Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/230 E. 2020/224 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/230 Esas
KARAR NO: 2020/224
DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Alan Adının İptali, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/05/2018
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkil şirketin —– yılında —– üzere kurulmuş olup, hem müşteri memnuniyetine hem de hizmet çeşitliliği ve kalitesine yapılan uzun yıllar süren yatırımlar sonucu bünyesinde ——- şirketlerini içerdiği,— pazardaki en büyük turizm şirketlerinden biri haline geldiğini, ———- acentesi ile misafirlerine —- dört bir yanında en kaliteli hizmeti, sürekli sunmayı hedefleyen ülkemizin turizm sektöründe faaliyet gösteren en önemli firmalarından biri olduğunu, müvekkili olduğu şirketin sahibi olduğu ———-sloganıyla —- yılında hizmet vermeye başladığını, hem—— yollarının uçak seferlerini tek bir ekranda inceleme imkânı ile kurulduğu günden bugüne ucuz uçak bileti arayışına en kolay ve en hızlı çözümü sunma iddiası ile sektöründe faaliyetlerine devam ettiğini, verilen faaliyetler kapsamında —— şirketlerine ait her şey dahil gidiş-dönüş uçak bileti paketleri, promosyonlu biletler ve kampanyaların müvekkil şirkete ait ——– platformunun kullanıcılara sunduğu olanaklar arasında yer aldığını, söz konusu hizmetlerin, yolculuk bilgileri ile kalkış ve varış noktaları hakkında ayrıntılı bilgi sağlayan özgün içeriği ve modern tasarıma sahip —–ve — yönelik —- uygulamasını müşterilerinin kullanımına sunduğunu, ayrıca verilen hizmetlerin tanıtımı ve pazarlanması maksadıyla da her yıl ciddi miktarlarda reklam ve tanıtım bütçesi ayırdığını,———– organları aracılığıyla önemli tanıtım-pazarlama faaliyetinde bulunduğunu, internet üzerinden faaliyetlerini müşterilerine sunan —— için başta —– uygulaması yoluyla ciddi miktarlarda internet reklam harcamasında da bulunduğunu, müvekkilinin büyük maliyetli reklam yatırımlarının ile çeşitli havayolu hizmetlerinin satış ve pazarlanması bakımından kamuoyunda çok iyi bilinen bir marka teşekkül ettirmiş olup adeta bu markasıyla yurt içinde pazar lideri konumuna geldiğini, hâlihazırda müvekkil şirket sırasıyla ——— markasının sahibi olduğunu, müvekkili şirketçe yürütülen havayolu hizmetlerinin pazarlanmasına yönelik faaliyetlerle birebir aynı faaliyetleri gösterir ve müvekkil şirkete ait ——— kopyalayarak alan adının başındaki ——– adlı sitenin faaliyet göstermekte olduğunun görüldüğünü, bu sitenin —kurucusu olduğu ——– ait olduğunun öğrenildiğini, müvekkili olduğu şirketin yetkililerince ——- adlı —– belirtilen tek iletişim bilgisi olan —- numaralı telefon numarasına yapılan aramalarda müvekkili şirketin yetkilisine — karşılaması ile cevap verildiğini, bunun üzerine ———– adlı internet sitesi üzerinde yapılan incelemelerde bu sitenin havayolu firmalarına ait hizmetlerin —– pazarlanması faaliyetini icra ettiği ve hatta müvekkili şirkete ait ——- sitenin ana sayfasında yer alan içerisinde sırtı dönük bir şahısla dağ ve nehir manzarası bulunan bir resmin aynı şekilde———— davalı —— adlı site ile bağlantılı —- incelenmesinden bu sitenin —– adına kayıtlı olduğunu, —- alındıktan sonra —– —- kapsayan —- başvuru numarası ile —-marka başvurusu yapıldığını, başvurunun — tarafından benzerlik dolayısıyla reddedilmiş olduğunu, belirtilen sebeplerle davalı— diğer davalı —-arasında güçlü organik bağ bulunması ve esasen dava konusu——– içeriğindeki hizmetlerin birlikte yürütülüp finanse ediliyor olması dolayısıyla müvekkili şirkete ait —– marka haklarına tecavüz oluşturur nitelikteki fiillerin her iki davalı tarafından da işlendiğini, davalı tarafın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m. 29/1-a kapsamında marka sahibi müvekkil şirketin sahibinin izni olmaksızın m. 7 