Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/174 E. 2021/51 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/174 Esas
KARAR NO: 2021/51
DAVA: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ: 25/04/2018
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan tecavüzün tespiti istemli, maddi ve manevi tazminat istemli marka davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; —- satış yapan —— duyurularının müvekkili tarafından da yapıldığını, gerçekten de — davacının — markalı ürünlerinin davacının —- değiştireceğini ilan ettiğini, Mahkemece ve —- da giren tanımı ile bir —– faydalanmak istendiğini, davalının, müvekkilinin —–sınıfta henüz tescil ettirmemesinden faydalanarak bildiği piyasada tanınan markayı haksız ve kötü niyetli olarak kendi adına —— tarihinde başvurduğunu, bu markaları da tabelalarına ekleyerek kullandığını ve ——- yaydığını, davacının müşteri ve bayiilerine haksız ihtarnameler göndererek —– markasını kullanmaya son vermelerini talep ettiğini belirterek, tüm bu nedenlerle; davalı şirkete ait — tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalının —- aynen kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, engellenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılması —- markası ile benzerlik yaratan ambalajların kullanımının engellenmesi, ticari hayatın tüm hallerinde satışa sunulmasının,—– kullanılmasının önlenmesine, dava konusu markanın kullanıldığı her türlü emtia ve evrakın toplatılmasına ve imhasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla —- manevi tazminatın dava tarihinden itibaren en yüksek banka ticari faizi ile davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli müdahale talep eden davacı—- markasının — kullanılan marka olduğunu,——- müdahil olarak katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesini, müvekkiline ait markanın haksız şekilde tescil edilmesi, bu tescile dayanılarak müvekkilinin markasını kullanan ve müvekkilinin müşterileri olan üçüncü kişilere karşı müvekkilinin markasının kullanımını engellemeye çalışan davalıların haksız eylemleri nedeniyle açılan davaya müdahil olmak istediklerini, müvekkilinin —- olduğunu, müvekkilinin —– tercih edildiği, bu ürünlerin genellikle—- kullanıldığı, dolayısıyla müvekkilinin ülkemizde ihtilaf konusu —- hizmetler ilişkin olarak, kullanım ve marka emtia listeleri arasındaki doğrudan ilişki nedeniyle öncelikli hak sahibi olduğunu, en önemli müşterilerinin araba yıkama şirketleri olduğunu,—– uyarınca davalı şirketin markasının müvekkiline ait özgün ve tescilli marka ile benzerliği ve tescilli olduğu—- müvekkilinin ürünlerinin müşterisi olduğunu, davalı şirketin marka tescil başvurusundan kısa bir süre önce kurulmuş olduğunu, davalı———- kullanmamaları konusunda tehdit etmeye başladığını, davalının marka tescilinin kötü niyetli olması nedeniyle —- maddesi uyarınca hükümsüz kılınması gerektiğini, davalıların marka kullanımlarının ve müvekkilinin müşteri ve bayiilerine yönelik eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğunu, müvekkilinin marka üzerindeki öncelik hakkı nedeniyle —-uyarınca davalı şirketin tescilli markasını savunma aracı olarak ileri süremeyeceğini belirterek, Mahkememizin — kabul edilerek nihayetinde davanın kabulü ile, davalılardan — haksız biçimde kullanılan—- markasının, müvekkili marka hakkı ile tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespiti, meni, refi ile hakka aykırı kullanımların tüm sonuçları ile ortadan kaldırılması için ——— önlenmesini, ticari hayatın tüm hallerinde mal ve hizmet markası olarak satışa sunumunun engellenmesini, yine dava konusu markanın kullanıldığı her türlü emtia ve varakanın toplatılmasını ve imhası ile tüm tabelaların kaldırılmasına, her türlü maddi zararlara ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, davalıların sabit olan haksız eylemleri sebebiyle, — manevi tazminata hükmedilmesine ve bunlara, dava tarihinden itibaren en yüksek banka ticari faizinin işletilmesine, mahkeme kararının, — kesinleşmesinden sonra, masrafı davalıdan alınmak koşuluyla —- yayınlanan nüshalarında, ayrı ayrı birer hafta ara ile en az ikişer defa kamuya ilan olunmasına, tüm yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalılar—- bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; usule ilişkin olarak, yetki itirazlarının mevcut olduğunu, davacılardan —– ehliyetinin bulunmadığını, teminat gösterme zorunluluğunun bulunduğunu, esasa ilişkin ise; davacı — beyanlarında özetle müvekkillerinin sahibi olduğu —- markası ve türevlerinin tanınmış bir marka olduğunu, müvekkilinde bu tanınmış markayı kötü niyetle tescil ettirdiği iddiasında bulunduklarını, müvekkilinin uzun yıllardır değişik şirket isimleri altında dava konusu —- markası ile kara araçlarının temizlik hizmetleri—-yaptığını, bu markayı oluşturabilme adına uzun yıllar bu—– gösterdiğini,—– yapmış olduğu başvuruyu haksız ya da kötü niyetli bulmayarak tescil ettiğini, tüm bu nedenlerle; haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, marka hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, manevi tazminat ve itibar tazminatı davasıdır.
