Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/219 E. 2021/58 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/173 Esas
KARAR NO : 2021/74

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 20/06/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili İstanbul —–. —- Sınai Haklar Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının ———markasını kullandığını, markanın müvekkili şirket——– ——- olduğunu, davacının ———–başvuru numarası için ———— başvurusu yaptığını, davalı tarafın bu başvuruya itiraz ettiğini,———— itirazın reddedildiğini, —————- işlemini yaptıran ———- yatırmaması nedeniyle tescil işleminin tamamlanmadığını, davalının kötü niyetli olarak aynı ———————– tescil ettirdiğini, davacının öncelik hakkı olduğu, davacının marka üzerinde gerçek ve üstün hak sahibi olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkili tarafından——– sitelerinin açılmış olduğunu, müvekkilinin marka üzerinde ————– hakkının bulunduğunun sabit olduğunu, söz konusu ———– giriş yaptığını, davalının ——— yapmış olduğu göz önüne alındığında, markanın ilk olarak müvekkili tarafından kullanıldığını, müvekkilinin eskiye dayalı kullanım hakkı sahibi olduğunu, —- hale getirdiğinin tartışmasız olduğunu, davalının markayı ——– sınıfta kullanmasına rağmen, davalının ürünlerinin davacıya ait olduğu algısı doğabileceğinden ve davacının markasının ayırt edici karakterine zarar verebileceğinden, davalının markasının tescil edildiği tüm sınıflar için hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; ———açılması gerektiğini, yetki itirazlarının olduğunu, dava konusu markanın daha önce davalı tarafından kullanıldığı iddiasının gerçek olmadığını, nitekim davalının ———————– ürettiği veya sattığı herhangi bir mal veya hizmetinin olmadığını, dava konusu “————” markasının tanınmış bir marka olmadığı gibi, davacı firma ile tanınır hale de gelmediğini, 556 sayılı KHK’ya göre, marka hakkının tescil yoluyla elde edileceğini, tescil edilmeyen markanın korunmasının da mümkün olmadığını, davalının söz konusu marka için sadece ——-.——- tescil için başvuruda bulunduğunu, oysa müvekkilinin markayı———– sınıflarda tescil ettiğini, kabul anlamında olmamak kaydıyla bir —- davacı firmanın ilk olarak dava konusu markayı kullandığı kabul edilse bile, ancak halihazırda kullandığını iddia ettiği ——- için hükümsüzlük talebinde bulunabileceğini, yoksa tanınmış marka olmadığı için tüm sınıflar bakımından hükümsüzlük talebinde bulunamayacağını, zira davacının sadece — — —– kullandığını, bunun dışında hiçbir ürün veya hizmetini bu marka adıyla kullanmadığını, bu sebeple müvekkilinin tescil yaptırdığı sınıflar ile davacının markayı kullandığını iddia ettiği sınıfın farklı olduğunu, dava konusu markanın tanınmış bir marka olmadığını, aynı mal veya hizmetler dışındaki mal veya hizmetler için söz konusu markanın kullanılabileceğini, tüm bu nedenlerle; açılan davanın reddine, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul —. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin kapatılması nedeniyle dosyanın devredildiği İstanbul — Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin —- Kararı ile davalının yetki itirazı kabul edilerek, yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı tarafından ——– tarihinde———– markası üzerinde davacının öncelik hakkı bulunduğu ve davalının markayı kötü niyetli tescil ettirdiği iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü davasıdır.
Dosyaya ——- kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —–marka numaralı,—– tarihinde tescil edilen ———–markasının tescili için ——numaralı marka başvurusuna davalı şirket tarafından————-tarihinde itiraz edildiği, davalının kendi markasının başvuru tarihinin de aynı olduğu, ———-marka başvurusunun işlemleri tamamlanmadığından tescil edilemediği anlaşılmıştır.
Taraflara ait ——- kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, davacının —— iştigal konusunun ise——— olduğu, davalı şirketin——— iştigal alanının————— kapsadığı tespit edilmiştir.
———————– adının kime ait olduğu —— sorulmuş, verilen ———– adına tahsis edildiği bildirilmiştir.
Dava konusu —– davaya konu marka üzerinde öncelik hakkının kime ait olduğunun tespit edilebilmesi için ————— kullandıklarını gösteren tüm ticari kayıtları dosyaya sunmaları için kesin süre verilmesine rağmen, davacı tarafça delil ve belge sunulmamış, davalının sunduğu belgelerin incelenmesi için Mahkememizce —- —- bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ara kararı verilmiş ise de davacı tarafın verilen kesin süre içinde bilirkişi gider avansını yatırmaması nedeniyle, bilirkişi incelemesi yapılamamıştır.
Türk Marka Hukukunda — geçerlidir. Yasa koyucu bu yolla piyasada aynı veya benzer mal ve hizmetler için mükerrer markanın varlığını önleyerek; bir yandan, önceki markaya yapılan yatırımı korurken diğer yandan da nihai alıcı olan tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır. Öte yandan Türk Marka Hukukunda “gerçek hak sahipliği ilkesi” de benimsenmiştir. Buna göre, ————hale getiren kişi, marka üzerinde gerçek hak sahibidir. Bu ilke uyarınca; dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nın 8/3. maddesine göre,— önceye dayalı gerçek hak sahibi olanların itirazı üzerine, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla, —- veya benzeri olan işaretin başkası adına —- edilmesine karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır. Bununla birlikte önceye dayalı gerçek hak sahipliği, tescil edilmiş bir markayı hükümsüz kıldırmadan, hak sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkı vermeyecektir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde; ———- markası üzerinde — hakları olduğunu ve davalının markasının tescil edildiği tarihten önce bu markayı tescilsiz olarak kullanmak suretiyle marka üzerinde hak elde ettiklerini iddia ederek, hükümsüzlük talebinde bulunmuştur. Ancak markayı davalının marka başvuru tarihinden önce kullandıklarına dair dosyaya sunulan tek delil davacının tamamlanmayan marka başvurusudur. — davacıya tahsis —–tescil başvurusundan daha sonradır. Davacı tarafın yalnızca marka başvurusu yapması, marka üzerinde öncelik hakkı bulunduğunu veya marka üzerinde tescilsiz kullanım nedeniyle hal elde ettiğini ispatlamak için yeterli değildir. Öte yandan davalı tarafın dosyaya sunduğu ticari belge örnekleri incelendiğinde, ——– tescil tarihinin davacıdan daha önce olduğu, davacının —– kullandığına dair iddiasını ispatlayamadığı, davalının markasının esas unsurunun —- ibaresi olduğu, davalının markasının tescili kapsamında kalan ——– üzerinde öncelik hakkının mevcut olduğu, davalının markasını kötü niyetle tescil ettirdiği iddiasının da davacı tarafça ispatlanması gerektiği, buna ilişkin de dosyaya hiç bir delil sunulmadığı anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekiline ——- gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 278,90 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı