Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/1 E. 2019/229 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1
KARAR NO : 2019/229

DAVA : Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2015
KARAR TARİHİ : 12/09/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP/ Davacı vekili İstanbul Anadolu—-. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin 2008 yılından bu yana çeşitli televizyon kallarında yayınlanan —-” isimli programın yapımcısı olduğunu, davalı taraf ile yapılan anlaşma gereğince sözkonusu programın —- tarihleri arasında —– logolu televizyon kanalında yayınlandığını, müvekkilinin ilk yayın tarihi olan —- tarihinden itibaren tüm edimlerini yerine getirdiğini, karşılığında da —- tarih —-.bedelli fatura ile, —-tarih—- sıra nolu 245.440,00 TL.bedelli faturaların müvekkilince kesildiğini ve davalı tarafa teslim edildiğini, sözkonusu faturaların yayın bedellerine ilişkin olduğunu, davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerine İstanbul Anadolu—-.İcra Müdürlüğü’nün 2014/322 Esas ve 2014/320 Esas sayılı dosyaları ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının başlatılan icra takipleri ve ödeme emirlerine itiraz ettiğini, ancak yapmış olduğu itirazlara rağmen —- Esas sayılı dosya borcunun davalı tarafından dosyaya ödendiğini, — Esas sayılı dosya ile takibe konu alacağın ise halen ödenmemiş olduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuksuz olduğunu, davalının kötü niyetli olarak alacağın tahsilini geciktirmek amacı ile icra dosyasına itirazda bulunduğunu, müvekkilinin ve de davalı tarafın tacir olduğunu, TTK.md.21 uyarınca tacir olmanın iki önemli yükümlülüğü olduğunu, TTK.md.21/2 uyarınca faturayı alan kişinin, faturanın alındığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriğine itiraz etme hakkı olduğunu, aksi halde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağını, sözkonusu karinenin faturaya yazılı delil niteliği tanıdığını, dava konusu faturanın da davalı yana teslim edildiğini, davalı yanın 8 gün içerisinde itirazının bulunmadığını, bunun dışında taraflar arasında TTK.md.21/3 uyarınca birçok yayın anlaşmasına ve bedeline ilişkin e-posta yazışmaları olduğunu, 2013 yılında taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde Haziran———- arası üniversite tercih döneminde haftanın 7 günü, sonrasında ise—- arasında haftanın 1 günü program yapmak üzere toplam 60 bölüm üzerinden anlaşma sağlandığını, bu anlaşma karşılığında ise davalının, müvekkiline yapım bedeli olarak 400.000,00 TL.+KDV ödemeyi kabul ettiğini, sözkonusu mutabakata bağlı olarak —tarihinde yayınlara başlanmış olduğunu, 17/07/2013 tarihine kadar aralıksız her gün yayınlara devam edildiğini, ardından da Ekim ayının son haftasına kadar programın tatile girdiğini, davalının iddia ettiği gibi anlaşmanın 22 bölüm üzerinden olmadığını, toplamda 60 bölümlük anlaşmanın —— müvekkili arasında —- şahitliğinde gerçekleştiğini, anlaşmaya ilişkin sözleşmenin 01/07/2013 tarihinde —- vasıtasıyla gönderildiğini,—– sözleşmenin hukuk servisine iletildiğini ve görüşüldükten sonra müvekkiline gönderileceğini söylediğini, bu süreçte yayınlara başlandığını, 17/07/2013 tarihli yayında program sunucusu — tarafından yayın esnasında “…programın sonuna geldik… Biz—-sizlerle olacağız…Ekim ayının son haftasından itibaren hafta sonları yine evlerinize geleceğiz…” şeklinde anons yapılmış olduğunu, anonsun taraflar arasındaki mutabakat gereği davalının isteği ve iradesi ile yapılmış olduğunu, müvekkilinin ————–aylarında, Ekim ayındaki yayın planlanmasına ilişkin olarak davalı televizyon kanalı ile temasa geçtiğini, kanal yöneticilerinin değişmesi sebebiyle yeni yöneticelerden yayın planmasına ilişkin toplantı talep ettiğini, ayni yöneticinin kendisine devredilen bir eğitim programı olmadığını, müvekkilinin davalı şirkete güvenerek başka televizyon kanallarının tekliflerini kabul etmediğini, mağdur oldğunu, müvekkilinin Ekim ayında yayın yapmaya hazır olduğunu ve yayın planlanması için toplantı talep ettiğini, çok sayıda e-posta yazışması olduğunu, davalının ifadan kaçındığını, davalının