hükmünde düzenlenen haksız kullanım halleri dolayısıyla marka hakkı tecavüzünde bulunduğunu, müvekkili şirkete ait ——– ibareli tescilli markalardan doğan marka hakları davalının ——-ibareli işaret ile vermeye başladıkları turizm ve havacılık sektörüne yönelik verdikleri hizmetler, ——- sitesinde yaptığı reklam-tanıtım faaliyetlerine konu fiilleri dolayısıyla 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m. 29/1-a hükmünde yapılan atıf uyarınca m. 7/2-b kapsamında tecavüze uğradığını, davalıların kendilerine ait———-internet sitesinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m. 29/1-b kapsamında marka sahibi müvekkil şirketin sahibinin izni olmaksızın markanın ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanarak taklit etmek ve gene m. 29/1-c kapsamında taklit marka kullandıklarının bilincinde olmalarına rağmen taklit marka ile faaliyette bulunmak suretiyle dolayısıyla marka tecavüzünde bulunduğunu, davalıların, kendilerine ait ——– internet sitesinde müvekkil şirkete ait markalara ayniyet derecesinde benzer tescilsiz işaretleri kullanmak ve bu kullanımları ile müvekkil şirketle benzer tüketici kitlesine yönelik havayolu seyahat hizmetleri pazarlamak suretiyle tüketiciler nezdinde karıştırılmaya yol açacak tedbirler almış olmak ve aynı zamanda müvekkil şirketin hem turizm sektöründeki tanınmışlığından, hem de tanınmış marka vasfını haiz—— markasının itibarından haksız bir şekilde yararlanmak suretiyle haksız rekabet fiilinde de bulunduğunu belirterek, bu sebeplerle —– ibareli işaretin davalılarca sair mal ve ambalaj üzerinde konularak kullanılmasının yasaklanmasına,—– ibareli işaretle davalıların hizmet sunmasının yasaklanmasına, —- ibareli işareti davalıların iş evrakında ve reklamlarında kullanmasının yasaklanmasına, —- ibareli işaretin internet ortamında davalılarca kullanılmasının yasaklanmasına ve özellikle ———— kapatılmasına, davalının marka haklarına tecavüz fiillerinin durdurulmasına, SMK’nun 149. maddesi uyarınca — manevi tazminat ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla belirsiz alacak niteliğinde şimdilik —-maddi tazminata hükmedilmesine, marka tecavüzünün önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ile uyuşmazlık konusu tescilsiz işaretin davalılarca kullanılan ürün, araç, işyeri ve sair yerlerden silinmesine, kararın tamamının —-çapında yayın yapan tirajı —— birinde yayınlanmasına, SMK’nun 151/2-c maddesi ve TTK’nun 56 vd. maddeleri uyarınca belisrzi alacak davası olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak suretiyle şimdilik —— yoksun kalınan kazanç tazminatına hükmedilmesine, davacının tanınmış markasının davalı tarafça pazarlanan hizmetlere katkısı dolayısıyla maddi tazminata SMK’nun 151/3. maddesi uyarınca makul bir pay eklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla;—– ibaresi marka olarak tescil edilemeyeceği gibi, davacının tescilli markası olmadığını, davacının aksi yöndeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, asılsız iddianın hukuk çerçevesinde değerlendirilmeden benimsenmesinin son derece hatalı olduğunu, mahkemece dikkate alınan bilirkişi raporunun da aynı nedenle fahiş hata içermekte olup, rapora itiraz ettiklerini, öncelikle davacının —- yılındaki tescili, metin tescili değil sadece ve sadece şekil tescili olduğunu, söz konusu tescilin, ——- olarak geçtiğini, her nasılsa bilirkişi raporunda bu ibareye bir —– yılında hem metin, hem de şekil tescili yapılmış izlenimi doğduğunu, oysa tescil edilen yalnızca üzerinde —- olduğunu, metin tescili ile şekil tescilinin farklı olgular olduğunu, kaldı ki—–ibaresinin gerek şekil gerekse metin olarak tescili Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku çerçevesinde olanaksız olduğunu, davacının dava dilekçesinde —–ibaresinin kendi markası