Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/124 E. 2020/99 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/124
KARAR NO : 2020/99

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/03/2010
Birleşen Davada: (—– —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— Karar sayılı dosyası)
DAVA :Tazminat
BİRLEŞEN DOSYA DAVA TARİHİ :06/12/2010
KARAR TARİHİ : 30/06/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
Asıl davada :
TALEP/: Davacı vekili Kadıköy —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ….—- ortağı olduğu şirketi ile davalılar arasında—– kullanılması ve aynı isimli ürünlerin satımı konusunda —— itibaren ticari ilişki başladığını, müvekkilinin bu ticari ilişkiye istinaden ——- Merkezinde —— markası adı altında iki işyeri açarak ticari işletmeye başladığını ve bu işin davalının haksız eylemlerine kadar yaklaşık 13 yıl devam ettiğini,——– üçüncü iş yerini davalılardan—— devir ücreti ödenmek suretiyle devir alarak davalılarla ticaretini geliştirdiğini, davalılardan ———adına Beyoğlu ————– Noterliğinin ——yevmiye sayılı ihtarnamesi ile aralarındaki sözleşmenin tek taraflı olarak fesh edildiği bildirilerek , iş yerlerinin boşaltılmasının istenildiğini, ihtarnameye davacı şirket yetkilisi … tarafından Büyükçekmece —-. Noterliğinin —–yevmiye sayılı ihhtarnamesi ile yanıt verildiğini ve davalı iddialarının , sözleşmenin sona erdirilmesinin kabul edilmediğini, ürün siparişlerinin yerine getirilmesini, aksi halde tazminat talep edileceğinin beyan edildiğini , aynı konuda iki ihtarnamenin daha gönderildiğini, davalılardan —– müvekkili için tacizlerine bu kez de savcılıklara vermiş olduğu haksız şikayet dilekçeleri ile devam ettiğini, davalı —- müvekkili aleyhine Bahçeşehir —— iş yerinden dolayı kira alacağını dayanak göstererek Büyükçekmece —. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, takibe itiraz ettiklerini, bu kez Büyükçekmece —. İcra Müdürlüğünün —-esas sayılı dosyasından takip yapılarak usulsüz tebligat ile takibin kesinleştirildiğini, usulsüz tebligat için açtıkları dava kabul edilerek icra takibinin durdurulduğunu, davalı —- bu kezde ———— işyerinden dolayı kira alacağı adı altında birçok eski tarihli fatura düzenleyerek gönderdiğini, bu faturalarında Kadıköy ——-. Noterliğinin —- yasılı ihtarnamesi ile iade edildiğini, davalının art niyetli hareket ederek müvekkilinin ticari hayatını katlanılamayacak hale getirildiğini, haksız işlem ve fiilleri sonucunda maddi ve manevi zarara uğradıklarını, taraflar arasındaki— davalılar tarafından kabul edilmekte olduğunu, Büyükçekmece —-. — Ceza Mahkemesinin kararıyla hazırlanan bilirkişi raporunda, davacının bayiliğin —- bayiliği olduğunun, —— Başsavcılıkları; arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle marka hakkının kullanımının hukuka uygun olduğundan, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiğini, sözleşme hükümlerinin davalı tarafından ağır bir şekilde ihlal edildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi ve haksız fiilleri nedeniyle —– maddi tazminatın reeskont faiziyle 100.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/:Davalılar vekili beyanında özetle;——arasında gerçekleştiğini, bu nedenle diğer davalılar açısından husumet oluşmadığından , davanın bu davalılar yönünden reddedilmesi —- davacı sıfatının bulunmadığını bildirerek usuli itirazlarda bulunmuş, ayrıca davanın esası yönünden ise, davacının —— ilişkisinin devamı boyunca çok defa ve ısrarla sözleşmeye aykırı davranması, konsept dışı ürün satması, rekabet yasağına uygun davranması,—- altında başka markalı ürün satışı yapması gibi sonu gelmeyen aykırılık halleri neticesinde müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini,— gönderimini de kestiğini, haksız fesih ve tazminat talepli davanın koşullarının oluşmadığından davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı karşı davalı yana tahmilini talep ve beyan etmiştir. Cevap dilekçesi başlığında , “Davalılar ve Karşı Davacılar” ibaresine yer verilmiş ise de ; davalıların bu dilekçe kapsamında karşı dava ve talep yöneltmedikleri görülmüştür.
Birleşen Kadıköy ———Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— Karar sayılı dosyasında;
TALEP:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kadıköy —-. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan—– esas sayılı dosyada davalı tarafın müvekkili ile aralarında bir — bulunduğunu ve bu sözleşmenin devam ettiğini, kendilerine sözleşme ilişkisi devam etmesine — markalı ürün gönderilmediğini ve bu nedenle zarara uğradıklarını ve bu zararın tazmin edilmesini istediklerini belirten bir dava açtıklarını, bu davaya karşı kendilerinin de müvekkilleri adına bir karşı dava açma isteklerinin olduğunu, ancak olayda davacı ile davalı sıfatı olmayan kişilerin de bulunması nedeniyle ayrı bir dava açılması zaruriyeti hasıl olduğunu ileri sürerek, bu aşamada açmış oldukları dava ile —-Esas numarası ile görülen davanın konuları arasındaki ciddi bağlantı bulunduğundan, öncelikle iş bu dava ile söz konusu davanın birleştirilmesine karar verilmesini , davalının— aykırı davranarak , sözleşmenin feshine sebep olması sonucunda uğranılan müsbet zararın ve mahrum kalınan kârın tazmini bakımından şimdilik ——– ceza şartının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP/: Davalılar savunma beyanında bulunmamıştır.
Kadıköy —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce karşı davanın Kadıköy ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nde —— Esas sayılı dava ile birleştirilmesine karar verilmiş, Kadıköy —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce de —- tarihli karar ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın talep halinde —- gönderilmesine karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiş, her iki davanın yargılamasına mahkememizce devam olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:/
Mahkememize açılan asıl dava, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalı … ————————–. tarafından haksız olarak feshedildiği, ayrıca bu davalının, davacı hakkında asılsız şikayetlerde bulunduğu, diğer davalı ———–ise eski tarihli faturalar düzenleyerek davacı hakkında haksız icra takibi başlattığı iddiasına dayalı maddi, manevi tazminat, birleşen dava ise davacı birleşen davalının, taraflar arasındaki franchise sözleşmesine aykırı davranarak sözleşmenin feshine neden olduğu iddiası ile müspet zararın ve cezai şartın tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkememizin————- tarihli kararı ile asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, — tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin ve sair taleplerinin reddine karar verilmiş, kararın asıl davada davacılar vekili ile birleşen davada taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Mahkememizin bu kararı taraflarca temyiz edilmiş ve Yargıtay —.Hukuk Dairesi’nin ——Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma gerekçesi ise; “asıl dava, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalı … ——————-. tarafından haksız olarak feshedildiği, ayrıca bu davalının, davacı hakkında asılsız şikayetlerde bulunduğu, diğer davalı —————- ise eski tarihli faturalar düzenleyerek davacı hakkında haksız icra takibi başlattığı iddiasına dayalı maddi, manevi tazminat, birleşen dava ise davacı birleşen davalının, taraflar arasındaki franchise sözleşmesine aykırı davranarak sözleşmenin feshine neden iddiası ile müspet zararın tahsili istemlerine ilişkin olup mahkemece, asıl davada görevsizlik kararı verilmesi üzerine davacı tarafça HUMK’nın 193. maddesi uyarınca 10 günlük süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ancak, asıl davanın açıldığı Kadıköy —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce, ———- tarihli karar ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın talep halinde Kartal ————————-gönderilmesine karar verilmiş, bu —– tarihinde kesinleşmiş, davacı tarafça ise karar henüz kesinleşmeden—— havale tarihli dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmiştir. Bu durumda, görevsizlik kararı üzerine davacı taraf, HUMK’nın 193. maddesinde öngörülen süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep ettiğinden mahkemece asıl dava yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Bozma sebep ve şekline göre birleşen davaya yönelik taraf vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. Davacılar vekilinin asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada kurulan hükmün davacılar yararına bozulmasına, açıklanan nedenlerle birleşen davada kurulan hükme yönelik taraf vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına” şeklinde belirtilmiştir.
