Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/11 E. 2020/10 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/11 Esas
KARAR NO : 2020/10

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Kaldırılması ve Önlenmesi, Alan Adının İptali
DAVA TARİHİ : 09/01/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, tecavüzün ve haksız rekabetin kaldırılmsı ve önlenmesi ile alan adının iptali davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin uzun yıllardır taşımacılık, araç kiralama ve tur düzenleme faaliyetler yürüttüğünü,——–” markasının da müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı şirketin ise müvekkiline ait markayı izinsiz olarak tabelasında, araçlarında, internet alan adında, ticaret evraklarında ve reklamlarında kullandığını, davalıya bu konuda ihtarname gönderilmesine rağmen davalının kullanıma devam ettiğini, davalının eylemlerinin açıkça marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, davalının davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, bu durumun sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ve önlenmesine, bu cümleden olarak davalının davacıya ait ——-” markasını birlikte, tek başlarına ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde kullanmasının önlenmesine ve bunların toplatılarak, hükmün kesinleşmesini müteakip bu türden materyalin imha edilmesine, araçlar üzerinde bulunanların silinmesine, davalının——— markasını kullandığı alan adlarının kullanılmasının yasaklanmasına ve bunların iptaline ve bu işlemlerin uygulamasının yapılabilmesi için BTK’ya bildirilmesine, hükmün masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’de yayın yapan bir gazetede yayınlanmasına, maddi ve manevi tazminat hakları ile şikayet haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davaya konu ticari unvanın ilk olarak—–kurulduğunu, bu firmanın — yılında limited şirkete dönüştüğünü,—– davacı şirket sahiplerinden “———- ismini kullanabilmesi için izin aldığını, uzun yıllardan beri müvekkili tarafından haksız rekabet yaratmayacak bir biçimde bu ibarenin kullanıldığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin ticari faaliyetini sürdürürken kullandığı isim ve ambleminin tamamen kendisine özgü olduğunu, davacı ile müvekkilinin faaliyet alanlarının benzer olmasından yola çıkılarak davacının haklarının ihlal edildiği sonucuna varılamayacağını, “—– ibaresinin yaygın bir isim olduğunu, halk nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalının “——” ibarelerini kullanımının davacı adına tescilli—- tescil numaralı——–markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, tecavüz ve haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılması ve önlenmesi, alan adının iptaline ilişkindir.
Dosyaya Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ——- tarihinde davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Taraflara ait ticaret sicil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacı şirketin —- tarihinde tescil edildiği, davalı şirketin 14/04/1995 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporu ve dosyaya getirtilen kayıtlarla davacıya ait ——-adının 27/01/2003 tarihinde, davalıya ait—- alan adının 16/03/2007 tarihinde yayına başladığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi yönünde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişiler ——————– tarafından düzenlenen 15.02.2018 tarihli raporda; incelenen internet sitelerinde turizm ve çeşitli servis tanıtımlarının yapıldığı, davacı tarafın dava dilekçesi içerisinde sunduğu internet sitesi görüntü çıktılarına benzer içeriğin yayında olduğu, incelenen taraflara ait internet sitelerinin benzer çalışma alanlarında faaliyet gösterdiği, internet üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacı tarafa ait olduğu anlaşılan —- ve davalı tarafa ait olduğu tespit edilen—– alan adlarının birbirleriyle karıştırılabilecek şekilde kullanıldığı, davalı tarafın benzer alan adı kullanmak suretiyle davacı tarafın haklarına tecavüzde bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Taraflar tüm delillerini sunduktan sonra, dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler ————- tarafından düzenlenen 05.07.2019 tarihli heyet raporunda; davalı firmanın —- ibaresini seyahat acenteliği sektöründe markasal olarak kullandığı, bununla beraber —- ibaresinin davalı firma tarafından davacı firmaya oranla daha önce —- edildiği, dolayısıyla davalı firmanın kötü niyetli olmadığı, “—- ibaresinin seyaha acenteliği sektöründe zayıf marka olduğu, rapor içinde tespit edilen davalı firma markasal kullanımı ile sınırlı olmak üzere ortalama tüketici nezdinde davacı firmanın— sayılı markası ile karıştırılma riskinin olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda dosyanın yeni bir marka uzmanı bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup, bilirkişi—– 02.01.2020 tarihli raporunda; davalı şirketin—-” şeklinde kullandığı işaretin, davacı şirketin ————————– markasından doğan haklarına SMK’nun 29 ve 7/1-b maddeleri uyarınca tecavüz teşkil ettiği, iltibas halinin TTK 55.maddesi hükmünde haksız rekabet teşkil eden eylemler arasında sayıldığı, somut olayda davalının, davacının markasıyla karıştırılma ihtimaline yol açan “————— şeklindekli markasal kullanımlarının TTK’nun 55.maddesi hükmü uyarınca haksız rekabete sebebiyet verdiği yönünde görüş bildirmiştir.