iddia ettiği gibi faturanın müvekkiline iade edilmediğini, sonuç olarak toplamda—- bölümün davalıya ait televizyon kanalında yayınlandığını, bunun karşılığının da iki ayrı fatura ile belgelendirildiğini, davalının yalnızca tek bir fatura bedelini ödemiş olduğunu, müvekkiline ait programın — — – tarihleri arasında 22 gün canlı yayınlandığını, bir bölümün 20 dakika olduğu, davalıya ait televizyon kanalında programın bazı günler 40 dakikalık canlı yayın (2 bölüm), bazı günler ise 80 dakikalık (4 bölüm) canlı yayın yapılarak programın yayınlandığını, 24 Haziran – 2 Temmuz tarihleri arasında 7 günde toplam 14 bölüm, 3 Temmuz – 17 Temmuz arasında 15 günde 60 canlı bölüm yayını yapıldığını, toplamda 74 bölümün canlı olarak davalıya ait televizyon kanalında yayınlanmış olduğunu, yayın tablosunun davalı tarafından müvekkiline gönderildiğini, yapılan yayınların bedellerinin eksik ödendiğini belirterek davalının haksız ve hukuksuz olarak itiraz etmiş olduğu İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğü’nün 2014/322 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul Anadolu —-Asliye Ticaret Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmekle dosya mahkememize gönderilmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket aleyhinde İstanbul Anadolu—–İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyası ile başlatılan 226.560,00 TL.asıl alacak ve —.faiz alacağının toplamı olan 227.570,21 TL.tutarlı ödeme emrinin müvekkili şirket tarafından 14/01/2014 tarihinde tebellüğ edildiğini, davacının, sunuculuğunu —— program nedeniyle müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ancak müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, alacak iddiasına konu edilen programın satın alınan bölümlerin bedellerinin davacıya ödendiğini, davacıdan sadece 24/06/2013 – 17/07/2013 tarihleri arasında toplam 22 bölümün satın alındığını ve bölümlerin yayınlandığını, yayınlanan bölümlerin bedellerinin de davacıya ödendiğini, davacının da sözkonusu durumu dava dilekçesinde kabul etmiş olduğunu, satın alınan 22 bölüm dışında satın almadığı ve yayınlamadığı bölümlere ilişkin olarak davacıya bir borcu bulunmadığını, aksi yönde bir sözleşme, protokol, mutabakat gibi anlaşmaların da taraflar arasında mevcut olmadığını, buna rağmen davacının haksız kazanç sağlamak amacı ile müvekkili şirket aleyhine iki adet icra takibi başlatılmış olduğunu, bu icra takiplerinden İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası ile müvekkilinden 18/07/2013 tarihli faturaya dair istenen asıl alacak 245.440,00 TL.ve faiz alacağı 16.072,96 TL.bedelli ödeme emrine kısmen itiraz edilerek 272.533,66 TL.alacağın icra dosyasına ödendiğini, müvekkili şirketin bunun dışında davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, huzurdaki davaya konu olan ödeme emrine dayanak —- nolu — tarihli faturanın davacıya iade edildiğini, dolayısıyla davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu ve ispat edilemediğini, müvekkili şirketin ödemiş olduğu bölümler dışında davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, Yargıtay — HD.’nin 2013/18453 E,2014/1692 K.sayılı kararı uyarınca huzurdaki davada ispat yükünün davacıya ait olduğunu, davacının ise iddialarını ispatlayacak türde bir belgeyi dosyaya sunmamış olduğunu, davacının dosyaya sunduğunu iddia ettiği e-posta yazışmalarının dosya içeriğinde mevcut olmadığını, davacının iddialarının çelişkili olduğunu, müvekkili şirketin yapmış olduğu 22 adet programın yayınlandığının davacı tarafından ikrar edildiğini, davacının toplamda— bölüm için anlaşma yapıldığını ve —bölümün yayınlandığını iddia ettiğini, dolayısıyla iddialarının arasında tutarsızlık olduğunu, davacı tarafından talep edilen icra-inkar tazminatının şartlarının oluşmadığını, davacının kötü niyetli olarak işbu davayı ikame ettiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/ Dava; davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde davalının asıl alacağa, faize, faiz oranına ve tüm ferilere yönelik itirazının iptali ile %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına ilişkindir.