Davalılar /birleşen davada davacı vekili söz konusu —– ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunmuşlar; Yargıtay —— Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay söz konusu ilamı ile; ” Mahkemece, asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davaların hukuki niteliği gereği taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığı hususu asıl ve birleşen davadaki uyuşmazlığın esasını oluşturmaktadır. Her iki davada talep edilen müspet-menfi zararın da buna göre tespit ve taktiri gerekeceğinden asıl ve birleşen davaların birlikte görülmesi ve feshin haklı-haksız olup olmadığının birlikte değerlendirilmesinde zaruret bulunmaktadır. Mahkemece, asıl davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar Dairemizce uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bu durumda, birleşen davanın da asıl davada yapılacak incelemeyle irtibatlı olarak karara bağlanması gerekeceğinden, birleşen davaya yönelik taraf temyizlerinin açıklanan gerekçeyle incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, asıl davada davalılar-birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin —-. sayılı ilamının (3) nolu bendinin kaldırılarak taraf vekillerinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Tarafların birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, yukarıda (1) nolu bentte belirtildiği üzere asıl ve birleşen davada feshin haklı olup olmadığı hususunun birlikte incelenmesi gerektiğinden, asıl davada bu hususa yönelik bir değerlendirme yapılmaksızın birleşen davanın kısmen kabulü doğru görülmeyip birleşen davada verilen kararın bu gerekçe itibariyle taraflar yararına bozulmasına ve tarafların sair hususlara yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. Bu nedenlerle, asıl davada davalılar-birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemiz ilamının (3) nolu bendinin kaldırılarak kararın taraflar yararına bozulmasına, sair hususlara yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, asıl davada davalılar-birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin ——————– sayılı ilamının (3) nolu bendinin kaldırılarak taraf vekillerinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada verilen kararın taraflar yararına bozulmasına, bu hususun Dairemiz temyiz ilamına (3) nolu bent olarak yazılmasına, tarafların birleşen davada sair hususlara yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, anılan hususun da Dairemiz temyiz ilamına (4) nolu bent olarak yazılmasına” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Asıl davayla ilgili Kadıköy ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce—- tarihinde kesinleştiği, davacı tarafça karar henüz kesinleşmeden ——- havale tarihli dilekçe ile HUMK’nın 193. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen tanıklar dinlenmiş, dinlenen tanık … beyanında; kendisinin ..—– yılına kadar yönetici olarak çalıştığını, daha sonraki tarihte olanlar hakkında bilgisi olmadığını, yaklaşık 4 yıl kadar asıl davacı tarafın bayilik yaptığını billdiğini, kendisinin bulunduğum sırada bildiği kadarı ile herhangi bir sorun olmadığını, —–kişisel durumundan dolayı da ön ödeme yapmak suretiyle bir çok ürün gönderdiklerini, yani cari alacak durumunda —-alacaklı durumda olduğunu bilidiğini, bunun dışında bildiğim kadarı ile dondurma, baklava, çikolata , yaş pasta, sütlü tatlı vb. ürünlerin satıldığını, ürünlerin sürekli geliştirildiğini, menülerin de değiştiğini, sözleşmenin feshi ile ilgili bilgi sahibi olmadığını, yine o dönemde fesih tarihine yakın zamanlarda olan olaylardan da haberdar olmadığını, konsepti————————-belirlediğini ve konseptte belirlenen ürünlerin bir kısmı hariç tamamını yine ————————- temin ettiğini, çalışılan o dönemde ——- tatlı bulunduğunu, —- temin etmediğini, bayilerin bu ürünleri dışarıdan kendilerinin temin ettiklerini, öte yandan konseptte olmayan ürünlerin satılmasına ———— bildiği kadarı ile rızası olmadığını, bayiler işletmeci olduğu —— çözemediği pek çok problemi kendilerinin dışarıdan çözmeye çalıştıklarını, —- kendi dondurması dışında dışarıdan başka bir ürünün satılmasına izin vermediğni, —– şirketler olsa da ortaklarının büyük bir ihtimalle aynı kişiler olduğunu beyan etmiştir.
Dinlenen tanık … beyanında; —– —- şubesinde çalıştığını, akşamcı olduğu zamanlarda davalı tarafa siparişleri kendisinin girdiğini, bildiğim kadarı ile merkezin belirlediği ve bayide satılmasını istediği ürünlerin dondurma, şerbetli tatlıları, pastaları, sütlü tatlılar olduğunu, konsepttin dışında kendisinin bildiği kadarıyla davacı tarafın dışarıdan temin edip sattığı herhangi bir ürün olmadığını, son 4 ay kadar siparişlerin davalılar tarafından aksatılmaya başlandığını, tarihini tam olarak hatırlamadığı bir gün polislerle birlikte gelip tabelayı kaldırdıklarını ve dükkandaki ürünlere el konulduğunu, çalışan olduğu için bunun neden kaynaklandığını bilmediğini, tabelaların indirilmesi ve ürünlerin toplanmasının yoğun çalışma saatinde meydana geldiğini, müşteri karşısında mahcup olduklarını, bu olaydan sonra kendisinin işten ayrıldığını ve başka bir iş bulduğunu, bu nedenle — isminin kullanılmaya devam edilip edilmediğini bilmediğini, —– isimli bir firmayı hiç duymadığını beyan etmiştir.