Her iki rapor arasında çelişki mevcutsa da, her iki raporda da davalının markasını davacının markasının tescilli olduğu ————— yer aldığı —- sınıftaki hizmetler için kullanıldığı, davalının kullanımının davacının markası ile karışıklığa neden olabileceği belirtilmiş olup,—- üzerinde hangi tarafın öncelik hakkı bulunduğuna dair çelişki doğmuştur. Bu hususun dosyaya sunulan diğer deliller ve kayıtlarla incelenerek mahkememizce değerlendirilmesi gerektiğinden, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden rapor alınmamıştır.
Türk Marka Hukukunda “——— geçerlidir. Yasa koyucu bu yolla piyasada aynı veya benzer mal ve hizmetler için mükerrer markanın varlığını önleyerek; bir yandan, önceki markaya yapılan yatırımı korurken diğer yandan da nihai alıcı olan tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır. Öte yandan Türk Marka Hukukunda “gerçek hak sahipliği ilkesi” de benimsenmiştir. Buna göre, bir markayı, ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişi, marka üzerinde gerçek hak sahibidir. Bu ilke uyarınca; SMK’nun 6/3. maddesine göre, başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla, markayı tescil ettirmeden piyasada ilk kez kullanan ve maruf hale getiren kişi, gerçek hak sahipliğine dayalı olarak bu markayı haksız rekabet hükümlerine göre koruyabileceği gibi, marka haklarına tecavüzün önlenmesini de talep edebilir.
Ticaret unvanı ile markaların işlevleri birbirinden farklı olup, TTK’nun 43. ve devamı maddeleri uyarınca ticaret unvanı ticari işletmenin sahibi olan tacirin diğerlerinden ayırt edilmesini sağlarken, SMK hükümlerine uygun olarak tescil edilen markalar ise, bir işletmenin mal veya hizmetlerinin diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlamak amacıyla kullanılır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalı ..——” esas unsurlu ticaret unvanını davacı şirketten daha önce tecsil ettirerek kullanmaya başladığı, ancak davalının —- markalarını da aynı tarihte kullanmaya başladığını ve bu markalara dava tarihine kadar ayırt edicilik vasfı kazandırdığını ispatlayamadığı, aksine davacı tarafın yetkililerinin şirketin tescilinden önce de ——” ibaresini kullandıklarını ispatlar şekilde, davalı vekilinin cevap dilekçesinde —- ibaresini kullanmak için davacı şirket yetkililerinden izin istediğini ve ses çıkarmadıklarını beyan ettiği, davacının ———————– tarihinde, davalıdan daha önce kullanmaya başladığı, davacının markasını tescil ettirdiği 13.04.2010 tarihinden bu yana, markanın tescil kapsamında kalan hizmetler için markasını kullandığı, bu durumun dahi “———–üzerinde hak sahipliğinin davacıya ait olduğunun gösterdiği, davacının markasının esas unsuru olan “—-” ibaresinin davalı taraça aynen ve —– şeklinde aynı hizmetlerde kullanıldığı, davalının marka kullanımında yer alan işaretin ayırt edicilik sağlamadığı, davacı tarafça davalının kullanımlarının SMK’nun 7/1-b maddesi uyarınca önlenmesinin talep edilebileceği, davalının ticaret unvanında —- ibaresinin yer almasının davalıya bu marka üzerinde markayla ilgili hak sağlamayacağı, her iki tarafın aynı ticari faaliyette bulunmaları nedeniyle ve ortalama tüketici kitlesine hitap etmelerinden dolayı markaların karıştırılma ihtimali bulunduğu, — ibaresinin ——-. sınıftaki mal ve hizmetler için zayıf marka niteliğinde de olmadığı, davalının eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda da haksız rekabet niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının “——-” ibarelerini iş evrakında, araçları üzerinde ,—- ——– ve alan adında markasal olarak kullanmak sureti ile davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine,
-Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ve önlenmesine,
-Davalının ticaret ünvanı kullanmak hakkı saklı kalmak şartı ile davacıya ait “—————– türlü ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere , internet üzerinde kullanmasının önlenmesine ve bunların toplatılarak hükmün kesinleşmesinden sonra masrafı davalıdan alınmak sureti ile imha edilmelerine ve araçlar üzerinden silinmesine,
-Davalının ——- adını kullanmasının yasaklanmasına ve alan adının iptaline,
-Karar kesinleştiğinde; hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak sureti ile ——— yapan bir gazetede bir kez yayınlanmasına,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden ———— gereğince takdir olunan —- ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline alan adının iptali davası üzerinden—– Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 71,80 TL harç, 193,20 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 5.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.265,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.