Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/221 E. 2020/248 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/221 Esas
KARAR NO: 2020/248
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının —- yılından bu yana—- ibaresini ticaret unvanı olarak kullandığını, ayrıca —– numaralı markasının tanınmış marka statüsünde olduğunu, ———-numaralı markalarının tescilli olduğunu, ——– markasının —- sınıfta tescilli oluğunu, ayrıca davacının —– adını kullandığını, davalının ise nakliyat sektöründe faaliyette bulunduğunu ve ——— markasını —- sınıfta tescil ettirdiğini, ———— kullanmaya başladığını, sitenin kayıtlı sahibinin davalı ——- göründüğü için ona da husumet yönelttiklerini, davalının markasının davacının tanınmış markası ile karıştırılmaya neden olacak derecede benzer olduğunu, davacının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını belirterek, davalıya ait ——-markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,——- erişimin engellenerek davalı tarafından kullanılmasının önlenmesine, ————yazılı tabela, vergi levhası, broşür, katalog, el ilanları, reklam panoları, bez afişler, kartvizit vs. sair her türlü tanıtım ve ticari evrakın toplatılarak imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar süresinde cevap dilekçesi sunmamışlar, davalı ——– tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında özetle; davayı kabul etmediğini, kendisinin — yıldan beri evden eve nakliyat hizmeti verdiğini, bu nedenle markasını —–sınıfta tescil ettirdiğini, davacının markalarının ise farklı sınıflarda tescilli olduğunu, faaliyet alanlarının çakışmadığını, bu konunun bilirkişi raporunda da belirtildiğini, davacı tarafın perakende ——- satışını yaptığını, kendisinin ise evden eve nakliyat işi yaptığını, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını, ayrıca —– kendilerine ait olduğunu, ancak ——sitelerinde de davacı tarafın markalarının tescilli olduğu yada faaliyet gösterdiği sınıflardaki mal ve hizmetlerle ilgili hiç bir tanıtım ve satışın yapılmadığını, —–adının tahsisli olduğu —- şirketlerinin —– sitesi ile ilgilenen kişi olduğunu, sitenin kendisine ait olduğunu, kendisinin faaliyetlerini —- devam ettirdiğini, şirketin —– olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı — ait —- markasının hükümsüzlüğü, davalı—— engellenmesi, davalı—- marka ve —- kullanımlarının davacıya ait markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ve önlenmesi davasıdır.
Dosyaya —-getirtilmiş olup, incelendiğinde; — tescil numaralı, — tarihinde sicile kayıt edilen—-markasının ——- için davalı —- kayıtlı olduğu, davacıya ait — tescil numaralı ——- markasının —-sınıflarda, —tescil numaralı, —- markasının———-sicile kayıt tarihli,——- tescil numaralı,———— sınıflarda tescil edildiği görülmüştür.
Davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için dosya üzerinde Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka vekili bilirkişi —– Bilgisayar Mühendisi bilirkişi —- hazırlamış oldukları —- tarihli raporda özetle; dava dilekçesinde davalıya ait olduğu bildirilen—– adresinin incelendiğini, belirtilen adresin erişime açık olmadığının anlaşıldığını, söz konusu—– adresinde yapılan incelemede davalının————şeklinde marka ve logosunu kullandığının görüldüğünü, —–sitesindeki içeriklerden davalının ——– alanlarında iştigal ettiğinin anlaşıldığını, davalıya ait olduğu bildirilen—– bahsi geçen ———–tarihinde oluşturulmuş olduğunu, sahibinin — kayıtlı olduğunu, davacıya ait olduğu bildirilen—- bahsi geçen —-oluşturulmuş olduğunu, sahibinin —– olarak kayıtlı olduğunu,—-başvuru numaralı —- markanın tanınmış marka başvurusunun kabul edildiğini, davalıya ait —– tarihinde başvuruda bulunulduğunu,—– tarihinde yayınlandığını, hiçbir itiraz gelmediğini, ——-tarihinde tescillendiği, haklarının davalı taraflardan —- ait olduğunu, davalıya ait —– ibareli markanın kullanım alanının davacı markasının tanınmış marka olarak tüketici nezdinde tanındığı sektörden farklılık gösterdiğini, davacıya ait markaların nakliyat sektöründe hizmet veya tanınmışlığını destekleyen delile rastlanmadığını, davalı ve davacı tarafından —– olarak tescil edilen markaların görsel ve işitsel açıdan bakıldığında taraflara ait markaların benzer olmadığını, davalı markasının davacı markası ile —— ibaresi öne çıkarılarak ayrı şekilde kullanılmadığından dolayı görsel açıdan benzer olmadığını, aynı sektörde olmadıklarından dolayı tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açar nitelikte olmadığını, marka hükümsüzlük hallerinin dava dosyasında bulunan delillere istinaden şartlarının oluşmadığını beyan etmişlerdir.
