Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/22 E. 2019/158 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/22 Esas
KARAR NO : 2019/158

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 18/01/2018
KARAR TARİHİ : 23/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 20.10.2009 tarihinde ————–.ticari ünvanını tescil ettirdiğini, davalı tarafın Bakırköy—————.Noterliği’nin —- tarih ve —-yevmiye kaydı ile müvekkiline ihtarname gönderdiğini, ihtarname içeriğinde müvekkilinin ticari ünvanını oluşturan ————— ibarelerinin davalı adına tescil edilmiş olduğunu öğrendiklerini, müvekkilinin aynı zamanda ticari unvanı olan ——————- ibaresini 2009 yılından beri kullandıklarını, davalı tarafın tescil sınıflarının (10-44) müvekkili ile birebir çakıştığını, davalı yanın kötü niyetle müvekkiline ait markaları tescil ettirdiğini, müvekkilinin görsel ve yazılı basında birçok reklamı olduğunu, bu durumda davalı taraf markalarının iltibas yarattığını, davalı tarafın, müvekkilinin uzun yıllar emek ve sermaye harcayarak oluşturduğu tüketici kitlesinden yararlanmaya çalıştığını belirterek, bu nedenlere davanın kabulünü, davalı adına tescilli olan ——- dosya numaralı—-” ve —- dosya numaralı “—– ibareli markaların 3.kişilere devrinin önlenmesi için tedbir kararı uygulanmasını, davalı adına tescilli olan ————– dosya numaralı “—-” ve —- dosya numaralı —– ibareli markaların hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların nitelik olarak iş bu davanın özellikleri ile bağdaşmadığı gibi, müvekkilinin markalarının hükümsüzlüğüne ilişkin talepte davacı tarafın 2009 yılından bu yana kullandığını bildirdiği ticaret ünvanına dayandığını, davacı ticaret ünvanı ile davalı markaları arasında iltibas tartışması yapmanın mümkün olmadığını, 6769 sayılı kanunun 9.maddesi hükmüne göre markanın 5 yıl kesintisiz bir şekilde kullanılmamasının da markanın hükümsüzlüğü sebeplerinden biri olduğunu, markanın hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde markasal olarak kullanılması gerektiğini, markanın ticaret unvanı olarak kullanılmasının bu anlamda nitelendirilmeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE; Dava, davalıya ait —– numaralı — ve —- numaralı “—–” markalarınının, davacının ticaret unvanı ile iltibas yarattığı ve gerçek hak sahipliği iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü davasıdır.
Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde;—- numaralı —-” ibareli markanın — tarihinde –.sınıflarda, ————– numaralı —” markasının — tarihinde –.sınıflarda davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacıya ait ticaret sicil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, davacı şirketin ilk ticaret sicil tescil tarihinin ——— olduğu, faaliyet alanının “her çeşit sağlık hizmetleri vermek üzere özel hastaneler, poliklinikler, dispanserler, laboratuvarlar, sağlık merkezleri ve tesisleri, sağlık kabinleri, doğumevleri, diş (ağız sağlığı) ve protez tedavi merkezleri kurmak ve bu merkezleri işletmek ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler” olarak tanımlandığı tespit edilmiştir.
Davalı vekili, 12/02/2019 tarihli duruşmada davaya konu markalarını daha önce davacı şirketin ortağıyken hisselerini devrederek ortaklıktan ayrılan ————————- soyadı olması nedeniyle onun izni ile tescil ettirdiklerini belirterek, bu konuda ——- tanık olarak dinlenmesini talep etmişse de, ———–halen davacı şirket ortağı olmadığı, soyadından veya öncelik hakkından kaynaklanan bir hakkı mevcutsa kendisi tarafından davacıya karşı ileri sürülmesi gerektiği, davacı şirketin ticaret unvanı üzerinde bir hakkı bulunmadığı, ayrıca davalı tarafın cevap dilekçesinde yer vermediği bu savunmasının savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, davacı tarafça buna muvafakat edilmediği, bu nedenle—— tanık olarak dinlenmesinin davanın çözümünde etkili olmayacağı anlaşılmakla, tanık olarak dinlenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosya içerisine alınan 22.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda; ” davacı tarafın “——————– ibareleri üzerinde, davalı tescilinden daha önce, eskiye dayalı kullanımı sabit olduğundan, davacının “————————-” ibareleri üzerinde öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğuna, davalının ————- dosya numaralı “——-” ve —————dosya numaralı ————–” ibareli markalarının tescil sınıfları incelendiğinde, davacının faaliyet alanlarıyla birebir örtüştüğüne, davalının ———– dosya numaralı ———— tescil numaralı ————” ibareli markalarının, davacı ticaret ünvanı ve davacının markasal kullanımıyla iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğuna” ilişkin tespit ve görüşlerine yer verildiği anlaşılmıştır.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı 6769 sayılı SMK’nun SMK’nun 6/6. maddesine göre tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
Toplanan deliller ve mevcut dosya kapsamına göre davacı şirketin ticaret unvanının esas unsurunu oluşturan “——— ibaresinin davalı tarafça 10. ve 40. sınıfta yer alan mal ve hizmetler için tescil ettirilen dava konusu markaların da esas unsuru olduğu, markalarda birebir kullanıldığı, davacı şirketin ticaret siciline marka başvuru tarihinden çok önce —– tarihinde tescil edilmiş olduğu, faaliyet alanının davalının markalarının tescilli olduğu 10. ve 44. sınıflarla benzer olduğu, davalının davacının ticaret sicil kaydından önceki tarihlerde markayı kullanımış olduğuna dair delil sunmadığı, bu nedenle SMK’nun 6/6. maddesinde yer alan nispi ret nedeninin mevcut olduğu ve SMK’nun 25/1. maddesi uyarınca bu durumda markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının————- numaralı “——- numaralı “—-” markalarının tescilli oldukları tüm sınıflarda hükümsüzlüklerine ve sicilden terkinlerine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Davanın KABULÜNE,
Davalının —- numaralı “—” ve — numaralı “—” markalarının tescilli oldukları tüm sınıflarda hükümsüzlüklerine ve sicilden terkinlerine,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 91,50 tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.168,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.