Dosyamız içerisine alınan İstanbul Anadolu—-.İcra Dairesi’nin 2014/322 Esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, borçlu aleyhine 226.560,00 TL asıl alacak (192.000,00 TL+34.560,00 TL KDV) ve 1.010,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 227.570,21 TL için ilamsız takip yapıldığı, takip tarihinin 09/01/2014, ödeme emrinin borçlu davalıya tebliğ tarihinin 14/01/2014 ve borçlu davalının takibe ve borca itiraz tarihinin 21/01/2014 olduğu, itirazın iptali davasının yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf davaya konu programın davalı şirkete ait televizyon kanalında gösterildiğine dair görüntü kayıtlarını dosyaya sunmuş, dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti 18/02/2019 tarihli raporlarında; dosya kapsamında bulunan dilekçeler, görüntü kayıtları ve belgelerden; davacı tarafa ait ——- televizyon programın davalıya ait “———————- tarihleri arasında yayınlandığı konusunda anlaşmazlık bulunmadığı; anlaşmazlığın sözkonusu tarihler arasında sözkonusu programın sözkonusu televizyon kanalında kaç bölümünün yayınlandığı hususunda olduğunu, mahkeme tarafından davacı taraf ile davalı taraf arasında olan hukuki ilişkinin ispatlandığı görüşü hasıl olması durumunda: “———————- adlı programın bir bölümünün yayınlanma bedeli (emsal telif bedeli) nin —–.(KDV hariç) olabileceği, 24/06/2013-17/07/2013 tarihleri arasında—– adlı programın davalıya ait —-kanalda —-bölümünün yayınlandığı; (davacı tarafın iddiasının ise 60 bölümün yayınlanması hususunda anlaşıldığı olduğu); davalı tarafın 18/07/2013 tarih——.(KDV Hariç) bedelli faturayı ödediği; sonuç olarak davacı tarafın talebi ile bağlı olarak bakiye yayın bedeli olan 192.000,00 TL.yi (davalı tarafından ödenmeyen 27/12/2013 tarih —–nolu faturaya istinaden) talep edebileceği yönünden görüş bildirmiştir.
Bilirkişi heyetince düzenlenen 24/07/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; dava dosyasında yer alan belgeler arasında davacı tarafın davalı tarafı takip tarihi olan 09/01/2014’den önce temerrüde düşürdüğüne dair yazılı bir delile rastlanmadığı, bu durumda davacı tarafından icra takibinde fatura tarihi olan———kadar geçen süre için —işlemiş faiz alacağı talep edilemeyeceği yönünden görüş hasıl olduğu, ————–.olduğu ve bu suretle toplam alacağın 226.560,00 TL.olduğu, mahkeme “icra inkar tazminatı”na hükmedilmesi koşullarının oluşmadığı kanaatinde ise; 226.560,00 TL.(KDV Dahil)’nin takip tarihi olan 09/01/2014’den itibaren (yıllık %11,75 ticari faiz oranından az olmamak üzere artan oranlarda) faizi ile icra takibinin devamı yönünde, mahkeme “icra inkar tazminatı” na hükmedilme koşullarının oluştuğu kanaatinde ise; ayrıca kabul edilen 226.560,00 TL.nin %20’si oranında hesaplanan 45.531,00 TL icra inkar tazminatına da hükmedilebileceğine dair görüş bildirilmiştir.