Tanık … —- beyanında; kendisinin davanın tarafları olan ——- bilmediğini, bu şirketlerin hiç birisine çalışmadığını, ——————— yakasında taraf şirketleri dışında başka bir şirket ile çalıştığını, davaclardan .—- tanıdığını, firma ortaklarından olduğunu, taraflar arasında ne gibi bir ihtilaf olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Tanık … beyanında; davacı —- yerinde —- yıllarında ön muhasebe elemanı oolarak çalıştığını, çalıştığı muhasebe biriminin ofis olarak ayrı bir yerde bulunduğunu, iş yerine arada bir gittiğini, taraflar arasında ne gibi bir ihtilaf olduğunu bilmediğini, ön muhasebede çalıştığı süre zarfında ————- dışında işletmede başka bir ürün satıldığına dair her hangi bir fatura işlemediğini, sadece temizlik malzemesi , personelin malzemelerine ilişkin bir kısım ürünlerin—– sarfedildiğini bildiğini beyan etmiştir.
Tanık … beyanında; davacı ——işletmesinde şube müdürü olarak —- yılları arasında çalıştığını, firma sahibi …’nin ürün alabilecekleri firmaların ismini verdiğini, kendilerinin de şirket yetkilisi tarafından sağlanan, tedarik edilen ürünleri sattıklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin ayrıntılarından haberdar olmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın başlama nedenini bilmediğini, ancak ———————- ürünlerinin satılmasını istemediklerini, sonrasında —- ürün göndermediğini, bilahare ——-ile birlikte bahsettiği bu şirket temsilcilerinin gelip bu tabelaları indirdiklerini, kendilerine ait yazılı ürünleri aldıklarını, ertesi günü firma sahibi olan …’nin yedieminden ürünleri geri aldığını,—– etmediği tulumba, ekmek kadayıfı gibi kimi ürünlerin şirket yetkilileri tarafından dışardan temin edildiğini ve bu ürünlerin satıldığını, kendisinin çalıştığı dönemde bahsettiği tulumba tatlısı, ekmek kadayıfı gibi ürünlerin dışardan başka firmalardan temin edilerek satıldığını,——gıda denetimi yaptığında kendileri dışında temin edilen bu ürünlerin satılmasını istemediklerini, bu konuda uyarıda da bulunduklarını, başlangıçta —-ürünleri üretmediğini, ancak sonradan üretmeye ve kendilerine göndermeye başladığında çalıştığım firmanın dışardan temin ettiği benzer ürünleri de satmakta olduğunu,zaten —————-nedenle uyarı yaptığını, ancak yapılan uyarıdan sonra da tabela indirilinceye kadar da bu ürünleri satılmaya devam ettiğini, tulumba tatlısı, ekmek kadayıfı gibi ürünlerin —- zaten dışardan temin edilerek satıldığını, başlangıçta da —–buna itiraz etmediğini beyan etmiştir.