olduğunu iddia ederek müvekkilin kullanımının tedbiren durdurulmasını istediğini, bilirkişi raporunda, müvekkil — internet sitesinde ———- benzeri ibareler kullanılmasının tecavüz emaresi olarak görüldüğünü, bu ibarelerin sektörün anonim hale gelmiş genel kullanım ibareleri olduğunu, zira———–denilerek satıldığını, aksi yöndeki görüşün hiçbir hukuki temeli olmadığı gibi burada yaptığımız açıklamanın bilirkişilerce neden ifade edilmediğini anlamakta da güçlük çektiklerini, anlamakta güçlük çektikleri bir başka hususun da —– markasının ets çatı markası altında——— şeklindeki tespit olduğunu, alıntılanan değerlendirme ile birlikte, hukuken bunun mümkün olup olmadığı ve hakkın hukuki varlığı hiç tartışılmadan, sırf tescil edilen şeklin içinde geçmesine bakılarak —- ibaresinin davacıya özgü olduğuna kanaat getirildiğini, bu durumun tam bir hukuki facia ve fahiş bir hata olduğunu, —— ibarelerinin birbirinden ayrı iki ibare olduğunu, davacının—- ibaresinin tescilli markası olmadığını ve olamayacağını kendisinin de çok iyi bildiğini, zira davacının —- ibareleri için ayrı ayrı marka tescili başvurusunda bulunduğunu ve her iki başvurunun da —- tarafından reddedildiğini, sadece —— dahi marka olarak tescil edilemez olduğunu ve nedeninin ayırt edicilik unsurundan yoksun olduğunu, aynı nedenle müvekkilin tamamen meşru şekilde edindiği —- adını kullanmasında hukuka hiçbir aykırılık bulunmadığını, davacının yine —- ibaresinin kendi markası olamayacağının bilinciyle dava dilekçesinde bir asılsız iddiada daha bulunduğunu ve—- kavramını gündeme getirdiğini,— ibaresi, davacının iddia ettiği gibi kamuoyunda—– ile özdeş olmadığını ve bu nedenle ——-iddiasının da asılsız olduğunu, davacının —- ibaresi üzerinde hak iddia edemeyecek olması bir yana, davacının — yılındaki şekil tesciline dayanarak tecavüz iddiasında bulunamayacağını, davacının—- tescil ettirdiği ve—- yılında da koruma tarihini uzattığı şeklin, bugün kullandığı şekil olmadığını, davacının hali hazırda kullandığı şeklin tescilsiz bir şekil olduğunu, davacının bugün kullandığı şekil için tescil başvurusunu ——– daha yeni yaptığını ve başvurunun halen değerlendirme aşamasında olduğunu, davacının iddiası ——– ibareli şeklin kullanımından kaynaklı olduğuna göre sadece şeklin kullanılmasının durdurulması yönünde bir tedbir kararı yeterli olacakken tümden siteye erişim engeli getirilmesinin ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunu, müvekkilinin ——- tamamen meşru biçimde edindiğini ve bu alan adını uçak bileti satışında kullanmasını yasaklayan hiçbir yasa, hiçbir karar, hiçbir belge olmadığını, bu itibarla siteye erişimin engellenmesine yönelik verilen tedbir kararının hukuki ve somut dayanaktan yoksun olduğunu, öte yandan müvekkilinin, haksız tedbir nedeniyle davacının yatırdığı teminatla da karşılanamayacak değerde kazanç kaybına uğradığını, müvekkilinin uğradığı zararı tazmin haklarını da saklı tutmaları gerektiğini belirterek, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalının internet sitesinin alan adında ve içeriğinde kullandığı —- ibaresinin davacı adına tescilli —– markasına ve davacıya ait ———- ve site içeriklerine tecavüz edildiği iddiası ile açılan tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Dosyaya —-getirtilmiş olup, incelendiğinde; Davacıya ait markaların;
— tescil numaralı —– tescilli. —- dahil olmak üzere, —- tescil tarihli,
—umaralı —- markası —snıflarda tescilli.— başvuru, —- tescil tarihli,
— numaralı —– snıflarda tescilli. —–başvuru, —- tescil tarihli,
—numaralı —-markası — snıflarda tescilli. — dahil olmak üzere, – başvuru,– tescil tarihli,
—– numaralı — markası — snıflarda tescilli.—- başvuru, — tescil tarihli,
–numaralı — markası — snıflarda tescilli. — başvuru, – tescil tarihli,
— numaralı — markası — snıflarda tescilli. —başvuru, —- tescil tarihli,
–numaralı —markası —snıflarda tescilli. –başvuru, — tescil tarihli oldukları,
Davalı—- markaların ise;
—– markası —snıflarda tescilli.— dahil olmak üzere.— tescil tarihli olduğu,—- sayılı kararı ile hükümsüzlüğüne karar verildiği,
—- markası —-snıflarda tescilli. — başvuru,— tescil tarihli olduğu, —–sayılı kararı ile bu marka hakkında açılan hükümsüzlük davasının reddedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ihtiyati tedbirin değerlendirilmesi yönünde bilirkişiler —– alınan bilirkişi raporunda; davacı adına —- sayılı ————-sınıflarda tescilli olduğunun beyan edildiği, —– tarihinde oluşturulduğu, davacı adına tahsis edilen — alan adının —- tarihinde tahsis edildiği, davalı marka kullanımı ve davacı markaları karşılaştırıldığında — ibaresinin birleşik olarak kullanıldığı, iki markada da birleşik yazılmasına rağmen —- ibaresinin farklı renkte —- ibaresinin farklı renkte kullanıldığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce —- adına yönlendirme yapan tüm internet sitelerinin tespit edilmesi yönünde bilişim uzmanı bilirkişi —-tarihli ek raporda teknik olarak davalı—— adını aldığında, aynı adresin türevleri—– adreslere de sahip olmakta ve bu türevleri de—– kullanabilmekte olduğu, ——yazdığı için yalnızca—– kapattığı, ancak aynı alan adının türevlerini karar yazısında görmediği için erişime kapatmadığı, —- incelemede; davalıya ait erişimi yasaklanan şekli ile ———yayına erişilemediği, muhtemelen erişimin engellendiği görülmüşse de; davalıya ait alan adı türevleri——- yapılan incelemede——adı türevinin her ikisinin de yayında olduğu, erişiminin devam ettiğinin görüldüğü, davalı internet sitesinin erişimin tam olarak kapatılması için alan adı—– de ——- bildirilmesinin gerektiği belirtilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı — turizm uzmanı —- ve muhasip —- oluşan bilirkişi heyeti —— tarihli raporda; davacı tarafın marka tescilleri ve kapsadığı emtialar incelendiğinde özellikle –.sınıf kapsamında kalan ve davaya konu ———- hizmetlerinde tek başına —- olmadığı ve bu ibarelerin—-sınıf kapsamında kalan ve davaya konu——– hizmetlerinde tanımlayıcı olduğu, bu nedenle tüketiciler tarafından karışıklığa yol açmayacağı, davalının marka kullanımının iltibas oluşturmadığı, davacıya ait bir adet tanınmış marka müracaatının bulunduğu, bu markanın da —- olduğu, başvurunun dava tarihinden sonra —- tarihinde yapıldığı, ——– tanımlayıcı bir ibarenin tanınmış marka olarak değerlendirilemeyeceği, davacının lisans bedeline göre talep edebileceği tazminat miktarının —– olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
Rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine Mahkememizce yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, marka uzmanı —, bilişim uzmanı — turizm —–yönetimi uzmanı —- oluşan bilirkişi heyeti — havale tarihli raporda; —— firması adına tescil edildiği, sitenin — tarihinde oluşturulduğu ve —– tarihinde site yayınının sona ereceği bilgisinin ———— bir —–olduğu, ————– isminin yer aldığı, sitenin———tarihinde site yayınının sona ereceği bilgisinin yer aldığı, ————- sayılı kararı ile erişiminin engellenmiş olduğu, ——— sitenin idari, sitenin——— firması adına tescil edildiği, site iletişim bilgilerinde —- nolu numaranın paylaşıldığı, sitenin —— oluşturulduğu ve —-tarihinde site yayınının sona ereceği bilgisinin ————- biletle ilgili işlemlerin gerçekleştirilmesi için——– nolu cep telefonu numarasının paylaşıldığı, davacı şirket adına—- tescil numaralı ——-tescil numaralı — numaralı —– tescil numaralı ———- tescil numaralı —- tescil numaralı —- tescil numaralı ———ibaresini tek başına tescil ettirmek için muhtelif başvurular yaptığı, bu başvurularının hiçbirinin tescile bağlanmadığı, — tarafından verilen kararlarda —-markasının