Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/120 E. 2019/355 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/142
KARAR NO : 2019/363

DAVA : Marka (Tanınmış Marka Olduğunun Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tanınmış Marka Olduğunun Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın ——gıda —— öncü markası olarak yaklaşık ———–sayılı——– ibareli markanın ———– şirketine adına ——.sınıfta yer alan “————-mallarında tescili için talepte bulunduğunu, başvurunun Türk Patent Marka Kurumu tarafından kısmen red edildiğini, —— incelemesi sonucunda da başvurunun reddedilmesi nedeniyle idari yolların tükendiğini ve ilgili Mahkemede -kararının iptali için dava açıldığını, taraflarınca yapılan araştırmada davalı marka sahibinin piyasaya sunduğu ——.sınıfta ürün tespit edilemediğini, Marka ve Patent Kurumu tarafından müvekkili firmanın tescil talebini reddinin nedeninin diğer davalılar adına ——- ilgili marka sınıflarında tescilli olması olduğunu belirterek; MarKHK 14.madde ve SMK 9.maddi lafzına uygun olarak söz konusu davalıya ait 29.sınıf emtialarının kullanılmama nedeniyle iptalini , davalı adına tescilli —–sınıfta tescilli markaların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ——tarih ve — sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edilmekle kurulduğunu; müvekkili şirketin iştigal konusunun “—.” olduğunu, emsal bir davada Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde —-sayı ile görülen dava dosyası ile birleştirilen aynı mahkemenin—-sayılı dosyasında davacı yanın; davalı yanın adına üç ayrı sınıfta tescilli—–ibareli markanın hükümsüzlüğünü talep ettiğini, davalı yanın ise mevcut markayı sadece — sınıfta giysi emtiasında kullandığını ispat ettiğini ve yerel mahkemenin de söz konusu markayı bir bütün olarak değerlendirdiğini ve yine markanın tescilinden itibaren 15 yıl sonra dava açılması nedeni ile hakkın kötüye kullanımının söz konusu olduğunu ifade ederek açılan davayı reddettiğini, Yargıtay — Hukuk Dairesinin de söz konusu kararı —-sayılı ilamı ile onadığını, davacı yanın huzurdaki davayı müvekkili şirket markasının başvuru tarihinden 21 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra açmış olduğunun da sabit olduğunu, bu bağlamda huzurda görülen davanın MK 2 bağlamında reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek; açıklanan fiili ve hukuki nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; davalı adına —.sınıfta tescilli —— (—- —-sayılı markaların tescilli oldukları sınıfta 5 yıldan bu yana ciddi olarak kullanılmadıkları iddiasıyla açılan marka iptali davasıdır.
Davalıya ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; —–markasının —- tarihinde, —- markasının —- tarihinde— numaralı — tarihinde davalı adına tescilli oldukları tespit edilmiştir.
Markanın kullanılmaması nedeniyle iptal davalarında markaların kullanıldığının ispat yükü marka sahibi davalıya ait olduğundan, davalı tarafa markaların tescilli oldukları mal ve hizmetler için tescil tarihlerinden itibaren ciddi ve etkin bir şekilde kullanıldıklarına dair ticari defter ve belgeleri ile tüm delillerini sunmaları için kesin süre verildiği halde, hiç bir delil ve belge sunulmadığı, ticari kayıtların yerinde incelenmesi için talepte de bulunulmadığı, her ne kadar davacı tarafça kesin sürede bilirkişi ücreti yatırılmadığı için delillerini sunmadıkları belirtilmişse de, bilirkişi ücreti yatırılmasa dahi mahkememizce markanın kullanıldığına dair deliller üzerinde inceleme yapılabileceği, bu nedenle davalının kesin süreye rağmen delil sunmayarak dava konusu markalarını kullandığını ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
SMK’nun 9/1. maddesinde, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir neden olmadan tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmaması veya kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilmesi halinde iptaline karar verilebileceği, 26. maddede ise 9. maddenin birinci fıkrasında belirtilen hallerin mevcut olması halinde markanın kurum tarafından iptaline karar verileceği, 192. Maddede ise 26. maddenin kanunun yayımı tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. SMK’nun 26. maddesinin yürürlüğe girene kadar iptal kararı mahkemelerce verilebilecektir.
6769 sayılı SMK’nın yürürlüğe girdiği —tarihinden önce kullanmama nedeniyle markanın iptalini düzenleyen 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş, iptal kararı—- Gazetede yayınlanmış, arada kalan 4 gün için yasal boşluk oluşmuştur. Ancak arada kalan dönem hariç— 2017 tarihine kadar bir yasal düzenleme eksikliği bulunmamaktadır. Mülga 556 sayılı KHK’nın kullanmama nedeniyle marka iptali yaptırımına ilişkin 14.maddesi 6 Ocak 2017 tarihine kadar yürürlükte olup, dava konusu marka sahibi de markasını tescil ettirdiği tarihten,— tarihine kadar markayı kullanmamasının iptal yaptırımını gerektirdiğini ve markasını tescilli olduğu mal veya hizmetlerde ciddi biçimde kullanmadığı takdirde mahkemece iptal edilebileceğini bilmektedir.
6769 sayılı SMK’nın 9., 26. ve geçici 4.madde ile Mülga 556 sayılı KHK’nın iptal yaptırımını düzenleyen 14.maddesinin yerine aynı yasal yaptırım tekrar getirilmiş olup, önceden bilinmeyen, öngörülemeyen ve geçmişe dönük olarak mülkiyet hakkını kısıtlayan bir durum söz konusu değildir.
Öte yandan kullanılmayan markaların iptal edileceğine dair yasal düzenlemelerin amacı, kullanılmayan ve atıl durumda bulunan markaların, gereksiz yere marka tescilini işgal etmelerinin önüne geçmektir. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi de, önceki düzenlemenin yasa ile yapılması gerekirken Kanun Hükmünde Kararname ile yapılmasına ilişkindir. Dolayısıyla SMK’nun yürürlüğünden sonra açılan kullanmama nedeniyle iptal davalarında, —–tarihindeki 4 günlük yasa boşluk süresi, yasal 5 yıllık süreye eklenerek ve böylece bu gibi davalarda marka iptal için gerekli en az kullanmama süresi 5 yıl 4 gün kabul edilerek, buna göre değerlendirme yapılması gereklidir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile, davalının davaya konu olan markaları tescil edildikleri tarihten bu yana tescilli oldukları mal ve hizmetlerde ciddi ve etkin bir şekilde kullandıklarını ispatlayamadığı, markaların tescil tarihlerinden dava tarihine kadar 10 yıldan fazla zaman geçtiği ve iptal koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli—— —-numaralı —- numaralı —” markalarının tescilli oldukları tüm mal ve hizmetler için SMK’nun 9 ve 26.maddeleri uyarınca İPTALLERİNE ve SİCİLDEN TERKİNLERİNE,
2- —-karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan — harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan—- Tarifesi gereğince — vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan—- peşin harç,–vekalet harcı, 129,50 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam — yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı