Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/177 E. 2019/324 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/9 Esas
KARAR NO : 2019/339

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 17/10/2014
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili firmanın—- yılların başından beri el veya motor gücüyle çalıştırılan kaldırma, taşıma, yükleme ya da boşaltma makinalarının tasarımı,—- zamanda— numarası ile kayıtlı — markasının da tescilli sahibi olduğunu ve markayı uzun yıllardan beri kullandığını, müvekkili ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren davalı şirketin müvekkiline ait—- markası ile aynı veya aynı türdeki mal ve hizmetlerle ilgili olarak, söz konusu markaya ayırt edilemeyecek derecede benzer olan —–markasını tescil ettirdiğini, bu markayı tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacak şekilde kullandığını, markaların görsel, işitsel ve kavramsal açıdan birbiriyle ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, davalınının esaslı unsurunun “—- ibaresi olduğunu ve tali unsurun ikinci planda kaldığını, bu sebeplerle davalıya ait —– tescil numaralı —- markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin —- dışında hizmet markası olarak kullanıldığını, bu ibarenin—-kurucularının baş harflerinden oluştuğunu, — başta İzmir olmak üzere —- ve üretim müdürlüklerinde hizmet verdiğini, —–” markası ile benzer olmadığını, karıştırılma ihtimali bulunmadığını, müvekkilinin —– sayılı markanın tescil sürecinde 556 sayılı KHK’nın 35/1. maddesi uyarınca 3 aylık süre içinde 7 ve 8.maddeler kapsamında hiçbir itirazda bulunmadığını, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli —- numaralı markanın davacının markası ile benzer olduğu iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini davasıdır.
Taraflara ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde;— numaralı “—-. sınıfta, — başvuru tarihi ve 17/08/2007 tescil tarihi ile davacı adına tescil edildiği, —” markasının —- başvuru,——tescil tarihi ile tescilli olduğu tespit eidlmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine Mahkememizin — Esas, —Karar sayılı dosyası ile –tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü yönünde açılan davada Mahkememizce davanın kabulüne, davalı adına — tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, TPE sicilinden terkinine karar verildiği, kararın Yargıtay—Hukuk Dairesinin —-Karar sayılı dosyası ile “556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca işaretlerin iltibas yaratacak derecede benzer olması yanında taraf markalarının kapsadıkları ürünler bakımından da iltibasa yol açacak derecede benzer tür malları alıp almadıklarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan, taraf markaların kapsadığı 7. sınıf emtianın ait oldukları sektör bakımından ortalama alıcılarının dikkatli ve seçici kişilerden oluşacağı da göz önüne alınarak taraf markaların 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 42. maddeleri uyarınca tartışılması gerekirken eksik inceleme sonucu kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” denilerek bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, — tarihli raporda bilirkişi heyeti; gerek davacı gerekse de davalı markalarının tescil edildikleri emtiaların, hitap ettiği tüketici kitlesinin, ortalama alıcının bahsi geçen emtiaları ya da ürünleri tanıyan dikkate ve seçicilik özelliği bulunan kişiler olmaları gerektiği, her ne kadar her iki markanın temsil ettiği mal ya da hizmet —.sınıf emtiası ise de, bir başka deyişle genel başlık olarak iş ekipmanı nitelikte ise de, ürünlerin birbirlerinin aynısı olmamaları ve ortalama alıcının dikkat ve seçiciliği bulunan kişi olması sebebiyle ürünlerin ya da malların karıştırılmasını söz konusu olmayacağı, başka bir deyişle taraf markalarının kapsadıkları ürünler bakımından iltibasa yol açmayacağı yönünde görüş bildirmiştir.
Markaların karıştırılma ihtimali bulunması dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’de hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacının ve davalının markasının 7. sınıfta tescilli oldukları, aynı emtia grubunda tescilli olmaları halinde davacıya ait—- ibaresinin yazım ve telaffuz olarak birbiriyle kök yapıda benzerlik gösterdikleri, markaların aynı alanda kullanılacakları ürünler üzerinde ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olabilecekleri, ancak davacının markasının ——————————————————————————şlenmesinde kullanılan makineler ve robotik mekanizmalar, kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrik motorları, bunların parçaları ve tertibatları, rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar, lastik sökme ve takma makineleri…makine veya motor parçası olmayan pompalar, doğrama, öğütme, ezme, çırpma ve ufalama için mutfakta kullanılan elektrikli aletler, yıkama makineleri (çamaşır/bulaşık makineleri dahil), zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları” mal ve hizmetleri için tescilli oldukları, tarafların markalarının 7. sınıfta tescilli olmalarına rağmen yalnızca her iki markada da yer alan az sayıda makinenin benzer oldukları, davacıya ait “—- —- markasının ise iş makineleri ile aynı işleve sahip robotik mekanizmalar için tescilli olduğu, davacının markasının tescilli olduğu “——-” emtiasının davalının markası kapsamında yer almadığı, davalının markasında yer alan “yıkama makineleri (çamaşır ve bulaşık makineleri de dahil)” emtiasının da davacının markası kapsamında bulunmadıkları, tarafların markalarının kapsadığı ürünlerin tamamının iltibas yaratacak derecede aynı ürünler olmadıkları, yine tarafların markalarının tescilli oldukları emtiaların hitap ettiği tüketici kitlesinin belli bir bilgi birikimi olan, dikkatli ve seçicilik özelliği bulunan kişiler olduğu, bu nitelikli tüketicilerin ya da ortalama alıcıların ya da dikkatli olması gereken, seçicilik özelliği bulunan kişilerin, tarafların markalarının kapsadıkları aynı olan ürünleri değerlendirirken ya da alırken, markaların birebir aynı olmaması nedeniyle, bunları karıştırmalarının mümkün olmadığı, bu nedenle davalının markasının hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek geremiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken — harçtan peşin alınan — harcın mahsubu ile bakiye —harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekiline — gereğince takdir olunan — ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan — yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.