Asıl davada davalıların haksız eylemleriyle ilgili bildirilen deliller toplanmış ve incelenmiştir. Büyükçekmece Cumhuriyet —– Karar numaralı Kovuşturmaya yer olmadığı kararı ve dosyası incelendiğinde, —-şirketi tarafından ..——– yerinde haksız olarak kendisine ait markayı kullandıkları iddiasıyla şikayette bulunulduğu, yapılan —– markasının kullanıldığının tespit edildiği, ancak şikayetçi şirket ile şüpheli şirket arasında daha önceden yapılan—-nedeniyle eylemin suç olmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Yine —— Karar numaralı—-olmadığı kararı ve dosyası incelendiğinde, — tarafından — aleyhine ————–yerinde haksız olarak kendisine ait markayı kullandığı iddiasıyla şikayette bulunulduğu, yapılan aramada —— markasının kullanıldığının tespit edildiği, ancak şikayetçi şirket ile şüpheli şirket arasında daha önceden yapılan—-nedeniyle uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Yine —— Karar numaralı —–olmadığı kararı ve dosyası incelendiğinde, —- tarafından — — aleyhine ———————- yerinde haksız olarak kendisine ait markayı kullandığı iddiasıyla şikayette bulunulduğu, yapılan ——markasının kullanıldığının tespit edildiği, ancak şikayetçi şirket ile şüpheli şirket arasında daha önceden yapılan —– nedeniyle uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Küçükçekmece—– İcra Müdürlüğü’nün —-numaralı icra dosyası incelendiğinde; alacaklının —– kira alacağı nedeniyle hapis hakkını kullanmak için talepte bulunduğu,—–tarihinde iş yerinde haciz yapılarak eşyaların yediemin —– teslim edildiği, —– tarihindebir kısım işletme eşyalarıyla ilgili (ahşap dolap, derin dondurucu, televizyon, tartı aleti, çelik dolap, cam dolap, soğutucu dolap, tartı dolabı) için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Büyükçekmece —. İcra Müdürlüğü’nün — numaralı icra dosyası incelendiğinde; alacaklının ——- tarihinde cari alacak nedeniyle takip başlatıldığı, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Büyükçekmece —. İcra Müdürlüğü’nün—-numaralı icra dosyası incelendiğinde; alacaklının—-tarihinde kira alacağı nedeniyle takip başlatıldığı, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların gösterdikleri deliller toplandıktan sonra,—– haksız olarak feshedilip edilmediği, haksız fesih sözkonusuysa davacının talep edebileceği tazminat miktarı, haklı fesih söz konusuysa birleşen davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması için dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler mahkememize sundukları raporlarında özetle; asıl dava yönünden, dava konusu anlaşmazlığa ilişkin olarak yapılan hukuki değerlendirme de, taraflarca feshin haklı sebeplere dayandığı ifade edilmiş olmakla birlikte, mahkememizce davacı tarafın talepleri doğrultusunda bir tazminata hükmedilmesi —— ilişkisinin sona ermesi dolayısıyla davacı şirketin 83.318,14 TL kazanç kaybına uğradığını, birleşen dava bakımından —- tarihi itibariyle sona erdiği bu bakımdan birleşen dava dosyası davacısının —- tarihleri arasındaki dönem için kazanç kaybının 53.712,26 TL olarak hesaplandığı, buna göre tayin olunması gereken doğrudan zarar miktarının tespitinde kazanç kaybının %10-20 ‘si arasında bir miktarın doğrudan zarar olarak taktir edilmesinin hakkaniyete uygun olacağıyönünde görüş bildirilmiştir.
Her iki dava da taraflar —–markasının kullanılması için yapılan—- kaynaklanmakta olup, birleşen davanın davacısı———. tarafından dosyaya sunulan sözleşme altındaki imzanın kendilerine ait olmadığına dair, asıl davanın davacıları ve birleşen davanın davalısı tarafından itiraz edildiğinden, asıl davanın davacısı, birleşen davanın ——–imza örnekleri alınarak sözleşme aslı üzerinde imza incelemesi yaptırılmış,———- tarihli raporda — olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar birleşen davanın davacısı ———— rapora itiraz ederek bir kez de — alınmasını talep etmişse de, …’nin incelemeye yetecek kadar imza örnekleri temin edilerek rapor alındığından ve davalı-birleşen davacının rapora itirazını haklı ve inandırıcı gösterecek bir delil sunmadığından, rapora itibar edilerek, taraflar arasında yazılı ————-sözleşmesi olmadığı sonucuna varılmıştır. ——-sözleşmeleri, Borçlar Kanunu hükümlerine tabi özel hukuk sözleşmeleri niteliğinde olup, aksi öngörülmedikçe şekil serbestisi ilkesi gereğince herhangi bir şekle bağlı olmaksızın kurulabilirler. Buna göre taraflar arasındaki anlaşmanın sözlü olarak yapıldığı kabul edilerek, her iki dava da buna göre incelenmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin konusunu ———- markalarının tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde ——-esas unsurlu markaların—— tescilli oldukları tespit edilmiştir.
