Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/145 E. 2020/48 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/145
KARAR NO : 2020/48

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2014
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Mahkememize istanbul Anadolu—-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Karar sayılı görevsizlik kararı ile gelen dosyanın Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının,—– aracılığıyla —- unvanı kullanarak fatura tahsilatları yaptığı, ilgili adreste şirketlerince haricen tespit yapıldığı ve yapılan tespitte, davalının —– olarak faaliyet gösterdiği ve — unvanının, markasının, logosunun davalı tarafından kullanıldığı, —- altında, müvekkili şirket ile herhangi bir sözleşmesel ilişki olmadan, müvekkili şirket adına fatura tahsilatlarının yapıldığı, müvekkili şirket faturalarından işlem ücreti alındığı ve veznelerin duvarlarına müvekkili şirketin çağrı merkezlerinin telefonlarının asıldığı, müvekkili şirket tarafından davalıya Kartal —. Noterliği’nde—– yevmiye no ile keşide edilen ihtarname gönderildiği, davalının —- rekabet kurallarına aykırı uygulamalarına son vermesi, müvekkili şirket adına hiçbir şekilde tahsilat yapmaması, —- unvanını, markasını, logosunu taşıyan matbu evrakların imha edilip kullanılmaması, her türlü zarar kaybı için hukuki ve cezai yollara müracaat edileceği, tüketici şikayet ve zararlarından davalının sorumlu olacağının ihtar edildiği, bu ihtarname davalıya ulaşmasına rağmen tabelalar ve ——————–unvanlı matbu evraklar kaldırılmadığı gibi tahsilat yapmaya devam edeceğini müvekkiline beyan etmiş olduğu, Elektrik Piyasası Kanunu’nun 3. maddesi ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12.09.2012 tarih ve 4019 sayılı Kararı uyarınca, —–faaliyetlerinin 01.01.2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verildiği, bu çerçevede——-. tarafından yapılmakta olan satış faaliyetleri ve fatura tahsilatları süreçleri, yasal ayrışma sonrası müvekkili ——– tarafından devralınmış olduğu, müvekkili —, müşterilerine düzenlemeye tabi olan veya serbest tüketicilere yapmış olduğu enerji satışı karşılığında düzenlediği faturaları tahsil yetkisinin münhasıran —-tahsilatları kendi bünyesinde yürütmekle birlikte, bankaların elektronik tahsilat sistemleri veya anlaşmalı tahsilat merkezleri üzerinden yürütmekte olduğu, bu tahsilat kanalları ve bu hususta özellikle yetkilendirilmiş kişiler dışında, —- ismi kullanılarak davacıya ait fatura bedeli tahsilatlarının yapılmasının hukuka aykırı olduğu, davalının müvekkili şirket ile herhangi bir sözleşmesi olmamasına rağmen ——– adını veya logolarını kullanarak makbuz, dekont vb. belgeler düzenleyemeyeceği, — işlem yaptığına dair ifadelere yer veremeyeceğini ve işletme adlarında, ticaret unvanlarında, markalarında, makbuzlarında veya reklamlarında ————- ifadelerini kullanamayacağı, müvekkili şirket ile herhangi bir sözleşmesi olmamasına rağmen işletme adında, ticaret unvanında, markalarında, makbuzlarında veya reklamlarında ‘yetkili’ ifadesine yer veremeyeceği veya bu anlama gelecek kısaltmalar kullanamayacağı, —— adına fatura tahsilatı yapamayacağı, yapılmasına vesile olamayacağı ve hiçbir suret ve ad altında kişilerden —–adına bedel tahsil edemeyeceği, müvekkili şirketin, tahsilatları kendi bünyesinde yürütmekle birlikte, bankaların elektronik tahsilat sistemleri veya —-sıfatları altında anlaşmalı tahsilat merkezleri üzerinden yürütmekte olduğu, bu merkezlerin şirket politikası gereği belirli standartlarda ve belirlenen tek tip görüntüde olup; müşteriye kaliteli ve güvenilir bir hizmet verme hedeflenmiş olduğu, davalının işlettiği tahsilat merkezi ile yetkili tahsilat merkezleri arasında hiçbir benzerlik ve kalite bulunmadığı, davalı taraf bu şekilde yetkili ödeme merkezlerine karşı haksız rekabet ederek, gerek şirketlerine ve gerekse bu yetkili merkezlerin çalışma şekline ve tahsilatına zarar vermekte olduğu, bu sebeple davalı tarafın tüm uyarıları rağmen yetkisiz ve haksız olarak uygulamalarına ve tahsilat faaliyetine devam etmesinin müvekkili şirketin manevi kişiliğine zarar verdiği, bu manevi zararın telafisi olmadığı belirtilerek; davalının müvekkili şirkete 15.000,00 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket ile hiçbir yasal ticari ilişkisi olmayan davalının yetkisiz ve usulsüz olarak—– unvanını, markasını, logosunu