Öncelikle davalıların usuli itirazları incelenmiş, davalılarca yetki itirazında bulunulmuşsa da, davanın marka hükümsüzlüğü davasının yanı sıra marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davası olduğu, her ne kadar marka hakkı sahibi asli müdahil——- yerleşim yeri yoksa da, haksız rekabet davasının —– zarar görenin ——- rekabetin etkisinin görüldüğü yer mahkemesinde de açılabileceği, davalıların haksız rekabet teşkil ettiği iddia edilen davacının müşteri ve bayiilerine——- yaptıkları açıklamalarla etki yapmaya çalışmalarının tüm — ilişkilerini etkileyeceği ve davalı —– yerleşim yerinin mahkememiz yargı çevresi içinde olmasından dolayı, asıl davayla ilgili yetki itirazının reddine, asli müdahale davasının asıl davayla bağlantılı olması nedeniyle asli müdahale davasıyla ilgili yetki itirazının reddine, marka hükümsüzlüğü davası —- uyarınca marka sahibinin yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekliyse de, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davalarıyla birlikte açılmış olması ve objektif dava birleşmesinin söz konusu olması nedeniyle, bu davayla ilgili de yetki itirazının reddine, davacı tarafın teminat yatırması gerektiğine dair itirazın ise, asli müdahale talep eden şirketin kayıtlı ve faaliyette olduğu —– taraf olmasından dolayı teminat yatırmaktan muaf olduğu anlaşıldığından, teminata ilişkin itirazın da reddine karar vermek gerekmiştir.
Husumet itirazı ile ilgili yapılan incelemede ise; davacı —– pek çok işletme ile asli müdahile ait —– markasının kullanılması konusunda sözleşmeler yaptığına dair de belgelerin dosyaya sunulduğu, bu durumda davacı —– yazılı olmasa da —— olduğunun anlaşıldığı, asli müdahilin de bu hususu kabul ettiği, — lisans —- markayı kullanan davacı — —– markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davalarını açabileceği, ayrıca asli müdahil şirket ile yaptığı sözleşme uyarınca — faaliyet gösteren davacı—- davalıların müşterilerine ve bayiilerine yönelik eylemleri ve markayı haksız olarak kullanmaları durumunda ticari faaliyetleri etkileneceğinden haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat davasını da açabileceği, ancak marka hükümsüzlüğü davası açamayacağı anlaşılmakla, davacı —- hükümsüzlüğü davasının husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyaya ———sınıfta kayıtlı olduğu görülmüştür.
İhtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,—– tarihli raporda özetle; asli müdahile ait olduğu iddia edilen —- oluşturulduğu, sahibinin gizli olduğu,—— görüntülenmesinin yasaklanmış olması sebepleriyle belirtilen hesaptaki içeriklerin incelemesini yapmanın mümkün olmadığını beyan etmişlerdir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden taraflar delillerini sunduktan sonra Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış,—-tarihli heyet raporunda özetle;—- görüldüğünü, bu nedenle,—— hükümlerine göre marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, bu kullanımların aynı zamanda— haksız rekabet teşkil ettiğini, dosya kapsamında; davalılardan ——- nedeniyle, davacının hak sahibi olduğu markaların güven imajının çöktüğünü, markaların ciddi bir erozyona uğradığını, markaların itibarlarının yeniden kazandırılması için masraflar yapıldığını gösteren somut bilgi ve belgelere rastlanmadığını, bu nedenle davacının itibar tazminatı isteminin yerinde olmadığını, fakat dosyadaki delillerin nihai değerlendirmesinin Mahkemeye ait olduğunu beyan etmişlerdir.