Asıl adavayla ilgili davalıların aktif ve pasif husumet itirazları bulunduğundan bu itirazların değerlendirilmesi için davada taraf olan şirketlerin ticaret sicil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelenediğinde davacı——— — yetkilsinin ve ortağının … olduğu, davalı-birleşen davacı .——olduğu, asıl davada davalı ——————- olduğu, her üç şirketin de ortaklarının aynı olduğu, davalı … ——————————–adıyla işletilmek üzere kiraladığı iş yerlerini ciro karşılığında davacıya alt kiracı olarak kiraladığı, dinlenen tanık anlatımlarıyla da her üç şirketin ———– sözleşmesi kapsamında ilişki ,içinde oldukları, her üç şirket arasındaki sıkı bağlantı ve davacı —- ilişkileri değerlendirildiğinde, her ne kadar fesih ihbarı yalnızca davalı ..—- tarafından gönderilmişse de, her üç şirketin — sözleşmesinde taraf oldukları, haksız olduğu iddia edilen ve Cumhuriyet Savcılığına yapılan şikayetler ile bağlantılı oldukları sonucuna varılmakla, ve haksız icra takibine ilişkin davayla ilgili ——- başlattığı icra takipleri mevcut olduğundan, bu nedenlerle ———- asıl davayla ilgili pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığına dair itirazları kabul edilmemiştir.
Asıl davanın davacısı … ile ilgili aktif husumet itirazında bulunulması nedeniyle yapılan incelemede; her ne kadar … iş yerinin tabelalarının sökülmesinden kendisinin de bizzat zarar gördüğünü iddia etmişse de,———- –Savclığı’na yapılan şikayetlerin de davacı ——- aleyhine yapıldığı, …’nin şirket yetkilisi olması nedeniyle yalnızca bir hazırlık soruşturmasında yer aldığı, haksız yapıldığı iddia edilen icra takibinin de bu şirket aleyhine yapıldığı, franchising sözleşmenin haksız feshinden veya haksız şikayet ve icra takibinden dolayı tazminat talepleri yönünden dava açma hakkının bu şirkete ait olduğu, davacı ortağın uğramış olduğu zarar varsa bu zararın dolaylı bir zarar olup, davacının bu konuda aktif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı … tarafından açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyaya sunulan ihtarname örneği incelendiğinde; asıl davanın davalılarından ———————-tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feshettiğini ——- bildirmiştir. Söz konusu bu ihtarnamenin ——– tarafından ——- tarihinde tebliğ alındığı görülmüştür.—gerekçesi olarak — şubesinde — tarihinde yapılan denetimde —— harici başka markalarla dondurma satışı yapıldığını ve diğer denetimlerde ortaya çıkan uygunsuzlukları gerekçe olarak göstermiştir. Dinlenen tanık anlatımlarıyla da, ———-ürünleri dışında ürün satışlarının yapıldığı doğrulanmıştır. Bu satışlardan tüketici şikayetiyle haberdar olunmuştur. Taraflar arasında —– markası adı altında — sisteminin ana ürünü dondurma olup, bu konudaki——– sistemine önemli zararlar verebilir. Öte yandan ibraz edilen delillerden —————— işletilen—–şubelerinin başkaca tüketici şikayetlerinin de bulunduğu ve denetimlerde aksayan hususların tespit edildiği sabittir. Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde — olan güvenin sarsıldığı görülmektedir. Bu bakımdan fesih gerekçelerinin gerek objektif, gerekse subjektif açıdan belirli bir ağırlık taşıdığı ve bu bakımdan —- fesihte haklı nedenlere dayandığı sonucuna varılmakla taraflar arasındaki ———- tarihinde sona erdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Asıl davada haksız icra takibi —– yapılan şikayetlerle ilgili maddi ve manevi tazminat talepleriyle ilgili davaya bakma görevi her ne kadar mahkememize ait değilse de, mahkememizde görülmesi gereken ve konusu marka kullanım hakkı olan franchising sözleşmesiyle ilgili dava ile birlikte açıldığından, objektif dava birleşmesi söz konusu olmakla, bu talepler de incelenerek karara bağlanmıştır. — sözleşmesinin sona erdiği tarihten sonra da birleşen davanın davalısı, asıl davanın davacısı —– işletmelerinde ————— markasının kullanılmaya devam edildiğinin —– Başsavcılıklarınca yapılan arama sonucunda