taşıyan matbu evrakları kullanmak suretiyle fatura tahsilatı yapması sebebiyle, dürüstlük kurallarına aykırı uygulamaların ve hukuka aykırı işlemlerin muarazanın önlenmesi suretiyle durdurulması için; öncelikle davalının müvekkili şirket adına hiçbir suretle tahsilat yapmamasına karar verilmesini, müvekkili şirketin kalite politikasına, ticari itibarına ve manevi kişiliğine zarar vermesi sebebiyle —- unvanını, markasını, logosunu taşıyan tabelaların ve her türlü ilanın kaldırılmasına ve matbu evrakların kullanılmayarak mevcut olanların derhal imha edilmesine karar verilmesini, müvekkili şirketin davalının hukuka aykırı uygulamaları sebebiyle ticari itibarının daha fazla zarar görmemesi için davalının müvekkili şirket adına tahsilat yapmaması —— unvanını, markasını, logosunu taşıyan tabelaların ve her türlü ilanın kaldırılması ve matbu evrakların kullanılmayarak mevcut olanların derhal imha edilmesi için öncelikle tedbir kararı verilmesini, davalının tüm yasal ihtarlara rağmen yetkisiz ve haksız olarak tabela ve ilanlarını kaldırmayıp uygulamalarına ve tahsilat faaliyetine devam etmesi sebebiyle müvekkili şirketin manevi kişiliği zarara uğradığından ötürü davalının müvekkili şirkete 15.000,00 TL (onbeşbinlira) manevi tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul ——. Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın marka haklarına tecavüz iddiasıyla açılması nedeniyle görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm dava ve taleplerinin hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli olup reddi gerektiğini, müvekkilinin mukim adresinde fatura ödeme merkezî olarak faaliyet göstermekte, kurumlar ile yapmış olduğu sözleşmeler gereği su, doğalgaz, telefon vb. faturaların tahsilatını yaptığını, davacı ile yapmış olduğu sözleşme gereği sözleşme süresince davacının faturalarını tahsil ettiğini, sözleşme sona ermesinden sonra müvekkilinin hiçbir şekilde davacı —– ismini kullanarak davacıya ait faturaların tahsilini yapmadığını, davacının logosunu kullanmadığını, davacıya ait makbuz, dekont vb. belgeler düzenlemediğini, müşterilerinin yoğun isteği ve ısrarı ile davacı kurumun faturalarını aldığını ve bu faturaların bizzat davacı kurumun yetkili ödeme merkezlerine yattığını, bunu yaparken davacı kurumun yetkili ödeme merkeziymiş gibi hareket etmediğini, yetkili kurumun belge, logo ve evraklarını kesinlikle kullanmadığını, bu aşamada hiçbir şekilde davacı kurumun adını kullanarak menfaat elde etmemiş olduğunu, davacı kurum ile bir rekabete girmediğini ve davacı kurumun itibarını zedelememiş olduğunu, yapılan işlemin tamamen müvekkili ile sürekli müşterileri arasındaki hatır-gönül ilişkisine bağlı olarak yapıldığını, ancak Kartal —–. Noterliğin ihtarnamesinden sonra hatır gönül ilişkisi gereği yapılan bu işleme dahi son verilmiş olduğunu, yapılan işlemden davacı kurumun hiçbir zararı bulunmadığını, davacının ödenmeyen hiçbir faturasının olmadığını, bu konuda müvekkilinin müşteri çevresinden herhangi bir şikayet olmadığını, müvekkilinin müşterilerinin memnuniyeti sağlamak amacıyla, onlar adına faturaları davacı kuruma ödemiş olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu işlemin olsa olsa müşterileri açısından vekaletsiz iş görme olduğunu, ancak müşterilerinin bu konuda bilgisi olduğundan müvekkiline karşı herhangi bir tazminat ve benzeri talebin yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacı kurumun dilekçesinde belirttiği üzere faturaları yalnızca kendi bünyesinde tahsil etmeyip anlaşmalı ödeme merkezleri aracılığı ile de tahsilat yapmakta olduğunu, davacının anlaşmalı olduğu merkezlerin yalnızca davacının değil başkaca kurumların da faturalarını tahsil ettiğini, davacının kötü niyetle bu rekabeti anlaşmalı olduğu merkezler lehine kırmak, müvekkilinin ve benzeri ödeme merkezlerini yıldırmak amacıyla kötü niyetle hareket etmekte olduğunu, İstanbul Anadolu—- Asliye Ticaret mahkemesinin —– İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret mahkemesinin —, İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——-, İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —, İstanbul Anadolu –. Asliye Ticaret Mahkemesinin —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin — sayılı dosyaları ile konusu ve talepleri aynı olan davalar açmış olduğunu, ilgili davaların davacının kötü niyetini ortaya koyduğunu, Mahkememiz dosyasının konusu ve davacısı aynı olan İstanbul Anadolu—. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiğini, hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava; davalının fatura tahsilatı yetkisi olmamasına rağmen davacının adını ve logosunu kullanarak ————–kullanarak fatura tahsilatı yamak suretiyle davacı şirketin ticari itibarına ve manevi kişiliğine zarar verdiği iddiasıyla açılan muarazanın önlenmesi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacıya ait marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; ——- markasının —- numaralı “—- markasının ——- sınıflarda tescil edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu —-.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyasında alınan — tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; “davalı tarafın işyerinde yapılan tespitler ile davacıya ait tahakkuk eden abone faturalarının tahsilinin yapılmadığı, davacının ünvanı , markası ve logosunun davalı işyerinde bulunmadığının tespit edildiği, davacı tarafın talep etmiş olduğu tazminat talebinin Mahkemenin takdirinde olduğu, taraflar arasında yapılmış bir sözleşme sunulmamış olması bakımından bir tespit ve görüş belirtme imkanı olmadığı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
İstanbul Anadolu —–.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —-Esas sayılı dosyasında alınan —tarihli bilirkişi ek raporunda ise; ” davalı tarafın işyerinde davacıya ait tahakkuk eden abonelere ait faturalarının; davacı tarafça sunulan fotokopi belgelerinin nazarı dikkate alınması ile tahsilinin yapılma ihtimalinin olduğu, davacı tarafça sunulan fotokopi belgelerinin tüm takdirinin Mahkemeye ait olduğu, davacının ünvanı, markası ve logosunun davalı işyerinde bulunmadığı” görüşlerine ve tespitlerine yer verilmiştir.
Elektrik Piyasası ve Kanunu’nun 3. Maddesi ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12/09/2012 tarihli ve 4019 sayılı kararı uyarınca elektrik piyasasında dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilere verildiği, bu çerçevede elektrik satış faaliyetlerinin dava dışı —- verildiği, bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafça İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne örneği sunulan satış faturası incelendiğinde, davalının adının ve adresinin faturada mevcut olduğu, ekindeki ödeme makbuz örneğinde ise “—markasının yer aldığı, ancak bu faturanın davanın açıldığı 23/06/2014 tarihinden sonraki döneme ait olduğu ve 11/05/2016 tarihinde düzenlendiği tespit edilmiştir.
Davacı vekiline davalının iş yerinde yaptırdıklarını beyan ettikleri Noter tespit tutanağını dosyaya sunması için süre verilmiş, davacı vekili böyle bir tespit yaptırmadıklarını beyan etmiştir.
Davacı vekili, bildirdikleri tanığın genel bilgiye sahip olduğunu belirterek, dinlenmesinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Esas sayılı dosyasının karar örneği istenilmiş, incelendiğinde İstanbul Anadolu—- Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devredildiği ve — Esas numarasını aldığı, davacının——— olduğu, bu davanın davalısı ile bir bağlantısı bulunmadığı anlaşılmakla, birleştirme talebi yerinde bulunmamıştır.
Toplanan deliller, bilirkişi raporları, davalının beyanları, marka tescil kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile, davalının iş yerinde, elektrik perakende satış faaliyetini daha önceden yürüten dava dışı———unvanlarını ve tescilli markalarını tabelasında, makbuzlar üzerinde kullanarak elektrik fatura tahsilatı yaptığı iddia edilmişse de, dava açılmadan önce bu konuda davalının iş yerinde bir delil tespiti veya Noter tespiti yapılmadığı, yargılama sırasında davalının iş yerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davalının davacının ticaret unvanını veya ———–markalarını kullandığına dair bir delil bulunamadığı, davacı vekilinin dosyaya sunduğu fatura fotokopilerinin dava açıldıktan sonra düzenlenen 30/05/2016 tarihli bir fatura olduğu, bu nedenle dava tarihinde ve öncesinde, davalının davacıya ait unvan ve markaları kullanarak fatura tahsil edildiğinin ispatlanamadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2- Peşin alınan harç karar ve ilam harcını karşıladığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Fazla alınan 202,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan—–gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.