ayırt edici bir ibare olarak görülmediği, markaların 556 sayılı KHK 7/a-c ve SMK 5/a-b-c bentleri gereği reddedildiği, davalı tarafın — tescil numaralı —– markalarını — Sınıflarda tescil ettirdiği, davalı tarafın — ibaresini tek başına tescil ettirmek için yaptığı başvurularının tescile bağlanmadığı, —-tarafından verilen kararlarda —– markasının ayırt edici bir ibare olarak görülmediği, her iki tarafın da —-ibaresini tek başına tescil ettirememiş olmakla beraber, tescilli markalarının bir parçası olarak kullandıkları, her iki tarafın da markalarını tescil ettirdikleri şekilde kullanmadıkları, davacı tarafın — yılından bu yana kesintisiz ve sürekli olarak —- kullandığı ve pek çok kez tek başına —ibaresini tescil ettirmeye çalıştığı, davalı tarafın —— ettirdiği, yine aynı yıl —– markasının tescili için başvurduğu, davacı tarafın ———- ibaresini ihdas eden taraf olmakla kalmayıp bu ibare üzerinde kesintisiz ve sürekli kullanım sahibi olduğu; davalı tarafın, davacı markasında yer alan—— ibaresini birebir iktibas ederek kullanıma ve tescile konu ettiği, davacı tarafın ——- ibaresini SMK 5/2 anlamında uzun sureli ve yoğun kullanım neticesinde ayırt edici hale getirdiği, —–tarafından ilan edilen çok kapsamlı tanınmışlık kriterlerini karşılayacak sayıda delilin bu dosyada yer almadığı, ancak dosyaya sunulan delillerden davacı adına tescilli ——— ibareli markaların belli bir bilinirlik düzeyine sahip olduğu, özellikle SMK 6/5 ‘teki şartların oluştuğu, —- ibaresinin SMK 5/2 deki şartları karşıladığı da göz önüne alındığında davacı markalarının SMK 6/5 anlamında tanınmış marka olduğu, davalı tarafın ———– ibaresini kullanmasının ———anlamında haksız rekabet teşkil edebileceği, zira davalı tarafın davacı şirketle özdeşleşmiş bir ibareyi kullanması ve tescil ettirmiş olmasının haklı bir gerekçesi olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili —– havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu taleplerini arttırarak, —maddi tazminat,——yoksun kalınan kazanç tazminatı ve —— manevi tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı 6769 sayılı SMK’nun 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Yine ———— marka tescilinde mutlak ret nedenlerinin düzenlendiği 5/1-c maddesinde ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç,değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyecekleri belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde, davalı tarafça alan adında ve alan adı içeriğinde kullanılan — ibaresi daha önceden davacı adına tescil edilen —–tescil numaralı —- markası ile daha sonraki tarihlerde tescil edilen markalarında yer alan —-ibaresi ile birebir aynıdır. Davacının markalarının tescilli oldukları seyahat hizmetleri kapsamında bilet satışıyla, seyahat hizmetleriyle ilgili faaliyet gösteren davalı ——— ibaresini kendisine ait internet sitesinin alan adında ve içeriğinde aynı hizmetlerde kullandığı alınan bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Ancak davacıya ait markalar yalnızca —– ibaresinden oluşmamakta, yanında——ibaresinin de yer aldığı görülmektedir. Davacının ve davalı —– markasını tescil ettirme talepleri —– tarafından bu ibarenin SMK’nun 5/1-c maddesinde belirtilen tanımlayıcı işaret olması nedeniyle reddedilmiştir. ——-ibaresinin kullanım hakkının bir kişinin tekeline verilmesi halinde ticari hayatta sıkça kullanılan bu ibarenin başkaları tarafından kullanılamaması sonucunu doğuracağından, bu nedenlerle davalı——– ibaresini kullanması davacının marka haklarına tecavüz niteliğinde olmayıp, ——– ibaresinin tek başına tescilli olmaması nedeniyle tanınmış marka da olmadığı, davacının bu ibare üzerinde kullanımdan kaynaklanan hak elde ettiğinin ve ayırt edicilik kazandığının da söylenemeyeceği, zira bilet satışları için tanımlayıcı