tespit edildiği, bu nedenle —————- olduğu şikayetlerin haksız şikayetler olmadığı, yalnızca taraflar arasında daha ———— sözleşmesi olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, yine —————————–arasında —— ilişkisinin, ayrıca —– nedeniyle ticari ilişkinin mevcut olduğunun her iki tarafın da kabulünde olduğu, Küçükçekmece —- İcra Müdürlüğü’nün —- numaralı dosyası üzerinden kira alacağıyla ilgili icra takibi nedeniyle iş yerinde haciz işlemi uygulandığı ve haczedilen eşyaların borçlu davacı şirkete yediemin olarak bırakıldığı, itiraz üzerinde icra takibinin durduğu, diğer icra takiplerinin de yine borçlunun itirazı üzerine durduğu, davacının bu takipler nedeniyle ne gibi maddi zarara uğradığını kanıtlayamadığı, bu nedenle maddi tazminat talep edemeyeceği, haksız icra takibi ve haciz nedeniyle manevi tazminat talep edilebilmesi için davalı tarafın davacı aleyhine başlattığı icra takibinde kötüniyetli ve ağır kusurunun varlığının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, taraflar arasında —————-olarak hareket ettiğinin ispatlanamadığı, bu nedenlerle icra takibi yapılmasından dolayı —————————- manevi tazminat da talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
——————oluşturan fikri ve sınai unsurlar —— kullanma hakkı tanıyarak onu kendi ————————-dayalı ticari faaliyet sırasında devamlı ——–sistemin içerdiği ve — belirlediği ilkelere uymak ve kendisine kullanma hakkı verilen fikri ve sınai unsurlardan yararlanmak kaydıyla” bu sisteme dahil mal veya hizmetlerin sürümünü, kendi nam ve hesabına yapmayı ve desteklemeyi, hem de ————–belirli bir ücret ödemeyi taahhüt ettiği sürekli bir borç ilişkisi kuran, Kanunda düzenlenmemiş ve tam iki tarafa borç yükleyen bir çerçeve sözleşmesidir. ——- sözleşmesinin en önemli unsurlarından bir tanesi, taraflar arasındaki güven ilişkisidir. Buna bağlı olarak da tarafların birbirlerinin menfaatlerini korumak zorunda oldukları gibi, ayrıca tarafların sıkı bir işbirliği içerisinde olmaları gerekir. Bu özellik, taraflar arasında dayanıklı , dinamik bir sistemin varlığını gerekli kılar. Sisteme katılan her firmanın başarısı diğerlerinin de başarısına katkı sağlar . Taraflar arasında imaj, pazarlama , rekabet birliği bulunur.
Sürekli borç ilişkilerinde bazı sözleşmelerde yer alan düzenlemeler dışında haklı sebeple feshi düzenleyen genel kural bulunmasa da ————- kanunla düzenlenmemiş ———– düzenlemeler yönünden haklı sebeple feshin genel ilke olarak mümkün olunduğu kabul edilmektedir, ——————- bakımında da taraflardan birinin haklı sebepten ötürü sözleşmeyi olağanüstü fesih yoluyla tek taraflı olarak sona erdirme imkanı mevcuttur.
————- birleşen davanın davacısı ——– tarafından haklı nedenlere feshedilmesi üzerine —- tarihinde sona ermiştir. Sözleşme ihlaline dayalı olarak haklı nedenle fesihte iki zararı türü ortaya çıkar. Bunlardan ilki, doğrudan sözleşmenin ihlali nedeniyle uğranılan zarar, 2. zarar türü ise karşı tarafın sözleşmeyi ihlali nedeniyle fesih hakkı sahibinin sözleşmeyi vaktinden önce feshetmesine bağlı olarak ortaya çıkan zarardır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme sunulamadığı için sözleşmenin en erken hangi tarihte fesih olunabileceğini tespit imaknı bulnmamaktadır. Mahkememizce denetime uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak, bu durumda vaktinden önce fesihten kaynaklı kar mahrumiyeti talep eden——- halk nezdinde tercih edilen —-modeli olması nedeniyle 3-6 aylık dönem içinde —- bölgesinde —– verme imkanına kavuşabileceği, ortalama dörtbuçuk aylık dönem üzerinden bir kar mahrumiyeti hesaplanabileceği, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda birleşen dava dosyası bakımından davacının 53.712,26 TL kazanç kaybına uğradığı bunun %10’u kadar bir miktarın da doğrudan zarar olarak taktir edilmesinin hakkaniyete uygun olacağı, buna göre 59.083,48 TL maddi tazminatın talep edilebileceği sonucuna varılmıştır.