Davalı —– sayılı davasının açıldığı bildirilmiş, bu davanın yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporu dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; —– tarafından alınan — tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Mahkemenin sanığın şirketi —- markasının ihtilafta dikkate alınabileceği kanaatine ulaşması durumunda, sanığın marka kullanımlarının bu markanın kapsamındaki —- araçlarının —– ——– kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, bu olasılıkta sanığın kullanımı kendi markasının kullanımı olduğundan, sanık kullanımının katılan adına tescilli markalardan doğan haklara iktibas ve iltibas suretiyle tecavüz etmediğinin kabulünün gerektiğini, Mahkemenin sanığın şirketi — alınmaması gerektiği kanaatine ulaşması durumunda ise; sanığın– iltibas suretiyle tecavüz ettiğinin kabulü gerektiğini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Öncelikle marka hükümsüzlüğü talebiyle ilgili olarak deliller değerlendirilmiştir. Davada hükümsüzlük nedeni olarak ——— olarak sayılmıştır.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı —– maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir.
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Davalı şirket adına kayıtl—- şirkete ait markalar karşılaştırıldığında asli müdahilin markalarının —- markalarında yer alan şekil unsurlarının davalının markasını davacının markalarından farklılaştırmaya yetmediği, davalı şirketin markasının asli müdahile ait markalarla görsel ve işitsel olarak benzer oldukları,—— anlamının bulunmadığı, özgün bir ibare olduğu, her iki tarafın markasının hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi tarafından karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, asli müdahil şirketin —tescilli markalarının —Sınıfta tescilli olmadıkları, ancak, alınan bilirkişi raporları ile asli müdahilin —- markasının —sınıfta tescilli olduğu —– bakımından iltibas tehlikesi bulunduğu, —- maddesindeki hükümsüzlük koşullarının bu emtia için mevcut olduğu anlaşılmıştır.
—- markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal ve hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedileceği belirtilerek, hükümsüzlük nedenleri arasında sayılmıştır.
Ancak dosyaya sunulan deliller ile asli müdahilin markasının— maddesi kapsamında tanınmış marka olduğu kanıtlanamamıştır.
Asli müdahil şirketin öncelik hakkına dayanarak —uyarınca da hükümsüzlük talebi mevcuttur.—— maddesine göre, bir işaret üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahibi olanların itirazı üzerine, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla, bu işaretin aynı veya benzeri olan işaretin başkası adına marka olarak tescil edilmesine karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır.
Somut olaya bakıldığında, davalı şirketin markası —-tescilli olup, asli müdahilin bu sınıfta tescilli markası bulunmasa da, asli müdahilin en eski tarihli markasının başvuru tarihi olan— yana, hatta bu tarihten de önce, dosyaya sunlan —- dahi, yani uzun süredir — kara araçlarının bakım ve servis hizmetleri, bu hizmetlerde—— kullanıldığı ve belli bir bilinirliğe ulaştığı, bu nedenle asli müdahilin marka üzerinde davalı şirketin marka tescil başvurusundan önce bu hizmetler ve mallar için hak elde ettiği kanaatine varılmıştır.
—-maddesinde ise markanın kötü niyetli olarak tescil edilmesi hükümsüzlük nedeni olarak sayılmıştır.
Davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı incelendiğinde; davalı — asli müdahilin bayiiliğini yaptığına dair üzerinde— örneklerinin sunulduğu, davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan
—–kullanarak marka üzerinde hak sahibi olduğuna dair beyanlarda bulunduğu, davalı şirket ortağının ve davalı ——- markasından haberdar oldukları, aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri, yüksek derecede ayırt edici bir kelimeden oluşan asli müdahilin markasının, üstelik de seri markası olduğu izlenimini uyandıracak kadar benzerinin davalı şirket adına tescil ettirilmesinin, iyi niyetli bir davranış olarak kabulünün mümkün olmadığı, bir markanın kötü niyetle tescili halinde tescil ettirenin, tescil kapsamındaki bir kısım emtialar için iyi niyetli, bir kısım emtialar için ise kötü niyetli olduğu söylenemeyeceğine göre, davalı —- markasının tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı ve asli müdahilin markaya tecavüz ve haksız rekabet iddialarıyla ilgili yapılan incelemede ise;
—– sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanm—— hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
————- haksız rekabet olarak tanımlanmıştır. Yine —–maddesinde, haksız rekabet nedeniyle —- uyarınca da gideri haksız çıkan tarafından karşılanmak üzere kesinleşmiş hükmün ilanına da karar verilebileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalı —— markasından haberdar olduğu, hatta bayiiliğini yaptığı, buna rağmen kötü niyetli olarak annesini———–adına aynı markayı pek çoğu asli müdahilin markalarının tescil kapsamında olan mal ve hizmetler için tescil ettirdiği ve asli müdahilin çok önceki tarihlerden itibaren markasını kullandığı aynı mal ve hizmetler için kullanmaya başladığı, —– uyarınca asli müdahilin markaları daha önce tescil edilmiş olduğundan, kendi markasının tescilli olmasını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği, bu eyleminin markaya tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğu, davalıların ayrıca ——— —- manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davacı ve asli müdahil şirket itibar tazminatı da talep etmişlerse de, davalıların haksız marka kullanımı ve rekabetleri nedeniyle davacı ve asli müdahilin itibarının zarara uğradığı, markanın itibarının yeniden kazandırılması için harcamalar yaptıkları, ayrıca davalılar tarafından markanın kötü şekilde kullanıldığının, markanın kalite ve güven imajının zarar gördüğünün kanıtlanamadığı anlaşılmakla, itibar tazminatı talepleri haklı bulunmamıştır.
Toplanan deliller, bilirkişi raporları, marka tescil belgeleri ve tüm dosya kapsamı ile yukarıda açıklanan gerekçelerle, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davacı ve asli müdahilin markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davalarının KABULÜNE,
Davalıların asli müdahile ait—– kullanmak suretiyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduklarının tespitine,
Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin engellenmesine,
Tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılması için —–markası ile benzerlik yaratan ambalajların davalılar tarafından kullanımının engellenmesine, ticari hayatın tüm hallerinde satışa sunulmasının, —- ticari evrakta davalılar tarafından kullanılmasının önlenmesine,
Davalılara ait ve tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden—- markasının kullanıldığı her türlü emtia ve evrakın toplatılmasına ve karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle imhasına,
Davacı ve asli müdahil talep edenin manevi tazminat davalarının kabulüne, her bir davacı için ayrı ayrı ——- manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek —– faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ve asli müdahile verilmesine,
Davacının ve asli müdahilin itibar tazminatı taleplerinin reddine,
Asli müdahilin marka hükümsüzlüğü davasının kabulüne,
Davalı —- markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Davacı – – —maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
Asıl dava için ;
Alınması gereken 1.366,20 TL harçtan peşin alınan 719,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 647,20 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı—– reddedilen hükümsüzlük davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı— ödenmesine,
Davalılar vekiline reddedilen itibar tazminatı davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı ve 719,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 754,90 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 284,90 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 3.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.784,90 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 1.892,45 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%50) 1.892,45 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Asli müdahale davası için;
Alınması gereken 1.366,20 TL harçtan peşin alınan 647,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 719,00 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Asli müdahil vekiline markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile asli müdahile ödenmesine,
Asli müdahil vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile asli müdahile ödenmesine,
Asli müdahil vekiline marka hükümsüzlüğü davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalı —— tahsili ile asli müdahile ödenmesine,
Davalılar vekiline reddedilen itibar tazminatı davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin asli müdahilden tahsili ile davalılara ödenmesine,
Asli müdahil tarafından yapılan 647,20 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 701,60 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Asli müdahil tarafından yapılan 1.500,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%82) 1.230,00 TL’nin davalılardan tahsili ile asli müdahile ödenmesine, bakiye (%18) 270,00 TL’nin asli müdahil üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ve asli müdahil vekillerinin yüzlerine karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/03/2021