceleme yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu itiraz dilekçelerinde belirtmekle birlikte ikinci bahsedilen ürünün mahkemede mevcut olmadığı, bilirkişiye teslim edilen tek ürün ve taklit ürün olarak teslim alındığı, bilirkişilerin dosyada mevcut olan tüm ürün, bilgi ve belgeleri tek tek inceleyerek inceleme yaptıkları, dosyada mevcut olmayan ürün üzerinde inceleme yapılamayacağı, davalı ve davacı tarafın——— dolayı benzer olduğu, —– farklılığı olsa bile —- ilk etapta izlenim olarak benzerlik, iltibas yarattığı yönünde görüş bildirmiştir.
SMK’nun 55. maddesinde tasarım—– kamuya sunulmuş olması halinde ise tescilsiz tasarım olarak korunacağı düzenlenmiştir. Yine SMK’nun 56. maddesinde, tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı, 58. maddesinde ise tasarım sahibinin, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabileceği düzenlenmiştir. SMK’nun 81. maddesinde de tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için önerilerde bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak tasarım hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, —-alınan bilirkii raporuna göre davaya konu uzun hırka tasarımının ilk kez—— tarihinde yayınlandığı, davanın ise ——- tarihinde açıldığı, dava konusu uzun hırka tasarımının kamuya sunulduğu tarihten delil tespiti talep tarihi ile dava tarihine kadar üç yıldan fazla bir sürenin geçmiş olduğu, ancak——– yayınlandığı tarihten dava tarihine kadar üç yıllık süre geçmediğinden —– uyarınca tescilsiz tasarım olarak korunabileceği, ancak davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği her iki tasarımın da ilk kez yayınlandığı —- ait olduğu, üzerlerindeki—– markasının da bu şirket adına tescilli olduğu, davacının tasarımın kendisine ait olduğuna dair dosyaya bir delil sunmadığı, dava konusu tasarımların ilk kez kamuya sunuldukları tarihte—–ortağı olmasının kendisine tasarım üzerinde hak sağlamayacağı, şirketin ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğu, bu nedenle davacının tasarım hakkı sahibinin açabileceği tasarım hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve maddi ve manevi tazminat davalarını açma ehliyetine sahip olmadığı, dava ehliyetinin—-dava şartlarından olduğu ve yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiği anlaşılmakla, davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 870,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 811,66 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalılar vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından iş bu dosyada yapılan yargılama giderleri ile ——–dosyalarında yapılan tespit giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan 14,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2021