Toplanan deliller, tarafların beyanları ve bilirkişi raporları ile, davacı ile davalı arasında —– isimli programın davalıya ait — logolu televizyon kanalında gösterilmesi konusunda anlaşma yapıldığı, programın 20’şer dakikalık bölümler halinde Haziran 2013-Temmuz 2013 tarihleri arasında yayınlandığı, davalı tarafça bu süre içinde yalnızca 22 bölümün yayınlandığı iddia edilerek, buna ilişkin ödemenin —- numaralı ve KDV hariç 208.000,00 TL olarak dava konusu olmayan icra dosyasına ödendiği, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı sabit olmuştur. İddialarını ispat yükü davacı tarafta olmakla, kaç bölüm programın yayınlandığı ve bölüm başına ödenmesi gereken telif bedelinin ne kadar olduğu konularının ihtilaflı olması nedeniyle bu konuda mahkememizce dosya kapsamında bulunan deliller ışığında değerlendirme yapılmıştır. Davalı tarafça yalnızca 22 bölüm için anlaşma yapıldığı ve bu bölümlerin yayınlanması nedeniyle bedelinin davacıya ödendiği savunulduğundan, buna göre her bir bölüm için davacıya ödenmesi gereken ücretin —- olduğu sonucuna varılmıştır. Alınan bilirkişi raporu ile — tarihleri arasında her biri 20’şer dakika olmak üzere bazı günler birden fazla bölüm olmak üzere toplam 61 bölümün yayınlandığı, 22 bölüm için ödeme yapıldığı, davacının 60 bölüm için anlaşma yapıldığını beyan etmesi nedeniyle, buna göre davacıya 38 bölüm için daha ödeme yapılması gerektiği, davacının daha önce yaptığı ödemeye göre hesaplama yapılması halinde bulunan tutarın davacının talebinden fazla olduğu, davacının iddiasına göre ise tarafların 60 bölüm için 400.000,00 TL ödeme yapılacağı konusunda anlaştıkları, bu durumda her bir bölüm için 6.666,66 TL ödenmesi gerektiği, buna göre yine yayınlanan ve bedeli ödenmeyen 38 bölüm için yapılan hesaplamanın da davacının icra takibine konu ettiği alacak tutarından daha fazla olduğu, bu nedenle davalı tarafın icra takibini konu edilen 226.560,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının haksız olduğu, ancak daha önceden davacı tarafça davalının usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediğinden icra takip tarihine kadar olan süre için faiz talep edemeyeceği, bu nedenle davalı tarafın faize yönelik itirazının yerinde olduğu, her iki tarafın karşılıklı anlaşmalarına göre bölüm başına ödenecek tutarın ve kaç bölümün yayınlandığının taraflarca bilindiği, icra takibine konu olan asıl alacağın likit olduğu anlaşılmakla, asıl alacağa yönelik haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın %20’si kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davacının fazladan talep ettiği faizle ilgili kötü niyetli olarak talepte bulunmadığı anlaşıldığından, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceği sonucuna varılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğü’nün 2014/322 Esas sayılı dosyasında 226.560,00 TL.lik asıl alacağa yaptığı itirazın iptaline ve takibin bu meblağ üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizinin uygulanmasına, davacının fazlaya ilişkin 1.010,21 TL.lik talebinin reddine, asıl alacağın %20’si olan 45.312,00 TL.icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı aleyhine reddedilen kısım üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü’nün 2014/322 esas sayılı dosyasında 226.560,00 TL.lik asıl alacağa yaptığı itirazın İPTALİNE ve takibin bu meblağ üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizinin uygulanmasına,
2-Davacının fazlaya ilişkin 1.010,21 TL.lik talebinin REDDİNE,
3-Asıl alacağın %20’si olan 45.312,00 TL.icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı aleyhine reddedilen kısım üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5- Asıl alacak üzerinden 15.476,31 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 2.748,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.727,77 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı yararına kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre 19.543,60 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
-Davalı yararına red olunan miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre1.010,21 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 27,70 TL başvurma harcı, 2.748,54 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ile 231,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 6.011,34 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 5.951,23 TL sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapıldığı anlaşılan 25,50 TL.yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 0,26 TL sinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.