Deliller toplandıktan sonra, dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilgisayar Mühendisi —– Marka-Patent vekili bilirkişi — Sektör bilirkişisi —— hazırlamış oldukları —- tarihli heyet raporunda özetle; davalı—– olduğu anlaşılan ———- tarih aralığında çeşitli zamanlarda ziyaret gerçekleştirildiğinde, —üzerinden görseller kullanılarak ———-hizmetlerine konu tanıtımlarının yapıldığını, anılan site içeriğindeki ———- markasının kullanımların———– unsurlu markalarına iltibas yaratacak benzerlikte bulunmaması ve sektörel açıdan tüketici kitlesinin farklı olması sebebi ile, 6769 sayılı SMK’nun 7.maddesi kapsamında ihlal yaratmayacağını,———- müzekkere cevabı ile de tespit edildiği üzere, davacının ———– ibareli markasının tanınmış marka olarak korunmakta olduğunu, dava konusu somut olay bakımından taraf markalarının hizmet sınıfı olarak ortak olduğunu, yani davacı yan adına —- bakımından tescilli olan tek markanın —– ibareli markası olduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen davalı — numaralı———–markası ile görsel, işitsel, anlamsal benzerliğin bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını, 6769 sayılı SMK’nun 6/1. maddesi anlamında hükümsüzlük koşullarının somut uyuşmazlık bakımından mevcut olmadığını, davacı adına tescilli ——- esas unsurlu diğer seri markalarının ise —-kapsamında tescilli olmadığını, tescil kapsamlarında —— yer alan hizmetler ile bağlantılı-tamamlayıcı kabul edilecek bir emtia grubunun bulunmaması, mal ve hizmetler bakımından benzerlik koşulunun oluşmadığını, markaların bütün olarak bıraktığı intiba, farklı müşteri kitlelerine hitap etmesi dikkate alındığında markalar arasında herhangi bir şekilde bağlantı kurulması tehlikesinin bulunmadığını, ortalama tüketici kitlesinin markaları karıştırmayacaklarını, bu nedenle 6769 sayılı SMK 6/1. maddesi anlamında hükümsüzlük koşullarının somut uyuşmazlık bakımından mevcut olmadığını, mevcut——- markasının tanınmışlığının yöneldiği sektörün, hükümsüzlüğü talep edilen ————sınıfta taşıma hizmetleri bakımından tescilli olması karşısında, sınıfların arasında ortalama tüketici nezdinde, taraf markaları arasında bir bağlantı kurulmasının,—— söz konusu olmasının mümkün olmadığını, 6769 sayılı SMK 6/4 ve 6/5 maddesi anlamında hükümsüzlük koşullarının somut uyuşmazlık bakımından mevcut olmadığını beyan etmişlerdir.
Bu rapora davacı tarafça itiraz edilmesi üzerine, itirazların değerlendirilmesi için bir kez de marka vekili bilirkişi—– sektör bilirkişisi —ve marka vekili bilirkişi —–oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları——— tescil nolu markaların muhtelif sınıflarda davacı adına tescil edilmiş olduğunu, davacının ——– yılından itibaren —– nezdinde tanınmış marka statüsünde olduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen —– markasının —- tescil edilmiş olduğunu, taraf markalarının esas unsuru olan —– ibarelerinin benzer olduğunu, taraf markaları farklı sınıflarda tescil edilmiş olmakla —– numaralı —–markasının SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca hükümsüzlüğü şartlarının oluşmadığını, davacının ——– markasının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle davalı markasının tüketici nezdinde davacı markası ile bağlantılı olduğu intiba yaratacağını, davalı lehine haksız bir yarar sağlanabileceğinden —— dayalı hükümsüzlük şartlarının olduğunu, ——— sitesinin davalı —– tahsis edilmiş olduğunu, Mahkemece davalının —- markasının davacının tanınmış—– markası ile benzer olduğunu, —- tescil nolu markanın hükümsüzlüğü şartlarının olduğu kanaati oluşacak olursa, davalı —tahsis edildiği, davalı—- kullanıldığı kabul edilen ————- içeriğinin erişime kapatılması şartlarının mevcut olduğunu beyan etmişlerdir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı veya benzer olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Markaların karıştırılma ihtimali bulunması aynı zamanda 6769 sayılı SMK’nun 25. maddesinde hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı 6769 sayılı SMK’nun 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalıya ait markanın esas unsurunun ve ———alan adında kullanılan ibarenin —- olduğu, davacının tescilli markalarının esas unsurunun ise —– olduğu tespit edilmiştir. Her iki ibare karşılaştırıldığında; davacı markasının esas unsurunun emir kipi şeklinde, ev tefriş etmek, ev donatmak anlamlarına gelebilecek ——ibaresi olduğu, söz konusu ibarenin aynı alanda faaliyet gösterebilecek tüm firmalar tarafından kullanılabilecek