bir ibare olduğu, davalı ——–davaya konu olan ——— bağlantısının tespit edilemediği, bu şirkete ait olan —————— davacının markaları ile karışıklığa yol açacak başkaca bir ibarenin kullanıldığına dair bir delil bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar hakkında davacının marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve marka hakkına tecavüz nedeniyle Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 149. maddesi uyarınca talep edilen manevi tazminat ile SMK’nun 151/2-c ve 151/3. maddeleri uyarınca talep edilen maddi tazminat davalarının reddine karar vermek gerekmiştir. Yine davalı ————- adının sahibi olmadığından, bu alan adının kullanımı nedeniyle bu davalı hakkında açılan haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davalarının husumet nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Davacıya ait ——– tarihinde alındığı tespit edilmekle, davalı———- alan adlarındaki ayırt edilemeyecek benzerlik nedeniyle haksız rekabet niteliğinde olduğu, davalının davacıya ait alan adından haberdar olmadığının düşünülemeyeceği, zira aynı alanda ticari faaliyette bulundukları, davalının davacıya ait alan adından haksız olarak yararlanmaya çalıştığı anlaşılmakla, bu nedenle davalının haksız rekabetinin tespitine ve önlenmesine, alan adının iptaline karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davalılar hakkında açılan davacının marka haklarına tecavüz ettiklerinin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davalarının REDDİNE,
Davalı —— hakkında alan adı kullanımı ile ilgili açılan haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davalarının HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
Davalı—— hakkında açılan alan adı kullanımı ile ilgili haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasının KABULÜNE,
Davalı—- karışıklığa neden olacak derecede benzer olan —– adını kullanmasının haksız rekabet olduğunun tespitine,
Haksız rekabetin önlenmesine,
Davalıya ait ——–
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 4.075,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.021,03 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline davalı —- hakkında açılan alan adı kullanımı ile ilgili haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı —– tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline davalı — hakkında açılan alan adının iptali davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı—- tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalılar vekiline reddedilen marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davalılar vekiline reddedilen maddi tazminat (ve yoksun kalınan kazanç) davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 20.012,68 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davalılar vekiline reddedilen manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davalı —— vekiline usulden reddedilen —— kullanımı ile ilgili açılan haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ——– ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve iadesine karar verilen miktar dışında kalan 54,40 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 90,30 TL harç giderinin davalı —– tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 238,50 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 8.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.738,50 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%40) 3.495,40 TL’nin davalı —- tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%60) 5.243,10 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı — tarafından yapılan 126,50 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%60) 75,90 TL’nin davacıdan tahsili ile davalı —– ödenmesine, bakiye (%40) 50,60 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2020