Asıl davanın davacısı —– —- ilgili düzenlenen denetim tutanakları ile işletmelerde “——–” ürünleri dışında başka markalı ürün satışının yapıldığının tespit edildiği, tanık anlatımlarının da bu hususu kanıtladığğı, bu eylemlerin işletme müdürü tarafından gerçekleştiği ve derhal işine son verildiğine dair ————– savunmaları —————- işletmedeki sözleşmeye aykırı eylemlerin işletme müdürü tarafından yapılmış olsa dahi, sözleşmeye taraf olan işletme sahibi şirketi sorumluluktan kurtarmayacağı, bu nedenle sözleşmenin haklı olarak feshedildiği ve asıl davada davacı olan —– sözleşmenin haksız feshi nedeniyle de tazminat talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce daha önce verilen ve Yargıtay tarafından bozulan kararda birleşen davayla ilgili hükmedilen —tazminat tutarıyla ilgili taraflarca temyiz talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
Toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, birleşen davanın davacısının davalı ile yapılan —- haklı olarak fesh ettiği, bu nedenle asıl davanın —maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği, yine asıl davada davacı şirket hakkında haksız bir şikayetin söz konusu olmadığı, haksız icra takibi nedeniyle maddi zarara uğradığının ve icra takibi yapan davalının ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı, yapılan bilirkişi incelemesi ile taraflar arasındaki franchising sözleşmesinin birleşen davanın davalısının sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle süresinden önce feshedilmesinden dolayı birleşen davanın davacısının 53.712,26 TL maddi zarara uğradığı, bu tutarın %10’u kadar doğrudan zararının oluştuğunun kabul edilmesi gerektiği, buna göre 59.083,48 TL tazminat talep edilebileceği, mahkememizce daha önce verilen ve — bozulan kararda birleşen davayla ilgili hükmedilen 59.083,48 TL tazminat tutarıyla ilgili taraflarca temyiz talebinde bulunulmadığı, her ne kadar birleşen davada davacı imzası inkar edilen sözleşmeye dayanarak cezai şarta da hükmedilmesini talep etmişse de, sözleşmedeki —–olmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığından ve cezai şart kararlaştırıldığı ispat edilemediğinden buna ilişkin taleplerinin kabul edilebilir olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Asıl davada; davacı … tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti bulunmadığından HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
Davacı —————————————-tarafından açılan davanın REDDİNE,
a- Peşin alınan harç karar ve ilam harcını karşıladığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5.885,60 TL fazla alınan harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde asıl davanın davacısına iadesine,
b- Davalılar yararına … hakkındaki davanın usulden reddedilmesi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücreti takdiri ile —- alınarak, davalılara verilmesine,
Davalılar yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —- Ücret Tarifesi gereğince ——– vekalet ücreti takdiri ile davacı şirketten alınarak, davalılara verilmesine,
Davalılar yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —- Ücret Tarifesi gereğince 13.450,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı şirketten alınarak, davalılara verilmesine,
c- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından bozma öncesi yapıldığı anlaşılan 938,50 TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapıldığı anlaşılan 24,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 963,00 TL yargılama giderinin davacı şirketten alınarak, davalılara verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
2-Birleşen davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
59.083,48 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,
a- 4.035,99 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 2.970,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.065,99 TL harcın birleşen davanın davalısından tahsiline,
b- Birleşen dosya davacısı yararına “kabul edilen miktar üzerinden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —————-gereğince 8.480,85 TL vekalet ücreti takdiri ile birleşen dosya davalısından alınarak, birleşen dosya davacısına verilmesine,
Birleşen dosya davalısı yararına “red edilen maddi tazminat miktarı üzerinden” karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— gereğince —-vekalet ücreti takdiri ile birleşen dosya davacısından alınarak, birleşen dosya davalısına verilmesine,
Birleşen dosya davalısı yararına “red edilen cezai şart talebi yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —-gereğince —- vekalet ücreti takdiri ile birleşen dosya davacısından alınarak, birleşen dosya davalısına verilmesine,
c- Birleşen dosya davacısı tarafından yapıldığı anlaşılan 17,15 TL başvurma harcı, 2.970,00 TL peşin harç, 2,75 TL vekalet harcı ile 10,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.999,90 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 899,97 TL sinin birleşen dosya davalısından alınarak, birleşen dosya davacısına verilmesine, kalanın birleşen dosya davacısı üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dosya davalısı tarafından yapıldığı anlaşılan 70,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 49,00 TL sinin birleşen dosya davacısından alınarak, birleşen dosya davalısına verilmesine, kalanın birleşen dosya davalısı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı-birleşen davalılar vekili ile davalı-birleşen davacılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜNLÜK süre içersinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.