olmasına karşın davacı tarafından tescil ettirilerek yoğun şekilde kullanıldığı, daha sonra davacı şirketin —- ibaresinin yanına çeşitli kelime ve şekiller koymak suretiyle seri markalar meydana getirmiş olduğu, buna karşılık davalı markasının ise,—– ibaresini esas unsur olarak aldığı, bunun yanında hizmet verdiği alanı belirtmeye yarayan—- ibaresi ve şekil de eklendiği, davalı markasının davalıya ait —- adının oluşturulduğu —- tarihinde kullanılmaya başlandığı, davacı markasının esaslı unsuru olan—-kelime aynı sıra ile davalı markasının esaslı unsurunun ilk —- oluşturduğu, davalı markasında ayrıca kelimenin sonuna ——- suretiyle değiştirilmiş olduğu, markaların bütün itibariyle bıraktıkları görsel etki dikkate alındığında aralarında yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde benzerlik bulunmadığı, markaların okunuşları bakımından da orta seviyedeki tüketicinin karıştırmasına yol açabilecek derecede benzerlik bulunduğundan söz edilemeyeceği, sadece davalı markasının ————-şeklinde telaffuz edilmesi söz konusunda olduğunda bir benzerlikten söz edilebilirse de, bu benzerliğin iltibasa yol açabilecek derecede olmadığı, ayrıca tarafların markalarının farklı sınıflarda tescilli oldukları, davacının çok sayıda markası ile oldukça geniş bir mal ve hizmet alanında tescil yaptırdığı, davalı markasının ise sadece — sınıfta yer alan ——- için tescil edilmiş olduğu, davacı markalarına bakıldığında sadece —- numaralı —– ibareli markanın—– için tescil ettirildiği, ancak bu markanın davalıya ait marka ile bir benzerliğinin bulunmadığı, dolayısıyla taraf markalarının kapsadıkları mal ve hizmetlerin de farklı olduğu, SMK’nun 6/1. maddesinde tanımlanan benzerliğin söz konusu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yine SMK’nun 6/5. maddesinde de; tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, —– ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yarar sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal ve hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedileceği belirtilmiş, tanınmışlık bir hükümsüzlük sebebi olarak düzenlenmiştir.
Davacının tanınmışlık iddiası ile ilgili olarak bu yasal düzenleme uyarınca yapılan incelemede ise; dava dosyasında yer alan ve—- tarafından verilen kararda, davacının —– ibareli markasının halk nezdinde bilinirlik düzeyi yüksek olduğundan tanınmış marka statüsünde olduğunun kabul edildiği, yine alınan bilirkişi raporları ile özellikle —sınıf kapsamına kalan ————- için davacı markalarının tanınmış marka olduğu, ancak davacı markaları tanınmış olsa dahi davalı markası ile aralarındaki benzerliğin iltibasa yol açabilecek düzeyde olmadığı,her ne kadar alınan ilk iki bilirkişi raporunun akisne, —— tarihli bilirkişi raporunda davalının markası ile davacının ilişkilendirilebileceği ve SMK’nun 6/5. Maddesindeki hükümsüzlük koşulunun mevcut olduğu belirtilmişse de, hükümsüzlük için ilişkilendirmenin yanı sıra ayrıca davacının markasının tanınmışlığından haksız şekilde yarar sağlama, markanın itibarına zarar verme ve ayırt edici karakterini zedelemesi koşullarının da mevcut olması gerektiği, davalının markasının davacının markasının tanınmış olduğu sınıftan farklı olan nakliye hizmetleri için tescil edildiği ve ancak bu hizmetler için kullanılacağından, davalının markasını tescilli olduğu —— sınıftaki mal ve hizmetlerde kullanarak davacının markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamasının, markanın itibarına zarar vermesinin veya ayırt edici karakterini zedelemesinin mümkün olmadığı, bu nedenle önceki tarihli iki bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle SMK’nun 6/5. maddesinde yer alan hükümsüzlük koşulunun da mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı —– davacının markası ile benzer olmayan tescilli markasını alan adında ve faaliyetlerinde kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmediği, davalıya ait alan adında kendisinin faaliyet gösterdiği nakliye hizmetleri ile ilgili tanıtımlara yer verildiği, bu nedenle diğer davalı ——–kayıtlı alan adına erişimin engellenmesine de karar verilemeyeceği, zira taraflara ait alan adı ile davalılara ait alan adının birebir aynı veya benzer olmadıkları, davalının adına tescilli olan markasının yer aldığı alan adını, markasının tescilli olduğu hizmetler için kullanmasında hukuka aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı —- yüzüne karşı, diğer davalı—— yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/12/2020