Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/161 E. 2021/49 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/161 Esas
KARAR NO: 2021/49
DAVA: Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi ve Giderilmesi ile Maddi, Manevi Tazminat ve İtibar Tazminatı
DAVA TARİHİ: 17/04/2018
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı — sahibi olduğunu, anılan markaların —nezdinde —–olarak —– numaralı tescil ile korunduğunu, söz konusu markaların özellikle — bulunduğunu, davalı tarafından —–ibareli markanın kullanıldığı ——- aynısını üretildiğini, anılan ürünlerin davalı tarafından—— markanın basıldığını, aynı kalıptan —– numaralı markanın ——hususunun tespit edilebileceğini, davalı—— tecavüz ettiğini, piyasadan temin edilen taklit ürün ile davacıya ait —— ellerinde bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili firmaya ait markayı üreterek ve taklitçilere pazarlayarak haksız bir ticari kazanç elde ettiğini belirterek, davalı tarafından davacının marka haklarına tecavüz edildiğinin tespitine, —maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak— yoksun kalınan kazanç ve — manevi zararın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle—–özet olarak ilan edilmesine ve ilgililere tebliğine, davacının diğer haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı —- makinelerine sahip olduğunu, talep halinde ürüne uygun olarak ——- gerçekleştirdiğini, somut olayda talep üzerine gerçekleştirilen bir numune çalışması bulunduğunu, davacıya ait olduğu iddia edilen —-olduğunu,—– istinaden davalının gerekli çalışmayı yaptığını, ihtiyati tedbir kararının uygulanması esnasında tutulan tespit tutanağından da görüleceği üzere, ilgili ——– odasından alındığını, —- yapılan kalıpların tamamen farklı olduğunu, basılan markaların görünümlerinin de farklılık arz ettiğini, davalı şirkete müracaat edip çalışma yaptıran firma yetkilisi—adına tescilli marka ile davacı markasının şekil itibariyle yazılışının farklı olduğunu, taklit olarak nitelendirilen —– — görünümün tescilli bir markaya ait görüntü olup, iptal edilmediği sürece taklit olduğunun iddia edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli —– —- markasının davalı tarafça kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün tespiti, önlenmesi ve giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat ve itibar tazminatına ilişkindir.
Dosyaya —— adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davaya konu edilen —- tercüme ettirilmiş, daha sonra ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi yönünde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu marka uzmanı ——–yer aldığı, bu —- tarafından üretildiğine dair emare teşkil edebileceği, —–markasında yer alan—— kullanmasının hukuki değerlendirmelerinin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava konusu —- tarafların delilleri sunulduktan sonra Mahkememizce dosya ve ürün ambalajları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, —- oluşan bilirkişi heyeti— — kullanıldığı belirtilen şişelerin fiziki yapısının birebir aynı olmadığı, ancak benzerlik taşıdığı,—— markalı üründe kullanıldığı belirtilen şişenin ön ——- konumunun neredeyse birebir aynı olduğu, —— markalı ürünlerde kullanıldığı belirtilen—– tarafından gönderilen —- incelemede, davalının — öncesi kar ettiğinin saptandığı, ancak davalı ticari defter ve belgeleri sunmadığından dava konusu——- bu nedenle, marka hakkına tecavüzün sabit görülmesi durumunda, tazminat miktarının — uyarınca mahkemece takdir edilebileceği, davacı vekilinin — tarihinde dosyaya sunduğu faturanın düzenleme tarihinin, sayın mahkemece inceleme dönemi olarak belirlenen — dışında olduğu, ayrıca faturada——- şeklinde tanımlanan ürünün dava konusu markayla üretilen ürün olup olmadığının anlaşılamadığı, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin dosyaya sunduğu fatura örneğinden bir sonuca varılamadığı, davalının dava konusu—-dava dışı —- üzerine, yine bu şirketin yetkilisi —- adına kayıtlı markaya istinaden ürettiğini savunduğu, bu savunma doğrultusunda yapılan incelemelerde davalı tarafından üretimi yapılan ——- kullanılan marka görseli ile dava dışı ——-markanın görselinin birebir aynı olduğunun tespit edildiği, üretimini yapacağı şişelerde kullanılacak marka için marka tescil belgesi arayan davalının tacir olmanın kendisine yüklediği basiretli davranma yükümlülüğüne uygun hareket ettiği, bu nedenle marka hakkına tecavüz iddiasının davalıya karşı yöneltilemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili—-tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava konusu taleplerini arttırarak—– tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
—– sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine —- sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Somut olay incelendiğinde; davalı tarafın da kabulünde olduğu üzere, davacı adına—– oluşan markanın aynısının tescili kapsamında bulunan —- üzerinde aynen kullanıldığı, her ne kadar davalı taraf bu —- üzerine, yine bu şirketin yetkilisi ve marka sahibi olan — markasıyla numune olarak ürettiklerini savunmuşsa da, — markasının davacının markasından daha sonra tescil edildiği, —- adına tescilli markanın savunma gerekçesi olarak ileri sürülemeyeceği, kadı ki bu ürünlerin dava dışı —–üretildiklerine dair dosyaya bir delil sunmadıkları, verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve belgelerini inceleme yapılmak üzere sunmadıkları, bu nedenle savunmalarını kanıtlayamadıkları—- sayılı davası ile davalı şirket yetkilisi hakkında davacının şikayeti üzerine açılan —– sırasında —— şirketin talebi üzerine ürettiklerini beyan ederek çelişkili beyanda bulunduğu, bu nedenle bilirkişi raporunda davalının olayda kusursuz olduğuna dair görüşe itibar edilemeyeceği, davalının eyleminin davacının marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı taraf davaya konu —- kendisinin ürettiğini kabul ettiğinden—– davasını bekletici mesele yapılmamıştır.
Davacının tescilli markasına tecavüz edilmesi nedeniyle —–uyarınca maddi ve manevi tazminat, tecavüze konu olan ürünlerin toplatılması ve imhası, kararın ilan yoluyla kamuya duyurulması ile— koşulları mevcutsa fiili zararının tazminin talep etme hakkı mevcuttur. —- maddesi uyarınca talep edilen maddi tazminat talebiyle ilgili davalının elde ettiği gelirin hesaplanması için davalı tarafından kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmadığından, —- gelirine göre maddi tazminat hesaplanmıştır. Ancak bu gelirin tamamının davaya konu ürün ambalajlarından elde edilmediği tabii olup, davalının dava konusu ambalajlarla ilgili geliri kesin olarak tespit edilemediğinden, davacının yoksun kaldığı gelirin—- takdir edilmesi gerekmiş, davaya konu ürün —— sayısına, davalının ticari hacmine, markanın kullanıldığı süreye ve davacının markasının bilinirlik düzeyine göre—- tazminatın uygun olacağı, davalının kusur derecesi, davalının —— ve markanın kullanıldığı süreye göre talep edilen —tazminatın hakkaniyete uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı taraf —-tazminat talep ettiğini bildirmiş, bedel artırım dilekçesinde ise —- talep ettiklerini beyan etmiştir. Ancak dava dilekçesinin içeriğinde ve sonuç talep kısmında itibar tazminatından söz edilmediği, hatta ——- uyarınca talep edilen tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılmış olduğu, bu nedenle itibar tazminatı olarak talep edilmediği, daha sonra ıslah yapılmadan bedel artırım dilekçesi ile fiili zarar yerine itibar tazminatı talep edilemeyeceği, talep edilen tazminatın — tanımlanan fiili zarar tazminatı olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının —- maddesinde düzenlenen fiili zararına ilişkin dosyaya herhangi bir delil ve belge sunulmadığından, davacının fiili tazminat talebi yerinde bulunmamış, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE
Davalının —— numaralı markası ile iltibas yaratacak şekilde —– ibaresinin —– yazımından oluşan markayı kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine,
Marka hakkına tecavüzün önlenmesine ve giderilmesine,
Davalı tarafça üretilen ve davacının markasına tecavüz teşkil eden ——-üretilmesinin ve satılmasının yasaklanmasına,
Bu ürünlerin de münhasıran bunların üretiminde kullanılan üretim araçlarının toplatılmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına,
Davacının yoksul kaldığı kazanç için —- manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde hüküm —– masrafı davalıdan alınmak suretiyle —- yapan günlük bir gazetede bir kez ilan edilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin —- tazminat taleplerinin reddine,
Alınması gereken ——– harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve giderilmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen fiili zarar tazminatı davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 1.864,96 TL peşin harç —– başvurma harcı olmak üzere toplam 1.900,86 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 421,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.421,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%76) 3.360,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%24) 1.061,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2021